Abdulbaki GölpınarlıAbdulbaki Gölpınarlı:
Hattâ siz, sandınız ki Peygamber ve inananlar, artık bir daha çoluklarına çocuklarına dönemeyecekler ve bu zan, gönüllerinizde bezendi ve kötü bir zanna kapıldınız ve hiçbir hayra yaramaz kötü bir topluluk hâline geldiniz.
Abdullah ParlıyanAbdullah Parlıyan:
Geri kalıp umre seferine katılmayan bedevi ve münafıklar zannettiler ki, elçi ve mü’minler bir daha, ailelerine ve akrabalarına dönemeyecekler ve bu kalplerinize güzel göründü de, bu tür haince düşüncelere kapıldınız ve böylece hiçbir hayra yaramaz, kötü bir topluluk haline geldiniz.
Adem UğurAdem Uğur:
Aslında siz Peygamberin ve müminlerin ailelerine bir daha dönmeyeceklerini sanmıştınız. Bu sizin gönüllerinize güzel göründü de kötü zanda bulundunuz ve helâki hak etmiş bir topluluk oldunuz.
Ahmed HulusiAhmed Hulusi:
Aslında siz Rasûl ve iman edenlerin, ailelerine asla geri dönmeyeceklerini zannettiniz! Bu fikir bilincinize güzel göründü de, böylece kötü zanda bulundunuz; helâkı haketmiş bir topluluk oldunuz!
Ahmet VarolAhmet Varol:
Hayır. Siz Peygamber’in ve mü’minlerin ailelerine bir daha asla dönmeyeceklerini sandınız. Bu sizin kalplerinize çekici kılındı ve kötü zanda bulundunuz da helake uğramış bir topluluk oldunuz.
Ali BulaçAli Bulaç:
Hayır, siz Peygamberin ve mü’minlerin, ailelerine ebedi olarak bir daha dönmeyeceklerini zannettiniz; bu, kalplerinizde çekici kılındı ve kötü bir zan ile zanda bulundunuz da, yıkıma uğramış bir topluluk oldunuz.
Ali Fikri YavuzAli Fikri Yavuz:
Daha doğrusu siz (ey münafıklar), zannettiniz ki, Peygamber ve müminler bir daha ailelerine dönmiyecekler. Bu zan da kalblerinizde yerleşti. (Allah, Peygambere zafer vermez diye), kötü zanda bulundunuz da helâke düşen bir kavim oldunuz.
Bayraktar BayraklıBayraktar Bayraklı:
“Doğrusu siz, Peygamberin ve inananların, ailelerine bir daha asla dönmeyeceklerini sanmıştınız. Bu durum gönüllerinize hoş gösterildi, kötü duygulara kapıldınız. Siz, helâki hak etmiş bir toplum oldunuz.”
Bekir SadakBekir Sadak:
Aslinda siz, Peygamberin ve inananlarin, ailelerine bir daha donmeyeceklerini sanmistiniz. Bu, gonullerinize guzel gorunmustu de kotu sanida bulunmustunuz. Hayirsiz bir topluluk oldunuz.
Celal YıldırımCelal Yıldırım:
Hayır, siz, Peygamberle mü’minlerin ailelerine bir daha dönemiyeceklerini sanmıştınız. Bu, kalblerinizde size çok cazip görünmüştü de kötü zanda bulunmuştunuz ve yok olmaya yüztutan bir kavim olmuştu nuz.
Cemal KülünkoğluCemal Külünkoğlu:
Aslında siz, Peygamberin ve inananların bir daha ailelerine geri dönemeyeceklerini sanmıştınız. Bu, sizin gönüllerinize güzel gösterildi de kötü zanda bulundunuz ve helâki hak eden bir topluluk oldunuz.
Diyanet İşleriDiyanet İşleri:
(Ey münafıklar!) Siz aslında, Peygamberin ve inananların bir daha ailelerine geri dönmeyeceklerini sanmıştınız. Bu, sizin gönüllerinize güzel gösterildi de kötü zanda bulundunuz ve helâki hak eden bir kavim oldunuz.
Diyanet VakfıDiyanet Vakfı:
Aslında siz Peygamberin ve müminlerin ailelerine bir daha dönmeyeceklerini sanmıştınız. Bu sizin gönüllerinize güzel göründü de kötü zanda bulundunuz ve helâki hak etmiş bir topluluk oldunuz.
Edip YükselEdip Yüksel:
Aslında siz, elçinin ve gerçeği onaylayanların ebedi olarak ailelerine dönmeyeceklerini sanmıştınız ve bu düşünce gönlünüze hoş gelmişti. Kötü hayaller kurup durdunuz ve sonunda bayağı bir topluluk oldunuz.
Elmalılı Hamdi YazırElmalılı Hamdi Yazır:
Aslında siz Peygamber ve müminlerin, ailelerine geri dönmeyeceklerini sanmıştınız. Bu sizin gönüllerinize güzel göründü de kötü zanda bulundunuz ve helâki hak etmiş bir topluluk oldunuz.
Fizil-al il KuranFizil-al il Kuran:
Aslında siz Peygamberin ve mü’minlerin ailelerine bir daha dönmeyeceklerini sanmıştınız. Bu sizin gönlünüze güzel göründü de kötü zanda bulundunuz ve helakı hak etmiş bir topluluk oldunuz.
Gültekin OnanGültekin Onan:
Hayır, siz Peygamberin ve inançlıların ehline (ailelerine) ebediyen dönmeyeceklerini (yenkalib) zannettiniz; bu, kalplerinizde çekici kılındı ve kötü bir zan ile zanda bulundunuz da yıkıma uğramış bir topluluk oldunuz.
Harun YıldırımHarun Yıldırım:
Hayır, siz Rasul’ün ve mü’minlerin, ailelerine ebedi olarak bir daha dönmeyeceklerini zannettiniz; bu, kalplerinizde çekici kılındı ve kötü bir zan ile zanda bulundunuz da yıkıma uğramış bir toplum oldunuz.
Hasan Basri ÇantayHasan Basri Çantay:
Daha doğrusu siz peygamberin de, mü’minlerin de ailelerine temelli dönemeyeceklerini sandınız. Bu, sizin kalblerinizde süslen (ib kökleş) di. Kötü zanda bulundunuz. (Bu yüzden Allah indinde) helake mahkûm bir kavm oldunuz.
Hayrat NeşriyatHayrat Neşriyat:
`Hayır! Peygamberin ve mü`minlerin (müşrikler tarafından öldürülüp) ebediyen âilelerine dönmeyeceğini sanmıştınız. Bu, kalblerinizde süslü gösterildi ve (onlar hakkında)kötü zan ile zanda bulundunuz ve helâk(e müstehak) olmuş bir topluluk oldunuz!`
İbn-i Kesirİbn-i Kesir:
Hayır, siz; peygamberin ve mü’minlerin, ailelerine bir daha dönemeyeceklerini sanmıştınız. Bu, sizin kalblerinize güzel göründü de kötü zanda bulundunuz. Ve helake mahkum bir kavim oldunuz.
İlyas Yorulmazİlyas Yorulmaz:
(Ey ikiyüzlüler) Siz, Allah’ın elçisinin ve inananların (bu savaştan) asla evlerine geri dönemeyeceklerini zannetmiştiniz. (Onlar savaşa çıktıklarında) Siz kalplerinizde hep bunu hayal ettiniz ve hep haklarında kötü düşündünüz. Siz iflah olmaz bir topluluksunuz.
İskender Ali Mihrİskender Ali Mihr:
Hayır, siz Resûl ve mü’minlerin, ailelerine ebediyen asla dönmeyeceklerini zannettiniz. Ve bu (zan), kalplerinizde süslendi. Kötü bir zanla zanda bulundunuz. Ve siz helâka müstahak bir kavim oldunuz.
Kadri ÇelikKadri Çelik:
Hayır, siz peygamberin ve müminlerin ailelerine ebedi olarak bir daha dönmeyeceklerini zannettiniz. Bu, sizin kalplerinizde süslü göründü ve kötü bir zan ile zanda bulundunuz da yıkıma uğramış bir kavim oldunuz.
Muhammed EsedMuhammed Esed:
Siz zannettiniz ki Elçi ve müminler bir daha ailelerine ve akrabalarına dönemeyecekler ve bu, kalplerinize güzel göründü. Siz (bu tür) haince düşüncelere kapıldınız, çünkü her zaman güzelliklerden yoksun bir topluluk oldunuz!"
Mustafa İslamoğluMustafa İslamoğlu:
Aksine sizler, Rasul`ün ve mü`minlerin bir daha asla ailelerine kavuşamayacaklarını zannetmiştiniz; ve böyle düşünmek size pek cazip görünmüştü. İşte böyle berbat bir zanna kapıldınız da, sonunda kredisi tükenmiş bir toplum olup çıktınız.
Ömer Nasuhi BilmenÖmer Nasuhi Bilmen:
Hayır. Siz sandınız ki, Peygamber ve mü’minler ailelerine asla dönmeyeceklerdir. Bu kalblerinizde süslenmiş idi ve kötü bir zan ile zanda bulunmuştunuz ve siz helâke mahkûm bir kavim oldunuz.
Ömer ÖngütÖmer Öngüt:
Aslında siz Peygamber’in ve müminlerin âilelerine bir daha aslâ dönmeyeceklerini sanmıştınız. Bu sizin gönüllerinize güzel göründü de siz kötü zanda bulundunuz ve helâka mahkûm bir kavim oldunuz.
Sadık TürkmenSadık Türkmen:
(ey münafıklar!) Siz aslında, Peygamberin ve inananların bir daha ailelerine geri dönmeyeceklerini sanmıştınız. Bu, sizin gönüllerinize güzel geldi de, kötü zanda bulundunuz ve helâkı hak eden bir kavim oldunuz.
Seyyid KutubSeyyid Kutub:
Aslında siz Peygamberin ve mü’minlerin ailelerine bir daha dönmeyeceklerini sanmıştınız. Bu sizin gönlünüze güzel göründü de kötü zanda bulundunuz ve helakı hak etmiş bir topluluk oldunuz.
Suat YıldırımSuat Yıldırım:
Aslında siz Peygamberin ve müminlerin ailelerine artık geri dönemeyeceklerini düşündünüz. Bu hayal, gönüllerinizde allanıp pullandı ve yerleşti. Kötü zanlara düştünüz ve helâki hak etmiş kimseler oldunuz.
Süleyman AteşSüleyman Ateş:
Herhalde siz sandınız ki Elçi ve mü’minler, bir daha âilelerine dönmeyecekler. Bu (düşünce) gönüllerinizde süslendirildi, (size güzel gösterildi,) kötü zanda bulundunuz ve helâki hak etmiş bir topluluk oldunuz.
Şaban PirişŞaban Piriş:
Oysa siz, peygamberin ve müminlerin daha ebedi olarak ailelerine dönmeyeceğini sandınız. Bu, kalblerinize çekici kılındı. Siz, kötü bir zanna kapıldınız ve bozguncu bir topluluk oldunuz.
Tefhim-ul Kur'anTefhim-ul Kur'an:
Hayır, siz peygamberin ve mü’minlerin, ailelerine ebedi olarak bir daha dönmeyeceklerini zannettiniz; bu, sizin kalplerinizde çekici kılındı ve kötü bir zan ile zanda bulundunuz da, yıkıma uğramış bir kavim oldunuz.
Yaşar Nuri ÖztürkYaşar Nuri Öztürk:
Siz sanmıştınız ki, resul de müminler de ailelerine bir daha asla dönmeyecekler. Bu düşünce kalplerinizde süslendi de çirkin bir sanıya saplandınız ve mahvolmuş bir topluluk haline geldiniz.
Yusuf Ali (İngilizce)Yusuf Ali (İngilizce):
"Nay, ye thought that the Messenger and the Believers would never return to their families; this seemed pleasing in your hearts, and ye conceived an evil thought, for ye are a people lost (in wickedness)."