إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا وَمَاتُوا وَهُمْ كُفَّارٌ فَلَنْ يُقْبَلَ مِنْ أَحَدِهِمْ مِلْءُ الْأَرْضِ ذَهَبًا وَلَوِ افْتَدَىٰ بِهِ ۗ أُولَٰئِكَ لَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ وَمَا لَهُمْ مِنْ نَاصِرِينَ
İnnellezıne keferu ve matu ve hüm küffarun fe ley yukbele min ehadihim mil’ül erdı zehebev ve levfteda bih ülaike lehüm azabün elımüv ve ma lehüm min nasırın
Kelime
Anlamı
Kökü
إِنَّ
şüphesiz
الَّذِينَ
kimseler
كَفَرُوا
inkar eden
وَمَاتُوا
ve ölenler
وَهُمْ
ve onlar
كُفَّارٌ
kafir olarak
فَلَنْ
يُقْبَلَ
kabul edilmeyecektir
مِنْ
-nden
أَحَدِهِمْ
hiçbiri-
مِلْءُ
dolusu
الْأَرْضِ
dünya
ذَهَبًا
altın
وَلَوِ
ve olsa dahi
افْتَدَىٰ
fidye vermiş
بِهِ
onu
أُولَٰئِكَ
işte
لَهُمْ
onlar için vardır
عَذَابٌ
bir azab
أَلِيمٌ
acıklı
وَمَا
ve yoktur
لَهُمْ
onların
مِنْ
hiçbir
نَاصِرِينَ
yardımcıları

  • Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı:
    Gerçekten de, kâfir olanlar ve kâfir olarak ölenler yok mu, kurtulmak için dünya dolusu altın feda etseler makbule geçmez, hiçbiri kurtulmaz, onlaradır elemli bir azap ve onlara bir tek yardımcı bile yoktur.

  • Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan:
    Allah’tan gelen gerçekleri örtbas edip bu vaziyette ölenlere gelince, yeryüzü dolusu altını, bağışlanmaları için bedel olarak vermiş olsalar dahi, hiçbirinden asla kabul edilmeyecektir. İşte onlar için acıklı bir azap vardır, yardımcı da bulamayacaklardır.

  • Adem Uğur Adem Uğur:
    Gerçekten, inkâr edip kâfir olarak ölenler var ya, onların hiçbirinden -fidye olarak dünya dolusu altın verecek olsa dahi- kabul edilmeyecektir. Onlar için acı bir azap vardır; hiç yardımcıları da yoktur.

  • Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi:
    Onlar ki hakikat bilgisini inkâr ederler ve bu inkâr ile ölürler; arz dolu altını olup da fidye olarak (kurtulmak için) vermeyi düşünseler, bu asla kabul olmaz. Onlar için feci bir azap vardır ve kimse de onlara yardımcı olmaz.

  • Ahmet Varol Ahmet Varol:
    İnkar edip kâfir olarak ölenlerin hiç birinden bütün yeryüzü dolusunca altın fidye verseler bile kabul edilmeyecektir. Onlar için acıklı bir azap vardır ve onların yardımcıları da yoktur.

  • Ali Bulaç Ali Bulaç:
    Şüphesiz küfredip kafir olarak ölenler, bunların hiçbirisinden, yeryüzü dolusu altını olsa -bunu fidye olarak verse de- kesin olarak kabul edilmez. Onlar için acı bir azap vardır ve onların yardımcıları yoktur.

  • Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz:
    Küfre dalmış ve kâfir oldukları halde ölüp gitmiş kimseler (var ya), bunların her biri kendini kurtarmak için dünya dolusu altın verecek olsa bile, asla hiç birinden kabul olunmaz. Bunların hakkı acıklı bir azâbdır ve kendilerine yardım edeceklerden de kimse yoktur.

  • Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı:
    Gerçekten inkâr edip kâfir olarak ölenler var ya, dünya dolusu altın verecek olsa dahi, onların hiçbirinden fidye kabul edilmeyecektir. Onlar için acı bir azap vardır, hiç yardımcıları da olmayacaktır.

  • Bekir Sadak Bekir Sadak:
    Dogrusu inkar edip, inkarci olarak olenlerin hicbirinden, yeryuzunu dolduracak kadar altini fidye vermis olsa bile, bu kabul edilmeyecektir. Iste elem verici azab onlaradir, onlarin hic yardimcilari da yoktur.

