وَالَّذِينَ جَاءُوا مِنْ بَعْدِهِمْ يَقُولُونَ رَبَّنَا اغْفِرْ لَنَا وَلِإِخْوَانِنَا الَّذِينَ سَبَقُونَا بِالْإِيمَانِ وَلَا تَجْعَلْ فِي قُلُوبِنَا غِلًّا لِلَّذِينَ آمَنُوا رَبَّنَا إِنَّكَ رَءُوفٌ رَحِيمٌ
Velleziyne cau min ba’dihim yekulune rabbenağfir lena ve liıhvaninelleziyne sebekuna bil’iymani ve la tec’al fiy kulubina ğullen lilleziyne amenu rabbena inneke raufun rahıymun.
Kelime
Anlamı
Kökü
وَالَّذِينَ
kimseler
جَاءُوا
gelen(ler)
مِنْ
بَعْدِهِمْ
onlardan sonra
يَقُولُونَ
derler ki
رَبَّنَا
Rabbimiz
اغْفِرْ
bağışla
لَنَا
bizi
وَلِإِخْوَانِنَا
ve kardeşlerimizi
الَّذِينَ
سَبَقُونَا
bizden önce
بِالْإِيمَانِ
inanmış olan
وَلَا
ve
تَجْعَلْ
bırakma
فِي
قُلُوبِنَا
kalblerimizde
غِلًّا
bir kin
لِلَّذِينَ
karşı
امَنُوا
inananlara
رَبَّنَا
Rabbimiz
إِنَّكَ
elbette sen
رَءُوفٌ
çok şefkatli
رَحِيمٌ
çok merhametlisin

  • Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı:
    Ve onlardan sonra gelenler de Rabbimiz derler, suçlarımızı ört bizim ve bizden önce inanan kardeşlerimize ve inananlara karşı gönlümüze bir kin, bir haset verme; Rabbimiz, şüphe yok ki sen esirgeyicisin, rahîmsin.

  • Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan:
    ’Rabbimiz, bizi ve bizden önce iman ile öne geçmiş kardeşlerimizi koruma kalkanına al, bağışla. Kalplerimizde iman edenlere karşı hiçbir kin bırakma. Rabbimiz, sen çok şefkatli, engin merhamet sahibisin.’ diyen nesillerindir.

  • Adem Uğur Adem Uğur:
    Bunların arkasından gelenler şöyle derler: Rabbimiz! Bizi ve bizden önce gelip geçmiş imanlı kardeşlerimizi bağışla; kalplerimizde, iman edenlere karşı hiçbir kin bırakma! Rabbimiz! Şüphesiz ki sen çok şefkatli, çok merhametlisin!

  • Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi:
    Onlardan, sonra gelenler şöyle derler: "Rabbimiz! Bizi ve imanda bizden öne geçmiş olan kardeşlerimizi mağfiret et, kalplerimizde iman etmiş olanlar için hatalı düşünce ve duygu oluşturma... Rabbimiz! Muhakkak ki sen Raûf’sun, Rahıym’sin."

  • Ahmet Varol Ahmet Varol:
    ’Rabbimiz! Bizi ve imanda bizi geçen kardeşlerimizi bağışla. İman edenlere karşı kalplerimize bir kin koyma. Rabbimiz! Şüphesiz sen şefkatlisin, merhametlisin.’

  • Ali Bulaç Ali Bulaç:
    Bir de onlardan sonra gelenler, derler ki: "Rabbimiz, bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla ve kalplerimizde iman edenlere karşı bir kin bırakma. Rabbimiz, gerçekten Sen, çok şefkatlisin, çok esirgeyicisin."

  • Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz:
    Onlardan (Muhacirlerle Ensar’dan) sonra gelenler şöyle derler: "- Ey Rabbimiz! Bizi ve iman ile bizden evvel geçmiş olan kardeşlerimizi bağışla; iman etmiş olanlar için kalblerimizde bir kin bırakma. Ey Rabbimiz! Muhakkak ki sen, Raûf’sun= çok şefkatlisin, Rahîm’sin= çok merhametlisin."

  • Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı:
    “Ey Rabbimiz! Bizi ve bizden önce inanan kardeşlerimizi bağışla. Kalplerimizde, inananlara karşı hiçbir kin bırakma! Ey Rabbimiz! Şüphesiz sen çok şefkatlisin; çok merhametlisin.

  • Bekir Sadak Bekir Sadak:
    Onlardan sonra gelenler: «Rabbimiz! Bizi ve bizden once inanmis olan kardeslirimizi bagisla; kalbimizde muminlere karsi kin birakma; Rabbimiz! suphesiz Sen sefkatlisin, merhametlisin» derler.

