Abdulbaki GölpınarlıAbdulbaki Gölpınarlı:
Onların delillerimi görüp beni anmak husûsunda gözleri perdelenmişti ve Kur’ân’ı dinlemeye tahammülleri yoktu onların.
Abdullah ParlıyanAbdullah Parlıyan:
Onlar ki, beni anmaya karşı gözleri perde içinde idi ve Kur’ân’ı dinlemeye de tahammülleri yoktu.
Adem UğurAdem Uğur:
Ve, gözleri beni görmeye kapalı bulunan, kulak vermeye de tahammül edemez olan kâfirleri o gün cehennemle yüz yüze getirmişizdir.
Ahmed HulusiAhmed Hulusi:
Onların, Benim zikrim (hatırlanmam) konusunda, basîretleri perdeliydi! Dinleyip algılamaya da kapasiteleri yetmiyordu!
Ahmet VarolAhmet Varol:
Onlar ki gözleri benim zikrime karşı perde içindeydi ve (Kur’an’ı) dinlemeye katlanamıyorlardı.
Ali BulaçAli Bulaç:
Ki onlar, Beni zikretme (konusun)da gözleri bir perde içindeydi. (Kur’an’ı) dinlemeye katlanamazlardı.
Ali Fikri YavuzAli Fikri Yavuz:
Onlar, kâfirlerdir ki, gözleri beni hatırlatan âyetlerimden bir perde içinde idi ve (kelâmımı) işitmeğe de tahammül edemiyorlardı.
Bayraktar BayraklıBayraktar Bayraklı:
(100-101) Dünyada iken gözleri beni hatırlatan her şeye karşı perdeli, kulak vermeye de dayanamayan kâfirleri, o gün cehennemle yüz yüze getireceğiz.
Bekir SadakBekir Sadak:
(100-10) 1 Gozleri bizim ogudumuze karsi kapali olan ve ofkelerinden onu dinlemeye tahammul edemeyen kafirlere o gun cehennemi oyle bir gosteririrz ki!
Celal YıldırımCelal Yıldırım:
(100-101) Beni anmak (öğüdümü kabullenmek) hususunda gözle/i perdeli olup (Kur’ân’ı) dinlemeye tahammülleri olmayan kâfirlere o gün Cehennem’i gösterip karşı karşıya getiririz.
Cemal KülünkoğluCemal Külünkoğlu:
(100-101) O gün cehennemi, hakikati görmek hususunda gözleri perdeli olan, (Kur`an`ı) dinlemeye tahammül edemeyen inkârcıların karşısına dikeceğiz.
Diyanet İşleriDiyanet İşleri:
(100-101) O gün cehennemi; gözleri Zikr’ime (Kur’an’a) karşı perdeli olan ve onu dinleme zahmetine dahi katlanamayan kâfirlerin karşısına (bütün dehşetiyle) dikeriz!
Diyanet VakfıDiyanet Vakfı:
(100-101) Ve, gözleri beni görmeye kapalı bulunan, kulak vermeye de tahammül edemez olan kâfirleri o gün cehennemle yüz yüze getirmişizdir.
Edip YükselEdip Yüksel:
Onlar ki mesajıma karşı gözleri perdeliydi, dinleyemezlerdi de…
Elmalılı Hamdi YazırElmalılı Hamdi Yazır:
Onlar ki, beni hatırlatan âyetlerimden gözleri bir örtü içindeydi. İşitmeye de tahammül edemiyorlardı.
Fizil-al il KuranFizil-al il Kuran:
Dünyada onların gözlerini, bizi hatırlarına getirmelerini engelleyen bir perde örtmüştü ve kulakları da işitme yeteneğini yitirmişti.
Gültekin OnanGültekin Onan:
Ki onlar, beni zikretme (konusun)da gözleri bir perde içindeydi. (Kuran’ı) dinlemeye katlanamazlardı.
Harun YıldırımHarun Yıldırım:
Ve, gözleri beni görmeye kapalı bulunan, kulak vermeye de tahammül edemez olan kâfirleri o gün cehennemle yüz yüze getirmişizdir.
Hasan Basri ÇantayHasan Basri Çantay:
(100-101) Beni anmak (hakıykatı görmek) hususunda gözleri perdeli olan, (Kur’ânı) dinlemiye tahammül edemeyen kâfirlere o gün cehennemi öyle bir göstereceğiz ki!
Hayrat NeşriyatHayrat Neşriyat:
Onlar ki, beni anmaktan (ve âyetlerimi görmekten) gözleri bir perde içinde idi ve(Kur`ân`ı) dinlemeye tahammül edemiyorlardı.
İbn-i Kesirİbn-i Kesir:
Onların gözleri Bizim öğüdümüze karşı kapalıdır ve öfkelerinden onu dinlemeye tahammül edemezler.
İlyas Yorulmazİlyas Yorulmaz:
O inkâr edenler dünyada iken, benim hatırlatmalarımı görmemek için, gözlerine örtü çekmişler ve (Kur’an’ı) dinlemek için de hiçbir çaba göstermemişlerdi.
İskender Ali Mihrİskender Ali Mihr:
Onlar, gözleri "Beni zikretmekten" perdeli olanlardır. Ve onlar, (Beni) işitmeye muktedir olamadılar.
Kadri ÇelikKadri Çelik:
Onlar, gözleri beni anmaktan bir perde içinde olan ve işitmeye tahammül edemeyen kimselerdi.
Muhammed EsedMuhammed Esed:
O inkarcılar ki, (gerçeğin sesini) işitmeye katlanamadıklarından ötürü gözlerine Beni hatırlatıcı şeylere karşı perde çekilmişti.
Mustafa İslamoğluMustafa İslamoğlu:
Onlar öyle kimselerdi ki; beni hatırlatan (her şeye) karşı gözlerine bir perde çekilmişti, üstelik onlar işitmeye de yanaşmıyorlardı.
Ömer Nasuhi BilmenÖmer Nasuhi Bilmen:
(100-101) Ve o gün cehennemi kâfirler için bir gösterişle göstermişizdir. Onlar ki, gözleri benim zikrimden bir perdede idi ve işitmeğe de kâdir olmaz olmuşlardı.
Ömer ÖngütÖmer Öngüt:
Onlar ki gözleri bizim öğüdümüze karşı kapalı idi ve öfkelerinden onu dinlemeye tahammül edemezlerdi.
Sadık TürkmenSadık Türkmen:
Onlar ki gözleri, Beni hatırlatan (doğadaki) ayetleri görmek istemiyorlardı ve (okunan ayetlerimizi de) dinlemeye tahammül edemiyorlardı.
Seyyid KutubSeyyid Kutub:
Dünyada onların gözlerini, bizi hatırlarına getirmelerini engelleyen bir perde örtmüştü ve kulakları da işitme yeteneğini yitirmişti.
Suat YıldırımSuat Yıldırım:
(100-101) Gözleri Benim kitabım karşısında perdeli olup, Kur’ân’ı dinlemeye tahammül edemeyen kâfirlere, o gün cehennemi gösteririz, cehennemle karşı karşıya koyarız onları.
Süleyman AteşSüleyman Ateş:
Onlar ki beni anmağa karşı gözleri perde içinde idi ve (Kur’ân’ı) dinlemeğe tahammül edemezlerdi.
Şaban PirişŞaban Piriş:
Onların gözleri öğütlerime/uyarılarıma karşı örtülü ve kulakları da duymuyordu.
Tefhim-ul Kur'anTefhim-ul Kur'an:
Ki onlar, beni zikretme (konusun)da gözleri bir perde içindeydi, (Kur’an’ı) dinlemeye katlanamazlardı.
Yaşar Nuri ÖztürkYaşar Nuri Öztürk:
Onlar, gözleri benim zikrim/Kur’anım karşısında perde içinde olan insanlardı. Dinlemeye dayanamıyorlardı.
Yusuf Ali (İngilizce)Yusuf Ali (İngilizce):
(Unbelievers) whose eyes had been under a veil from remembrance of Me, and who had been unable even to hear.