Mekke döneminde inmiştir. Kuvvetli görüşe göre, 91, 92, 93, 151, 152 ve 153. âyetler Medine’de inmiştir. 165 âyettir. Adını, 136, 138 ve 139. âyetlerde yer alan “el-En’âm” kelimesinden almıştır. En’âm, koyun, keçi, deve ve sığır cinsi ehli hayvanları ifade eden bir kelimedir. Sûrede başlıca tevhide, adalete, peygamberliğe, ahirete dair meseleler ile küfrün ve batıl inançların reddi ve bazı temel ahlâk kuralları konu edilmektedir.
1.
Hamd o Allah’a ki gökleri ve yeri yaratmış, karanlıkları ve aydınlığı düzenleyip var kılmıştır. Sonra da (Hakk’ı) inkâr edenler Rablarına, (yaptıkları putları, putlaştırdıkları kişileri) denk tutuyorlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
2.
O ki, sizi çamurdan yaratmış, sonra da (size) bir ecel belirleyip takdir etmiştir. Belirlenip adlandırılan ecel O’nun yanındadır. Sonra da siz (kalkıp) şüphe ediyorsunuz !Mealleri KıyaslaSayfada Göster
3.
O, göklerde de, yerde de (övülmeğe lâyık olan) Allah’tır; sizin gizli ve açık hallerinizi bilir; kazandıklarınızı da bilir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
5.
Kendilerine (Rablerinden) hak (olan Peygamber ve Kitab) geldiğinde durmadan onu yalanladılar. Yakında ne ile alay ettiklerinin (baş döndürücü) haberi gelecektir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
6.
Kendilerinden önce nice nesilleri yok ettiğimizi görmediler mi ? Yeryüzünde sizi yerleştirmediğimiz yerlere onları yerleştirmiş, üzerlerine gökten bol yağmur indirmiş, ırmakları ayaklarının altından akar duruma getirmiştik. Ama günahları sebebiyle onları yok ettik de, arkalarından başka bir nesil yetiştirdik.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
7.
Eğer sana kâğıt üzerinde yazılı bir kitap indirseydik, onlar da elleriyle ona dokunsalardı, o küfredenler yine de bu açık bir sihirden başkası değildir, derlerdi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
8.
Bir de O’nun (Muhammed’in) üzerine (bizim görebileceğimiz biçimde) bir melek indirilseydi ya, derler. Eğer bir melek indirseydik, (ilâhî sünnetimiz gereği) iş olup biterdi de kendilerine göz bile açtırılmazdı.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
9.
Eğer o indireceğimizi melek kılsaydık, yine onu bir adam (şeklinde) yapardık da düştükleri şüpheye tekrar onları düşürmüş olurduk.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
10.
And olsun ki, senden önceki peygamberlerle de alay edildi, o alaya aldıkları şey onların üzerine inip her taraflarından sararak mahvetti.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
11.
De ki: (Ey inkarcı sapıklar!) yeryüzünde gezip dolaşın da sonra (hakk’ı) yalanlayanların sonunun ne olduğunu bir görün.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
12.
De ki: Göklerde ve yerde olan kimindir? De ki: Allah’ındır. O, rahmeti kendine gerekli kılmıştır. And olsun ki, meydana geleceğinde hiç şüphe olmayan Kıyamet günü sizi bir araya getirip toplayacaktır. Kendilerine yazık edenler (var ya), işte onlar (Allah’a ve Kıyamete) inanmazlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
14.
De ki: Allah’tan başkasını mı dost edinirim ? O ki, göklerin ve yerin örneksiz, benzersiz yaradanıdır. O, rızık verip yedirir; kendisi yedirilip rızıklanmaz. De ki: Ben. dini Allah’a hâlis kılıp O’na teslimiyet gösterenlerin ilki olmakla emrolundum ve sakın Allah’a ortak koşanlardan olma.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
17.
Eğer Allah, sana bir sıkıntı ve üzüntü dokundurursa, onu O’ndan başka giderip kaldıran bulunmaz. Ve eğer sana bir hayır dokunursa, (şüphesiz ki) O. her şeye gücü yetendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
19.
De ki: Hangi şey şâhid olarak daha büyüktür? De ki: Allah... 0, benimle sizin aranızda şâhiddir. Bu Kur’ân bana, onunla sizi ve kime ulaşırsa onu uyarmam için vahyedildi. Ya sizler cidden Allah ile beraber ilâhlar bulunduğuna şehâdet eder misiniz ? De ki: Ben şehâdet etmem. De ki: Ancak O. bir tek ilâhtır ve ben şüphe yok ki, sizin ortak koştuklarınızdan beriyim, (hiçbir ilgim ve ilişiğim yoktur).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
20.
Kendilerine kitap verdiğimiz (ümmetler), Onu (Peygamber Muhammed’i) öz çocuklarını tanıdıkları gibi tanırlar. Kendilerine yazık edenler (var ya) onlardır ki inanmazlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
21.
Allah’a iftirada bulunup yalan uyduran veya O’nun âyetlerini yalanlayanlardan daha zâlim kim vardır? Durum o ki, zâlimler (umdukları) kurtuluşa elbette kavuşamazlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
22.
Onların hepsini (kabirlerinden) kaldırıp biraraya getireceğimiz, sonra da ortak koşanlara, «iddia edip durduğunuz ortaklarınız nerede ?» diyeceğimiz gün, (onlar için hiç oma hiç kurtuluş olmayacaktır).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
23.
Sonra onların bir başka fitnesi olmayacak, sadece şu sözleri olacak: «Rabbimiz Allah’a yemin ederiz ki, biz ortak koşanlar değildik !»Mealleri KıyaslaSayfada Göster
24.
Bak, kendilerine karşı nasıl yalan söylediler de uydurdukları şeyler (putlar) da onlardan (nasıl) uzaklaşıp kayboldular!.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
25.
Onlardan bir kısmı da sana kulak verip dinlerler, (inandıkları için dinlemezler, kusur bulmak için kulak kabartırlar). Biz, anlamamaları için kalblerinin üzerine kat kat örtü gerdik ; kulaklarına da bir ağırlık koyduk ; artık onlar bütün belge ve mu’cizeleri de görseler yine inanmazlar. O kadar ki, sana geldiklerinde seninle tartışıp çekişirler; küfredenler, «bu, eskilerin masallarından başka bir şey değildir» derler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
26.
Onlar, O’ndan (Kur’ân ve Peygamber’den) alıkoymak İçin engel olurlar ve kendileri de O’ndan uzak kalırlar. Farkına varmayarak ancak kendilerini mahvederler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
27.
Onları ateş üzerinde durdurulacakları zaman bir görsen, «Ah keşke biz geri çevrilsek de Rabbimizin âyetlerini bir daha yalanlamasak ve mü’minlerden olsak» derler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
28.
Hayır, daha önce gizledikleri şeyler onlara açıkça göründü. Eğer (Dünya’ya) geri döndürülselerdi yine de men’edildlkleri şeylere döneceklerdi ; doğrusu onlar yalancıdırlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
29.
Dediler ki: Hayat, sırf dünya hayatımızdır, başka bir hayat yoktur ve biz bir daha diriltilip kaldırılacak da değiliz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
30.
Onları, Rabbin karşısına çıkarılıp (hesap alanında) durdurulacakları zaman bir görsen, şu (gördüğünüz dirilme) hak değil mi..? Diyecek. Evet, Rabbimize and olsun ki haktır, diyecekler. O halde inkâr ettiğinize karşılık azabı tadın, buyuracak.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
31.
Allah’a kavuşmayı yalanlayanlar gerçekten ziyanda kaldılar; tâ ki Kıyametin kopuşu ansızın kendilerine gelince, günah ve veballerinin ağırlıklarını sırtlarına yüklendikleri halde, dünyadaki noksanlık ve kusurlarımızdan dolayı ah, yazıklar olsun bize I diyecekler. Ne kötüdür o yüklendikleri şey!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
32.
Dünya hayatı bir oyuncak ve eğlenceden başka bir şey değildir. Âhiret yurdu ise, Allah’tan korkup kötülüklerden sakınanlar için elbette daha hayırlıdır; artık akletmiyecek misiniz ?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
33.
Onların söylediklerinin seni üzdüğünü çok iyi biliyoruz. Gerçekte onlar seni yalanlamıyorlar, fakat o zâlimler bile bile Allah’ın âyetlerini inkâr ediyorlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
34.
And olsun ki, senden önce gönderilen nice peygamberler de yalanlanmıştır, ama onlar bizim yardımımız kendilerine gelinceye kadar yalanlandıkları şeylere ve kendilerine yapılan eziyetlere katlanıp sabrettiler. Allah’ın (va’dettiği) sözlerini değiştirecek (hiçbir kuvvet) yoktur. Hem and olsun ki, sana o peygamberlerin haberinden bazı bölümler de geldi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
35.
Ama eğer onların yüzçevirmeleri sana ağır geliyorsa, hemen onlara daha başka bir âyet (benzeri olmayan bir mu’cize) getirmen için yerin derinliklerine bir tünel veya göğe (yükselmeğe) bir merdiven aramaya koyul, güç getirebilirsen (durma gerçekleştir). Eğer Allah dileseydi onları doğru yol üzerinde toplayıp biraraya getirirdi. Sakın sen bilgisizlerden olma!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
36.
(Hakk’a çağrıya) olumlu cevap verenler, ancak (seni gönülden) dinleyip kulak verenlerdir. Ölüleri ise, ancak Allah diriltir; sonra da hepsi O’na döndürülürler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
37.
Ve O’na (Muhammed’e) Rabbinden bir başka âyet (herkesi inandırıcı mu’cize) indirilseydi ya, derler. De ki: Allah’ın bir âyet indirmeğe mutlaka gücü yeter. Ne var ki onların çoğu (bu yüce kudreti, ilâhî sünneti) bilmezler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
38.
Yeryüzünde yürüyüp hareket eden her hayvan, kanatlarıyla uçan her kuş, sizin gibi birer ümmettirler. Kitab’da hiçbir şeyi eksik bırakmadık ve ihmâl de etmedik. Sonunda (hepsi de) Rablerine haşrolunurlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
39.
Âyetlerimizi yalanlayanlar ise, karanlıklar içinde bir sürü sağırlar ve dilsizlerdir. Allah dilediğini doğru yoldan saptırır, dilediğini de doğru yol üzerinde bulundurur.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
40.
De ki: (Ey inkarcı sapıklar!) bana haber verin, size Allah’ın azabı gelecek olsa veya Kıyamet saati gelip çatsa Allah’tan başkasını mı çağırır, duâ edersiniz ? Doğrulardan iseniz (söyleyin gerçeği).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
41.
Herhalde ancak Allah’a yönelip duâ edersiniz, artık O dilerse, (korkup) kendisine duâ ettiğiniz şeyi giderir; siz de O’na ortak koştuğunuz şeyi unutursunuz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
42.
And olsun ki, senden önce (gelip geçen) ümmetlere peygamberler gönderdik, (muhalefet ettikleri için) onları —yalvarıp yakarsınlar diye— darlık ve bunaltıcı şeylerle yakaladık.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
43.
Onlara darlık ve sıkıntımız geldiği zaman yalvarıp yakarsaydılar ya.. Ama nerede, kalbleri katılaşmış ve yapageldikleri şeyleri şeytan onlara süsleyip çekici duruma getirmiştir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
44.
Ne vakit ki kendilerine yapılan hatırlatmayı unuttular; her şeyin kapılarını onlara açtık; sonunda verilen şeylerle sevinip ferahladıklarında ansızın kendilerini yakalayıverdik de ümitlerini yitirdiler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
46.
De ki: Haber verin bana, eğer Allah işitmenizi ve gözlerinizi alır, kalbleriniz üzerini mühürlerse, Allah’tan başka hangi ilâh onu size getirir? Dikkat et, âyetlerimizi nasıl türlü türlü açıklayıp çeviriyoruz, sonra da onlar (inkarcı sapıklar) yüzçeviriyorlar!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
47.
De ki: Haber verin bana, eğer Allah’ın azabı ansızın veya açıktan size gelecek olursa, zâlimler topluluğundan başkası mı helak olur ?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
48.
Biz, peygamberleri ancak müjdeciler ve uyarıcılar olarak göndeririz. Artık kim imân edip kendini düzeltirse, onlar üzerinde’ hiçbir korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir de.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
50.
De ki: Ben size Allah’ın hazineleri benim yanımdadır, demiyorum. Gaybı da bilmem. Size, elbette ben bir meleğim de demiyorum. Ben ancak bana vahyedilene uyarım. De ki: Görmeyenle gören bir midir ? Artık düşünmez misiniz ?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
51.
Ve bunun (Kur’ân) ile Rabbınıza haşr olunacaklarına (inanıp) korkanları uyar; onlara Rablarından gayri ne bir sahip çıkan dostları, ne de bir şefaatçileri vardır; ola ki, (Allah’tan) korkup kötülüklerden sakınırlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
52.
Allah’ın hoşnutluğunu dileyerek sabah-akşam Rablarına duâ edip (kulluk görevlerini yerine getirmeye) çalışanları (huzurundan ya da meclisinde bulunmaktan) kovma ; onların hesabından sana bir şey yok, senin hesabından da onlara bir şey yok ki onları kovup haksızlıkta bulunanlardan olasın.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
53.
Böylece onlardan kimini kimiyle deneyip fitneye soktuk, tâ ki «Aramızdan bunlara mı Allah nîmet verip lûtufta bulunmuştur?» desinler. Allah şükredenleri daha iyi bilen değil midir?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
54.
Âyetlerimize inananlar sana geldiklerinde, de ki: Selâm size, Rabblniz kendine rahmeti gerekli kılmıştır. Şüphesiz ki sizden kim bilmeyerek bir kötülük (veya günah) işler, sonra de tevbe edip kendini düzeltirse, Allah şüphesiz ki çok bağışlayandır ve çok merhamet edendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
56.
De ki: Doğrusu ben sizin Allah’tan başka taptığınız şeye tapmaktan men’olundum. Ve de ki: Sizin heveslerinize de uymam, o takdirde hem sapıtırım, hem de doğru yol üzerinde bulunanlardan olmam.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
57.
De ki: Şüphesiz ki ben, Rabbimden (hakkı ve gerçeği yansıtan) açık belge üzereyim ve siz onu yalan saydınız; acele edip isteye durduğunuz azâb da elimde değildir; hüküm ancak Allah’ındır; O hakkı anlatır, O (hakkı bâtıldan, iyiyi kötüden, doğruyu eğriden) ayırd edenlerin en hayırlısıdır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
58.
De ki: Eğer sizin acele edip istediğiniz şey elimde olsaydı, aramızdaki durum herhalde çoktan hükme bağlanıp sonuçlanırdı. Allah ise zâlimleri daha iyi bilendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
59.
Gaybın anahtarları (veya hazineleri) O’nun katındadır; onları O’ndan başkası bilmez. O, denizdeki ve karadaki şeyleri bilir. Bir yaprak düşmez ki O bilmesin ; yerin kararılıkldrındaki bir daneyi de O bilir. Yaş kuru ne varsa hepsi o açık, her şeyi açıklayan kitaptadır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
60.
Geceleyin sizi uyutup ölü gibi yapan, gündüzleyin neler kazanacağınızı bilen, sonra da belirlenmiş eceliniz tamamlansın diye sizi {süreli olarak) uyutup kaldıran O’dur. Sonra da dönüşünüz ancak O’nadır. Sonunda yapageldikleriniz! size bir bir haber verir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
61.
Kulları üzerinde kudret ve saltanatiyle hep O üstündür. Size Hafeze (işlediklerinizi yazıp koruyan melekler) gönderir, sizden birinize ölüm geldiğinde, elçilerimiz onun canını alırlar ve onlar (görevlerinde) bir eksiklik yapmazlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
62.
Sonra da canları alınarak Hakk olan Mevlâ’larına (yegâne sahiplerine) döndürülürler. Haberiniz olsun ki, hüküm ancak O’nundur ve O, hesap görenlerin en çabuğudur.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
63.
De ki: Sizi kara ve denizin karanlıklarından kim kurtarır ? Yalvara yalvara gizlice Allah’a duâ edersiniz de eğer bizi bundan kurtarırsa herhalde şükredenlerden oluruz (dersiniz).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
65.
De ki: O, üstünüzden ve ayaklarınızın altından bir azâb göndermeğe, ya da sizi birbiriinze katıp taraflara ayırmağa ve kiminize kiminizin hıncını tattırmağa elbette gücü yeter. Âyetleri nasıl ayrı ayrı anlatımla açıklyoruz, bir bak !. Ola ki anlarlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
66.
Kavmin Onu (Kur’ân’ı) yalan saydı. Halbuki O haktır. De ki: Üzerinize vekîl değilim, (benim görevim açık tebliğdir. Azâb ve mükâfat verme Allah’ın kudreti dahilindedir.)Mealleri KıyaslaSayfada Göster
68.
Âyetlerimize (alaylı bir tavırla, saygısızca) dalanları gördüğün zaman, başka bir söze dalıncaya kadar onlardan yüzçevir. Şayet şeytan sana unutturursa, hatırladıktan sonra artık o zâlim kavm ile beraber oturma.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
69.
Allah’tan korkup kötülüklerden sakınanlar üzerinde onların hesabından bir şey yoktur; fakat bir hatırlatmadır, olur ki sakınırlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
70.
Dinlerini oyuncak ve eğlence edinenleri, dünya hayatının aldattığı kimseleri (kendi hallerine) bırak (da bocalayıp dursunlar). Ve Kur’ân ile şunu hatırlat ki, bir kimse kendi kazandığı ile kendini mahvetmeye görsün, (o takdirde) onun için Allah’tan başka ne bir yakın dost, ne de bir şefaatçi vardır. Her türlü fidyeyi de verse kendisinden alınmaz. Kazandıklarına karşılık mahvolanlar işte bunlardır. (Evet) bunlar için inkârlarına karşılık çok kaynar bir içki ve elem verici bir azâb vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
71.
De ki: Allah’ı bırakıp da bize ne bir yarar sağlayan, ne de zarar verebilen şeylere mi tapalım ? Allah bizi doğru yola eriştirdikten sonra şeytanların, şaşkın perişan bir halde yeryüzüne salıp dolaştırmak istedikleri ve arkadaşlarının ise. «bize gel!» diye doğru yola çağırdıkları kimse gibi mi topuklarımız üzerine geriye dönelim ? De ki: Şüphesiz ki Allah’ın gösterdiği yol, doğru yolun kendisidir. Ve biz de âlemlerin Rabbine teslimiyet göstermekle emrolunmuşuzdur;Mealleri KıyaslaSayfada Göster
72.
Ayrıca namazı dosdoğru kılın, Allah’tan korkup kötülüklerden sakının diye emrolunduk. Haşrolunacağımız da ancak O’nadır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
73.
O ki, gökleri ve yeri hak ile yarattı. «Ol!» dediği gün oluverir. O’nun sözü haktır. Sûr üfrüleceği gün de mülk (saltanat ve hüküm) O’nundur. Görülmeyeni de, görüleni de (olmuş, olacağı da) O bilir. O, hikmet sahibidir ve (her şeyden) haberlidir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
74.
Bir zaman İbrahim, babası Âzer’e: Putları tanrılar mı ediniyorsun ? demiş ve doğrusu ben seni ve kavmini açık bir sapıklık içinde görüyorum (diye ilâve etmişti).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
75.
İşte böylece biz İbrahim’e kesin bilgi edinenlerden olsun diye göklerin ve yerin melekûtunu (yaratılışındaki düzen, denge, plân ve bazı kanunların işleyişini) gösteriyorduk.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
76.
Gece karanlığı basmaya başlayınca bir (büyükçe) yıldız gördü, «bu imiş Rabbim» dedi. Yıldız batınca da «ben batanları sevmem» dedi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
77.
Sonra Ay’ı doğarken görünce, «bu imiş benim Rabbim» dedi. Ay batınca, «eğer Rabbim beni doğru yola eriştirmeseydi, herhalde şu sapıtmış topluluktan olurdum» (diye rek putperestleri uyarmaya çalıştı).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
78.
Ne vakit ki Güneş’i doğarken gördü, «bu imiş benim Rabbim, bu daha büyükmüş!» dedi. Güneş batınca, O, «Ey kavmim ! Şüphesiz ki sizin ortak koştuklarınızdan beriyim» diyerek (onlara hak ile bâtıl ilâhlar arasında bir mukayese yapma, aklın ışığında araştırmada bulunma düşünce ve duygusunu vermeğe çalıştı).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
79.
Hem ben şüphesiz ki yüzümü, bâtıldan uzak, hakka tamamen yönelmiş bir halde gökleri ve yeri örneksiz yaratana çevirdim ve ben ortak koşanlardan değilim, (diyerek inanç ve görevini açıkladı).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
80.
Kavmi, İbrahim’le tartışmaya kalkıştı. O da dedi ki: «Beni doğru yola eriştirmişken Allah hakkında benimle tartışıyor musunuz ? O’na ortak koştuğunuz şeylerden korkmam ; meğerki Rabbim bir şeyi dilerse (mutlaka O’nun dileği yerine gelir). Rabbim ilim bakımından her şeyi kuşatıp kapsamıştır. Artık düşünüp öğüt almaz mısınız?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
81.
Ortak koştuğunuz şeylerden nasıl korkarım ki, üzerinize hakkında hiçbir kanıt ve belge indirmediği şeyleri O’na ortak koşmaktan korkmuyorsunuz ! O halde eğer biliyorsanız (söyleyin), iki taraftan hangisi güvenilmeğe daha haklıdır ?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
82.
İimân edip imânlarını hiçbir haksızlıkla karıştırmayanlar var ya, işte güven onlaradır; doğru yola erişenler de onlardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
83.
İşte bu, kavmine karşı İbrahim’e verdiğimiz kanıt ve belgelerimizdir. Dilediğimiz kimselerin derecelerini yükseltiriz. Şüphesiz ki, Rabbin hikmet sahibidir ve (her şeyi) bilendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
84.
Ve ayrıca Ona (İbrahim’e) İshâk’ı ve Yâkub’u bağışladık ve her birini doğru yolda bulundurduk; daha önce Nuh’u ve O’nun soyundan Davud’u ve Süleyman’ı, Eyyûb’u, Yûsuf’u, Musa ve Harun’u doğru yolda bulundurduk. İşte böylece iyi ve güzel davrananları mükâfatlandırırız.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
86.
İsmail, Elyesa’, Yûnus ve Lût’u da doğru yolda bulundurduk ki hepsini de âlemlerden (yaşadıkları çağın insanlarından) üstün kıldık.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
88.
İşte bu, Allah’ın yoludur ki kullarından dilediğini ona eriştirir. Onlar Allah’a ortak koşmuş olsalardı. İşledikleri amelleri boşa çıkardı.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
89.
İşte bunlar kendilerine kitap, hüküm ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Eğer onlar (Mekke müşrikleri) bunları tanımaz da inkâr ederlerse, inkarcı olmayan bir kavmi (imân edenleri) buna vekil kılmışızdır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
90.
İşte bunlar Allah’ın doğru yola eriştirdiği kimselerdir; sen de onların yoluna uy. De ki: Buna karşılık sizden bir mükâfat istemem. O (Kur’ân) âlemler için ancak bir öğüt, bir hatırlatmadır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
91.
(Yahudiler), Allah insana hiçbir şey indirmemiştir, diyerek Allah’ın kadr-u kıymetini, azamet ve kudretini bilip anlayamadılar. De ki: Musa’ nın insanlara bir nûr, bir hidâyet olarak getirdiği kitabı kim indirdi ? —ki siz onu ayrı ayrı kâğıtlara yazarak kimini ortaya çıkarıp açıklıyorsunuz, çoğunu da gizliyorsunuz. Ne sizin, ne babalarınızın bilmediğiniz şeyler (o kitapla) size öğretilmiştir—. De ki: (Tevrat’ı) Allah indirmiştir. Sonra da onları bırak da daldıkları şeyde oynayadursunlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
92.
Bu indirdiğimiz kitap mübarektir; ellerindeki (Tevrat ve İncil’i) tasdîk edicidir. Ümmu’l-Kurâ (=Kentler Anası Mekke)lileri ve çevresindekileri uyarman içindir. Âhirete imân edenler, namazlarına devam ederek ona da imân ederler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
93.
Allah’a karşı yalan uydurandan veya kendisine hiçbir şey vahyedilmediği halde, «bana vahyolundu» diyenden ve «Allah’ın indirdiğinin benzerini ben de indireceğim» diye iddia edenden daha zâlim kim vardır? O zâlimleri ölümün şiddetli dalgalanması içinde meleklerin ellerini uzatıp «canlarınızı çıkarın ! Allah’a karşı haksız söylediklerinize ve O’nun âyetlerine karşı büyüklük taslamakta olduğunuza karşılık bugün horlayıcı alçaltıcı azâb ile cezalandırılacaksınız !» (derlerken) bir görsen.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
94.
Şanıma and olsun ki, sizi ilk yarattığımız gibi bize bir bir geldiniz ve size verdiğimiz nimetleri arkanızda bıraktınız. Aranızda (Allah’a) ortak olduğunu iddia ettiğiniz şefaatçilerinizi beraberinizde göremiyoruz. And olsun ki, aranızdaki bağlar kopmuş ve iddia edip durduğunuz (her şey) sizden ayrılıp kaybolmuştur.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
95.
Şüphesiz ki Allah dâneyi ve çekirdeği (yeniden hayat verip yeşertmek için) çatlatıp yarandır. Diriyi ölüden çıkarır, ölüyü de diriden çıkarandır. İşte Allah bu! (Hak’tan) nasıl ve neden (oluyor da) döndürülüyorsunuz?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
96.
0, sabahı (karanlıktan) yarıp çıkarandır. Geceyi de dinlenip sükûnet bulma dönemi; güneşi ve ay’ı da hesap üzere yaratıp düzenlemiştir, işte bu yegâne üstün olanın ve her şeyi hakkıyle bilenin takdiridir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
97.
Kara ve denizin karanlıklarında yolunuzu bulmanız için yıldızları size düzenlemiştir. Gerçekten biz âyetlerimizi bilip anlayan bir millet için açık açık belirttik.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
98.
O ki sizi bir tek nefsten meydana getirdi. Bir karar yeri, bir de emanet yeri vardır. Gerçekten biz anlayışlı bir millete âyetlerimizi bir bir açıkladık.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
99.
O ki. gökten su indirdi de onunla her şeyin bitkisini çıkardık; ondan da yeşillikler çıkarıp meydana getirdik; ondan da üzerine sıralanmış döneler çıkardık. Hurma tomurcuklarından sarkan salkımlar, birbirine benzer ve benzemez zeytin ve nar çıkardık. Meyve verdiklerinde meyvelerine ve olgunlaşmış durumuna bir bakın I Şüphesiz ki bunlarda inanan bir millet için açık belgeler vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
100.
Bir de cinleri, —O yarattığı halde— Allah’a ortak koştular. Ayrıca O’na, bilgisizce oğullar ve kızlar uydurup saçmaladılar. Allah onların vasfedegeldiklerinden paktır ve çok yücedir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
101.
Gökleri ve yeri örnekslz ve modelsiz var kılıp vücuda getirendir. O’nun eşi olmadığı halde çocuğu nasıl olabilir?! Her şeyi yaratmıştır ve O her şeyi bilendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
102.
İşte Rabblniz, Allah budur! O’ndan başka ilâh yoktur; her şeyi yaratan O, artık O’na kulluk edip tapın. O, her şeye vekildir, (koruyup düzen ve dengede tutan, belli kanunlarına göre tasarrufta bulunan O’dur).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
104.
Gerçekten Rabbinizden size kalb gözünüzü açacak, aklınıza ışık tutacak belgeler gelmiştir. Artık kim gözünü açar, aklını kullanırsa, kendilehine, kim de körlük ederse kendi aleyhinedir. Ve ben, üzerinizde koruyucu bir bekçi değilim.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
105.
İşte biz böylece âyetleri çeşit çeşit açıklayıp şekilden şekile çeviririz. O kadar ki, «sen okumuş öğrenim yapmışsın» derler; biz de Onu (Ku’ân’ı) bilip anlayabilen bir millete açıklayalım (diye çeşitli açıklamalar yapıyoruz).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
107.
Allah dileseydi, onlar ortak koşmazlardı. Biz seni onlar üzerine bir koruyucu kılmadık ve sen onlar üzerinde bir vekîl de değilsin.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
108.
Allah’tan başkasını ilâh edinip (onlara) tapanlara sövmeyin, sonra onlar da bilgisizce sınırı aşıp Allah’a söverler. Her ümmete amelini böylece süslemişizdir. (Hepsinin de) dönüşü Rablarınadır; o zaman neler işlediklerini onlara bir bir haber verecektir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
109.
Eğer kendilerine (arzuları doğrultusunda) bir mu’cize gelirse, herhalde ona inanacaklarına dair olanca yeminleriyle yemin ettiler. De ki: Mu’cizeler ancak Allah katındadır. Farkında değilsiniz, onlara mu’cize gelse yine de inanmazlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
110.
Onların gönüllerini ve gözlerini İlk önce inanmadıkları gibi ters çeviririz ve kendilerini azgınlıkları içinde bırakırız da bocalayıp dururlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
111.
Eğer onlara melekleri de indirmiş olsak, ölüler de onlarla konuşmuş bulunsa, her şeyi karşılarında grup grup toplasak yine de Allah dilemedikçe onlar imân edecek değillerdir. Ne var ki çokları (bu gerçeğe) bilgisizdirler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
112.
İşte bunun gibi her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman kıldık; onlar aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler fısıldarlar. Rabbin dileseydi bunu yapamazlardı. Onları da, iftira edip durdukları şeyleri de (başbaşa) bırak.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
113.
Bir de Âhiret’e inanmayanların gönüllerinin meyletmesini, hoşlanmalarını ve elde ettikleri günahları işleyedurmalarını (devam ettirmek) için (bu yola başvururlar),Mealleri KıyaslaSayfada Göster
114.
Allah size kitabı bölüm bölüm (yeterince) açıklanmış biçimde indirmişken, O’ndan başkasını mı hakem isteyeyim ? Kendilerine (daha önce) kitap verdiklerimiz bilirler ki, O (Kur’ân) elbette hak olarak Rabbından indirilmiştir. Artık sen şüphelenenlerden olma !Mealleri KıyaslaSayfada Göster
115.
Rabbin sözü doğruluk bakımından da, adalet bakımından da tamamlanmıştır. O’nun sözünü değiştirecek yoktur. O, işiten ve bilendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
116.
Yeryüzündekilerin çoğuna uyarsan, seni Allah yolundan saptırırlar ; onlar zandan başkasına uymazlar ve onlar sadece yalan söyler, tahminlerde bulunurlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
119.
Size ne oluyor da üzerine Allah’ın adı anılmış olanlardan yemiyorsunuz ? Halbuki —darda kalıp kesin ihtiyaç duyduğunuz durum dışında— size haram kıldıklarını bir bir açıklayıp bildirmiştir. Doğrusu bir çokları bilgisizce heveslerine uyup sapıtıyorlar. Şüphesiz ki Rabbin aşırı gidip (ilâhî) sınırı aşanları en iyi bilendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
120.
Artık günahın açığını da, gizlisini de bırakın! Doğrusu onlar ki günah kazanırlar, kazandıklarının karşılığını göreceklerdir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
121.
Üzerine Allah’ın adı anılmamış olanlardan yemeyin; çünkü bu (başkası adına ve bir de putlar için, onlar adına boğazlamak) şüphesiz ki ilâhî yoldan çıkmaktır. Hem şeytanlar sizinle mücâdele etmeleri için dostlarına fısıldayıp dururlar; eğer onlara uyarsanız, şüphesiz ki, siz de Allah’a eş-ortak koşanlar olursunuz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
122.
Ölü iken dirilttiğimiz, insanlar arasında yürümesi için kendisine bir nûr sunduğumuz kimse, karanlıklar içinde kalıp bir türlü çıkamayan kimse gibi midir? Böylece kâfirlere işleyegeldikleri ameller süslenip yaldızlı gösterilmiştir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
123.
İşte bunun gibi, her kasabanın ileri gelenlerini, orada hile yapıp birtakım işler çevirsinler diye o kasabanın suç işleyenleri yaptık. Oysa onlar ancak kendilerini aldatıp hile yaparlar da farkında olmazlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
124.
Kendilerine bir âyet (mucize, Kur’ân’dan açık bir belge) geldiği zaman, «Allah’ın peygamberine verilen (şeref ve itibarın) bir benzeri bize verilmedikçe aslâ imân etmeyiz !» dediler. Allah ise peygamberlik görevini nereye (kime) sunacağını daha iyi bilir. Suç işleyen o kimselere —hilelerinden ve kirli işlerinden dolayı— Allah katından hem aşağılık, hem şiddetli bir azâb dokunacaktır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
125.
Allah kimi doğru yola eriştirmeyi dilerse, onun kalbini İslâm’a açar. Kimi de saptırmak isterse, göğe yükseliyormuş gibi göğsünü daraltıp sıkıştırır. İşte böylece Allah imân etmiyenler üzerine murdarlık ve rüsvaylık, azâb ve ıztırab getirir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
126.
İşte bu (İslâm Dini), Rabbin dosdoğru yoludur. Düşünüp idrâkini kullanabilen bir millete âyetleri bir bir yeterince açıkladık.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
127.
Onlara Rableri katında Dârü’s-Selâm (Selâmet Yurdu) vardır; yapageldikleri (iyi amelleri)ne karşılık onların dost ve yârı (Allah)dır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
128.
Onların hepsini (kabirlerinden kaldırıp) bir araya toplayacağı gün,;«Ey cin topluluğu! İnsanlardan çoğunu (doğru yoldan çıkarıp) kendinize çekmek amacını sürdürdünüz» (diyecek). Onların insanlardan olan dost ve yandaşları, «Rabbimiz ! Kimimiz kimimizden yararlandık ve bizim için takdîr buyurduğun sonuca eriştik» diyecekler. (Rableri onlara şöyle) buyuracak: «Cehennem ateşi sizin konağınızdır; orada —Allah’ın diledikleri müstesna— ebedî kalıcılarsınız. Şüphesiz ki Rabbin hikmet sahibidir ve (her şeyi) bilendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
130.
Ey cin ve insan toplulukları! Size âyetlerimizi anlatan ve sizi bugününüzün gelip çatacağıyla uyaran sizden peygamberler, elçiler gelmedi mi ? (diye sorulacak). (Ey Rabbimiz !) kendi aleyhimize şâhidler olduk, diyecekler. Dünya hayatı onları aldattı da kâfir olduklarına dair kendi aleyhlerine şâhidlik ettiler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
131.
İşte bu, (peygamberler gönderilmesinin, onların uyarıda bulunmasının sebebi), haberleri yokken, zulümleri yüzünden Rabbinin kasabaları yok edici olmadığı (hikmetine dayanmakta)dır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
133.
Rabbin her şeyden müstağni (hiçbir şeye ihtiyacı yoktur, bütün varlık âlemi 0’nun)dır; rahmet sahibidir. Dilerse sizi ortadan kaldırıp yok eder ve arkanızdan yerinize dilediğini getirir; nitekim sizi de başka bir milletin soyundan meydana getirmiştir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
136.
Bir de kalkıp Allah’a, yarattığı ekin ve davarlardan bir pay ayırdılar da kendi Zanlarınca, «bu Allah için, şu da ortaklarımız (olan putlarımız) içindir» dediler. Ortakları için olanı Allah tarafına geçmezdi, (ama) Allah için olanı ortaklarına (aktarılarak) geçip ulaşırdı. Hükmettikleri şey ne kötü!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
137.
Bunun gibi, ortaklan, müşriklerden bir çoğuna öz çocuklarını öldürmeyi süsleyip çekici kılmıştı. (Bu da) hem onları mahvetmek, hem de dinlerini karıştırmak içindi. Allah dileseydi böyle yapmazlardı. O halde (ey peygamber!) onları iftira edip durdukları şeyle başbaşa bırak!.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
138.
Onlar kendi zanlarına göre, «Bu davarlar ve ekinler dokunulmaz ; dilediğimiz kimselerden başkası bunlardan yiyemez. Davarlardan bir kısmının sırtları haramdır» derler. Bir kısmını da (keserken) üzerine Allah adını anmazlar da Allah’a iftira ederler. İftiralarına karşılık Allah onları cezalandıracaktır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
139.
Yine onlar, «şu davarların karınlarında bulunan yavrular (canlı doğarsa) sadece erkeklerimize mahsustur ; eşlerimize ise haramdır. Ölü olursa, hepsi (hepimiz) ona ortaktırlar» derler. Allah onlara, bu vasıflamalarından dolayı ceza verecektir, Şüphesiz ki Allah, hikmet sahibidir ve (her şeyi) bilendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
140.
Düşüncesizlikleri ve beyinsizlikleri yüzünden bilgisizce öz çocuklarını öldürenler; Allah’ın kendilerine rızık olarak sunduğu şeyleri, Allah’a iftira ederek haram kılanlar, zarara uğramışlardır. Gerçekten onlar sapmışlardır (ve hiç bir zaman) doğru yolu da bulamadılar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
141.
O ki, çardaklı çardaksız, aşmalı asmasız bağ ve bahçeleri; yemişleri ve tadları farklı olan hurma ve ekinleri; birbirine benzeyen ve benzemeyen zeytin ve narı yaratıp ortaya çıkarandır. Gelişip meyve verdiği zaman meyvesinden yiyin ve biçilip devşirildiği gün hakkını verin; bir de sakın israf etmeyin ; çünkü Allah gerçekten israf edenleri sevmez.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
142.
Davarlarda da yük taşıyan ve yününden, kılından yaygı yapılıp serilen (türler) yaratıp meydana getiren O’dur. Allah’ın size rızık olarak sunduğundan yiyin, şeytanın adımlarına uymayın ; çünkü o sizin açık düşmanınızdır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
143.
(Allah) sekiz çift (dişili erkekli sekiz davar) yaratmıştır. Koyundan iki, keçiden de iki.. De ki: İki erkeğini mi yoksa dişisini mi veya iki dişinin rahminin kapsayıp sarındığını mı haram kılmıştır ? Eğer doğrulardan iseniz ilme dayalı bana haber verin!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
144.
Ve deveden de iki, sığırdan da iki yarattı. De ki: İki erkeği mi yoksa iki dişiyi mi veya iki dişinin rahminin kapsayıp sarındığını mı haram kılmıştır ? Yoksa Allah size bununla tavsiyede bulunurken siz hazırmıydınız ? Bilgisiz (dayanaksız ve vahiysiz)ce, insanları saptırmak için Allah’a karşı yalan uydurandan daha zâlim kim vardır? Şüphesiz ki Allah, zâlim topluluğu doğru yola eriştirmez.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
145.
De ki: Bana vahyolunanda ölü, akıtılmış kan, domuz eti —ki o murdardır—, ilâhî sınırı aşıp günah işleyerek Allah’tan başkası adına boğazlanan hayvandan gayrisinin, yiyecek olan bir kimseye haram sayıldığıyla ilgili (bir emir, bir belge) bulamıyorum. (Bunlardan da) kim yemeğe mecbur kalırsa, (diğer darda kalana ve başkalarının hakkına) tecâvüz etmemek, (zaruret miktarını) aşmamak üzere yiyebilir. Şüphesiz ki Rabbin çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
146.
Yahudî (dininden) olanlara da (Tevrat’da) her tırnaklı olan hayvanı haram kıldık. Sığır ve koyunların da sırtlarında veya bağırsaklarında veya kemiğe karışık bulunan yağlar dışında iç yağlarını haram kıldık. Bu, aşırı gidip ilâhî sınırları aşmalarından, insan haklarına el uzatmalarından dolayı onlara verdiğimiz bir cezadır ve elbette biz doğrularızdır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
147.
Eğer seni yalanlarlarsa, de ki: Rabbınız geniş rahmet sahibidir; O’nun saltanat kahrı, suçlu günahkâr topluluktan geri çevrilemez.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
148.
Allah’a ortak koşanlar diyecekler ki: Allah dileseydi ne biz (putlara taparak) ortak koşardık, ne de babalarımız ortak koşardı. Ve ne de bir şeyi haram kılardık. Onlardan öncekiler de böyle yalanladılar (veya böyle yalan söylediler), sonunda kahredici azabımızı tattılar. De ki: (Bunu belgeleyecek) yanınızda ilimden bize çıkaracağınız bir şey varmı ? Siz ancak zanna uyuyorsunuz ve siz ancak (delilsiz, bilgisiz, yalan yanlış) atıp tutuyorsunuz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
149.
De ki: En kesin ve üstün delil Allah’ındır; dileseydi hepinizi doğru yola eriştirirdi, (ama öyle bir kanun koymadı, size akıl ve yetenek verip doğru ve eğri yolu göstererek sizi serbest bıraktı).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
150.
De ki: Allah’ın bunu haram kıldığına tanıklık edecek şahitlerinizi haydi getirin ! Eğer şahitlik ederlerse, sen onlarla beraber şahitlik etme; bizim âyetlerimizi yalanlayanların ve Âhirete de inanmayanların heveslerine uyma ; onlar (putlarını) Rablerine denk tutarlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
151.
De ki: (Ey Allah’a karşı yayalan uyduranlar!) Gelin de Allah’ın size neleri haram kıldığını okuyup (haber vereyim); Hiç bir şeyi O’na ortak koşmayın ; ana babanıza iyilikte bulunun ; yoksulluk endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin; —sizin de onların da rızkınızı biz veririz—, hayâsızlığın açığına da, gizlisine de yaklaşmayın ; Allah’ın haram kıldığı canı haksız yere öldürmeyin. İşte Allah bunları, aklınızı kullanırsınız diye size emreder.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
152.
Bir de yetim malına —rüşde erinceye kadar— en iyi ve en uygun tarzın dışında yaklaşmayın; ölçüyü tartıyı tam ve doğru ölçün tartın. Hiç kimseye güç getiremiyeceğiyle teklifte bulunmayız. Söz söylediğiniz zaman —yakınınız bile olsa— ancak adaleti gözetin. Allah’ın ahdini (farz ve vâcib kıldığı hususları ve O’na karşı verdiğiniz sözü) yerine getirin. İşte Allah, bunları size emreder; ola ki düşünür de öğüt alırsınız.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
153.
Şüphesiz bu benim dosdoğru yolumdur; artık bu yola uyun, başka yollara uymayın, sonra o yollar sizi Allah yolundan saptırıp parçalar (fırkalara ayırır). İşte Allah size bunları emretmektedir; olur ki sakınırsınız.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
154.
Sonra biz Musa’ya kitabı, onu güzel (uygulayana) tamamlamak, her şeyi uygun biçimde açıklamak ve doğru yolu göstermek, aynı zamanda rahmet olmak için verdik ; olur ki, (İsrail oğulları) Rablarına kavuşacaklarına inanırlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
155.
Bu (Kur’ân) ise, indirdiğimiz mübarek bir kitabdır. Artık Ona uyunuz ve (Allah’tan korkup kötülüklerden) sakınınız ki merhamet olunasınız.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
156.
Bizden önce yalnız iki topluluğa (Yahudî ve Nasârâ’ya) kitap indirildi ve biz de onların eğitim ve öğretimlerinden habersiz bulunuyorduk, dememeniz,Mealleri KıyaslaSayfada Göster
157.
Veya bize de kitap indirilseydi elbette onlardan daha çok doğru yolu bulup başarılı olurduk, dememeniz içindir. İşte size Rabbınızdan açık belge, hidâyet (doğru yolu gösteren rehber) ve bir de rahmet gelmiştir. Allah’ın âyetlerini yalanlayıp (insanları ona yönelmekten) alıkoyanlardan daha zâlim kim vardır? Âyetlerimizi yüzçevirerek engelleyenleri bu engellemeleri sebebiyle en kötü azâbla cezalandıracağız.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
158.
Onlar ancak kendilerine meleklerin gelmesini veya Rabbin gelmesini veya Rabbin bazı âyetleri (mu’cizeleri)nin gelmesini bekliyorlar. Rabbin bazı âyetlerinin geleceği gün, daha önce imân etmemiş veya imânında bir hayır (iyilik ve sâlih amel) kazanmamış hiçbir kişiye imânı yarar sağlamayacaktır. Onlara de ki: Bekleyin, biz de bekliyoruz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
159.
Şüphesiz ki, hizipleşerek dinlerini parça parça edenler var ya, sen hiçbir şeyde onlarla bağımlı ve ilgili değilsin. Onların durumu Allah’a kalmıştır. İleride ne istediklerini onlara haber verecektir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
160.
Artık kim iyilikle gelirse, ona on misli vardır. Kim de kötülükle gelirse, ona ancak misliyle karşılık vardır ve onlara haksızlık edilmez.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
161.
De ki: Doğrusu Rabbim beni dosdoğru yola, ibrahim’in dimdik ayakta duran, bâtıldan uzak, tamamiyle Hakk’a yönelmiş (Hanîf) dinine eriştirmiştir. Ve O hiçbir zaman müşriklerden olmadı’.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
164.
De ki: Allah her şeyin Rabbi olduğu halde ben O’ndan başka Rab mı arzulayıp ararım ? Herkesin kazandığı (günah ve vebal) kendisine aittir. Günah yükü taşıyan hiç kimse diğerinin günah yükünü taşımaz. Sonunda dönüşünüz Rabbınızadır; o zaman hakkında ayrılığa düştüğünüz şeyi size bildirecektir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
165.
Sizi yeryüzünün halîfeleri kılan, verdiği şeylerden dolayı sizi denemek için kiminizi kiminizden üstün derecelerle yükselten O’dur. Doğrusu Rabbin cezalandırmayı çok çabuk gerçekleştirendir ve şüphesiz ki O, hem çok bağışlayan, hem çok merhamet edendir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster