Abdulbaki GölpınarlıAbdulbaki Gölpınarlı:
Bunlar, kendilerine kitap, hükmetme yetkisi ve peygamberlik verdiğimiz kişilerdir. Kâfirler, bunları tanımazlar, inkâr ederlerse zâten biz, kâfir olmayacak bir topluluğu onların yerine geçmeye memûr etmişizdir.
Abdullah ParlıyanAbdullah Parlıyan:
Ama biz onlara kitap, sağlam muhakeme ve peygamberlik bahşettik. Eğer bu toplum bu kitap ve peygamberi inkâr ederse, andolsun biz buna karşı Allah’tan gelen gerçekleri örtbas etmeyen bir topluluğu vekil kılmışızdır.
Adem UğurAdem Uğur:
İşte onlar, kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Eğer onlar (kâfirler) bunları inkâr ederse şüphesiz yerlerine bunları inkâr etmeyecek bir toplum getiririz.
Ahmed HulusiAhmed Hulusi:
İşte Onlar, kendilerine Kitap (Hakikat ve Sünnetullâh BİLGİsi), Hüküm ve Nübüvvet verdiğimiz kimselerdir... Eğer onlar (halk) bu verdiklerimizi inkâr ederlerse; bütün bunları inkâr etmeyecek bir halkı onlara vekîl kılarız.
Ahmet VarolAhmet Varol:
Bunlar kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiklerimizdir. Eğer bunlar, onları inkar ederlerse, (bilsinler ki) biz onları inkar etmeyecek bir topluluğu onlara vekil kılmışızdır.
Ali BulaçAli Bulaç:
Bunlar, kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiklerimizdir. Eğer bunları tanımayıp-küfre sapıyorlarsa, andolsun, Biz buna (karşı) inkara sapmayan bir topluluğu vekil kılmışızdır.
Ali Fikri YavuzAli Fikri Yavuz:
İşte onlar, kendilerine kitab, hikmet ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Şimdi şu KUREYŞ kavmi, buna nankörlük ediyorsa (kâfir oluyorsa), biz onların yerine, peygamberleri ve kitabları inkâr etmiyecek bir kavmi vekil ederiz.
Bayraktar BayraklıBayraktar Bayraklı:
İşte onlar, kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Eğer kâfirler bunları inkâr ederlerse, şüphesiz, yerlerine bunları inkâr etmeyecek bir toplum getiririz.
Bekir SadakBekir Sadak:
Kendilerine kitap, hukum ve peygamberlik verdiklerimiz iste bunlardir. Kafirler onlari inkar ederlerse, inkar etmeyecek bir milleti onlara vekil kilariz.
Celal YıldırımCelal Yıldırım:
İşte bunlar kendilerine kitap, hüküm ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Eğer onlar (Mekke müşrikleri) bunları tanımaz da inkâr ederlerse, inkarcı olmayan bir kavmi (imân edenleri) buna vekil kılmışızdır.
Cemal KülünkoğluCemal Külünkoğlu:
Onlar kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Eğer şu (inanmayan)lar bunları tanımayıp inkâr ederlerse, (bilsinler ki biz) yerlerine inkâr etmeyen bir topluluk getiririz.
Diyanet İşleriDiyanet İşleri:
Onlar kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Eğer şunlar (inanmayanlar) bunları tanımayıp inkâr ederlerse, biz onları inkâr etmeyecek olan bir kavmi, onlara vekil kılmışızdır.
Diyanet VakfıDiyanet Vakfı:
İşte onlar, kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Eğer onlar (kâfirler) bunları inkâr ederse şüphesiz yerlerine bunları inkâr etmeyecek bir toplum getiririz.
Edip YükselEdip Yüksel:
İşte onlar, kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiklerimizdir. Eğer şu halk, bunları inkâr ederse, biz onları inkâr etmeyecek bir toplumu yerlerine geçiririz.
Elmalılı Hamdi YazırElmalılı Hamdi Yazır:
İşte onlar, kendilerine kitap, hüküm (hikmet ve hükümranlık) ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Bunlar, ona inanmayacak olurlarsa, yerlerine, onu tanımamazlık etmiyecek bir toplum getiririz.
Fizil-al il KuranFizil-al il Kuran:
Bunlar kendilerine kitap, egemenlik ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Eğer şu adamlar bunları inkâr ederlerse onlara, kendilerini inkâr etmeyen başka bir topluluğun desteğini sağlarız.
Gültekin OnanGültekin Onan:
Bunlar, kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiklerimizdir. Eğer bunlara küfrederlerse, andolsun, biz buna (karşı) kafir olmayan bir topluluğu vekil kılmışızdır / kılarız.
Harun YıldırımHarun Yıldırım:
Onlar kendilerine kitap, hikmet ve nübüvvet verdiğimiz kimselerdir. Onları inkâr ediyorlarsa, onları inkâr etmeyen bir topluluğu onlara vekil kılmışızdır.
Hasan Basri ÇantayHasan Basri Çantay:
Onlar, kendilerine kitab, hikmet ve peygamberlik verdiklerimizde. Şimidi bunlar (Kureyş kavmi) bunları (bu delilleri) tanımayıb da kâfir olurlarsa (zâten) biz ona, bunu inkâr etmeyen bir kavmi vekil (ve me’mur) kılmışızdır.
