وَنَادَىٰ أَصْحَابُ الْجَنَّةِ أَصْحَابَ النَّارِ أَنْ قَدْ وَجَدْنَا مَا وَعَدَنَا رَبُّنَا حَقًّا فَهَلْ وَجَدْتُمْ مَا وَعَدَ رَبُّكُمْ حَقًّا ۖ قَالُوا نَعَمْ ۚ فَأَذَّنَ مُؤَذِّنٌ بَيْنَهُمْ أَنْ لَعْنَةُ اللَّهِ عَلَى الظَّالِمِينَ
Ve nada ashabül cenneti ashaben nari en kad vecedna ma veadena rabbüna hakkan fe hel vecedtüm ma veade rabbüküm hakka kalu neam fe ezzene müezzinüm beynehüm el la’netüllahi alez zalimın
Kelime
Anlamı
Kökü
وَنَادَىٰ
ve seslendi
أَصْحَابُ
halkı
الْجَنَّةِ
cennet
أَصْحَابَ
halkına
النَّارِ
ateş
أَنْ
ki
قَدْ
muhakkak
وَجَدْنَا
biz bulduk
مَا
şeyi
وَعَدَنَا
bize va’dettiğini
رَبُّنَا
Rabbimizin
حَقًّا
gerçek
فَهَلْ
mu?
وَجَدْتُمْ
siz buldunuz
مَا
şeyi
وَعَدَ
size va’dettiğini
رَبُّكُمْ
Rabbinizin
حَقًّا
gerçek
قَالُوا
dediler
نَعَمْ
evet
فَأَذَّنَ
ve seslendi
مُؤَذِّنٌ
bir ünleyici
بَيْنَهُمْ
aralarından
أَنْ
diye
لَعْنَةُ
la’neti
اللَّهِ
Allah’ın
عَلَى
üzerine olsun
الظَّالِمِينَ
zalimlerin

  • Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı:
    Cennet ehli, cehennem ehline biz, Rabbimiz bize neler vaadettiyse gerçek olarak hepsini bulduk, hepsini elde ettik, siz de Rabbinizin size vaadettiğini gerçek bir sûrette elde ettiniz mi diye nidâ eder, onlar da evet derler, derken aralarında bir münâdî, Allah’ın lâneti zâlimlere diye bağırır.

  • Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan:
    "Allah’ın rahmetinden mahrum kalıp cehennemde azap görmek, siz yaratılış gayesine aykırı hareket edenleredir"

  • Adem Uğur Adem Uğur:
    Cennet ehli cehennem ehline: Biz Rabbimizin bize vadettiğini gerçek bulduk, siz de Rabbinizin size vadettiğini gerçek buldunuz mu? diye seslenir. "Evet!" derler. Ve aralarından bir çağrıcı, Allah’ın lâneti zalimlerin üzerine olsun! diye bağırır.

  • Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi:
    Cennet halkı Nâr (ateş - radyasyon) ehline: "Rabbimizin bize söz verdiklerini hakkıyla bulduk... Rabbinizin söz verdiklerini hakkıyla buldunuz mu?" diye nida ettiler... Onlar da: "Evet" dediler... (Derken) aralarından bir seslenen: "Allâh lâneti zâlimler üzerinedir" diye ilan eder.

  • Ahmet Varol Ahmet Varol:
    ’Biz Rabbimizin bize vaad ettiğinin gerçek olduğunu gördük siz de Rabbinizin size vaad ettiğinin gerçek olduğunu gördünüz mü?’ diye seslenirler. Onlar ’Evet’ derler. O sırada bir seslenici ’Allah’ın laneti zalimlerin üzerinedir’ diye seslenir.

  • Ali Bulaç Ali Bulaç:
    Cennet halkı, ateş halkına (şöyle) seslenecekler: "Bize Rabbimiz’in vadettiğini gerçek buldunuz mu?" Onlar da: "Evet" derler. Bundan sonra içlerinden seslenen biri (şöyle) seslenecektir: "Allah’ın laneti zalimlerin üzerine olsun."

  • Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz:
    Bir de cennetlik olanlar cehennemliklere şöyle çağırırlar; "- Gerçekten biz, Rabbimizin bize vaad buyurduğu sevabı hak bulduk. Siz de Rabbinizin vaad buyurduğu cezayı hak buldunuz mu?" Onlar da: "- Evet, hak bulduk." derler. Bunun üzerine, iki topluluk arasında bir çağırıcı (Hz. İsrâfil Aleyhisselâm) şöyle nida eder (çağırır): "-Allah’ın lâneti zalimler üzerine olsun!"

  • Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı:
    Cennet ehli, cehennem ehline, “Rabbimizin bize vaad ettiklerinin gerçek olduğunu gördük; siz de Rabbinizin size vaad ettiklerini gerçekleşmiş buldunuz mu?” diye seslenir. “Evet!” derler. Aralarından bir çağrıcı, “Allah`ın lâneti zâlimlerin üzerine olsun!” diye bağırır.

  • Bekir Sadak Bekir Sadak:
    (44-45) Cennetlikler, cehennemlikleri: «Biz Rabbimizin bize vadettigini gercek bulduk, Rabbinizin size de vadettigini gercek buldunuz mu?» diye seslenirler, «Evet» derler. Aralarinda bir munadi, «Allah’in laneti Allah yolundan alikoyan, o yolun egriligini isteyen ve ahireti inkar eden zalimleredir» diye seslenir.

  • Celal Yıldırım Celal Yıldırım:
    Cennet yaranları, Cehennem yaranına şöyle seslenirler: «Gerçekten biz Rabbimizin bize va’dettiğini hak olarak bulduk. Siz de Rabbinizin size va’dettiğini hak olarak buldunuz mu?» Onlar, «evet...» derler ve hemen sonra aralarında bir çağrıcı, «Allah’ın laneti zâlimler üzerine!» diye seslenir.

  • Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu:
    Cennetlikler cehennemliklere: “Rabbimizin bize vaat ettiğini biz gerçek olarak gördük. Siz de Rabbinizin vaat ettiğini gerçek olarak gördünüz mü?” diye seslenirler. Onlar, “Evet” derler. O zaman aralarında bir davetçi: “Allah`ın lâneti zalimlere olsun!” diye seslenir.

  • Diyanet İşleri Diyanet İşleri:
    Cennetlikler cehennemliklere, "Rabbimizin bize va’dettiğini biz gerçek bulduk. Siz de Rabbinizin va’dettiğini gerçek buldunuz mu?" diye seslenirler. Onlar, "Evet" derler. O zaman aralarında bir duyurucu, "Allah’ın lâneti zalimlere!" diye seslenir.

  • Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı:
    Cennet ehli cehennem ehline: Biz Rabbimizin bize vadettiğini gerçek bulduk, siz de Rabbinizin size vadettiğini gerçek buldunuz mu? diye seslenir. «Evet!» derler. Ve aralarından bir çağrıcı, Allah’ın lâneti zalimlerin üzerine olsun! diye bağırır.

  • Edip Yüksel Edip Yüksel:
    Bahçe halkı cehennem halkına seslenir: "Efendimizin bize söz verdiğini gerçek olarak bulduk. Efendinizin size söz verdiğini siz de gerçek olarak buldunuz mu?" "Evet!" derler. Biri aralarında şunu ilan eder: "ALLAH’ın laneti zalimlerin üzerine olsun."

  • Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır:
    Cennet ehli, cehennem ehline: «Rabbimizin bize vaad ettiğini gerçek bulduk. Siz de Rabbinizin size vaad ettiğini gerçek buldunuz mu?» diye seslenirler. Onlar da «evet» derler. Bunun üzerine aralarında bir çağırıcı şöyle seslenir: «Allah’ın laneti zalimler üzerine olsun!

  • Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran:
    Cennetlikler, cehennemliklere seslenerek, «Biz Rabbimizin bize vadettiklerini gerçekleşmiş bulduk, siz de Rabbinizin size yönelik vaadlerini gerçekleşmiş buldunuz mu?» derler. Cehennemlikler «evet» derler. Bu sırada aralarından biri yüksek sesle şöyle bağırır, «Allah’ın lâneti zalimlerin üzerine olsun.»

  • Gültekin Onan Gültekin Onan:
    Cennet halkı, ateş halkına (şöyle) seslenecek: "Bize rabbimizin vadettiğini gerçek buldunuz mu?" Onlar da: "Evet" derler. Bundan sonra içlerinden seslenen biri (şöyle) seslenecektir: "Tanrı’nın laneti zalimlerin üzerine olsun."

  • Harun Yıldırım Harun Yıldırım:
    Cennetlikler de cehennemliklere: "Rabbimizin bize vaadettiğini gerçek bulduk; siz de Rabbinizin vaadettiğini gerçek buldunuz mu?" diye seslenirler. Onlar da: "Evet." derler ve bir münadi: "Allah’ın laneti zalimlerin üzerine olsun." diye seslenir.

  • Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay:
    Cennet yârânı, ateş yaranına (cehennemliklere): «Rabbimizin bize va’detdiğini hak bulduk. Siz de Rabbinizin (tehdîd olarak) bildirdiğini (cezayı) gerçek buldunuz mu?» diye nida eder (ler). Onlar da: «Evet (öyle bulduk)» derler. Bunun üzerine aralarında bir münâdî: «Allahın lâ’neti zaalimlerin tepesine» diye ünler.

  • Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat:
    Nihâyet Cennet ehli, Cehennem ehline: `(Biz) gerçekten Rabbimizin bize va`d ettiğini hak olarak bulduk; artık (siz de) Rabbinizin size va`d ettiğini hak olarak buldunuz mu?` diye seslenirler. (Onlar da:) `Evet!` derler. Bunun üzerine bir münâdî aralarında: `Allah`ın lâ`neti zâlimlerin üzerine olsun!` diye nidâ eder.

  • İbn-i Kesir İbn-i Kesir:
    Cennet ashabı, cehennem ashabına: Rabbımızın bize vaadettiğini hak bulduk. Siz de rabbınızın size vaadettiğini hak buldunuz mu? diye seslendiler.

  • İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz:
    Cennette olanlar cehennemde olanlara "Biz Rabbimizin vaat ettiklerini gerçek bulduk, sizde Rabbinizin size vaat ettiklerini gerçek buldunuz mu?" diye seslenirler. Onlarda "Evet" derler. İçlerinden birisi "Allah’ın laneti haksızlık yapanların üzerine olsun" diye bağırır.

  • İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr:
    Ve cennet ehli, ateş (cehennem) ehline seslendi. "Biz, Rabbimizin bize vaadettiğini hak olarak bulduk. Siz de, Rabbimizin size vaadettiğini hak olarak buldunuz mu?" "Evet" dediler. O zaman onların arasından bir müezzin (münadi, seslenme görevi olan kişi) seslendi: "Allah’ın lâneti zalimlerin üzerine olsun."

  • Kadri Çelik Kadri Çelik:
    Cennet ehli, ateş ehline, "Biz Rabbimizin bize vaat ettiğini gerçek bulduk, siz de Rabbinizin vaat ettiğini gerçek buldunuz mu?" diye seslenirler. (Onlar,) "Evet" derler. Aralarında bir münadi, "Allah’ın lâneti zalimlerin üzerine olsun" diye seslenir.

  • Muhammed Esed Muhammed Esed:
    Ve cennetlikler, ateşliklere, "Rabbimiz bize ne söz verdiyse, bütünüyle gerçekleşmiş bulduk; ya siz, siz de Rabbinizin size vaat ettiği şeyi gerçekleşmiş buldunuz mu?" diye seslenecekler. (Berikiler): "Ah, evet!" diye karşılık verecekler. Bunun üzerine içlerinden bir ses haykıracak: "Allahın laneti, zalimlere elverir,

  • Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu:
    Ve cennetlikler cehennemliklere: "Rabbimiz bize ne vaad ettiyse hepsini gerçekleşmiş bulduk; siz de Rabbinizin size vaad ettiklerinin hepsini gerçekleşmiş buldunuz mu?" diye seslenecekler. "Evet!.." diye cevap verecekler. Bunun üzerine içlerinden bir münadi haykıracak: "Allah lanet etsin tüm zalimlere!..

  • Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen:
    Ve Cennet ashâbı, Cehennem ehline nidâ edip: «Rabbimizin bize vaad ettiğini biz şüphe yok ki hak bulduk, siz de Rabbinizin vaad ettiğini hak buldunuz mu?» diye soracaklar. Onlar da, «Evet» diyecekler. Derken aralarında bir münâdi: «Allah Teâlâ’nın lâneti zalimlerin üzerinedir» diye nidâ etmiş olacaktır.

