Abdulbaki GölpınarlıAbdulbaki Gölpınarlı:
Gerçek olan şey, katımızdan onlara gelince bu dediler, şüphe yok ki apaçık bir büyü.
Abdullah ParlıyanAbdullah Parlıyan:
"Bakın bu düpedüz bir büyü" dediler.
Adem UğurAdem Uğur:
Katımızdan onlara hak (mucize) gelince: "Bu elbette apaçık bir sihirdir" dediler.
Ahmed HulusiAhmed Hulusi:
İndîmizden onlara Hak geldiğinde: "Muhakkak ki bu apaçık bir sihirdir" dediler.
Ahmet VarolAhmet Varol:
’Bu apaçık bir sihirdir’ dediler.
Ali BulaçAli Bulaç:
Onlara Katımız’dan hak geldiği zaman, dediler ki: "Bu, kuşkusuz apaçık bir büyüdür."
Ali Fikri YavuzAli Fikri Yavuz:
Tarafımızdan kendilerine mûcize geldiği vakit, " - Muhakkak bu açık bir sihirdir." dediler.
Bayraktar BayraklıBayraktar Bayraklı:
Katımızdan onlara hak gelince, “Bu elbette apaçık bir sihirdir” dediler.
Bekir SadakBekir Sadak:
Gercek, katimizdan onlara gelince: «Dogrusu bu apacik bir buyudur» dediler.
Celal YıldırımCelal Yıldırım:
Onlara bizim katımızdan hak gelince, «bu ancak açık bir sihirdir» dediler.
Cemal KülünkoğluCemal Külünkoğlu:
Onlara tarafımızdan hak (mucize) ulaşınca: “Bu açık bir sihirdir” dediler.
Diyanet İşleriDiyanet İşleri:
Katımızdan kendilerine hak (mucize) gelince, "Şüphesiz bu, apaçık bir sihirdir" dediler.
Diyanet VakfıDiyanet Vakfı:
Katımızdan onlara hak (mucize) gelince: «Bu elbette apaçık bir sihirdir» dediler.
Edip YükselEdip Yüksel:
Tarafımızdan kendilerine gerçek gelince, "Bu apaçık bir büyüdür" dediler.
Elmalılı Hamdi YazırElmalılı Hamdi Yazır:
Kendilerine tarafımızdan hak gelince, «Muhakkak ki bu, apaçık bir sihirdir.» dediler.
Fizil-al il KuranFizil-al il Kuran:
Bizim tarafımızdan gönderilen gerçek onlara ulaşınca, «Bu apaçık bir büyüdür» dediler.
Gültekin OnanGültekin Onan:
Onlara katımızdan hak geldiği zaman, dediler ki: "Bu, kuşkusuz apaçık bir büyüdür."
Harun YıldırımHarun Yıldırım:
Onlara katımızdan hak geldiği zaman, dediler ki: "Bu, kuşkusuz apaçık bir sihirdir."
Hasan Basri ÇantayHasan Basri Çantay:
Tarafımızdan kendilerine hak (mu’cize) geldiği vakit: «Her halde bu, apaçık bir sihirdir» dediler.
Hayrat NeşriyatHayrat Neşriyat:
Nihâyet onlara tarafımızdan hak gelince: `Doğrusu bu apaçık bir sihirdir` dediler.
İbn-i Kesirİbn-i Kesir:
Tarafımızdan kendilerine hak geldiği vakit; doğrusu bu, apaçık bir büyüdür, dediler.
İlyas Yorulmazİlyas Yorulmaz:
Ne zamanki katımızdan onlara gerçekler gelse, bu apaçık bir sihirdir dediler.
İskender Ali Mihrİskender Ali Mihr:
Böylece onlara katımızdan hak geldiği zaman: "Muhakkak ki bu, apaçık bir sihirdir." dediler.
Kadri ÇelikKadri Çelik:
Katımızdan onlara gerçek gelince, "Doğrusu bu apaçık bir büyüdür" dediler.
Muhammed EsedMuhammed Esed:
Öyle ki, kendilerine katımızdan hak geldiği zaman, "Bakın, bu düpedüz bir büyü!" dediler.
Mustafa İslamoğluMustafa İslamoğlu:
Şöyle ki: Katımızdan kendilerine hakikatin ta kendisi geldiği zaman dediler ki: "İşte bu kesinlikle ayan beyan bir sihirdir!"
Ömer Nasuhi BilmenÖmer Nasuhi Bilmen:
Vaktâ ki onlara Bizim tarafımızdan hak geldi, «Şüphe yok ki bu elbette apaçık bir sahirdir,» dediler.
Ömer ÖngütÖmer Öngüt:
Katımızdan kendilerine hak geldiği zaman: "Doğrusu bu apaçık bir sihirdir. " dediler.
Sadık TürkmenSadık Türkmen:
Onlara katımızdan gerçek gelince: "Şüphesiz bu, apaçık bir sihirdir" dediler.
Seyyid KutubSeyyid Kutub:
Bizim tarafımızdan gönderilen gerçek onlara ulaşınca, «Bu apaçık bir büyüdür» dediler.
Suat YıldırımSuat Yıldırım:
Onlara tarafımızdan gerçek ulaşınca: "Bu besbelli bir sihirdir." dediler.
Süleyman AteşSüleyman Ateş:
Onlara katımızdan gerçek gelince: "Bu, apaçık bir büyüdür." dediler.
Şaban PirişŞaban Piriş:
Katımızdan onlara gerçek geldiği zaman, onlar: -Bu, apaçık bir sihirdir! demişlerdi.
Tefhim-ul Kur'anTefhim-ul Kur'an:
Onlara katımızdan hak geldiği zaman, dediler ki: «Bu, kuşkusuz apaçık bir büyüdür.»
Yaşar Nuri ÖztürkYaşar Nuri Öztürk:
Gerçek, katımızdan onlara geldiğinde şöyle demişlerdi: "Hiç kuşkusuz, bu, apaçık bir büyüdür."
Yusuf Ali (İngilizce)Yusuf Ali (İngilizce):
When the Truth did come to them from Us, they said: "This is indeed evident sorcery!"