Abdulbaki GölpınarlıAbdulbaki Gölpınarlı:
Ve suçlular cehennemi görürler de içine düşeceklerini anlarlar ama oradan savuşup gidecek bir yer bulamazlar.
Abdullah ParlıyanAbdullah Parlıyan:
Ve günahlara batmış olanlar, cehennemi görürler de, içine düşeceklerini anlarlar, ama ondan kaçıp kurtulmak için bir yol bulamayacaklar.
Adem UğurAdem Uğur:
Suçlular ateşi görür görmez, orayı boylayacaklarını iyice anladılar; ondan kurtuluş yolu da bulamadılar.
Ahmed HulusiAhmed Hulusi:
Suçlular ateşi gördüler de, artık onun içine kesin düşeceklerini bildiler... Ateş dışında gidebilecekleri bir yol yoktu!
Ahmet VarolAhmet Varol:
Suçlular ateşi görürler ve onun içine kendilerinin düşeceklerini anlarlar. Fakat ondan kaçacak bir yer de bulamazlar.
Ali BulaçAli Bulaç:
Suçlu-günahkarlar ateşi görmüşlerdir, artık içine kendilerinin gireceklerini de anlamışlardır; ancak ondan bir kaçış yolu bulamamışlardır.
Ali Fikri YavuzAli Fikri Yavuz:
Günahkârlar, ateşi görmüşler de artık ona düşeceklerini anlamışlardır; fakat ondan savuşacak bir yer bulamamışlardır.
Bayraktar BayraklıBayraktar Bayraklı:
Suçlular ateşi görecekler ve oraya düşmekte olduklarını anlayacaklar; ondan kurtuluş yolu da bulamayacaklardır.
Bekir SadakBekir Sadak:
Suclular atesi gorurler ve ona duseceklerini anlarlar, fakat ondan kacacak yer bulamazlar.
Celal YıldırımCelal Yıldırım:
Günahkâr suçlular Cehennem’i görürler de ona düşeceklerini iyice anlarlar, ama bundan çevrilip kurtulacak bir yer bulamıyacaklar.
Cemal KülünkoğluCemal Külünkoğlu:
O gün suçlular cehennem ateşini görünce oraya atılacaklarını anlayacaklar, fakat oradan dönecek (sığınacak) başka bir yer da bulamayacaklar.
Diyanet İşleriDiyanet İşleri:
Suçlular (o gün) ateşi görünce, onun içine düşeceklerini iyice anlayacaklar ve ondan kurtuluş yolu da bulamayacaklardır.
Diyanet VakfıDiyanet Vakfı:
Suçlular ateşi görür görmez, orayı boylayacaklarını iyice anladılar; ondan kurtuluş yolu da bulamadılar.
Edip YükselEdip Yüksel:
Suçlular ateşi gördüler ve içine düşeceklerini anladılar; ondan kaçacak bir yer de bulamadılar.
Elmalılı Hamdi YazırElmalılı Hamdi Yazır:
Günahkârlar ateşi görmüşler de artık ona düşeceklerini anlamışlardır. Fakat ondan kaçıp sığınacak bir yer bulamazlar.
Fizil-al il KuranFizil-al il Kuran:
Günahkârlar cehennem ateşini görünce oraya atılacaklarını anlarlar, fakat geri kaçarak sığınacakları bir başka yer bulamazlar.
Gültekin OnanGültekin Onan:
Suçlu günahkarlar ateşi görmüşlerdir, artık içine kendilerinin gireceklerini de anlamışlardır; ancak ondan bir kaçış yolu bulamamışlardır.
Harun YıldırımHarun Yıldırım:
Suçlular ateşi görür görmez, orayı boylayacaklarını iyice anladılar; ondan kurtuluş yolu da bulamadılar.
Hasan Basri ÇantayHasan Basri Çantay:
Günahkârlar ateşi görmüşler de onun içerisine düşenlerin kendileri olduklarını anlamışlar, (fakat) ondan savuşacak bir yer bulamamışlardır.
Hayrat NeşriyatHayrat Neşriyat:
Günahkârlar ise ateşi görür de (onun uğultu ve dehşetinden, daha onu tatmadan)kendilerinin gerçekten ona düşmüş kimseler olduklarını zannederler; fakat ondan kaçacak bir yer bulamazlar!
İbn-i Kesirİbn-i Kesir:
Suçlular ateşi görünce; ona düşeceklerini anlarlar, ama ondan kaçacak yer bulamazlar.
İlyas Yorulmazİlyas Yorulmaz:
Suçlular ateşi gördüklerinde, artık o ateşin içine gireceklerini anlayacaklar, ama onu kendilerinden uzaklaştıracak bir yol bulamayacaklar.
İskender Ali Mihrİskender Ali Mihr:
Ve mücrimler, ateşi (cehennemi) gördü. O zaman içine düşeceklerini zannettiler (idrak ettiler). Ve ondan uzaklaşacak (kaçacak) bir yer bulamadılar.
Kadri ÇelikKadri Çelik:
Suçlu günahkârlar ateşi görmüşlerdir de artık içine kendilerinin gireceklerini de anlamışlardır; ancak ondan bir dönüş yolu bulamazlar.
Muhammed EsedMuhammed Esed:
Ve günaha gömülüp gitmiş olanlar o zaman ateşi görecek ve oraya girmek zorunda olduklarını anlayacaklar ama ondan kaçmak kurtulmak için bir yol bulamayacaklar.
Mustafa İslamoğluMustafa İslamoğlu:
Nihayet günahkarlar ateş görünce, kaçınılmaz olarak oraya gireceklerine akılları kesecek ve oradan kaçıp kurtulacak bir yol bulamayacaklar.
Ömer Nasuhi BilmenÖmer Nasuhi Bilmen:
Ve günahkârlar, ateşi görmüş, artık kendilerinin ona düşeceklerini anlamışlar ve ondan savuşacak bir yer bulamamışlardır.
Ömer ÖngütÖmer Öngüt:
Günahkârlar ateşi görürler, içine düşeceklerini iyice anlarlar, fakat ondan savuşacak bir yer bulamazlar.
Sadık TürkmenSadık Türkmen:
Suçlular ateşi görmüşler, artık onun içine gireceklerini anlamışlardır. Fakat kaçıp kurtulacakları bir yer bulamamışlardır.
Seyyid KutubSeyyid Kutub:
Günahkârlar cehennem ateşini görünce oraya atılacaklarını anlarlar, fakat geri kaçarak sığınacakları bir başka yer bulamazlar.
Suat YıldırımSuat Yıldırım:
Suçlular ateşi gördüler, orayı boylayacaklarını iyice anladılar. Etrafı yokladılar, fakat ondan kaçacak bir yer bulamadılar.
Süleyman AteşSüleyman Ateş:
Suçlular ateşi gördüler, artık içine düşeceklerini iyice anladılar, fakat ondan kaçacak bir yer bulamadılar.
Şaban PirişŞaban Piriş:
Suçlular ateşi görünce, ona düşeceklerini anlarlar. Ama ondan kaçacak bir yer de bulamazlar.
Tefhim-ul Kur'anTefhim-ul Kur'an:
Suçlu günahkârlar ateşi görmüşlerdir, artık içine kendilerinin gireceklerini de anlamışlardır; ancak ondan bir kaçış yolu bulamamışlardır.
Yaşar Nuri ÖztürkYaşar Nuri Öztürk:
Suçlular, ateşi gördüler de onun içine düşeceklerini anladılar; fakat ondan kaçıp kurtulmaya bir yol bulamadılar.
Yusuf Ali (İngilizce)Yusuf Ali (İngilizce):
And the Sinful shall see the fire and apprehend that they have to fall therein: no means will they find to turn away therefrom.