فَلَوْلَا كَانَ مِنَ الْقُرُونِ مِنْ قَبْلِكُمْ أُولُو بَقِيَّةٍ يَنْهَوْنَ عَنِ الْفَسَادِ فِي الْأَرْضِ إِلَّا قَلِيلًا مِمَّنْ أَنْجَيْنَا مِنْهُمْ ۗ وَاتَّبَعَ الَّذِينَ ظَلَمُوا مَا أُتْرِفُوا فِيهِ وَكَانُوا مُجْرِمِينَ
Fe lev la kane minel kuruni min kabliküm ülu bekıyyetiy yenhevne anil fesadi fil erdı illa kalılem mimmen enceyna minhüm vettebeallezıne zalemu ma ütrifu fıhi ve kanu mücrimın
Kelime
Anlamı
Kökü
فَلَوْلَا
değil miydi?
كَانَ
bulunmalı
مِنَ
-den
الْقُرُونِ
nesiller-
مِنْ
قَبْلِكُمْ
sizden önceki
أُولُو
sahipleri
بَقِيَّةٍ
fazilet
يَنْهَوْنَ
alıkoyan
عَنِ
-tan
الْفَسَادِ
fesat-
فِي
الْأَرْضِ
yeryüzünde
إِلَّا
dışında
قَلِيلًا
çok azı
مِمَّنْ
kendilerini
أَنْجَيْنَا
kurtardığımız
مِنْهُمْ
onlardan
وَاتَّبَعَ
peşine takıldılar
الَّذِينَ
kimseler
ظَلَمُوا
zulmedenler
مَا
أُتْرِفُوا
bulundukları refahın
فِيهِ
içinde
وَكَانُوا
ve oldular
مُجْرِمِينَ
suçlu kimseler

  • Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı:
    Sizden önceki çağlarda, halkı, yeryüzünde bozgunculuktan vazgeçirmeye çalışan idrâk ve ibâdet ehli bir bölük halk bulunsaydı ne olurdu; halbuki içlerinden kurtardıklarımız pek azdı ve zulmedenler, yalnız kendilerine verilmiş olan devlete uydular ve suçlu oldular.

  • Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan:
    Sizden önceki nesillerden, akıl ve idrak sahibi kimselerin, yeryüzünde insanları bozgunculuk yapmaktan engellemeleri gerekmez miydi? Fakat onlar arasından, ancak kendilerini kurtardığımız pek az kişi böyle yaptı. Varoluş gayesine aykırı davrananlar ise, kendilerine verilen refahın peşine düşüp şımardılar da, günaha gömülüp gittiler.

  • Adem Uğur Adem Uğur:
    Sizden önceki asırlarda yeryüzünde (insanları) bozgunculuktan alıkoyacak faziletli kimseler bulunsaydı ya! Fakat onlardan, kurtuluşa erdirdiğimiz az bir kısmı müstesnadır (bunlar görevlerini yaptılar). Zulmedenler ise, kendilerine verilen refahın peşine düştüler. Zaten günahkâr idiler.

  • Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi:
    Sizden önceki kuşaklardan geri kalanlar, arzda bozgunculuktan vazgeçirmeliydi onları değil mi? Onlardan kurtarmış olduklarımızdan az bir kısmı hariç (bunu yapan olmadı)... Zâlim olanlar ise şımartıldıkları refahın peşine düştüler... Suçlu oldular!

  • Ahmet Varol Ahmet Varol:
    Sizden önceki nesillerden, yeryüzünde fesattan alıkoyan fazilet sahipleri bulunmalı değil miydi? Onlardan kendilerini kurtardığımız çok azı dışında bunu yapan olmadı. Zulmedenler ise kendilerine verilen refahın peşine takıldılar ve suçlu kimseler oldular.

  • Ali Bulaç Ali Bulaç:
    Sizden önceki nesillerden onlardan kurtardığımızdan pek azı dışında yeryüzünde bozgunculuğu önleyecek fazilet sahibi kişiler bulunmalı değil miydi? Zulmedenler ise, içinde bulundukları refahın peşine düştüler. Onlar, suçlu-günahkarlardı.

  • Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz:
    Şimdi, sizden önceki devirlerden geri kalan akıl sahipleri, yeryüzünde fesad çıkarmaktan (insanları) alıkoysalardı ya! Fakat onlardan kurtuluşa erdirdiğimiz kimseler pek azdır. Zulüm yapanlar ise, kendilerine verilen refahın (lüks saltanatının) ardına düştüler ve hep mücrim, günahkâr oldular.

  • Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı:
    Fakat ne yazık ki, sizden önceki kuşaklar arasından yeryüzünde bozgunculuktan alıkoyacak akıl ve iz‘ân sahibi erdemli insanlar çıkmadı. Fakat onlardan az bir kısmını kurtardık. Zulmedenler ise, kendilerine verilen refahın peşine düştüler. Zaten günahkâr idiler.

  • Bekir Sadak Bekir Sadak:
    Sizden onceki nesillerin ileri gelenleri, yeryuzunde bozgunculuga engel olmali degil miydiler? Onlardan kurtardiklarimiz pek azdir. Kendilerine verilen nimete karsi haksizlik edenlere uyanlar ise suclu oldular.

  • Celal Yıldırım Celal Yıldırım:
    Sizden önceki nesillerden akıl ve idrâk sahiplerinin yeryüzünde fitne ve fesadı yasaklamaları gerekmiyor muydu ? Onlardan kurtardığımızın pek azı ancak (bu fazileti gösterip mücâdele etmişti). O zulmedenler ise kendilerine sunulan refahın peşine düştüler, zaten onlar suçlu günahkârlar idi.

  • Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu:
    Sizden önceki nesillerde yeryüzünde bozgunculuktan sakındıran birtakım akıllı ve erdemli kimseler bulunmalı değil miydi? Ama içlerinden kurtarmış olduklarımızın az bir kısmı dışında hiçbiri bunu yapmadı. Zulme sapanlar ise kendilerini şımartan ihtiraslarına kapılarak ağır suçlara daldılar.

  • Diyanet İşleri Diyanet İşleri:
    Sizden önceki nesillerden aklı başında kimseler (insanları) yeryüzünde bozgunculuk yapmaktan alıkoysalardı ya! Ancak içlerinden kendilerini kurtardığımız pek az kimse bunu yapmıştı. Zulmedenler ise içinde şımartıldıkları refahın ardına düştüler ve günahkâr kimseler oldular.

  • Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı:
    Sizden önceki asırlarda yeryüzünde (insanları) bozgunculuktan alıkoyacak faziletli kimseler bulunsaydı ya! Fakat onlardan, kurtuluşa erdirdiğimiz az bir kısmı müstesnadır (bunlar görevlerini yaptılar). Zulmedenler ise, kendilerine verilen refahın peşine düştüler. Zaten günahkâr idiler.

  • Edip Yüksel Edip Yüksel:
    Sizden önceki nesillerin erdem sahibi olanları, yeryüzünde kötülüklere engel olmalı değil miydiler? Onlardan kurtardığımız az kişi hariç… Zalimler ise, kendilerine verilen refaha dalıp şımardılar; böylece suçlulara katıldılar.

  • Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır:
    Sizden önceki devirlerden bakıyye sahipleri (kitap ehli) yeryüzünde bozgunculuktan vazgeçirmeye çalışsalardı ne iyi olurdu. Fakat onların içinden kurtardığımız pek az kimse bunu yaptı. O zulmedenler ise şımartıldıkları refahın peşine düştüler ve hepsi de suçlu oldular.

  • Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran:
    Sizden önceki kuşaklardan, yeryüzünde bozgunculuktan sakındıran birtakım akıllı ve erdemli kimseler çıksaydı ya! Sadece toplu felaketlerden kurtardığımız az sayıda kimse bu görevi yerine getirdi. Zalimler ise kendilerini şımartan ihtiraslarına kapılarak ağır suçlara daldılar.

  • Gültekin Onan Gültekin Onan:
    Sizden önceki nesillerden onlardan kurtardığımızdan pek azı dışında yeryüzünde bozgunculuğu önleyecek fazilet sahibi kişiler bulunmalı değil miydi? Zulmedenler ise, içinde bulundukları refahın peşine düştüler. Onlar, suçlu günahkarlardı.

  • Harun Yıldırım Harun Yıldırım:
    Sizden önceki nesillerden onlardan kurtardığımızdan pek azı dışında yeryüzünde fesadı engelleyecek fazilet sahibi kişiler bulunmalı değil miydi? Zulmedenler ise, içinde bulundukları refahın peşine düştüler. Onlar zaten suçlugünahkârlar idi.

  • Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay:
    Sizden önceki devirlerde (insanları) yer yüzünde fesâd (çıkarmak) dan vaz geçirmiye çalışacak (bu suretle onları helâkden kurtaracak) fazilet saahibleri bulunmalı değil miydi? (O devirlerin insanları) içinden (vazifelerini yapdıkları için) kurtardığımız (kimseler) ancak (pek) azdır. Zaalim olanlar ise yalınız kendilerine verilen (dünyevî) refahın ardına düşdüler, günahkâr insanlardı onlar.

  • Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat:
    Hâlbuki sizden önceki (helâk ettiğimiz) nesiller içinde, yeryüzünde fesad çıkarmaktan (insanları) men` eden fazîletli kimseler bulunmalı değil miydi? Onlardan, kurtardığımız pek az kimse müstesnâ (içlerinde fazîletli insanlar yoktu). Zulmedenler ise, içinde şımartıldıklarının (o sayısız ni`metlerin) peşine düştü ve günahkâr kimseler oldular.

  • İbn-i Kesir İbn-i Kesir:
    Sizden önceki nesillerin ileri gelenleri yeryüzünde bozgunculuğa engel olmalı değil miydiler? Onlardan kurtardıklarımız pek azdır. Zalim olanlar ise yalnız kendilerine verilen refahın ardına düştüler. Suçlu kimselerdi onlar.

  • İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz:
    Sizden önceki nesiller içerisindeki güç sahipleri, yeryüzünde karışıklık çıkarmayı yasaklamaları gerekirken, o toplumların içinden kurtardığımız pek az bir azınlık fesadı engellemeye çalıştı. Fesadı engellemeyen zalimler, yeryüzünde kendilerini azdıran kazançların peşine düştüler ve suçlulardan oldular.

  • İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr:
    Bu durumda, sizden önceki nesillerden bakiye sahiplerinden (asırlarca münkerden nehyedenler ve ma’rufla emredenler) onlardan kurtardıklarımızdan pek azı dışındakilerden de bir kısmı, yeryüzünde fesattan nehyetseler (men) olmaz mıydı? Zalim olanlar, onları şımartan şeylere (mal, mülk) tâbî oldular. Ve mücrimler (suçlular) oldular.

  • Kadri Çelik Kadri Çelik:
    Sizden önceki kuşaklardan, (iyiliği emrettikleri ve kötülükten sakındırdıkları için) kendilerinden kurtardığımız pek az kimse dışında, yeryüzünde bozgunculuğu önleyecek fazilet sahibi kişiler bulunmalı değil miydi? Zulmedenler ise, içinde refaha erdikleri şeyin peşine düştüler ve onlar zaten hep suçlu kimseler idiler.

  • Muhammed Esed Muhammed Esed:
    Fakat, ne yazık ki, (yok ettiğimiz) sizden önceki kuşaklar arasından, yeryüzünde yozlaşmaya karşı çıkan -(doğru yolu izledikleri için) kendilerini kurtardığımız küçük toplulukların dışında- akıl / iz’an ve erdem sahibi kimseler çıkmadı. Ve zulme eğilim gösteren çoğunluk yalnızca kendilerini yozlaştıran hazların peşine düşüp günaha gömülüp gittiler.

  • Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu:
    Keşke çıksaydı, ama ne yazık ki sizden önceki nesiller arasından, kendilerini kurtardığımız bir azınlık dışında, yeryüzünde toplumsal çürümeye karşı direnen akıllı ve erdemli kimseler çıkmadı. Zulme eğilimli çoğunluksa, ayartıcı dünyevi zevklerin peşine takıldılar ve günaha gömülüp gittiler.

  • Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen:
    Sizden evvelki asırlarda yeryüzünde fesattan nehyeder bir kısım fazilet sahipleri bulunmalı değil miydi? Ancak onlardan necâta erdirdiğimiz bir azı müstesna, ve o zulmedenler ise kendilerinin içinde bulundukları refaha (dünya varlığına) uydular ve günahkâr kimseler oldular.

  • Ömer Öngüt Ömer Öngüt:
    Sizden önceki asırlarda faziletli kimselerin yeryüzünde bozgunculuğu önlemeye çalışmaları gerekmez miydi? Ancak onlar arasından kendilerini kurtardığımız pek az kişi böyle yaptı. Zulmedenler ise, kendilerine verilen refahın peşine düştüler. Zaten onlar günahkâr idiler.

  • Sadık Türkmen Sadık Türkmen:
    FAKAT, NE YAZIK Kİ; sizden önceki nesillerden arta kalan akıllı/erdemli kimselerin, yeryüzünde zulmü/terörü engellemeleri gerekmez miydi? Onlardan kurtardığımız bazı kimseler bunu yaptı. Ve o zulmeden kimseler ise; kendilerine verilen nimetin/refahın peşine düşüp azdılar, suç işlemeye devam ettiler.

  • Seyyid Kutub Seyyid Kutub:
    Sizden önceki kuşaklardan, yeryüzünde bozgunculuktan sakındıran birtakım akıllı ve erdemli kimseler çıksaydı ya! Sadece toplu felaketlerden kurtardığımız az sayıda kimse bu görevi yerine getirdi. Zalimler ise kendilerini şımartan ihtiraslarına kapılarak ağır suçlara daldılar.

  • Suat Yıldırım Suat Yıldırım:
    Sizden önceki nesillerde, dünyada fesat ve düzensizliği menedecek, böylece onları helâk olmaktan koruyacak idrâk ve fazilet sahipleri bulunmalı değil miydi? Onların içinden görevlerini yaptıklarından ötürü kurtardığımız az kimse var. Zalimler ise içinde bulundukları refahın ardına düştüler. Doğrusu onlar suçlu kimselerdi.

  • Süleyman Ateş Süleyman Ateş:
    Sizden önceki nesillerden akıllı kimselerin, yeryüzünde bozgunculuk yapmaktan men’etmeleri gerekmez miydi? Fakat onlar arasından, ancak kendilerini kurtardığımız pek az kişi böyle yaptı. Zulmedenler ise kendilerine verilen refahın peşine düşüp şımardılar ve suç işleyenler olup çıktılar.

  • Şaban Piriş Şaban Piriş:
    Sizden önceki devirlerde yeryüzünde fesattan vazgeçirmeye çalışacak fazilet sahipleri bulunmalı değil miydi? Onlardan sadece çok azını kurtardık. Fakat zalimler kendilerine verilen nimetlerle azdılar. Günahkar oldular.

  • Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an:
    Sizden önceki kuşaklardan onlardan kurtardığımızdan pek azı dışında yeryüzünde bozgunculuğu önleyecek fazilet sahibi kişiler bulunmalı değil miydi? Zulmedenler ise, içinde bulundukları refahın peşine düştüler. Onlar, suçlu günahkârlardı.

  • Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk:
    Sizden önceki kuşakların söz ve eser sahibi olanları, yeryüzünde bozgunculuktan alıkoymalı değiller miydi? Ama içlerinden kurtarmış olduklarımızın az bir kısmı dışında hiçbiri bunu yapmadı. Zulme sapanlar ise içine gömüldükleri servet şımarıklığının ardına düşüp suçlular haline geldiler.

  • Yusuf Ali (İngilizce) Yusuf Ali (İngilizce):
    Why were there not, among the generations before you, persons possessed of balanced good sense, prohibiting (men) from mischief in the earth - except a few among them whom We saved (from harm)? But the wrong-doers pursued the enjoyment of the good things of life which were given them, and persisted in sin.