قَالُوا يَا صَالِحُ قَدْ كُنْتَ فِينَا مَرْجُوًّا قَبْلَ هَٰذَا ۖ أَتَنْهَانَا أَنْ نَعْبُدَ مَا يَعْبُدُ آبَاؤُنَا وَإِنَّنَا لَفِي شَكٍّ مِمَّا تَدْعُونَا إِلَيْهِ مُرِيبٍ
Kalu ya salihu kad künte fına mercüvven kable haza etenhana en na’büde ma ya’büdü abaüna ve innena le fı şekkim mimma ted’una ileyhi mürıb
Kelime
Anlamı
Kökü
قَالُوا
dediler ki
يَا صَالِحُ
Salih
قَدْ
doğrusu
كُنْتَ
sen idin
فِينَا
aramızda
مَرْجُوًّا
ümit beslenen biri
قَبْلَ
önce
هَٰذَا
bundan
أَتَنْهَانَا
bizi men mi ediyorsun?
أَنْ
نَعْبُدَ
tapmaktan
مَا
يَعْبُدُ
taptıklarına
ابَاؤُنَا
babalarımızın
وَإِنَّنَا
doğrusu biz
لَفِي
içindeyiz
شَكٍّ
şüphe
مِمَّا
şeyden
تَدْعُونَا
bizi çağırdığın
إِلَيْهِ
kendisine
مُرِيبٍ
tereddütlü

  • Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı:
    Ey Sâlih dediler, bundan önce sen aramızda, hakkında iyi ümitler beslediğimiz birisiydin, şimdi atalarımızın taptıkları şeylerden bizi vazgeçirmek mi istiyorsun? Ve biz, gerçekten de senin bizi dâvet ettiğin şey hakkında şüphe içindeyiz, tereddüt etmekteyiz.

  • Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan:
    "Ey Salih!" dediler. "Sen bundan önce aramızda, büyük umutlar beslenen biriydin. Şimdi bizi, atalarımızın kulluk edegeldiği şeylere kulluk etmekten mi alıkoyacaksın? Doğrusu bizi çağırdığın şeyden son derece şüphe ve kaygı içindeyiz."

  • Adem Uğur Adem Uğur:
    Dediler ki: Ey Sâlih! Sen bundan önce içimizde ümit beslenen birisiydin. (Şimdi) babalarımızın taptıklarına tapmaktan bizi engelliyor musun? Doğrusu biz, bizi kendisine (kulluğa) çağırdığın şeyden ciddi bir şüphe içindeyiz.

  • Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi:
    Dediler ki: "Ey Sâlih! Bundan önce içimizde gerçekten ümit beslenen biri idin! Atalarımızın tapındıklarına tapınmaktan mı bizi yasaklıyorsun? Doğrusu biz, bizi davet ettiğin konuda endişeli bir şüphe içindeyiz."

  • Ahmet Varol Ahmet Varol:
    ’Ey Salih! Sen bundan önce aramızda hakkında ümit beslenen biri idin. Bizi babalarımızın taptıklarına tapmaktan men mi ediyorsun? Doğrusu senin bizi kendisine çağırdığın şeyden şüphe içindeyiz, kuşkuluyuz’ dediler.

  • Ali Bulaç Ali Bulaç:
    Dediler ki: "Ey Salih, bundan önce sen içimizde kendisinden (iyilikler ve yararlılıklar) umulan biriydin. Atalarımızın taptığı şeylere tapmaktan sen bizi engelleyecek misin? Doğrusu biz, senin bizi davet ettiğin şeyden kuşku verici bir tereddüt içindeyiz."

  • Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz:
    Onlar: "-Ey sâlih, sen bundan önce aramızda ümid edilen (güvenilen) bir kimse idin. Şimdi, babalarımızın taptığı şeylere (putlara) tapmaktan bizi vaz geçirmek mi istiyorsun? Doğrusu biz, senin bizi dâvet ettiğin Allah’a ibadetten kuşkulandırıcı bir şüphe içindeyiz" dediler.

  • Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı:
    “Ey Sâlih! Sen bundan önce içimizde ümit beslenen biri idin. Şimdi babalarımızın taptıklarına tapmaktan bizi alıkoyuyor musun? Doğrusu biz, bizi kendisine çağırdığın şeyden ciddi bir şüphe içindeyiz.”

  • Bekir Sadak Bekir Sadak:
    «Ey Salih! Sen bundan once, aramizda kendisinden iyilik beklenir bir kimseydin; simdi babalarimizin taptiklarina bizi tapmaktan men mi ediyorsun? Dogrusu bizi cagirdigin seyden suphe ve endisedeyiz» dediler.

  • Celal Yıldırım Celal Yıldırım:
    Ey Salih, dediler, sen bundan önce aramızda ümit beslenir bir kişi idin ; babalarımızın taptıklarına tapmamızdan alıkoymaya mı çalışıyorsun ?! Doğrusu biz, bizi davet ettiğin şey hakkında şüphe ve kuşku içindeyiz.

  • Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu:
    Dediler ki: “Ey Salih, bundan önce sen içimizde sevilen sayılan (güvenilir) bir adamdın. Atalarımızın taptığı şeylere tapmamızdan sen bizi engelleyecek misin? Doğrusu biz, senin bizi davet ettiğin şeyden kuşku verici bir tereddüt içindeyiz.”

  • Diyanet İşleri Diyanet İşleri:
    Onlar şöyle dediler: "Ey Salih! Bundan önce sen, aramızda ümit beslenen bir kimseydin. Şimdi babalarımızın taptıklarına tapmamızı bize yasaklıyor musun? Şüphesiz, biz senin bizi çağırdığın şeyden derin bir şüphe içindeyiz."

  • Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı:
    Dediler ki: Ey Sâlih! Sen bundan önce içimizde ümit beslenen birisiydin. (Şimdi) babalarımızın taptıklarına tapmaktan bizi engelliyor musun? Doğrusu biz, bizi kendisine (kulluğa) çağırdığın şeyden ciddi bir şüphe içindeyiz.

  • Edip Yüksel Edip Yüksel:
    Dediler ki: "Ey Salih, sen bundan önce, aramızda popüler bir umut kaynağıydın. Atalarımızın hizmet etmiş olduklarından sen şimdi bizi men mi ediyorsun? Biz, senin bizi çağırdığın şeylerden kuşku içindeyiz."

  • Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır:
    Dediler: «Ey Salih! Bundan önce sen bizim içimizde ümit beslenir bir zat idin. Şimdi bizi babalarımızın taptıklarına tapmaktan mı engelliyorsun? Biz, doğrusunu istersen bizi davet ettiğin şeyden kuşkulandıran bir şüphe içindeyiz.»

  • Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran:
    Soydaşları dediler ki; «Ya Salih, bundan önce sen kendisine umut bağladığımız bir kişi idin. Şimdi bize atalarımızın taptıkları ilahlara tapmayı mı yasaklıyorsun? Bizi benimsemeye çağırdığın ilkeler konusunda koyu bir kuşku içindeyiz.»

  • Gültekin Onan Gültekin Onan:
    Dediler ki: "Ey Salih, bundan önce sen içimizde kendisinden (iyilikler ve yararlılıklar) umulan biriydin. Atalarımızın taptığı şeylere tapmaktan sen bizi engelleyecek misin? Doğrusu biz, senin bizi davet ettiğin şeyden kuşku verici bir tereddüt içindeyiz."

  • Harun Yıldırım Harun Yıldırım:
    Dediler ki: "Ey Salih, sen bundan evvel aramızda ümit beslenen bir kimseydin. Atalarımızın ibadet ettiği şeylere ibadet etmekten bizi engelleyecek misin? Doğrusu biz, senin bizi davet ettiğin şeyden kuşku verici bir tereddüt içindeyiz."

  • Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay:
    «Ey Saalih, dediler, sen bundan evvel içimizde ümîd beslenen bir (zât) din. (Şimdi) atalarımızın tapdığı şeylere tapmamızdan bizi vaz geçirmek mi istiyorsun? Senin bizi (kulluğuna) da’vet etdiğin (Rab) den hakıykaten şek içindeyiz, şübheleniciyiz».

  • Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat:
    Dediler ki: `Ey Sâlih! (Sen) bundan önce aramızda gerçekten ümid beslenen bir kimse idin; (şimdi) atalarımızın tapageldiği şeylere kulluk etmekten bizi men` mi ediyorsun? Doğrusu biz ise, senin bizi kendisine da`vet etmekte olduğun şeyden kuşku veren ciddî bir şübhe içindeyiz.`

  • İbn-i Kesir İbn-i Kesir:
    Dediler ki: Ey Salih, aramızda bundan önce kendisinden iyilik beklenmiş kimseydin sen. Şimdi kalkıp da babalarımızın taptıklarına tapmaktan bizi vazgeçirmek mi istiyorsun? Doğrusu, bizi çağırdığın şeyden şüphe ve endişe içindeyiz.

  • İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz:
    Kavmi "Ey Salih! Sen bundan önce aramızda çok iyi şeyler yapacağını umduğumuz birisi idin. Atalarımızın ibadet ettiklerine kulluk etmemizi mi yasaklıyorsun? Bizi davet ettiğin, bir olan Allah’a kulluk etmede tereddüt ve şüphe içindeyiz" dediler.

  • İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr:
    "Ya Salih, sen bundan önce aramızda, hakkında ümit beslenen bir kimse olmuştun!" dediler. "Babalarımızın taptığı şeylere, bizim tapmamızı sen bize nehy mi ediyorsun? Gerçekten, bizi O’na davet ettiğin şüphe verici şeyden, biz kesinlikle tereddüt içindeyiz." dediler.

  • Kadri Çelik Kadri Çelik:
    "Ey Salih! Sen bundan önce, içimizde ümit beslenilen bir kimseydin; şimdi babalarımızın taptıklarına tapmaktan bizi men mi ediyorsun? Doğrusu bizi çağırdığın şeyden çok kuşkulandıran bir şüphe içindeyiz" dediler.

  • Muhammed Esed Muhammed Esed:
    "Ey Salih!" diye karşılık verdiler, "Sen bundan önce aramızda büyük umutlar beslenen biriydin! (Şimdi) bizi atalarımızın kulluk edegeldiği şeylere kulluk etmekten mi alıkoyacaksın? Doğrusu şu ki, bizi çağırdığın (dava) hakkında son derece ciddi bir şüphe ve kaygı içindeyiz!"

  • Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu:
    Onlar şöyle dediler: "Ey Salih! Doğrusu sen, bundan önce içimizde (hep) gelecek vaat eden biriydin. Şimdi kalkıp sen bizi atalarımızın kulluk ettiği şeylere tapmaktan mı alıkoyacaksın? Ama şunu iyi bil ki, biz senin davet ettiğin şeye dair şüphe içindeyiz" demişlerdi; mütereddid bir halde...

  • Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen:
    Dediler ki: «Ey Sâlih! Sen bundan evvel bizim içimizde ümit beslenilen bir zât idin. Sen babalarımızın ibadet eder oldukları şeylere ibadet etmekten bizi nehy eder misin? Ve şüphe yok ki, biz kendisine bizi dâvet ettiğin şeyden bir şekk içindeyiz. Şüphedeyiz.»

  • Ömer Öngüt Ömer Öngüt:
    Dediler ki: "Ey Sâlih! Sen bundan önce aramızda, kendisinden iyilik beklenir bir kimse idin. Şimdi atalarımızın taptıklarına tapmaktan bizi men mi ediyorsun? Doğrusu biz, senin bizi dâvet ettiğin şeyden ciddi bir şüphe içindeyiz, kuşkulanıyoruz. "

  • Sadık Türkmen Sadık Türkmen:
    "ey salih!" dediler; "Sen aramızda bundan önce ümit beslenen bir kişi idin! Bizi, atalarımızın ibadet ettikleri şeylere ibadet etmekten men mi ediyorsun? Kesinlikle biz, bizi çağırdığın şeyden şüphe duyuyoruz."

  • Seyyid Kutub Seyyid Kutub:
    Soydaşları dediler ki; «Ya Salih, bundan önce sen kendisine umut bağladığımız bir kişi idin. Şimdi bize atalarımızın taptıkları ilahlara tapmayı mı yasaklıyorsun? Bizi benimsemeye çağırdığın ilkeler konusunda koyu bir kuşku içindeyiz.»

  • Suat Yıldırım Suat Yıldırım:
    "Ey Salih!" dediler, "Sen şimdiye kadar ümit bağladığımız bir kişi idin. Şimdi ne oldu sana. Ne diye bizi atalarımızın taptığı tanrılara tapmaktan vazgeçirmek istiyorsun?Doğrusu, senin çağırdığın bu fikrin doğruluğundan şüphe içindeyiz, kuşkulanıyoruz."

  • Süleyman Ateş Süleyman Ateş:
    Dediler ki: "Ey Sâlih, sen bundan önce bizim aramızda ümit beslenen kişi idin. Şimdi atalarımızın taptıklarına tapmaktan bizi men mi ediyorsun? Biz senin bizi çağırdığın şeyden şüphe içindeyiz, kuşkulanıyoruz!"

  • Şaban Piriş Şaban Piriş:
    -Ey Salih, bundan önce aramızda kendisinden iyilik beklenen bir kimse idin. Şimdi, atalarımızın kulluk ettiklerine bizim kulluk etmemizi mi yasaklıyorsun? Doğrusu biz, davet ettiğin şeyden iyiden iyiye şüphe ediyoruz, dediler.

  • Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an:
    Dediler ki: «Ey Salih, bundan önce sen içimizde kendisinden (iyilikler ve yararlılıklar) umulan biriydin. Atalarımızın taptığı şeylere tapmamızdan sen bizi engelleyecek misin? Doğrusu biz, senin bizi davet ettiğin şeyden kuşku verici bir tereddüt içindeyiz.»

  • Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk:
    Dediler ki: "Ey Sâlih! Sen bundan önce, aramızda aranan/ümit beslenen bir kişi idin. Şimdi kalkmış, atalarımızın kulluk ettiklerine kulluk etmemizi mi yasaklıyorsun? Gerçek şu ki biz, bizi çağırdığın şey hakkında kafaları karıştıran bir kuşku içindeyiz."

  • Yusuf Ali (İngilizce) Yusuf Ali (İngilizce):
    They said: "O Salih! thou hast been of us! a centre of our hopes hitherto! dost thou (now) forbid us the worship of what our fathers worshipped? But we are really in suspicious (disquieting) doubt as to that to which thou invitest us."