  • Ömer Öngüt Ömer Öngüt:
    Cennetlikler cehennemliklere: "Biz Rabbimizin bize vâdettiğini gerçek bulduk. Siz de Rabbinizin size vâdettiğini gerçek buldunuz mu?" diye seslenirler. Onlar da: "Evet gerçek bulduk. " derler. Aralarında bir münâdî: "Allah’ın lâneti zâlimlerin üzerine olsun!" diye seslenir.

  • Sadık Türkmen Sadık Türkmen:
    Cennet halkı ateş halkına seslendiler: "Biz, Rabbimizin bize vadettiğini gerçek olarak bulduk; siz de Rabbinizin vadettiğini gerçek olarak buldunuz mu?" Onlar da: "Evet" dediler. Aralarından bir çağırıcı seslendi: "Allah’ın lâneti zalimlerin üzerine olsun!

  • Seyyid Kutub Seyyid Kutub:
    Cennetlikler, cehennemliklere seslenerek, «Biz Rabbimizin bize vadettiklerini gerçekleşmiş bulduk, siz de Rabbinizin size yönelik vaadlerini gerçekleşmiş buldunuz mu?» derler. Cehennemlikler «evet» derler. Bu sırada aralarından biri yüksek sesle şöyle bağırır, «Allah’ın lâneti zalimlerin üzerine olsun.»

  • Suat Yıldırım Suat Yıldırım:
    (44-45) Cennetlikler cehennemliklere: "Biz, Rabbimizin bize vâd ettiği şeylerin gerçek olduğunu gördük; siz de Rabbinizin size vâd ettiklerinin gerçekleştiğini gördünüz mü?" deyince onlar: "Evet" diye cevap verirler. Derken bir görevli aralarında: "Allah’ın lâneti o zalimlere olsun ki onlar insanları Allah yolundan uzaklaştırır, onu eğri büğrü göstermek isterlerdi ve onlar âhireti de inkâr ederlerdi." diye nida eder.

  • Süleyman Ateş Süleyman Ateş:
    Cennet halkı, ateş halkına seslendi: "Rabbimizin bize va’dettiğini biz gerçek bulduk. Siz de Rabbinizin size va’dettiğini gerçek buldunuz mu?" (Onlar da): "Evet", dediler ve aralarından bir ünleyici: "Allâh’ın la’neti zâlimlerin üzerine olsun!" diye ünledi.

  • Şaban Piriş Şaban Piriş:
    (44-45) Cennet ehli, cehennem ehline (şöyle) seslenir: -Biz, Rabbimizin bize vaad ettiğinin gerçek olduğunu gördük. Siz de Rabbinizin vaadini gerçek buldunuz mu? Onlar da: -Evet! derler. Aralarında bir münâdi: -Allah’ın laneti; ahireti inkar ederek, (insanları) Allah’ın yolundan saptıran zalimlerin üzerinedir! diye seslenir.

  • Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an:
    Cennet halkı, ateş halkına (şöyle) seslenecekler: «Bize Rabbimizin vadettiğini gerçek olarak bulduk; siz de Rabbinizin vadettiğini gerçek buldunuz mu?» Onlar da: «Evet» derler. Bundan sonra içlerinden seslenen biri (şöyle) seslenecektir: «Allah’ın laneti zalimlerin üzerine olsun.»

  • Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk:
    Cennet halkı ateş halkına şöyle seslenir: "Biz, Rabbimizin bize vaat ettiğini gerçek bulduk. Peki siz, Rabbinizin size vaat ettiğini gerçek buldunuz mu?" Onlar, "evet" derler. Aralarında bir duyurucu şunu ilan eder: "Allah’ın laneti zalimlerin üzerine olsun!"

  • Yusuf Ali (İngilizce) Yusuf Ali (İngilizce):
    The Companions of the Garden will call out to the Companions of the Fire: "We have indeed found the promises of our Lord to us true: Have you also found Your Lord´s promises true?" They shall say, "Yes"; but a crier shall proclaim between them: "The curse of Allah is on the wrong-doers;-