  • Celal Yıldırım Celal Yıldırım:
    Bunlardan sonra (imânları uğruna hicret edip) gelenler ise, «ey Rabbimiz! Bizi ve bizden önce imân eden kardeşlerimizi bağışla. Kalblerimizde imân edenlere karşı kin bırakma. Rabbimiz! Şüphesiz ki sen çok şefkatli ve çok merhametlisin» (dediler).

  • Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu:
    Onlardan (Muhacirlerle Ensar`dan) sonra gelenler şöyle derler: “Ey Rabbimiz! Bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla! Kalplerimizde, iman edenlere karşı kin bırakma! Ey Rabbimiz! Şüphesiz ki sen çok şefkatli, çok merhametlisin!”

  • Diyanet İşleri Diyanet İşleri:
    Onlardan sonra gelenler ise şöyle derler: "Ey Rabbimiz! Bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla. Kalplerimizde, iman edenlere karşı hiçbir kin tutturma! Ey Rabbimiz! Şüphesiz sen çok esirgeyicisin, çok merhametlisin."

  • Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı:
    Bunların arkasından gelenler şöyle derler: Rabbimiz! Bizi ve bizden önce gelip geçmiş imanlı kardeşlerimizi bağışla; kalplerimizde, iman edenlere karşı hiçbir kin bırakma! Rabbimiz! Şüphesiz ki sen çok şefkatli, çok merhametlisin!

  • Edip Yüksel Edip Yüksel:
    Onlardan sonra gelenler, "Efendimiz, bizi ve bizden önce gerçeği onaylamış olan kardeşlerimizi bağışla; kalbimizi gerçeği onaylayanlara karşı kin beslemekten koru. Efendimiz, sen şefkatlisin, Rahimsin" derler.

  • Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır:
    Onlardan sonra gelenler derler ki: «Rabbimiz, bizi ve bizden önce inanan kardeşlerimizi bağışla, kalplerimizde inananlara karşı bir kin bırakma! Rabbimiz! Sen çok şefkatli, çok merhametlisin!»

  • Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran:
    Onlardan sonra gelenler derler ki: «Rabbimiz, bizi ve bizden önce inanan kardeşlerimizi bağışla, kalplerimizde inananlara karşı bir kin bırakma! Rabbimiz sen çok şefkatli, çok merhametlisin!»

  • Gültekin Onan Gültekin Onan:
    Bir de onlardan sonra gelenler derler ki: "Rabbimiz, bizi ve bizden önce inanmış olan kardeşlerimizi bağışla ve kalplerimizde inananlara karşı bir kin bırakma rabbimiz; gerçekten sen çok şefkatlisin, çok esirgeyicisin."

  • Harun Yıldırım Harun Yıldırım:
    Bir de onlardan sonra gelenlere aittir –ki onlar: "Rabbimiz, bizi ve bizden önce iman etmiş kardeşlerimizi bağışla ve kalplerimizde iman edenlere karşı bir kin bırakma! Rabbimiz gerçekten sen Rauf’sun, Rahim’sin." derler.

  • Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay:
    Bunların arkasından gelenler (şöyle) derler: «Ey Rabbimiz, bizi ve îman ile daha önden bizi geçmiş olan (dîn) kardeşlerimizi yarlığa îman etmiş olanlar için kalblerinizde bir kîn bırakma. Ey Rabbimiz, şübhesiz ki sen çok esirgeyicisin, çok merhametlisin».

  • Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat:
    Onlardan (Muhâcirlerle Ensâr`dan) sonra gelenler ise derler ki: `Rabbimiz! Bize ve îmân (ciheti) ile bizi geçmiş olan kardeşlerimize mağfiret eyle! Kalblerimizde îmân edenlere karşı bir kin bırakma! Rabbimiz! Şübhesiz ki sen, Raûf (çok şefkat eden)sin, Rahîm (çok merhamet eden)sin!`

  • İbn-i Kesir İbn-i Kesir:
    Onlardan sonra gelenler ise derler ki: Rabbımız, bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla. Ve iman etmiş olanlar için kalblerimizde kin bırakma. Rabbımız, muhakkak ki Sen; Rauf’sun, Rahim’sin.

  • İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz:
    (Medinelilerden) Sonra gelen muhacirler de "Ey Rabbimiz! Bizi ve bizi iman ile geçmiş kardeşlerimizi (ensarı) bağışla, iman edenlere karşı kalplerimizde bir kin bırakma. Rabbimiz sen çok şefkatli ve merhametlisindir" diye dua ederler.

  • İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr:
    Ve onlardan sonra gelenler: "Rabbimiz bizi ve bizden önce îmân ile geçmiş (göç etmiş) olan kardeşlerimizi mağfiret et. Ve kalplerimizde âmenû olanlara karşı kin bırakma. Rabbimiz, muhakkak ki Sen; Rauf’sun, Rahîm’sin." derler.

