1. Elif, Lâm, Râ, İşte bunlar, hikmetle dolu olan ilâhî kitabın ayetleridir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 2. Kendilerinden biri olan ve onların arasından seçtiğimiz Peygambere; "Bütün insanlığı uyar, inananlara her bakımdan ihlaslı, samimi ve dürüst olmakla, Rableri katında diğer herkesten ileri geçtiklerini müjdele" diye vahyetmemiz, insanların tuhafına mı gitti ki, Allah’tan gelen gerçekleri örtbas edenler bakın, bu peygamber "Düpedüz bir büyücüdür" derler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 3. Gerçek şu ki; Rabbiniz, gökleri ve yeri altı zaman ve birimde yaratan, sonra da kudret ve egemenlik makamına geçip kâinâtı yöneten Allah’tır.O’nun izni olmadıkça araya girip kayırıcılık yapacak kimse yoktur. İşte Rabbiniz olan Allah budur, başkası değil. Öyleyse yalnız O’na kulluk edin; artık iyice düşünüp, ibret almaz mısınız? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 4. Hepiniz topluca O’na döneceksiniz. Bu Allah’ın gerçekleşmesi kaçınılmaz olan sözüdür, yaratmayı ilk başlatan ve devamlı sürdüren O’dur iman edip doğru ve faydalı işler yapanlara, adaletle karşılık vermek için yeniden yaratacak olan da Allah’tır. Allah’tan gelen gerçekleri örtbas edenlere gelince, Allah’tan gelen gerçekleri örtbas etmeleri dolayısıyla, onlar için kaynar sudan bir içki ve can yakıcı bir azap vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 5. Güneşi parlak bir ışık kaynağı, ayı da aydınlık kılan ve yılların sayısını ve vakitlerin hesabını bilesiniz, yani zamanı ölçebilesiniz diye aya dolaşma konakları düzenleyen O’dur. Allah bunların hiçbirini boş yere değil, belli amacı gerçekleştirmek üzere, koyduğu genel kanunlara uyumlu bir düzen olarak yaratmıştır. Allah, bilmek isteyen bir toplum için ayetlerini böylece açıklıyor. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 6. Çünkü geceyle gündüzün birbiri ardınca gelmesinde ve Allah’ın göklerde ve yerde yarattığı herşeyde, yolunu Allah ve kitap ile bulmaya çalışan bir toplum için mutlaka işaretler vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 7. Öldükten sonra dirilip bize kavuşmayı beklemeyenler, dünya hayatına razı olup onunla rahat bulanlar ve ayetlerimizi umursamayanlara gelince, Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 8. yapageldikleri bütün o kötülüklerden dolayı, onların varacağı yer ateştir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 9. Ama iman edip te, doğru ve yararlı işler yapanlara gelince, Rableri imanlarından dolayı onları doğru yola eriştirmektedir. Ahirette ise nimet dolu cennetlerde, onların konaklarının altından ırmaklar akmaktadır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 10. "Ey Allah’ım! Sınırsız kudret ve izzetinle ne yücesin, seni her türlü noksanlıktan tenzih ederiz" diye dua ederler. Orada, onların selamlaşmaları "Selam olsun" şeklinde olacaktır. Dua ve niyazlarının sonu ise, "Eksiksiz bütün övgüler, alemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur" derler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 11. Eğer Allah, insanlara, hayrı hemen acele istedikleri gibi, günahları yüzünden hakettikleri şerri çabucak verseydi, onların sonu çarçabuk gelmiş olurdu. Ne var ki, bize kavuşmayı arzu etmeyenleri, azgınlıkları içinde, bocalar bir halde bırakıveririz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 12. İnsana bir dert ve sıkıntı dokunduğu zaman, yanı üzere yatarken, otururken yahut ayakta bize yalvarır, dua eder; ama biz kendisinden dert ve sıkıntıyı kaldırdığımızda ise, kendisine dokunan dert ve sıkıntıdan kurtulmak için bize hiç dua etmemiş gibi hareket eder. Kendi güçlerini boşa harcayan budalalara, yapıp ettikleri işte böyle güzel görünür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 13. Andolsun ki, sizden önce peygamberleri kendilerine mucizeler getirdiği halde, varoluş gayelerine aykırı hareket ettikleri için, nice nesilleri yok ettik; onları helak etmeseydik bile, yine de iman edecek değillerdi. İşte günaha gömülüp giden toplumları, biz böyle cezalandırırız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 14. Sonra da onların ardından, sizi yeryüzünde onların yerine getirdik ki, nasıl davranacağınıza bakıp değerlendirelim. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 15. "onu kendiliğimden değiştirmem olacak şey değil. Ben ancak bana vahyedilene uyarım. Bakın bu konuda, Rabbime baş kaldıracak olursam, dehşet veren o büyük günün azabından korkarım." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 16. "Eğer Allah dileseydi, bana bu Kur’ân’ı indirmezdi. Ben de onu size okumazdım, Allah ta size onu bildirmezdi. Gerçek şu ki, bu vahiy bana gelmezden önce bir ömür aranızda bulundum, böyle şeylerle hiç ilişkimin olmadığını görüyordunuz, öyleyse yine de aklınızı kullanmayacak mısınız?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 17. Allah’a karşı yalan uydurandan veya O’nun ayetlerini yalan sayandan daha zalim yani yaratılış gayesi dışında hareket eden kim olabilir? Doğrusu böyle davranarak günaha batıp gidenler, kurtuluşa asla erişemeyeceklerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 18. "Allah’a göklerde ve yerde bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz? Yoo, kudret ve egemenliğinde sınırsız olan O’dur ve insanların O’na ilahlıkta ortak olarak yakıştırdıkları herşeyden sonsuzca yücedir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 19. Ve bilin ki, bütün insanlık sadece bir tek topluluk halindeydi, ama sonradan ayrı ayrı görüşler benimsemeye başladılar. Şayet bu konuda, Rabbinin katında önceden belirlenmiş bir karar olmasaydı, ayrılığa düştükleri bütün konularda aralarında hüküm verilmiş olurdu, yani düştükleri tüm ayrılıklar meselesi, daha başlangıçta çözümlenmiş olurdu." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 20. "İnsanoğlunun görüp algılamayacağı şeylerin bilgisi ancak Allah’a aittir. Öyleyse, bekleyin O’nun iradesi tecelli edinceye kadar; hem, ben de sizinle beraber bekleyeceğim." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 21. "Allah yalanlarınıza karşılık vermekte ve tuzaklar bozmakta daha çabuktur." Dikkat edin! Bizim görünmeyen görevlilerimiz, tasarlayıp durduğunuz herşeyi inceden inceye kaydediyorlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 22. O sizi, karada ve denizde gezdirip dolaştırandır. Gemilere binersiniz. Gemiler, içindeki yolcularla birlikte tatlı bir esinti ile seyreder. Yolcular keyiflenirler. Tam bu sırada şiddetli bir fırtına çıkar. Her taraftan dalgalar gelmeye başlar. Tamamen kuşatılıp boğulmak üzere olduklarını düşünürler. Allah’ın dinini ve düzenini içtenlikle benimseyerek samimiyetle aralarında uygulayıp Allah’a dua ederler. ’Bizi bu fırtınadan kurtarırsan andolsun, kesinlikle şükredenlerden olacağız’ diye dua ederler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 23. Ne var ki Allah, onları bu felaketten kurtarır kurtarmaz, hemen yeryüzünde haksızlık ederek azgınlık yapmaya koyulurlar. Ey insanlar! Yaptığınız bütün taşkınlıklar, döne dolaşa yine kendinizi bulacaktır. Yalnızca bu dünya hayatının geçici doyumlarını gözetiyorsunuz; fakat hatırlayın ki, sonunda bize döneceksiniz ve o zaman hayatta yapıp ettiğiniz herşeyi, size eksiksizce haber vereceğiz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 24. Gökten indirdiğimiz su sebebiyle, insan ve hayvanların