  • Celal Yıldırım Celal Yıldırım:
    Şüphesiz ki, inkâra sapıp kâfir olarak ölenler —kurtuluş fidyesi olarak— dünya dolusu altın verseler hiç birinden mümkün değil kabul edilmiyecektir. Bunlar için çok acıklı bir azâb vardır ve yardımcıları da yoktur.

  • Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu:
    Hakikati inkâra şartlanmış olanlar ve bu inkâr içerisinde ölüp gidenler (var ya), onların dünya dolusu altını olsa ve onu kurtuluş fidyesi olarak verseler bile, hiç birinden asla kabul olunmaz. İşte elem verici azap onlaradır ve onların hiç yardımcıları da olmayacaktır.

  • Diyanet İşleri Diyanet İşleri:
    Şüphesiz inkâr edip kâfir olarak ölenler var ya, dünya dolusu altını fidye verseler bile bu, hiçbirisinden asla kabul edilmeyecektir. Onlar için elem dolu bir azap vardır. Onların hiçbir yardımcıları da yoktur.

  • Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı:
    Gerçekten, inkâr edip kâfir olarak ölenler var ya, onların hiçbirinden -fidye olarak dünya dolusu altın verecek olsa dahi- kabul edilmeyecektir. Onlar için acı bir azap vardır; hiç yardımcıları da yoktur.

  • Edip Yüksel Edip Yüksel:
    İnkâr edip inkârcı olarak ölenler, dünya dolusu altını fidye olarak verseler dahi kendilerinden kabul edilmeyecektir. Onlar acıklı bir azabı hak ettiler ve hiçbir yardımcıları da olmayacak.

  • Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır:
    Muhakkak ki inkâr edenler ve kâfir oldukları halde de ölenler, yeryüzü dolusu altın fidye verseler bile hiç birisinden asla kabul edilmeyecektir. İşte dayanılmaz azab onlar içindir. Onların hiçbir yardımcıları da yoktur.

  • Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran:
    Küfredip kâfir olarak ölenlere gelince, bunların hiç birinden yeryüzü dolusu kadar altını fidye olarak verse bile kabul edilmez. Onları acıklı bir azap beklemektedir, hiçbir yardımcı bulamazlar.

  • Gültekin Onan Gültekin Onan:
    Şüphesiz küfredip kafir olarak ölenler, bunların hiç birisinden, yeryüzü dolusu altını olsa -bunu fidye olarak verse de- kesin olarak kabul edilmez. Onlar için acı bir azab vardır ve onların yardımcıları yoktur.

  • Harun Yıldırım Harun Yıldırım:
    Şüphesiz küfürlerinde bilinçli olarak ısrar edip kafir olarak ölenler fidye olarak yer dolusu altın verseler yine de onların hiçbirinden asla kabul edilmez. İşte onlar var ya, onlar için çok acıklı bir azap vardır. Onların yardımcıları yoktur.

  • Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay:
    Hakıykat, küfredenler ve kendileri kâfir olarak ölenler (yok mu?) onlardan hiç birinin (bilfarz) yer yüzünü dolduracak mıkdardaki altını dahi — onu feda etse — kat’iyyen makbul olmaz. İşte onlar! Pek acıklı bir azâb onların (hakkı) dır. Kendilerinin hiç bir yardımcıları da yokdur.

  • Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat:
    Muhakkak ki o inkâr edip de kendileri kâfir kimseler olarak ölenler yok mu, artık dünya dolusu altın, velev ki (kendisini kurtarmak üzere) onu fedâ edecek (de) olsa, artık onların hiçbirinden aslâ kabûl edilmeyecektir! İşte onlar yok mu, kendileri için (pek) elemli bir azab vardır ve onlar için yardımcılardan kimse yoktur.

  • İbn-i Kesir İbn-i Kesir:
    Doğrusu küfredip de, kafir olarak ölenler, yeryüzü dolusu altını fidye verecek olsalar yine de hiç birinden kabul edilmez. Onlar için elim bir azab vardır. Ve onların hiç yardımcıları da yoktur.

  • İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz:
    Muhakkak ki doğruları inkâr edenler ve gerçekleri inkâr eder bir halde ölenler varya, onlardan her birisinin yer yüzü kadar altınları olsa ve hepsini feda etseler, asla kabul edilmez. Artık onlar için acıklı bir azap var ve onlara orada yardım edecek hiçbir kimse yoktur.

  • İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr:
    Muhakkak ki, inkar edip, kâfîr olarak ölenlerin hiç birinden, yeryüzü dolusu altını olsa ve onu fidye olarak verse artık asla kabul edilmez. İşte onlar, onlar için "elim azab " vardır. Ve onlar için bir yardımcı yoktur.

  • Kadri Çelik Kadri Çelik:
    Doğrusu küfre sapıp kâfir olarak ölenlerin hiç birinden, yeryüzünü dolduracak kadar altını fidye vermiş olsa bile, kabul edilmeyecektir. İşte elem verici azap onlaradır, onların hiç yardımcıları da yoktur.

  • Muhammed Esed Muhammed Esed:
    Hakikati inkara şartlanmış olanlara ve hakikat inkarcısı olarak ölenlere gelince, yeryüzünün bütün altınları (bile) onların fidyelerini karşılayamaz. İşte onlar için acıklı bir azap vardır ve kendilerine yardım edecek hiç kimse bulamayacaklardır.

  • Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu:
    İnkarda direnenler ve inkara saplanmış halde ölen kimselere gelince: Yeryüzünün bütün hazinelerini verseler bile, onlardan kurtuluş akçesi kabul edilmeyecektir: işte onlar içindir acıklı azap ve onlara yardım eden de çıkmayacaktır.

  • Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen:
    Şüphesiz o kimseler ki, kâfir oldular ve kâfirler oldukları halde öldüler, artık onların hiçbirinden yeryüzü dolusu altın feda edecek olsa elbette kabul edilmeyecektir. İşte onlar için elîm bir azap vardır. Ve onlar için yardımcılardan bir kimse yoktur.

  • Ömer Öngüt Ömer Öngüt:
    İnkâra saplanmış ve kâfir olarak ölenler, dünya dolusu altını fidye vermiş olsa dahi aslâ hiçbirinden kabul edilmeyecektir. Elem verici azap onlaradır, onların hiçbir yardımcıları da yoktur.

  • Sadık Türkmen Sadık Türkmen:
    Şüphesiz inkâr edip kâfir olarak ölenler var ya, dünya dolusu altını fidye verseler bile bu, hiçbirisinden asla kabul edilmeyecektir. Onlar için çok acıklı bir azap vardır. Onların hiçbir yardımcıları da yoktur.

  • Seyyid Kutub Seyyid Kutub:
    Küfredip kâfir olarak ölenlere gelince, bunların hiç birinden yeryüzü dolusu kadar altını fidye olarak verse bile kabul edilmez. Onları acıklı bir azap beklemektedir, hiçbir yardımcı bulamazlar.

  • Suat Yıldırım Suat Yıldırım:
    İnkâr yoluna sapan ve kâfir olarak can veren kimseler, kurtuluş fidyesi olarak dünya dolusunca altın verseler de, mümkün değil, hiçbirinden kabul edilmeyecektir. Bunların hakkı, çok acı bir azaptır ve kendilerini bundan kurtaracak olan da yoktur.

  • Süleyman Ateş Süleyman Ateş:
    İnkâr edip kâfir olarak ölenler, dünyâ dolusu altın fidye vermiş olsa dahi hiçbirinden kabul edilmeyecektir. Onlar için acı bir azâb vardır ve onların hiçbir yardımcıları yoktur!

  • Şaban Piriş Şaban Piriş:
    Evet, inkâr edip, kafir oldukları halde ölenlerin hiç birinden, yeryüzünü dolduracak kadar altın fidye verse dahi asla kabul edilmeyecektir. İşte acıklı azap bunlar içindir. Onlar için bir yardımcı da yoktur.

  • Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an:
    Şüphesiz küfredip kâfir olarak ölenler, bunların hiç birisinden, yeryüzü dolusu altın olsa -bunu fidye olarak verse de- kesin olarak kabul edilmez. Onlar için acıklı bir azab vardır ve onların yardımcıları yoktur.

  • Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk:
    Gerçeği örtüp de küfre sapmış olarak ölenlere gelince, onların her biri kendini kurtarmak için dünya dolusu altın verse de asla kabul edilmeyecektir. Korkunç bir azap vardır onlar için. Hiçbir yardımcıları olmayacaktır.

  • Yusuf Ali (İngilizce) Yusuf Ali (İngilizce):
    As to those who reject Faith, and die rejecting,- never would be accepted from any such as much gold as the earth contains, though they should offer it for ransom. For such is (in store) a penalty grievous, and they will find no helpers.