أَلَمْ تَرَ إِلَى الَّذِينَ يَزْعُمُونَ أَنَّهُمْ آمَنُوا بِمَا أُنْزِلَ إِلَيْكَ وَمَا أُنْزِلَ مِنْ قَبْلِكَ يُرِيدُونَ أَنْ يَتَحَاكَمُوا إِلَى الطَّاغُوتِ وَقَدْ أُمِرُوا أَنْ يَكْفُرُوا بِهِ وَيُرِيدُ الشَّيْطَانُ أَنْ يُضِلَّهُمْ ضَلَالًا بَعِيدًا
Elem tera ilellezıne yez’umune ennehüm amenu bi ma ünzile ileyke ve ma ünzile min kablike yürıdune ey yetehakemu ilet tağuti ve kad ümiru ey yekfüru bih ve yürıdüş şeytanü ey yüdıllehüm dalalem beıyda
Kelime
Anlamı
Kökü
أَلَمْ
تَرَ
görmedin mi
إِلَى
الَّذِينَ
kimseleri
يَزْعُمُونَ
zanneden(leri)
أَنَّهُمْ
sadece kendilerinin
امَنُوا
inandıklarını
بِمَا
şeylere
أُنْزِلَ
indirilene
إِلَيْكَ
sana
وَمَا
ve şeylere
أُنْزِلَ
indirilene
مِنْ
قَبْلِكَ
ve senden önce
يُرِيدُونَ
istiyorlar
أَنْ
يَتَحَاكَمُوا
hakem olarak başvurmak
إِلَى
الطَّاغُوتِ
tağuta
وَقَدْ
oysa
أُمِرُوا
emredilmişti
أَنْ
يَكْفُرُوا
inkar etmeleri
بِهِ
onu
وَيُرِيدُ
ve istiyor
الشَّيْطَانُ
Şeytan da
أَنْ
يُضِلَّهُمْ
onları saptırmak
ضَلَالًا
sapkınlıkla
بَعِيدًا
iyice

  • Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı:
    Görmez misin sana indirilene de, senden önce indirilenlere de inandıklarını sananlar, Şeytan tarafından yargılanmalarını dilerler, halbuki onu inkâr etmeleri emredilmişti onlara ve Şeytan, onları tamamıyla sapıtmak, doğru yoldan pek uzak bırakmak ister.

  • Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan:
    Sana indirilene ve senden önce indirilenlere, inandıklarını iddia eden ama öte yandan, şeytani güçlerin önünde, mahkeme olmayı isteyenleri görmedin mi? Oysa onu inkâr etmeleri buyrulmuştu. O Şeytan da onları bir daha dönemeyecekleri kadar uzak bir sapıklıkla büsbütün sapıtmak ister.

  • Adem Uğur Adem Uğur:
    Sana indirilene ve senden önce indirilenlere inandıklarını ileri sürenleri görmedin mi? Tâğut’a inanmamaları kendilerine emrolunduğu halde, Tâğut’un önünde muhakemeleşmek istiyorlar. Halbuki şeytan onları büsbütün saptırmak istiyor.

  • Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi:
    Sana inzâl olunana ve senden önce inzâl olunana iman ettiklerini sananları görmüyor musun; inkâr etmeleri emredildiği hâlde Tağut’u aralarına hakem yapmak isterler... Şeytan da onları geri dönemeyecekleri kadar uzak bir sapıklığa (şirke) düşürmeyi diler.

  • Ahmet Varol Ahmet Varol:
    Sana ve senden öncekilere indirilene iman ettiklerini ileri sürenleri görmüyor musun ki, Tağut’un hükmüne başvurmaya kalkışıyorlar! Oysa onu inkar etmekle emrolunmuşlardı. Şeytan da onları uzak bir sapıklığa çekmek istemektedir.

  • Ali Bulaç Ali Bulaç:
    Sana indirilene ve senden önce indirilene gerçekten inandıklarını öne sürenleri görmedin mi? Bunlar, tağutun önünde muhakeme olmayı istemektedirler; oysa onlar onu reddetmekle emrolunmuşlardır. Şeytan da onları uzak bir sapıklıkla sapıtmak ister.

  • Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz:
    Sana indirilen Kur’ân’a ve senden önce indirilen kitablara iman ettik, diye boş iddiada bulunanlara bakmaz mısın! O azgın şeytana muhakeme olmak istiyorlar. Halbuki onu (şeytanı) tanımamakla emrolunmuşlardı. Şeytan ise, onları çok uzak bir sapıklığa düşürmek ister. (Bu âyet-i kerime, bir münafığın, bir Yahudi ile olan dâvasına hakem olarak Hazreti Peygamberi değil de Yahudi sihirbazı azgın şeytan Kâb İbni Eşref’i seçmek istemesi ile ilgili hâdise üzerine nâzil olmuştur. Şöyle ki: Yahudi, Hz. Peygamberin hakem olmasını ısrarla istemesi sonunda Peygambere gitmişler ve Hz. Peygamber de Yahudi lehine hüküm vermiştir. Bundan sonra münafığın arzusu üzerine Hz. Ömer’e gitmişler. Hâdiseyi ve daha önce Hz. Peygamberin verdiği hükmü dinleyen Hz. Ömer: "- Allah’ın ve Peygamberin hükmüne razı olmıyan hakkında hüküm budur", diyerek kılıcı ile münafık’ın boynunu uçurur. )

  • Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı:
    Sana indirilene ve senden önce indirilenlere inandıklarını ileri sürenleri görmedin mi? Tâğûtu/Allah`a karşı gelen adamı inkâr etmeleri kendilerine emrolunduğu halde, onun önünde davalaşmak istiyorlar. Halbuki şeytan onları büsbütün saptırmak istiyor.

  • Bekir Sadak Bekir Sadak:
    Sana indirilen Kuran’a ve senden once indirilenlere inandiklarini iddia edenleri gormuyor musun? Putlarinin onunde muhakeme olunmalarini isterler. Oysa, onlari tanimakla emr olunmuslardi. seytan onlari derin bir sapikliga saptirmak ister.

  • Celal Yıldırım Celal Yıldırım:
    Sana indirilene ve senden önce indirilene inandıklarını iddia edenleri görmedin mi ? Bâtılı temsîl edenin önünde muhakeme olmak isterler ; halbuki onu tanımamak (reddedip uymamak)la emrolunmuşlardı. Şeytan onları çok uzak bir sapıklıkla saptırmak ister.

  • Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu:
    Görmedin mi şu kimseleri ki, sana indirilene ve senden önce indirilene inandıklarını iddia ediyorlar, sonra da reddetmekle emrolundukları tâğutun hükmüne başvurmak istiyorlar. Şeytan da onları büsbütün saptırarak doğru yoldan iyice uzaklaştırmak istiyor.

  • Diyanet İşleri Diyanet İşleri:
    (Ey Muhammed!) Sana indirilen Kur’an’a ve senden önce indirilene inandıklarını iddia edenleri görmüyor musun? Tâğût’u tanımamaları kendilerine emrolunduğu hâlde, onun önünde muhakeme olmak istiyorlar. Şeytan da onları derin bir sapıklığa düşürmek istiyor.

  • Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı:
    Sana indirilene ve senden önce indirilenlere inandıklarını ileri sürenleri görmedin mi? Tâğut’a inanmamaları kendilerine emrolunduğu halde, Tâğut’un önünde muhakemeleşmek istiyorlar. Halbuki şeytan onları büsbütün saptırmak istiyor.

  • Edip Yüksel Edip Yüksel:
    Seni ve senden önce indirilenleri onayladıklarını iddia ettikleri halde azgınların ve küstahların yasalarını uygulamak isteyenleri görmüyor musun? Oysa onu inkâr etmekle emredilmişlerdi; fakat sapkın onları büsbütün saptırmak istiyor.

  • Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır:
    Şunları görmüyor musun? Kendilerinin sana indirilene ve senden önce indirilene inandıklarını ileri sürüyorlar da tağuta inanmamaları kendilerine emrolunduğu halde, tağut önünde muhakemeleşmek istiyorlar. Şeytan da onları bir daha dönemeyecekleri kadar iyice sapıklığa düşürmek istiyor.

  • Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran:
    Gerek sana ve gerekse senden öncekilere indirilen kitaplara inandıklarını ileri sürenleri görmüyor musun? Bunlar karşı çıkmakla, tanımamakla emredildikleri Tağutun hakemliğine başvurmak istiyorlar. Şeytan onları koyu bir sapıklığa düşürmek istiyor.

  • Gültekin Onan Gültekin Onan:
    Sana indirilene ve senden önce indirilene gerçekten inandıklarını öne sürenleri görmedin mi? Bunlar, tağutun önünde muhakeme olmayı istemektedirler; oysa onlara onu yadsımaları buyrulmuştur. Şeytan da onları uzak bir sapıklıkla saptırmak ister.

  • Harun Yıldırım Harun Yıldırım:
    Sana indirilene ve senden önce indirilene kesin olarak iman ettiklerini iddia edenleri görmüyor musun? Tağuta muhakeme olmak isterler; halbuki mutlaka onu tekfir etmekle emrolunmuşlardı. Şeytan da onları çok uzak bir sapıklıkla saptırmak istiyor.

  • Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay:
    Sana indirilen (Kur’ân-ı kerîm) e de, senden evvel indirilmiş olan (kitab) lara da her halde îman etdiklerini boş yere iddia edenlere bir bakmadın mı ki — onu inkâr etmeleriyle emrolundukları halde — yine sihirbazın huzurunda muhaakeme olunmalarını isterler. Şeytan da onları (bir daha dönemiyecekleri kadar) uzak bir sapkınlıkla büsbütün sapıtmak ister.

  • Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat:
    (Habîbim, yâ Muhammed!) Sana indirilene (Kur`ân`a) ve senden önce indirilenlere(diğer kitablara) gerçekten îmân ettiklerini iddiâ edenleri gördün mü? Tâğûta (Allah`ın yerine itâat ettikleri kimseye) muhâkeme olmak (onun hükmüne tâbi` olmak) isterler; hâlbuki onu açıkça inkâr etmekle emrolunmuşlardı. Şeytan ise onları (tâğûta meylettirerek, haktan) uzak bir dalâlet ile saptırmak ister.

  • İbn-i Kesir İbn-i Kesir:
    Sana indirilene ve senden önce inidirilenlere; inandıklarını iddia edenleri görmedin mi? Küfretmeleri emrolunmuş iken Tağut’un önünde muhakeme edilmelerini isterler. Halbuki şeytan, onları uzak bir sapıklıkla saptırmak istiyor.

  • İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz:
    Sana indirilene ve senden önce indirilmiş kitaplara inandıklarını zannedenleri görmezmisin? Aralarındaki hukuki sorunlarda, Allah’a baş kaldırmış azgınların hakemlik etmesini istiyorlar. Hâlbuki Allah’a isyan edenlerin vereceği kararları kabul etmemeleri onlara emredilmişti. Ama şeytan onları iflah olmaz bir sapkınlığa düşürmek istiyor.

  • İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr:
    Sana indirilene ve senden önce indirilenlere inandığını zanneden kimseleri görmedin mi? O’nu (şeytanı) inkâr etmekle emrolundukları halde tagutun önünde muhakeme olunmayı istiyorlar. Ve şeytan, onları uzak bir dalâletle saptırmak (dalâlete düşürmek) istiyor.

  • Kadri Çelik Kadri Çelik:
    Sana indirilene ve senden önce indirilenlere inandıklarını zannedenleri görmüyor musun; (bu iddialarına rağmen) tağutun önünde muhakeme edilmelerini istiyorlar. Oysa tağutu inkâr etmekle emrolunmuşlardır. Şüphesiz şeytan onları derin bir sapıklıkla saptırmak ister.

  • Muhammed Esed Muhammed Esed:
    Sen (ey Peygamber), sana ve senden öncekilere indirilene inandıklarını iddia eden, (ama öte yandan) şeytani güçlerin hakimiyetine teslim olmakta beis görmeyenlerin farkında değil misin? Halbuki, Şeytanın kendilerini derin bir sapıklığa yöneltmek istediğini görerek onu inkar etmekle emrolunmuşlardı.

  • Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu:
    Sana ve senden önce indirilenlere iman ettiğini sananlara bir baksana! Birbirlerini (İlahlık rolüne soyunan) şeytani güç odaklarının hakimiyetine çağırmakta bir sakınca görmüyorlar; oysa onu inkar etmekle emrolunmuşlardı. Nitekim şeytanın tek arzusu, onları derin bir sapıklığa itmektir.

  • Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen:
    Sana indirilmiş olana ve senden evvel inzal edilmiş bulunana imân ettiklerini zannedenlere bakmadın mı ki, onlar Tâğût’un huzurunda muhakeme olmayı isterler. Halbuki onu inkar etmekle memur bulunmuşlardı. O şeytan ise onları (doğru yoldan) pek uzak bir sapıklıkla dalâlete düşürmek ister.

  • Ömer Öngüt Ömer Öngüt:
    Resulüm! Sana indirilen Kur’an’a ve senden önce indirilen kitaplara inandıklarını ileri sürerek boş iddiâlarda bulunanları görmüyor musun? Oysa onlar Tağut’un önünde muhakeme edilmelerini isterler. Oysa onu tanımamakla emrolunmuşlardı. Şeytan da onları büsbütün saptırmak istiyor.

  • Sadık Türkmen Sadık Türkmen:
    (Ey Muhammed!) Sana indirilen Kur’an’a ve senden önce indirilene inandıklarını iddia edenleri görmüyor musun? Tağut’u (din adamlarını) tanımamaları gerektiği halde, onun (din adamlarının) önünde, muhakeme olmak istiyorlar. Şeytan da onları derin bir sapıklığa düşürmek istiyor.

  • Seyyid Kutub Seyyid Kutub:
    Gerek sana ve gerekse senden öncekilere indirilen kitaplara inandıklarını ileri sürenleri görmüyor musun? Bunlar karşı çıkmakla, tanımamakla emredildikleri Tağutun hakemliğine başvurmak istiyorlar. Şeytan onları koyu bir sapıklığa düşürmek istiyor.

  • Suat Yıldırım Suat Yıldırım:
    Baksana hem sana indirilen hem de senden önce indirilen kitaplara inandığını iddia eden o münâfıkların yaptıklarına! Kalkıp azgın şeytanın önünde muhakeme olmak istiyorlar. Halbuki onlara o şeytanı reddetmeleri emri verilmişti. Şeytan da onları haktan büsbütün saptırmak ister.

  • Süleyman Ateş Süleyman Ateş:
    Şunları görmedin mi, kendilerinin, sana indirilene ve senden önce indirilene inandıklarını sanıyorlar da hakem olarak tâğûta (o azgın şeytâna) başvurmak istiyorlar! Oysa kendilerine onu inkâr etmeleri emredilmişti. Şeytân da onları iyice saptırmak istiyor.

  • Şaban Piriş Şaban Piriş:
    Sana indirilene ve senden önce indirilenlere iman ettiklerini iddia edenleri görmedin mi? Bunlar, tağutun önünde mahkemeleşmek istiyorlar. Oysa, onu tanımamakla emrolunmuşlardı. Şeytan, onları uzak bir sapıklığa düşürmek istiyor.

  • Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an:
    Sana indirilene ve senden önce indirilene gerçekten inandıklarını öne sürenleri görmedin mi? Bunlar, tağut’un önünde muhakeme olmayı istemektedirler; oysa onlar onu reddetmekle emrolunmuşlardır. Şeytan da onları uzak bir sapıklıkla sapıtmak ister.

  • Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk:
    Şunları görmedin mi? Kendilerinin, sana indirilene de senden önce indirilene de inandıklarını sanarken, inkâr etmekle emrolundukları tağutu aralarında hakem yapmak istiyorlar. Zaten şeytan da onları geri dönülmez bir sapıklıkla sersem hale getirmek istiyor.

  • Yusuf Ali (İngilizce) Yusuf Ali (İngilizce):
    Hast thou not turned Thy vision to those who declare that they believe in the revelations that have come to thee and to those before thee? Their (real) wish is to resort together for judgment (in their disputes) to the Evil One, though they were ordered to reject him. But Satan´s wish is to lead them astray far away (from the right).