Hayrat NeşriyatHayrat Neşriyat:
İşte onlar, kendilerine kitab, hikmet ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Fakat bunlar (o müşrikler) onları (kitap, hikmet ve peygamberliği) inkâr ederse, artık muhakkak ki(biz,) onları inkâr eden kimseler olmayan bir kavmi (Muhâcir ve Ensâr`ı ve nice ehl-i îmânı)onlara (îmân etmeye) vekil kılmışızdır.
İbn-i Kesirİbn-i Kesir:
Onlar; kendilerine kitab, hikmet ve peygamberlik verdiklerimizdir. Şimdi bunlar, onları tanımayıp da küfrederlerse; Biz, onu inkar etmeyen bir kavmi buna vekil kılmışızdır.
İlyas Yorulmazİlyas Yorulmaz:
Onlar, kendilerine kitap, hüküm ve peygamberlik (Allah’ın vahyini haber veren) verdiğimiz kimselerdir. Eğer verdiğimiz kitabı ve hükümlerini inkar etselerdi, onların yerine bu görevi üstlenecek başka topluluklar (görevlendirirdik) getirirdik de, onlar emanetleri inkar etmezlerdi.
İskender Ali Mihrİskender Ali Mihr:
İşte onlar, kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Onlar eğer, onu inkâr ederlerse artık, onu inkâr etmeyecek bir kavmi ona vekil ederdik.
Kadri ÇelikKadri Çelik:
Kendilerine kitab, hüküm ve peygamberlik verdiklerimiz işte bunlardır. Eğer onlar (Mekke halkı) bunları inkâr ediyorlarsa, biz buna (kitap, hüküm ve peygamberliğe inanmaya), kâfir olmayan bir topluluğu vekil kılmışızdır.
Muhammed EsedMuhammed Esed:
(Ama) Biz, onlara vahyi, sağlam muhakemeyi ve peygamberliği bahşettik. Ve şimdi inançsızlar bu hakikatleri inkar etmeyi tercih edebilirler, (ama bilin ki) Biz onları, asla reddetmeyecek olan insanlara bahşetmekteyiz;
Mustafa İslamoğluMustafa İslamoğlu:
(Ne ki) Biz onlara vahiy, (onunla) hükmederek yetenek ve peygamberlik verdik. Eğer onlar bu hakikatleri inkar ediyorlarsa, iyi bilsinler ki Biz (çoktan) onların yerine başka bir topluluğu vekil kıldık: onlar asla bu hakikatlerin inkarcısı olmazlar;
Ömer Nasuhi BilmenÖmer Nasuhi Bilmen:
İşte onlar o kimselerdir ki, kendilerine kitap, hüküm ve nübüvvet vermişizdir. Şimdi şu kavimler, eğer bu delilleri inkar ederlerse artık Biz ona münkir olmayan bir kavmi tevkil etmişizdir.
Ömer ÖngütÖmer Öngüt:
İşte onlar, kendilerine kitap, hüküm ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Eğer o kâfirler bu verdiklerimizi inkâr ederlerse, şüphesiz ki inkârcı olmayan bir kavmi buna vekil kılarız (yerlerine bunları inkâr etmeyecek bir kavim getiririz).
Sadık TürkmenSadık Türkmen:
Işte onlar (rasûller/nebiler); kendilerine kitap (doğru bilgi) ve hüküm (akıl + bilim + vahyi çelişkisiz düşünerek, doğru kararlar alma yetisi/özelliği) ve nübüvvet/peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Şimdi şunlar, bunları inkâr ederlerse; inkâr etmeyen bir toplumu vekil bırakır/yerlerine getiririz!
Seyyid KutubSeyyid Kutub:
onlar asla bu hakikatlerin inkarcısı olmazlar;
Suat YıldırımSuat Yıldırım:
İşte onlar, kendilerine kitap, hikmet, hükümranlık ve nübüvvet verdiğimiz şahsiyetlerdir. Şimdi o müşrikler bu nübüvveti inkâr ederlerse, biz nübüvveti inkâr etmeyip ona sahip çıkan bir topluluk görevlendiririz.
Süleyman AteşSüleyman Ateş:
İşte onlar, kendilerine Kitap, hüküm ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Şimdi şunlar, (yani Kureyş kavmi), bunları inkâr ederse, (bilsinler ki) biz, bunları inkâr etmeyecek (koruyacak) bir toplumu, bunlara vekil bırakmışızdır.
Şaban PirişŞaban Piriş:
Kendilerine kitap, hüküm ve peygamberlik verdiğimiz işte bu kimselerdir. Bunu işte onlar inkar ederse, biz de onları inkar etmeyecek bir kavmi vekil kılarız.
Tefhim-ul Kur'anTefhim-ul Kur'an:
Bunlar, kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiklerimizdir. Eğer onlar bunları tanımayıp küfre sapıyorlarsa, andolsun, biz buna (karşı) küfre sapmayan bir topluluğu vekil kılmışızdır.
Yaşar Nuri ÖztürkYaşar Nuri Öztürk:
İşte bunlardır kendilerine kitap, hükmetme gücü ve peygamberlik verdiklerimiz. Şimdi şu insanlar bütün bunları inkâr ederlerse biz, bunları inkâr etmeyecek bir topluluğu onlara vekil ederiz.
Yusuf Ali (İngilizce)Yusuf Ali (İngilizce):
These were the men to whom We gave the Book, and authority, and prophethood: if these (their descendants) reject them, Behold! We shall entrust their charge to a new people who reject them not.