yediği yeryüzündeki bitkiler, onunla birbirine karışır, ta ki yeryüzü bütün zinetini takınıp süslendiği, yeryüzü ehli de kendilerini onun ürününü biçip toplamaya güç yetireceklerini zannettikleri bir sırada, geceleyin veya gündüzleyin o yere emrimiz gelir de, sanki bir gün önce, o yeryüzü hiç bitkisiyle süslenip zengin olmamış gibi, onu kökünden biçilmiş yapar, süsünü, zenginliğini yok ediveririz. İşte biz düşünen bir toplum için ayetleri böyle geniş geniş açıklıyoruz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 25. Böyle yapmakla bilin ki Allah, insanları huzur ve güvenlik ortamına, yani cennete çağırmakta ve isteyen kimseleri de dilediği şekilde doğru yoluna yöneltmektedir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 26. İyi ve yararlı işler yapmakta devamlı ve kararlı olanlara, karşılık olarak daha iyisi ve ondan da fazlası vardır. Kıyamet gününde onların yüzlerini, ne bir kararma, ne de aşağılık ve horluk kaplayacaktır. İşte bunlardır cennetlikler, orada ebedî kalacaklardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 27. Ama kötü iş yapmış olanlara gelince, kötülüğün karşılığı kendisi kadar olacaktır. Ve onları bir utanç ve aşağılanma bürüyecektir. Allah’a karşı onları koruyacak ta yoktur. Sanki yüzler gecenin karartıcı parçalarıyla kaplanmış gibidir. İşte bunlardır cehennemde ebedî olarak kalacak olanlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 28. "Siz ve Allah’a ortak koştuğunuz o şeyler, durun yerinizde" diyecek ve böylece onları birbirinden ayıracağız ve o zaman Allah’a ortak koştukları kimseler, vaktiyle kendilerine kulköle olmuş olanlara, sizin tapınıp durduğunuz biz değildik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 29. Bizimle sizin aranızda hiç kimse, Allah’ın yaptığı gibi şahitlik yapamaz. Gerçek şu ki, bize tapındığınızın farkında bile değildik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 30. O an ve işte orada herkes, geçmişte yapıp ettiğiyle sorgulanacak, herkes Allah’a, O yüceler yücesi gerçek sahibine döndürülecek, onların boş hayalleri, uydurmakta oldukları şeyler, ortadan kaybolup kendilerini, yüzüstü bırakacaktır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 31. "Peki hâlâ yolunuzu, Allah ve O’nun kitabıyla bulmaya çalışmayacak mısınız? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 32. İşte gücü kudreti size böylece anlatılan sizin gerçek Rabbiniz olan Allah’tır. Artık haktan ayrıldıktan sonra, sapıklıktan başka ne kalır. O halde nasıl oluyor da, gerçeklerden sapıklığa döndürülüyorsunuz?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 33. İşte böylece Rabbinin yoldan çıkanlar hakkında, "Onlar inanmayanlardır" diye söylemiş olduğu sözü, gerçekleşmiş oldu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 34. Ancak Allah’tır bütün karmaşıklığıyla hayatı yoktan var eden ve sonra tekrar tekrar yaratan. Hal böyleyken nasıl oluyor da, hak yoldan çevrilip saptırılıyorsunuz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 35. Yalnızca Allah’tır gerçeğe ulaştıran. Öyleyse, gerçeğe eriştiren mi izlenmeye daha layıktır, yoksa kendisine yol gösterilmedikçe, kendi başına doğru yolu bulamayacak durumda olan mı? Peki ne oluyor size, nasıl böyle yanlış hükmediyorsunuz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 36. Onların çoğu, sadece zanna uymaktadırlar. Oysa zan hiçbir şekilde gerçeğin yerini tutamaz. Gerçek şu ki, Allah onların yaptıklarını bütünüyle bilmektedir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 37. Bu Kur’ân Allah’tandır. O’ndan başkası tarafından tasarlanmış, uydurulmuş değildir. Üstelik O Kur’ân, önceki vahiylerden hakikat adına, bu güne kalmış ne varsa onu doğrulayıp, alemlerin Rabbinden geldiğinden şüphe olmayan vahyi, özlü bir şekilde açıklayandır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 38. "Eğer doğru sözlü kimselerdenseniz, o zaman ona benzer bir sûre de haydi siz getirin; hem bu iş için Allah’tan başka kimi yardıma çağırabilirseniz çağırın." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 39. Hayır, o Allah’tan gelen gerçekleri örtbas edenler, ilmini kuşatamadıkları ve kendilerine de henüz yorumu gelmemiş bir şeyi, yani Kur’ân’ı yalanladılar. Onlardan öncekiler de, kitap ve peygamberleri böyle yalanlamışlardı. Gerçekleri görmek istiyorsan, yaratılış maksadına aykırı davrananların, sonunun nasıl olduğuna bir bak. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 40. Onlardan bu Kur’ân’a inanan da var, inanmayan da; ne olursa olsun Rabbin, bozgunculuk yapanları çok iyi bilmektedir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 41. "Benim yapıp ettiklerim bana yazılacak, sizin yapıp ettikleriniz de size; siz benim yaptığımdan uzaksınız, ben de sizin yaptığınızdan uzağım. Yani inanç ve yaşantı yönünden saflarımız ayrı ayrıdır." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 42. Ve o Allah’tan gelen gerçekleri örtbas edenlerin arasında, sana kulak kabartanlar var; ama eğer akıllarını kullanmıyorlarsa, sen sesini hiç sağırlara işittirebilir misin? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 43. Ve yine onların arasında, sana ve mucizelerine bakıyormuş gibi yapanlar var; ama eğer kör iseler göremiyorlarsa, sen körlere doğru yolu gösterebilir misin? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 44. Gerçek şu ki, Allah hiçbir konuda insanlara en küçük bir haksızlık yapmaz; fakat hep insanlardır kendilerine haksızlık edenler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 45. Ve o gün Allah, onları huzuruna topladığı zaman, onlara öyle gelecek ki, yeryüzünde sanki sadece tanışmalarına yetecek kadar kısa bir süre, yani gündüzün bir saati kadar kalmış gibi olacaklar, vaktiyle Allah’ın huzuruna çıkarılacakları uyarısına, yalan gözü ile bakan ve bu yüzden doğru yolu tutmaktan geri duranlar, o gün bütün bütün yanılmış ve kaybetmiş olacaklar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 46. Ve bu söylediklerimiz doğrultusunda, Allah’tan gelen gerçekleri örtbas edenlere hazırladığımız şeylerden bazılarını, sana ya bu dünyada gösteririz, ya da ceza gerçekleşmeden önce, senin ruhunu almış oluruz. Ama bil ki, onların dönüşü er geç bizedir ve Allah onların bütün edip eylediklerine şahittir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 47. Her toplum için mutlaka bir elçi gönderilmiştir. Ancak her toplumun elçisi geldikten ve tebliğini yaptıktan sonra, onlar hakkında bütünüyle adaletle hükmedilir ve onlara asla haksızlık yapılmaz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 48. Buna rağmen yine de, Allah’tan gelen gerçekleri örtbas etmeye çalışanlar, "Kıyametle alakalı söz, ne zaman gerçekleşecek? Eğer doğru sözlü kimselerseniz, buna cevap verin ey inananlar!" diye sorup duruyorlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 49. Allah dilemedikçe, ben kendi kendime ne bir zararı önleyecek, ne de kendime bir yarar sağlayabilecek güçteyim. Her toplum için, bir süre belirlenmiştir; süreleri son bulunca, onu ne bir an geciktirebilirler, ne de çabuklaştırabilirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 50. Ya bir gece vakti, ya da güpegündüz eğer O’nun azabı başınıza koparsa, ne yapacaksınız hiç düşündünüz mü? Günaha gömülüp gitmiş bir toplumun, bu azabı acele istemesinin sebebi ne olabilir ki? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 51. Azap başınıza geldikten sonra mı, O’na inanacaksınız, yoksa şimdi mi inandınız? Hani ya, siz onu çabuk isteyip duruyordunuz nasılmış? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 52. O gün ki, dünya hayatında, yaratılış gayesine aykırı davrananlara "Tadın bitmeyen azabı" denecek. "Yaptığınız işlerin karşılığından başkasıyla mı cezalandırılıyorsunuz sanki." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 53. "Evet Rabbim hakkı için o azap, gerçekten meydana çıkacaktır ve siz ondan yakayı kurtaramayacaksınız." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 54. Kıyamet günü, yaratılış gayesine aykırı hareket eden herkes, dünyadaki herşey onun olsa, o gün kurtulmak için onu fidye olarak verirdi. Ve o zalimler, kendilerini bekleyen azabı görünce, pişmanlıklarını açıklayacak bir yapıda olurlar veya için için yanarlar. O gün onların arasında, adaletle hükmolunur ve asla haksızlığa uğratılmazlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 55. Dikkat edin! Haberiniz olsun ki, göklerde ve yerde ne varsa, hepsi Allah’ındır. Yine dikkat edin ki, Allah’ın verdiği söz gerçektir ve mutlaka gerçekleşir. Ne var ki, insanların çoğu onu bilmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 56. Hayat veren de, ölümü takdir eden de O’dur ve sonunda hepiniz O’na dönmek zorundasınız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 57. Ey insanlar! İşte Rabbinizden size bir öğüt, kalplerde olabilecek her türlü hastalıklar için bir şifa ve O’na inanan herkes için hidayet ve rahmet olan Kur’ân, sizlere gelmiş bulunuyor. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 58. Söyle onlara, Allah’ın insanlığa verdiği bu lütfu ve rahmetiyle yani Kur’ân’la sevinsinler. Bu Kur’ân’a sarılmak, onların toplayıp durdukları, biriktirdikleri bütün dünyalıklardan daha üstün ve daha iyidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 59. Allah mı size böyle izin verdi, yoksa siz Allah’a mı iftira ediyorsunuz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 60. Peki bu kendi yalanlarını Allah’a yakıştıranlar, kıyamet günü başlarına gelecek olan hakkında, acaba ne düşünüyorlar? Gerçek şu ki Allah, insanlara karşı sınırsız cömertlik göstermektedir; ama ne yazık ki, onların çoğu şükretmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 61. Ve sen ey peygamber! Hangi şartlarda olursan ol, bu ilâhî kitaptan okunacak hangi konuyu, dile getirirsen getir ve siz ey insanlar! Hangi işi yaparsanız yapın, unutmayın ki devamlı biz üzerinize gözlemci bulunuyoruz. Çünkü ne yerde, ne gökte tartıya gelmeyecek kadar küçük şeyler bile, senin Rabbinin bilgisinden dışarıya çıkamaz; ne bundan daha küçüğü, ne de büyüğü yok ki, O’nun apaçık kitabı olan Levhi Mahfuz’da, yani Allah’ın yanındaki sahifede bulunmasın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 62. Unutmayın ki, Allah’a dost ve yakın olanların korkmaları için bir sebep yoktur. Onlar acı ve üzüntü de çekmeyecekler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 63. Onlar iman edip, sonra yollarını Allah ve kitabıyla bulmaya çalışanlardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 64. Onlar için hem bu dünya hayatında, hem de sonraki hayatta müjdeler var. Allah’ın vaadinde asla değişme yoktur. O verdiği sözü mutlaka yerine getirir. İşte büyük kurtuluş ve mutluluk da budur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 65. Bu sebeple, Allah’tan gelen gerçekleri örtbas edenlerin sözleri, sana acı ve sıkıntı vermesin. Çünkü kudret ve üstünlük, bütünüyle Allah’a aittir. Herşeyi işiten ve bilen de O’dur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 66. Unutmayın ki, göklerde ve yerde kim ve ne varsa hepsi Allah’ındır. Allah’ın yanısıra