Abdulbaki GölpınarlıAbdulbaki Gölpınarlı:
İki denizin kavuştuğu yere vardıkları zaman balıklarını unutmuşlardı; balık, denize atlamış, dalıp bir yol tutmuş gitmişti.
Abdullah ParlıyanAbdullah Parlıyan:
İki denizin kavuştuğu yere vardıkları zaman, balıklarını unutmuşlardı. Balık denize atlamış, dalıp bir yol tutmuş gitmişti.
Adem UğurAdem Uğur:
Her ikisi, iki denizin birleştiği yere varınca balıklarını unuttular. Balık, denizde bir yol tutup gitmişti.
Ahmed HulusiAhmed Hulusi:
Vaktaki iki denizin arasının birleştiği yere vardılar, balıklarını unuttular... Bunun üzerine o (balık) da o denizde yolunu bulup gitmişti!
Ahmet VarolAhmet Varol:
Böylece iki (deniz)in birleştiği yere vardıklarında balıklarını unuttular. O da denizde bir delik (menfez) bulup yolunu tuttu.
Ali BulaçAli Bulaç:
Böylece ikisi, iki (deniz)in birleştiği yere ulaşınca balıklarını unutuverdiler; (balık) denizde bir akıntıya doğru (veya bir menfez bulup) kendi yolunu tuttu.
Ali Fikri YavuzAli Fikri Yavuz:
Bunun üzerine, ikisi de iki deniz kavşağına varınca (tuzlanmış olarak getirdikleri ve canlandığı zaman Hızır ile buluşmuş olacakları) balıklarını unuttular. (Allah’ın vaadı ve izniyle balık canlanmış ve) denizde bir deliğe doğru yolunu tutmuştu.
Bayraktar BayraklıBayraktar Bayraklı:
Onlar, iki denizin birleştiği yere ulaşınca, balıklarını unuttular. Derken balık da yolunu bulup denize dalarak gözden kayboldu.
Bekir SadakBekir Sadak:
Ikisi, iki denizin birlestigi yere ulasinca, baliklarini unutmuslardi, balik bir delikten kayip denizi boyladi.
Celal YıldırımCelal Yıldırım:
ikisi, iki denizin birleştiği yere ulaşınca balıklarını unuttular. Balık ise, denize bir delikten girip yolunu bulmuştu.
Cemal KülünkoğluCemal Külünkoğlu:
İki denizin birleştiği yere vardıklarında yanlarındaki balığı bir kenarda unuttular, o da bir yolunu bularak denize kaçtı.
Diyanet İşleriDiyanet İşleri:
Onlar iki denizin birleştiği yere varınca, balıklarını unuttular. Balık denizde yolunu tutup kayıp gitti.
Diyanet VakfıDiyanet Vakfı:
Her ikisi, iki denizin birleştiği yere varınca balıklarını unuttular. Balık, denizde bir yol tutup gitmişti.
Edip YükselEdip Yüksel:
İki denizin birleştiği yere vardıklarında, balıklarını unuttular. Sinsice kayıp denizin yolunu tuttu.
Elmalılı Hamdi YazırElmalılı Hamdi Yazır:
Bunun üzerine ikisi de iki denizin birleştiği yere vardıklarında balıklarını unuttular. Bu arada balık, denizde yolunu bulup kaybolmuştu.
Fizil-al il KuranFizil-al il Kuran:
İki denizin birleştiği yere vardıklarında yanlarındaki balığı bir kenarda unuttular, o da bir yeraltı deliğinden kayarak denize kaçtı.
Gültekin OnanGültekin Onan:
Böylece ikisi, iki (deniz)in birleştiği yere ulaşınca balıklarını unutuverdiler; (balık) denizde bir akıntıya doğru (veya bir menfez bulup) kendi yolunu tuttu.
Harun YıldırımHarun Yıldırım:
Her ikisi, iki denizin birleştiği yere varınca balıklarını unuttular. Balık, denizde bir yol tutup gitmişti.
Hasan Basri ÇantayHasan Basri Çantay:
Bunun üzerine onlar bu iki (deniz) arasının birleşik yerine ulaşınca balıklarını unutdular. (Balık) denizde bir deliğe doğru yolunu tutmuşdu.
Hayrat NeşriyatHayrat Neşriyat:
Nihâyet ikisi, (o iki denizin) aralarının birleştiği yere varınca, (o yerin alâmeti olarak, canlanıp orada denize atlayacak olan) balıklarını unuttular, hâlbuki (balık, atlamış da) denizde bir iz bırakarak yolunu tutmuştu.
İbn-i Kesirİbn-i Kesir:
İkisi, iki denizin birleştiği yere gelince; balıklarını unuttular. O, bir delikten kayıp denizi boyladı.
İlyas Yorulmazİlyas Yorulmaz:
O ikisi, suyun buluşma yerine geldiklerinde balıklarını unuttular, sonrada balık denizde yol bularak gözden kayboldu.
İskender Ali Mihrİskender Ali Mihr:
Böylece ikisinin (iki denizin) birleştiği yere ulaştıkları zaman ikisi de balığı unuttu. O zaman (balık), denizin içine doğru kendi yolunu tuttu.
Kadri ÇelikKadri Çelik:
Böylece ikisi, iki denizin birleştiği yere ulaşınca balıklarını unutuverdiler; (balık da) denizde bir akıntıya doğru kendi yolunu tuttu.
Muhammed EsedMuhammed Esed:
Fakat iki (denizin) birleştiği yere vardıklarında balıkları bütünüyle akıllarından çıktı ve denize dalıp gözden kayboldu.
Mustafa İslamoğluMustafa İslamoğlu:
Fakat iki (denizin) birleştiği yere vardıklarında, balıklarını unutmuşlardı bile; nitekim o (balık) da kendi yoluna koyulup denizde gözden kayboldu.
Ömer Nasuhi BilmenÖmer Nasuhi Bilmen:
Vaktâ ki, iki denizin birleştikleri yere ulaştılar, balıklarını unuttular. O vakit (o balık) denizde bir yarığa doğru yolunu tutmuştu.
Ömer ÖngütÖmer Öngüt:
Her ikisi böylece iki denizin birleştiği yere varınca, balıklarını unuttular. Balık ise denizde bir deliğe doğru yol tutup gitmişti.
Sadık TürkmenSadık Türkmen:
Iki denizin birleştikleri yere ulaştıkları zaman, balıklarını unuttular; o, sıyrılıp akarak denizde yolunu tutmuştu.
Seyyid KutubSeyyid Kutub:
İki denizin birleştiği yere vardıklarında yanlarındaki balığı bir kenarda unuttular, o da bir yeraltı deliğinden kayarak denize kaçtı.
Suat YıldırımSuat Yıldırım:
Onlar iki denizin birleştiği yere vardıklarında balıklarını unutmuş bulundular. Balık sıyrılıp denizde bir yol tutmuştu bile.
Süleyman AteşSüleyman Ateş:
İkisi (yürüdüler), iki denizin birleştiği yere varınca, balıklarını unuttular, (balık) sıyrılıp denizde yolunu tuttu.
Şaban PirişŞaban Piriş:
Onlar, iki denizin birleştiği yere ulaştıklarında balıklarını unuttular. O da denizde kaybolup gitti.
Tefhim-ul Kur'anTefhim-ul Kur'an:
Böylece ikisi, iki (deniz)in birleştiği yere ulaşınca balıklarını unutuverdiler; (balık da) denizde bir akıntıya doğru (veya bir menfez bulup) kendi yolunu tuttu.
Yaşar Nuri ÖztürkYaşar Nuri Öztürk:
Bu ikisi, iki denizin birleştiği yere vardıklarında, balıklarını unuttular. Bunun üzerine balık da denizde bir deliğe doğru yola koyuldu.
Yusuf Ali (İngilizce)Yusuf Ali (İngilizce):
But when they reached the Junction, they forgot (about) their Fish, which took its course through the sea (straight) as in a tunnel.