  • Kadri Çelik Kadri Çelik:
    Bir de onlardan sonra gelenler derler ki: "Rabbimiz! Bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla ve kalplerimizde iman etmiş olanlara karşı bir kin bırakma. Rabbimiz! Gerçekten sen çok şefkatlisin, çok esirgeyicisin."

  • Muhammed Esed Muhammed Esed:
    Onlardan sonra gelenler, "Ey Rabbimiz!" diye yalvarırlar, "Bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla ve imana ermiş olan(lardan hiçbiri)ne karşı kalplerimizde yersiz ve uygunsuz düşünce veya duygulara yer bırakma. Ey Rabbimiz! Sen şefkat Sahibisin, rahmet kaynağısın!"

  • Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu:
    Onlardan sonra gelenler şöyle yakarırlar: "Rabbimiz! Bizi ve bizden önce imanla göçüp gitmiş olanları bağışla! İman edenlere ilişkin gönlümüzde en küçük bir kin bırakma! Rabbimiz! Şüphe yok ki Sen çok şefkatli, çok merhametlisin!

  • Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen:
    Ve o kimseler ki bunlardan sonra gelmişlerdir. Derler ki: «Ey Rabbimiz! Bizim için ve imân ile bizi geçmiş olan kardeşlerimiz için mağfiret buyur ve bizim kalblerimizde imân etmiş olanlar için bir kin bulundurma. Ey Rabbimiz! Şüphe yok ki Sen çok esirgeyicisin, çok rahmet sahibisin.»

  • Ömer Öngüt Ömer Öngüt:
    Bunların ardından gelenler de şöyle derler: "Ey Rabbimiz! Bizi ve iman ile daha önce bizi geçmiş din kardeşlerimizi bağışla. Kalplerimizde inananlara karşı hiçbir kin bırakma. Ey Rabbimiz! Şüphesiz ki sen çok şefkatli, çok merhametlisin. "

  • Sadık Türkmen Sadık Türkmen:
    Onlardan sonra gelenler ise şöyle derler: "Ey Rabbimiz! Bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla! Kalplerimizde iman edenlere karşı hiçbir kin bırakma! Ey Rabbimiz! Şüphesiz Sen çok esirgeyicisin, çok merhametlisin."

  • Seyyid Kutub Seyyid Kutub:
    «Rabbimiz, bizi ve bizden önce inanan kardeşlerimizi bağışla, kalplerimizde inananlara karşı bir kin bırakma! Rabbimiz sen çok şefkatli, çok merhametlisin!»

  • Suat Yıldırım Suat Yıldırım:
    Onlardan sonra gelenler (başta muhacirler olarak, kıyamete kadar gelecek müminler): "Ey kerim Rabbimiz, derler, bizi ve bizden önceki mümin kardeşlerimizi affeyle! İçimizde müminlere karşı hiçbir kin bırakma! Duamızı kabul buyur ya Rabbenâ, çünkü Sen raufsun, rahîmsin!" (şefkat ve ihsanın son derece fazladır).

  • Süleyman Ateş Süleyman Ateş:
    Onlardan sonra gelenler derler ki: "Rabbimiz, bizi ve bizden önce inanmış olan kardeşlerimizi bağışla, kalblerimizde inananlara karşı bir kin bırakma! Rabbimiz, Sen çok şefkatli çok merhametlisin!"

  • Şaban Piriş Şaban Piriş:
    Onlardan sonra gelenler de: -Rabbimiz, bizi ve bizden önce iman eden kardeşlerimizi bağışla, kalbimizde iman edenlere karşı bir kin bırakma! Rabbimiz, sen çok şefkatli, çok merhametlisin! dediler.

  • Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an:
    Bir de onlardan sonra gelenler, derler ki: «Rabbimiz, bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla ve kalplerimizde iman etmiş olanlara karşı bir kin bırakma. Rabbimiz, gerçekten sen, çok şefkatlisin, çok esirgeyicisin.»

  • Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk:
    Onlardan sonra gelenler de şöyle derler: "Rabbimiz! Bizi ve bizden önce iman etmiş kardeşlerimizi affet; kalplerimizde, inananlara karşı bir düşmanlık bırakma! Rabbimiz, sen çok şefkatli, çok merhametlisin!"

  • Yusuf Ali (İngilizce) Yusuf Ali (İngilizce):
    And those who came after them say: "Our Lord! Forgive us, and our brethren who came before us into the Faith, and leave not, in our hearts, rancour (or sense of injury) against those who have believed. Our Lord! Thou art indeed Full of Kindness, Most Merciful."