başka putlara tapanlar böyle yapmakla neye uyuyorlar, onlar sadece zanna uyuyorlar; hayallerine kapılıp sadece saçmalıyorlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 67. Oysa bağrında dinlenesiniz diye geceyi ve işlerinizi görüp gözetesiniz diye gündüzü var eden O’dur. Şüphe yok ki, bu söylenenlerde, kulak verip dinleyip ders almak isteyen insanlar için ibretler, apaçık belgeler vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 68. Bütün bu açıklamalardan sonra, yine de "Allah kendine bir oğul edindi" diyorlar. O yüceler yücesi, kendisine yakışmayacak niteliklerden kesinlikle uzaktır. O zengindir, hiçbir şeye muhtaç değildir. Göklerde ve yerde var olan herşey, ona aittir; sizin elinizde bu tür iddialarınızı destekleyecek hiçbir deliliniz de yoktur. Hal böyleyken, bilemeyeceğiniz şeyi mi Allah’a yakıştırıyorsunuz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 69. Allah hakkında yalan uydurup iftira edenler ne bu dünyada, ne de öbür dünyada asla kurtuluşa eremeyeceklerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 70. Onlar için belki dünyada biraz faydalanma vardır fakat dönüşleri bizedir. Bizden gelen gerçekleri örtbas etmelerinden dolayı onlara çok şiddetli bir azabı tattıracağız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 71. "Ey kavmim! Eğer benim aranızdaki konumum ve Allah’ın ayetlerini size bildirmem zorunuza gidiyorsa bilin ki, ben Allah’a güvenip dayanıyorum. Öyleyse artık, bana yapacağınızı yapmak için, hem kendi gücünüzü, hem de Allah’tan başka ilahlık yakıştırdığınız yardımcılarınızı bir araya toplayın; bir kere ne yapacağınıza karar verdikten sonra, artık girişeceğiniz eylem sizi tasalandırmasın. Neye karar verdiyseniz, bana karşı artık elinizden geleni ardınıza koymayın hem de bana hiç soluk aldırmadan. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 72. Eğer size ulaştırdığım mesajdan yüz çevirirseniz hatırlayın ki, ben sizden bir karşılık beklemiş değilim, benim ücretimi ödemek Allah’tan başkasına düşmez. Çünkü ben kendimi, O’na teslim edenlerden biri olmakla emrolundum." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 73. Bütün bu uyarılara rağmen, onu yalanlamaya kalkıştılar biz de onu gemide onunla birlikte olanların hepsini kurtarıp, bu kurtardıklarımızı o yok ettiklerimizin yerine geçirdik. Ayetlerimizi yalanlamaya kalkışanları ise suda boğduk. Artık sen bir bak, uyarılıp da yola gelmeyenlerin sonu nasıl oldu? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 74. Ve sonra onun ardından her birini kendi toplumlarına olmak üzere başka elçiler gönderdik. Öyle ki, onlar da hakkın apaçık delillerini ortaya koydular. Fakat onlar, bir kere yalan saymış oldukları şeye, sonradan bir türlü inanmak istemediler. Haddi aşanların kalplerini işte biz böyle mühürleriz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 75. Bu ilk peygamberlerden sonra, Musa ve Harun’u ayetlerimizle, Firavun ve seçkin çevresine gönderdik. Ne var ki onlar, inanmakta büyüklük tasladılar ve günaha gömülüp giden bir topluluk oldular. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 76. "Bakın bu düpedüz bir büyü" dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 77. "Size gerçekler geldiğinde, onun hakkında böyle mi konuşursunuz, hiç büyü olabilir mi bu? Hem de büyücülerin hiçbir şekilde, umduklarına eremedikleri ortada iken." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 78. "Bizi, atalarımızı inanç ve uygulama olarak izler bulduğumuz yoldan çevirmeye ve böylece ikinizin bu ülkede söz sahibi kimseler olmanızı sağlamaya mı geldiniz? Her ne hal ise, ikinize de inanmıyoruz" dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 79. "En usta sihirbazları bana getirin" diye emretti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 80. "Haydi atın, atmak istediğinizi" dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 81. "Bu yaptığınız sihirden başka birşey değil. Allah bunu mutlaka boşa çıkaracaktır. Gerçek şu ki, Allah bozgunculuk yapanların işlerini asla ileri götürmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 82. Allah, günaha gömülüp gidenlerin hoşuna gitmese de, kendi sözleriyle gerçeği ortaya çıkaracaktır." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 83. Firavun ve onun seçkin çevresi, kendilerine kötülük yapar korkusuyla, başkaları geri dururken, kavminden az bir kısmı Musa’ya inandı. Çünkü Firavun, o ülkede gerçekten nüfuz ve iktidar sahibiydi; ve üstelik ölçüsüz ve acımasız biriydi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 84. "Ey kavmim! Eğer Allah’a inanıyorsanız, eğer gerçekten O’na bağlanıp kendinizi O’na teslim etmişseniz, öyleyse artık güvenin O’na." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 85. "Biz Allah’a güvenip dayandık. Ey Rabbimiz! O varoluş gayesine aykırı davranan topluluğu bize musallat etmek suretiyle, bizi deneme aracı yapma" dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 86. "Senden gelen gerçekleri örtbas eden bu toplumun elinden rahmetinle kurtar bizi." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 87. Biz de Musa ve kardeşine, "Şehirde kavminiz için bazı evleri sığınak, karargah ve merkez edinin, o evlerinizi de mescide dönüştürün oralarda namazınıza devamlı ve kararlı olun ve sen ey Musa! İnananları Allah’ın yardımıyla müjdele." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 88. "Ey Rabbim!" dedi. "Gerçek şu ki, sen Firavun ve onun seçkin çevresine, dünya hayatında görkem ve zenginlik verdin. Öyle ki Bunun sonucu olarak, onlar da kullarını senin yolundan çeviriyorlar! Ey Rabbimiz! Öyleyse, artık onların zenginliklerini silip yok et ve böylece kalplerini iyice sıkıp katılaştır. Çünkü bunlar, çetin azabı görmedikçe inanmayacaklar." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 89. Allah, bu dileğiniz kabul olundu, dedi. "Öyleyse siz ikiniz, dosdoğru yolda sabır ve sebatla devam edin, doğru nedir, eğri nedir bilmeyenlerin yolunu izlemeyin." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 90. Derken İsrailoğullarını, denizin öte yakasına geçirdik; bunun üzerine Firavun ve ordusu, zulüm ve saldırıyla onların ardına düştü, denizin dalgaları onları örtüp de, Firavun boğulmak üzereyken "Şu anda inandım, İsrailoğullarının inandığı ilahdan başka gerçek ilah yok ve ben de artık kendimi O’na teslim edenlerdenim" dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 91. Ona, şimdi mi iman ettin? denildi. Oysa bu güne kadar hep başkaldırmış ve bozgunculardan olmuştun. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 92. Bu gün senin sadece bedenini kurtaracağız ki, senden sonra gelecek olanlar için uyarıcı bir alamet olsun. Çünkü gerçek şu ki, insanların çoğu ayetlerimize karşı habersiz ve umursamaz durumdadırlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 93. Derken İsrailoğullarını, güzel ve emin bir yere yerleştirdik ve kendilerini temiz ve hoş rızıklarla rızıklandırdık. Ama ne zaman ki, vahiy yoluyla kendilerine hakikat bilgisi geldi, ancak o zaman aralarında çekişmeye ve farklı görüşler benimsemeye başladılar. Allah çekişmeye düştükleri her konuda, kıyamet günü aralarında elbette hüküm verecektir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 94. Ey insanlar! Benim dinimden ve bana indirilen Kur’ân’ın doğruluğundan hâlâ şüphede iseniz, önceki çağlarda vahyedilmiş kitapları okuyan kimselere sor; o zaman anlayacaksınız ki, Rabbinden sana gelen gerçektir. O halde artık şüphe edenlerden olma! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 95. Allah’ın ayetlerine yalan gözüyle bakan kimselerden olma ki, kendini kaybedenler arasında bulmayasın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 96. Haklarında Rabbinin sözü sabit olanlar, elbette inanmayacaklardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 97. Kendilerine her türlü kanıtlayıcı belge gelse bile, çok can yakıcı azabı gözleriyle görünceye kadar iman etmezler. Azabı görünce iman ettik derler, ama imanları onlara bir fayda sağlamaz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 98. Azap geleceği vakit iman edip de, imanı kendilerine yarar sağlayan bir memleket varsa, her halde Yûnus’un kavmidir. İman ettiklerinde, dünya hayatında sürüklenebilecekleri alçalmanın ve bayağılaşmanın yol açacağı acıyı ve sıkıntıyı onlardan uzaklaştırdık ve belli bir süre daha varlıklarını sürdürmeleri için bu dünyada kendilerine fırsat tanıdık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 99. İşte bunun gibi Rabbin, eğer öyle olmasını dileseydi, yeryüzünde yaşayan herkes, topyekün iman ederdi. Hal böyleyken ey peygamber! İnsanları iman etsinler diye zorlayacak mısın? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 100. Allah’ın izni olmadıkça hiçbir kimse iman etmez; Allah, azabı ve rezilliği, akıllarını kullanamayanlara musallat eder. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 101. "Göklerde ve yerde var olanlara bakın da düşünün." Ne var ki, inanmayacak olan bir topluma ne ayetlerin, ne de uyarıların bir yararı dokunabilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 102. Öyleyse olacak olanı bekleyin bakalım; doğrusu ben de sizinle beraber bekleyeceğim. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 103. Hakkı inkâr edip, ayetlerimizi yalanlamaya kalkışanların felaketlerini hazırlarız ve buna karşılık elçilerimizi ve iman edenleri kurtarırız, mü’minleri de azap geldiğinde kurtarmak üzerimize bir haktır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 104. "Ey İnsanlar! Eğer benim hayat tarzımdan şüphede iseniz bilin ki ben, sizin Allah’tan başka kulluk ettiğiniz varlıklara kulluk etmem. Ben yalnızca, sizin hayatınıza son verecek olan Allah’a ibadet ederim. Çünkü ben, yalnız O’na inanan kimselerden biri olmakla emrolundum." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 105. Ey insanoğlu işte böyle, sen de yüzünü yalancı, aldatıcı şeylerden bütünüyle arınmış olarak, samimiyetle gerçek inanca çevir. Allah’tan başkalarına ilahlık yakıştıranlardan olma. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 106. Sana ne bir zarar, ne de yarar verebilecek imkanı olmayan varlıklara, Allah’la beraber Allah’ı andığın gibi anıp, onlara yalvarıp yakarma. Eğer böyle yaparsan, muhakkak ki yaratılış gayesine aykırı hareket etmiş olursun. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 107. Zira O mutlak bağış sahibidir, sonsuz rahmet kaynağıdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 108. "Ey insanlar! Şimdi size, Rabbinizden gerçekleri içeren bilgi gelmiş bulunuyor. Bundan böyle her kim, doğru yolu izlemeyi seçerse, bunu kendi lehine seçmiş olacaktır. Ve kim de sapıklığı seçerse, yine bunu kendi aleyhine seçmiş olacaktır. Ben sizin üzerinize, bir koruyucu ve işinizi yüklenici de değilim." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 109. Sana gelince, ey Muhammed! Sen de, yalnızca sana vahyedilene uy ve Allah hükmünü verinceye kadar her türlü sıkıntı ve zorluklara göğüs ger; çünkü hükmedenlerin en iyisi O’dur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster