Medine döneminde inmiştir. 176 âyettir. “Nisâ” kadınlar demektir. Sûre, özellikle kadın haklarından, onların hukûkî ve sosyal konumlarından bahsettiği için bu adı almıştır.
1.
Ey insanlar, sizi tek bir nefsten (benlikten) yaratan (bütün beyinlerde tek bir "BEN" kavramı vardır. Bu "BEN" daha sonra beynin açılımlarına göre çeşitlenen özelliklerle farklı "benlik"ler hâlini alır. Ki bu oluşmuş "benlik"tir. Ana "ben" ise tektir orijin "ben"dir. A.H.) ve ondan da kendi eşini (bedensel benlik) halkeden ve ikisinden pek çok erkek ve kadın üretip (Dünya’ya) yayan Rabbinizden korunun! Korunun O Allâh’tan ki, siz O’nun hürmetine (kişinin hakikatinin Esmâ olması sebebiyle hakikatte Allâh’tan) ve de Rahıymlerin hatırına (Esmâ mertebesinin oluşturduğu insanî hakikat dolayısıyla) birbirinizden istersiniz. Çünkü Allâh, Esmâ’sıyla sizi her an kontrolünde tutandır (Rakıyb’dır).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
2.
Yetimlere mallarını verin; (hakikatinizin) temizliğini (nefsaniyetin) pisliğine değiştirmeyin. Onların mallarını, mallarınıza karıştırarak yemeyin. Muhakkak ki o çok büyük suçtur.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
3.
Eğer yetimler (kadınlar) konusunda haklarını vermede korkunuz yoksa, o zaman sizin için temiz olan (şirk ehli olmayan) kadınlardan ikişer, üçer, dörder nikâhlayın. Eğer (aralarında) adaletle davranamayacağınızdan korkarsanız, o zaman bir tane ile veya ellerinizin mâliki ile (yetinin). (Nikâhsız {evlilik anlaşmasız} birlikte yaşamayın.) Zulmetmemeniz için bu en ehven olanıdır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
4.
Kadınlara mehrlerini (evlilik bağışı - hediyesi) severek bağışlayın. Şayet gönül hoşluğuyla bağışladığınızdan bir kısmını geri verirlerse, onu da içinize sinerek yeyin.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
5.
Allâh’ın size yönetme hakkı verdiği mallarınızı sefihlere (anlayışı sınırlı, fazla düşünmeden yaşayanlara) vermeyin, teslim etmeyin. Ancak o mallardan onları besleyin, giydirin ve onlara yararlı öğütler verin.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
6.
Yetimleri nikâhlanabilecekleri yaşa gelene kadar gözetip deneyin. Şayet onların olgunlaştığını gözlerseniz, mallarını kendilerine teslim edin. Onlar büyüyünce mallarına sahip olacaklar diye, acele edip mallarını israf etmeyin. Zengin olan iffetli davransın (yetim malını yemekten uzak dursun). Yoksul olan ise, ondan örfte olan kadarıyla (haddi aşmadan) yararlansın. Mallarını kendilerine iade ederken de şahit bulundurun (yaptıklarınızın değerlendirilmesi için). Hakikatiniz olan Allâh Esmâ’sından Hasiyb isminin özelliği size yeterlidir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
7.
Ana-babanın veya akrabaların (ölümüyle) arkada bıraktıklarından, erkekler için bir pay vardır. Ana-baba ve akrabaların geride bıraktıklarından, kadınlar için de bir pay vardır, az veya çok, ki bu Allâh hükmü olan paydır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
8.
Mirasın paylaştırılması sırasında (miras hakkı bulunmayan) akrabalar, yetimler ve yoksullar da orada bulunuyorlarsa, onlara da az bir şey verip gönüllerini hoş edin.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
9.
Arkalarında, kendilerini koruyamayacak çocuklar bıraktıkları takdirde, onlar için nasıl endişelenecek olurlarsa, öylece endişe duysunlar Allâh’tan. Allâh’tan korksunlar ve mertçe doğruyu konuşsunlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
10.
Yetimlerin mallarını haksız olarak yiyenler var ya, onlar karınlarını ateşle doldurmuş olurlar! Alevli ateşe sokulacaklardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
11.
Allâh, evlatlarınız hakkında size (şöyle) vasiyet ediyor: Erkeğin payı, iki kadının payı kadardır... Eğer (çocuklar) ikiden fazla kadın iseler, (o takdirde) onlar için (miras bırakan) ne terk etti ise, onun üçte ikisidir; eğer (mirasçı) bir tek (kadın) ise, mirasın yarısı onundur... Eğer miras bırakanın (ana-babası yanı sıra) çocuğu varsa, ana-babanın her birine mirasın altıda biri verilir; şayet hiç çocuğu yok, sadece ana-babası kendisine vâris olmuşsa, (bu takdirde) anasına mirasın üçte biri düşer (babasına da kalan üçte ikisi)... Eğer (miras bırakanın) kardeşleri varsa, anasının (miras payı), yaptığı vasiyetten ve borcundan sonra (kalanın) altıda biridir... Babalarınız ve oğullarınız (var)... Mirasınıza hangileri daha lâyıktır, siz bilemezsiniz. (İşte bu yüzden bunlar) Allâh’tan bir farîza... Muhakkak ki Allâh Aliym’dir, Hakiym’dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
12.
(Erkekler); eğer çocukları yoksa karılarınızdan kalanın (miraslarının) yarısı sizindir; şayet çocukları varsa, içlerinden gelen şekilde yaptıkları vasiyetten ve borçlarından sonra (kalanın) dörtte biri sizindir... (Erkekler); eğer sizin çocuğunuz yoksa, bıraktığınızın dörtte biri eşlerinizindir; şayet çocuğunuz varsa, içinizden doğan vasiyetten (hadise göre 1/3’ü aşmamalıdır vasiyet; Buhari, Müslim) ve borcunuzdan sonra (kalanın) sekizde biri onlarındır... Eğer (kendisine) vâris olunulan erkek veya kadın KELALE (ana-baba ve evlat mirasçısı yok) ise ve onun bir erkek veya bir kız kardeşi varsa, bu iki kardeşten her birine altıda birdir... (Kardeşler) bundan çok ise, (bu takdirde) onlar, içlerinden gelene göre yapılmış bulunan vasiyetten ve borçtan sonra (kalanın) üçte birinde ortaktırlar... (Bu taksim) zarar verici de olmamalıdır... Allâh’tan bir vasiyettir (bu)... Allâh Aliym’dir, Haliym’dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
13.
Bunlar, Allâh’ın hükmü olan sınırlardır. Kim Allâh’a ve Rasûlüne tâbi olursa, onu altında ırmaklar akan cennetine sonsuza dek yaşamak üzere sokar. İşte bu azîm kurtuluştur.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
14.
Kim de Allâh ve Rasûlüne isyan eder, haddi aşarsa, onu da sonsuza dek kalmak üzere ateşe sokar. Onun için alçaltıcı azap vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
15.
Fuhuş yapan kadınları suçlamak için dört şahit getirin. Şayet (dört kişi) şahitlik ederlerse, ölene kadar ya da Allâh onlara başka bir kapı açana (tövbe edene) kadar evlerinde hapsedin.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
16.
Onu sizden iki erkek yaparsa, onlara eziyet verin. Şayet tövbe edip düzelirlerse, artık onları kendi hâllerine bırakın. Çünkü Allâh Tevvab’dır, Rahıym’dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
17.
Allâh’ın kabul edeceği, cehalet nedeniyle yapılan kötülüğün fark edilmesi akabinde yapılan tövbedir. İşte Allâh, bunların tövbesini kabul eder. Allâh Aliym’dir, Hakiym’dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
18.
Yoksa hayatı kötülük yapmakla geçip de, ölüm an’ı gelince "İşte şimdi tövbe ettim" diyenin tövbesi yoktur! Hakikati inkâr ederek yaşayıp, son nefeste tövbe edenlere de yoktur! İşte onlar için feci azap hazırlamışızdır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
19.
Ey iman edenler; kadınlara zorla mirasçı olmanız size helal olmaz... Kendilerine vermiş olduklarınızın (mehr) bir kısmını alıp götürmeniz için onları sıkıştırmayın... Açık (şahitlerle ispatlanmış) bir fuhuş yapmaları durumu müstesna... Onlarla hakka uygun şekilde geçinin... Kendilerinde hoşlanmadığınız bir şey olsa bile, Allâh onda pek çok hayır takdir etmiş olabilir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
20.
Eğer bir eşinizden ayrılıp yerine bir başkasını almak istiyorsanız, ona yüklerle (mehr) vermiş olsanız dahi (ayrıldığınızda) geri almayın. Ona bir suç yükleyerek veya iftira atarak bu yola başvurmak olmaz!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
22.
Babalarınızın nikâhlayıp ayrıldığı kadınlarla evlenmeyin. Geçen geçti (onlar müstesna). Şüphe yok ki bu çok çirkin ve yanlış bir uygulamadır. Ve dahi ne kötü bir âdettir!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
23.
Size (şunlarla evlenmek) haram edildi: Analarınız, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeşlerinizin kızları, kız kardeşlerinizin kızları, sizi emziren süt anneleriniz, süt kız kardeşleriniz, eşlerinizin anneleri ve kendileri ile gerdeğe girdiğiniz kadınlarınızdan (doğmuş) evlerinizde bulunan üvey kızlarınız... Eğer üvey kızlarınızın anneleri ile birleşmemişseniz (onlarla evlenmenizde) sizin üzerinize bir sakınca yoktur... Ayrıca sizin sûlbünüzden gelen oğullarınızın karıları ile iki kız kardeşi birlikte almanız (da size haram edilmiştir)... Ancak geçmişte kalan müstesna... Muhakkak ki Allâh Ğafûr’dur, Rahıym’dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
24.
Mâlik olduğunuz (cariyeler) müstesna, evli kadınlar haram kılınmıştır. (Bunlar) üzerinize Allâh’ın yazısıdır (farzıdır)... Bütün bunların dışında kalanları, "sifah"tan (zinadan) kaçınarak namuslu yaşamanız için, mallarınızdan sarf ederek (nikâhlamanız) size helal kılındı. Nikâhlanarak beraber olduğunuz kadınlara mehrlerini tamamıyla verin. Bundan başkaca karşılıklı anlaşarak daha fazlasını vermenizde de sakınca yoktur. Muhakkak ki Allâh Aliym’dir, Hakiym’dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
25.
Sizden, iman eden hür kadınlarla evlenme imkânına sahip olmayanlar, mâlik olduğunuz iman eden genç kızlarınızdan (nikâhlasın)... Allâh sizin imanınızı (hakikatinizde olarak) bilir... Birbirinizdensiniz... Onları, sahiplerinin izniyle nikâhlayın. Gizli dost edinmeyerek, zinadan uzak durarak, iffetli kadınlar olmaları hâlinde, örf üzere (mehrlerini) verin... Evliliğe geçtikten sonra eğer fuhuş yaparlarsa, (o takdirde) hür kadınlara tatbik edilen azabın yarısı onlara verilir... Bu (cariyeler ile evlenme yolu), sizden suç işlemekten korkan kimse içindir... Şartlara dayanmanız, sizin için daha hayırlıdır... Allâh Ğafûr’dur, Rahıym’dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
26.
Allâh bilmediklerinizi açıklamak, sizden öncekilerin doğru yaşam tarzlarına yöneltmek ve suçlarınızı bağışlamak ister. Allâh Aliym’dir, Hakiym’dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
27.
Allâh, (yanlışlarınıza olan) tövbelerinizi kabul etmek ister. Şehvaniyete (bedensel dürtülere) tâbi olanlar ise, sizin büyük bir sapma ile (hakikatten) uzaklaşmanızı isterler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
29.
Ey iman edenler, mallarınızı aranızda karşılıklı anlaşmaya dayanan ticaret yoluyla bile olsa bâtıl olarak (meşru olmayan gerekçelerle) yemeyin. Nefslerinizi (yanlış işler yaparak) katletmeyin. Muhakkak Allâh varlığınızı meydana getiren Esmâ’sıyla Rahıym’dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
32.
Allâh’ın bazılarınızı, fazlından verdikleriyle diğerlerinden üstün kılmasına haset etmeyin. Erkeklere de kazandıklarının karşılığı bir nimet vardır. Kadınlara da kazandıklarının karşılığı bir nimet vardır. Allâh’tan fazlını niyaz edin. Kesinlikle Allâh her şeyin (Esmâ’sıyla hakikati olarak) Aliym’idir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
34.
Erkekler, kadınlar üzerine kavvamdırlar (koruyup gözeten). Allâh’ın fazlıyla açığa çıkardığı bazı özellikler sebebiyle bazısı diğerinden üstündür, mallarından karşılıksız bağışlarlar. Sâliha kadınlar eşlerine saygılı ve söz dinlerler. Allâh’ın kendilerini korumasıyla gayblarını korurlar (yalnızken başka erkeklerle olmazlar). Serkeşlik yapmasından korktuğunuz (evlilik sorumluluğunu yerine getiremeyecek olmasından çekindiğiniz) eşlerinize öğüt verin (yanlışlarını fark ettirin); (anlamamakta ısrar ederlerse) yataklarında yalnız bırakın ve bu da yeterli olmazsa onları (rencide edecek kadarıyla) dövün. Size uyarlarsa artık üstlerine gitmeyin, incitmeyin. Muhakkak Allâh Alîy’dir, Kebiyr’dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
35.
Eğer onların aralarının açılmasından korkarsanız bir hakem erkek ailesinden, bir hakem de kadın tarafından oluşturun. Arayı düzeltmek isterlerse Allâh da bunu başartır. Muhakkak Allâh Aliym’dir, Habiyr’dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
36.
Allâh’a kulluk edin ve hakikatiniz olana hiçbir şeyi şirk koşmayın (hiçbir varlığa tanrılık pâyesi vermeyin)! Ana-babanıza, yakınlarınıza, yetimlere, yoksullara, yakın komşulara ve uzak komşulara, yol arkadaşınıza, yolda kalmışlara ve eliniz altındakilere ihsanda bulunun. Muhakkak Allâh kibirlenip övünenleri sevmez.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
37.
Onlar hem cimridirler hem de insanların cimrilik yapmalarını emrederler ve Allâh’ın fazlından onlara verdiklerini gizlerler. Hakikati inkâr edenler için aşağılatıcı azap hazırladık.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
38.
Hakikatlerini de Esmâ’sıyla vareden Allâh’a ve gelecekte yaşayacakları sürece iman etmedikleri hâlde, mallarını, insanlara gösteriş amaçlı harcarlar. Şeytan kimin yakını olursa, o ne kötü arkadaş sahibidir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
39.
Hakikatlerini de Esmâ’sıyla vareden Allâh’a ve gelecekte yaşanacak sürece iman edip, Allâh’ın onları rızıklandırdığından, başkalarına da bağışlasalardı ne zarar ederlerdi ki? Allâh hakikatlarinde olarak Aliym’dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
40.
Şüphesiz Allâh kimseye zerre ağırlığınca bile zulmetmez! Bir iyilik yapılmışsa onu kat kat arttırır ve ledünnünden azîm bir mükâfat verir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
42.
O süreçte hakikati inkâr edenler ve Rasûle âsi olanlar, yerin kendilerini yutarak yok etmesini isterler. Allâh’tan hiçbir şeyi gizleyemeyeceklerdir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
43.
Ey iman edenler, kendinizi bilmez bir hâldeyken (sarhoşken), ne dediğinizin bilincinde olacağınız zamana kadar ve bir de yolculukta olmanız hariç, cünüp iken, boy abdesti alıncaya kadar, salâta (namaza) yaklaşmayın. Eğer hasta olmuşsanız veya bir yolculuktaysanız veya sizden biri def’i hâcetten gelirse yahut cinsel ilişkide bulunmuşsanız, (boy abdesti alacak) su da bulamamışsanız, (o vakit) temiz toprağa teyemmüm edin... (Şöyle ki) yüzlerinizi ve ellerinizi mesh edin... Muhakkak ki Allâh Afüvv’dür, Ğafûr’dur.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
44.
Kendilerine hakikat ilminden bir nasip verilmiş olanları görmüyor musun, sapıklığı satın alıyorlar ve sizin de yoldan (inancınızdan) sapmanızı arzuluyorlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
45.
Size düşmanlık edenleri yaratmış olan Allâh, elbette onları bilir. Esmâ’sıyla hakikatiniz olan Allâh, Veliyy isminin özelliğiyle size yeter ve size hakikatinizden yardım eder!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
46.
Yahudi olanlardan öyleleri vardır ki, KELİMELERİ esas anlamlarından kaydırırlar (vahyin orijinalliğini korumazlar)... Telaffuzlarını eğip bükerler ve Din’de kötü kavramlar oluştururlar: "İşittik ve isyan ettik", "Dinle, dinlemez olası" ve "Raina - anlayışı sınırlı" mânâsına gelecek şekilde vurgulama yaparlar. Eğer onlar, "İşittik ve itaat ettik", "Dinle" ve "Unzurna - gözet bizi" deselerdi, elbette kendileri için daha hayırlı ve daha doğru olurdu... Fakat Allâh, içlerindeki hakikati inkâr yüzünden onları lânetlemiştir... Pek azı müstesna, iman etmezler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
47.
Ey kendilerine hakikat bilgisi verilenler, yüzleri silerek enselere döndürmeden (ilminizi silip eski sapıklığa döndürmeden) veya Cumartesi hürmetini yerine getirmeyenleri lânetlediğimiz gibi sizleri lânetlemeden önce, gelin iman edin size inzâl ettiğimiz, beraberinizdeki hakikat ilmini tasdik edene (Kurân’a)... Allâh hükmü yerine gelmiştir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
48.
Muhakkak ki Allâh kendisine (âfakî - açık veya enfüsî - gizli) şirk koşulmasını bağışlamaz. Bunun dûnundakileri (bundan daha küçük suçları) dilediklerine bağışlar. Kim Esmâ ül Hüsnâ’sı itibarıyla varlığının da hakikati olan Allâh’a ("B"illâhi) şirk koşarsa, gerçekten azîm bir suç olarak, iftira etmiş olur.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
49.
Kendilerini temiz sayanları (şirk koştukları hâlde temiz olduklarını iddia eden Yahudi ve Hristiyanları) görmüyor musun? Hayır (olay onların dediği gibi değil), Allâh dilediğini arındırır ve hurma lifi kadar zulme uğratılmazlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
51.
Kendilerine hakikat bilgisinden bir nasip verilenleri görüyor musun? Cibt’e (kendisinde kuvvet vehmedilen put) ve Tağut’a (şeytanî güçler) iman ediyorlar ve hakikati inkâr edenlere, "Bunlar iman edenlerden daha doğru yolda" diyorlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
52.
İşte onlar Allâh’ın lânet ettiği (kendisinden uzaklaştırdığı) kimselerdir. Allâh kime lânet ederse ona yardım edecek kimse yoktur!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
53.
Yoksa onların mülkte (hükümranlıktan) bir hisseleri mi var? Eğer öyle olsaydı insanlara hurma çekirdeği kadar bile bir şey vermezlerdi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
54.
Yoksa o insanlara, Allâh’ın fazlından verdiklerini hazmedemeyip, haset mi ediyorlar? Gerçekten biz Âl-i İbrahim’e hakikat bilgisi ve Hikmet (Sünnetullâh ilmi) verdik. Hem de azîm bir mülk verdik.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
55.
Onlardan bazısı Onda olana iman etti ve onlardan bir kısmı da Ondan yüz çevirdi. Onlara cehennemdeki saîr (kendilerini içten ve dıştan yakacak ateş) yeterlidir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
56.
Muhakkak ki (Esmâ’nın açığa çıkışı olan hakikatlerindeki) işaretlerimizi inkâr edenleri, ateşte yakacağız. Azabı daha fazla hissetmeleri için derileri (dışsal bağlılıkları dolayısıyla) yandıkça yerine yeni deriler (dışsallıklar) oluşturacağız. Muhakkak ki Allâh Aziyz’dir, Hakiym’dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
57.
İman edip, bu imanın gereği davranışlar ortaya koyanlara gelince; onları altlarından ırmaklar akan cennetlere dâhil edeceğiz. Onlarda sonsuza dek yaşarlar. Orada onlara (şeytaniyetten) arınmış eşler vardır. Onları gölgenin gölgesine (her türlü yakıcı - rahatsız edici şartlardan uzak ortama) sokacağız.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
58.
Muhakkak ki Allâh emanetleri ehillerine vermenizi ve insanlar arasında âdil olarak (herkesin hakkını vererek) hükmetmenizi emreder. Muhakkak Allâh bununla size ne güzel öğüt veriyor. Kesinlikle Allâh Semi’dir, Basıyr’dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
59.
Ey iman edenler! Allâh’a itaat edin, Rasûle itaat edin ve sizden Ulül Emr’e de (Hakikat ve Sünnetullâh bilgisine sahip olarak hüküm verme yetisine sahip olana)... Bir şey hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz takdirde -şayet Allâh’a ve gelecekte yaşanacak sonsuz sürece iman ediyorsanız- onu Allâh’a ve Rasûlüne döndürün... Bu hem daha hayırlı ve hem de tevil olarak (işin aslına, uygunluğuna ulaşma bakımından) daha güzeldir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
60.
Sana inzâl olunana ve senden önce inzâl olunana iman ettiklerini sananları görmüyor musun; inkâr etmeleri emredildiği hâlde Tağut’u aralarına hakem yapmak isterler... Şeytan da onları geri dönemeyecekleri kadar uzak bir sapıklığa (şirke) düşürmeyi diler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
62.
Nasıl da, elleriyle yaptıkları yüzünden kendilerine musîbet geldiğinde, hemen "Billâhi bizim iyilikten ve tevfikten başka amacımız yoktu" derler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
63.
İşte onlar, Allâh’ın kalplerindekini bildiği kişilerdir. Onun için sen söylediklerine aldırma ve onlara öğüt ver ve nefsleri hakkında içlerine işleyecek açıklıkta söz söyle.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
64.
Biz her Rasûlü, kendilerine Allâh’ın izniyle itaat edilmeleri için irsâl ettik. Eğer onlar nefslerine zulmettiklerinde sana gelselerdi de Allâh’tan bağışlanma niyaz etselerdi, Rasûl de onlar için istiğfar dileseydi, elbette Allâh’ı Tevvab ve Rahıym bulacaklardı.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
65.
Öyle değil! Rabbine yemin olsun ki, onlar aralarında çıkan anlaşmazlıklarda seni hakem kabul edip, sonra da verdiğin hükme, içlerinde hiçbir sıkıntı (itiraz) duymadan tam bir teslimiyetle teslim olmadıkça, iman etmiş olmazlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
66.
Eğer onların üzerine "nefslerinizi öldürün" (Allâh uğruna ölümü göze alıp ölün) veya "yurtlarınızdan çıkın" diye yazsaydık, pek azı dışında, bunu yapamazlardı. Eğer onlar kendilerine yapılan bu nasihati uygulasalardı, elbette haklarında hayırlı ve en sağlıklı karar olurdu.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
69.
Kim Allâh’a ve Rasûle itaat ederse, işte onlar Allâh’ın kendilerine in’amda bulunduğu Nebiler, Sıddîklar, Şehiydler ve Sâlihlerle beraber olurlar. Ne güzel arkadaşlardır onlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
72.
Muhakkak sizden öylesi vardır ki, ağırdan alır. Sizin başınıza kötü bir şey gelirse "Allâh’ın bana nimeti olarak onlarla beraber değildim" der.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
73.
Eğer size Allâh’tan bir lütuf (ile başarı) erişir ise, sanki sizinle arasında beraberliği getirecek yakınlık yokmuşçasına, "Keşke onlarla beraber olsaydım da o büyük başarıdan hisse alsaydım" der.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
74.
Geleceklerindeki sonsuz yaşam sürecinin getirisi karşılığında dünya yaşamını feda etmeyi göze alanlar, Allâh yolunda savaşsınlar. Kim Allâh uğruna savaşır da öldürülür veya galip gelirse, kendisine büyük mükâfat vereceğiz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
75.
Size ne oluyor da Allâh yolunda, "Rabbimiz, halkı zâlim olan şu yöreden bizi kurtar, ledünnünden bize bir velî meydana getir ve ledünnünden bir zafer oluştur" diye yakaran düşkün erkekler, kadınlar ve çocuklar için savaşmıyorsunuz?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
77.
Kendilerine, "(Kötülükten) ellerinizi çekin, salâtı (namazı) ikame edin ve zekâtı verin" denilenleri görmedin mi? Ne zaman ki üzerlerine savaş yazıldı, bir de ne göresin, onlardan bir kısmı, insanlardan, Allâh’tan haşyet edip ürperdikleri gibi, hatta daha şiddetli bir dehşetle korkuyorlar... "Rabbimiz, niçin üzerimize savaşı yazdın; bizi yakın bir sona kadar erteleseydin?" dediler... De ki: "Dünya zevki pek kısadır! Sonsuz gelecek ise korunanlar için daha hayırlıdır... Size kıl kadar zulmedilmez."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
78.
Nerede olursanız olun ölüm size ulaşır. Sağlam ve yüksek kalelerde bulunsanız bile... Eğer onlara bir iyilik isâbet ederse "Bu Allâh indîndendir" derler. Eğer bir kötülük isâbet ederse "Bu senin indîndendir" derler. De ki: "Hepsi de Allâh indîndendir!" Bu insanlara ne oluyor ki hakikati anlamaya yanaşmıyorlar!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
79.
Sana iyilikten ne isâbet ederse, Allâh’tandır. Başına gelen kötülük ise nefsindendir (nefsinin arzusuna uymandan). Biz seni insanlara Rasûl olarak irsâl ettik. Şahit olarak Esmâ’sıyla hakikatin olan Allâh yeter.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
80.
Kim Rasûle itaat ederse, gerçekte Allâh’a itaat etmiş olur! Kim de yüz çevirirse (kendi bilir); (seni) başlarına (bekçi) koruyucu olarak irsâl etmedik.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
81.
"Başüstüne" derler, ama yanından ayrılınca, içlerinden bir grup, geceleyin dediklerinin zıddına kurgular yaparlar. Allâh da onların yaptıkları kurguları yazar! Artık onlardan yüz çevir ve Allâh’a güven, işini O’na havale et! Vekîl olarak, Allâh Esmâ’sının, hakikatinde de olan "Vekiyl" ismi özelliği yeter!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
82.
Kurân’ı derinliğine düşünmüyorlar mı? Eğer O, Allâh indînin gayrından olsa idi, elbette Onun içinde birçok çelişki olurdu!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
83.
Kendilerine emniyetleriyle ilgili veya onları korkutacak bir haber geldiğinde onu hemen yayarlar. Oysa o haberi Rasûle veya yetkili birine (Ulül Emr) sorsalardı, onlardan işin içyüzünü öğrenebilirlerdi. Eğer üzerinizde Allâh’ın fazlı ve rahmeti olmasaydı, pek azınız hariç, şeytana (bu işi yapana) tâbi olup gitmiştiniz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
84.
Allâh uğruna savaş! Nefsinden başkasına sorumlu değilsin! İman edenleri de teşvik et. Umulur ki Allâh, hakikati inkâr edenlerin gücünü kırar. Allâh’ın gücü de daha şiddetlidir, yaptıklarının sonucunu yaşatması da daha şiddetlidir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
85.
Kim bir iyiliğin oluşması için vesile olursa, o iyilikten bir hissesi olur... Kim de kötü bir olaya vesile olursa, onda bir payı olur... Allâh her şeye Mukiyt’tir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
86.
Selâm ile size yönelene, siz de daha kapsamlı bir selâm ile karşılık verin yahut aynısıyla karşılayın. Muhakkak Allâh, her şeyde Hasiyb’dir (açığa çıkanın sonucunu yaşatandır).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
87.
Allâh O; tanrı ve tanrısallık yoktur sadece "HÛ"! Kendisinde şüphe olmayan kıyamet sürecinde sizi bir araya getirir. Kim Allâh’tan daha doğrusunu söyleyebilir!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
88.
Yaptıklarının sonucu olarak Allâh onları baş aşağı etmişken, size ne oluyor ki münafıklar hakkında iki gruba ayrıldınız? Allâh’ın saptırdığını doğru yola sokacağınızı mı sanıyorsunuz? Allâh kimi saptırırsa, artık sen ona yol bulamazsın.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
89.
Onlar, (kendileri) hakikati inkâr ettikleri gibi sizin de inkâr etmenizi ve (böylece onlarla) eşit olmanızı arzu ettiler... O hâlde (onlar) Allâh uğruna zulüm ve kötülük diyarını terk edinceye kadar onlardan kimseyi dostlar edinmeyin... Eğer dönerlerse (düşmanlık için), onları yakalayın ve bulduğunuz yerde öldürün... Onlardan velî ve nasîr (yardımcı) edinmeyin.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
90.
Ancak (şunlara dokunmayın)... Ya sizinle onlar arasında mîsak (anlaşma) olan bir kavme sığınanlar yahut ne sizinle ne de kendi kavimleri ile savaşmak istemediklerinden sadırları (içleri) sıkılarak size gelenler... Eğer Allâh dileseydi, elbette onları size musallat ederdi de (onlar da) sizinle savaşırlardı... Eğer (onlar) sizden uzaklaşırlar, sizinle savaşmazlar ve size barış beyan ederlerse, artık Allâh onlara zarar vermenize müsaade etmez.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
91.
Diğer taraftan bazılarını da göreceksiniz ki, hem sizden, hem de kendi kavimlerinden emin olmayı dilerler... Her sınav objesi olayla karşılaştırıldıklarında onda baş aşağı olurlar... Şayet sizden uzak durmazlar, sizle barışa yanaşmazlar ve sizden ellerini çekmezlerse; onları yakalayın ve ele geçirdiğiniz yerde öldürün... İşte bunlar var ya, onlara karşı size apaçık bir güç meydana getirdik.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
92.
Yanlışlık hariç, bir iman eden için, diğer bir iman edeni öldürmesi olacak şey değildir... Yanlışlıkla bir iman edeni öldürenin, iman eden bir köleyi hürriyetine kavuşturması ve öldürülenin ailesine diyet ödemesi gerekir. (Vârislerin, diyeti katile) bağışlamaları müstesna... Eğer (öldürülen) iman eden olmakla beraber, size düşman olan bir kavimden ise, (o zaman katilin) iman eden bir köleyi hürriyetine kavuşturması gerekir... Şayet (öldürülen) sizinle aralarında anlaşma bulunan bir kavimden ise, (o zaman katilin) öldürülenin ailesine bir diyet ödemesi ve iman eden bir köleyi hürriyetine kavuşturması gerekir... Kim (diyet bedelini) bulamazsa, Allâh’tan bir tövbe olmak üzere, iki ay kesiksiz oruç tutmalıdır... Allâh Aliym’dir, Hakiym’dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
93.
Kim bir iman edeni kasıtlı olarak öldürürse onun karşılığı, sonsuza dek kalmak üzere, cehennemdir. Allâh ona gazap etmiştir; lânetlemiştir ve feci bir azap hazırlamıştır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
94.
Ey iman edenler... Allâh için sefere çıktığınızda iyice araştırın ve size selâm verene (anlaşmak isteyene), dünya hayatının geçici menfaatini arayarak, "Sen iman eden değilsin" demeyin... Allâh indînde çok ganimetler var... Daha önce siz de öyle idiniz de Allâh size lütufta bulundu... O hâlde iyice araştırın... Muhakkak ki Allâh yapmakta olduklarınızın yaratanı olarak Habiyr’dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
95.
Mazeretsiz, evde oturup seferden kaçan iman edenler ile Allâh yolunda mallarıyla, nefsleriyle mücahede edenler, eş değerde olmazlar... Allâh, mallarıyla ve nefsleriyle mücahede edenleri, oturup kalanlardan derece olarak üstün kıldı... Hepsine Allâh en güzeli vadetmiştir... (Ancak) Allâh, mücahitleri, oturup kalanların üzerine büyük bir mükâfat ile üstün kılmıştır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
97.
Muhakkak ki melekler, nefslerine zulmeder hâlde vefat ettirilen kimselere, "Ne işte idiniz (niye nefsinize zulüm olan şu şartlar içindesiniz)?" dediler... (Onlar da) dediler ki: "Biz Arz’da zayıf, çaresizdik"... (Melâike de) dedi ki: "Allâh Arz’ı geniş olmadı mı, orada hicret etseydiniz?"... İşte bunların ulaşacağı yer cehennemdir... O ne kötü sondur!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
100.
Kim Allâh yolunda (zulüm gördüğü yerden, ya da {‘Allâh’a firar edin’, âyetince} özüne doğru) hicret ederse, arzda pek çok gidilecek genişlik bulur... Kim Allâh’a ve O’nun Rasûlüne (irsâl olanın açıkladığı hakikate) muhacir olarak evinden çıkar, sonra da ona ölüm yetişirse, artık onun mükâfatı Allâh üzerinedir... Allâh Ğafûr’dur, Rahıym’dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
101.
Yeryüzünde seferdeyken, hakikati inkâr edenlerin size bir zarar vermesinden korkarsanız, salâttan (namaz) kısaltmanızda sizin için bir sakınca yoktur. Muhakkak ki o hakikati inkâr edenler veya örtenler, sizin için apaçık düşmandır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
102.
(Rasûlüm, korkulu bir durumdayken) onların içlerinde olup da onlara salâtı ikame ettirdiğinde, onlardan bir grup seninle beraber silahları da yanlarında olarak namaza dursun... Secde ettiklerinde (diğerleri) sizin arkanızda (koruyucu) olsunlar... (Sonra) salâtı edâ etmemiş diğer grup gelsin, seninle birlikte salâtı ikame etsin... (Onlar da) tedbirlerini ve silahlarını alsınlar... O hakikat inkârcıları arzu ederler ki, keşke siz silahlarınızdan ve eşyalarınızdan gâfil olsanız da, ani bir baskın yapsalar. Eğer size yağmurdan dolayı bir sıkıntı varsa yahut hasta olursanız, silahlarınızı bırakmanızda bir mahzur yoktur... (Bununla beraber) tedbirinizi alın... Muhakkak ki Allâh, hakikati inkâr edenler için alçaltıcı bir azap hazırlamıştır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
103.
(Endişeli ortamda) salâtın edâsından sonra, ayakta veya otururken ya da yanlarınız üzere uzanmışken (sürekli) Allâh’ı zikredin. Zikrettiğinizle doyuma ulaştığınızda salâtı ikame edin (yaşayın - yönelişin tam hakkını verin, zikirle girmiş olduğunuz hissediş ile). Kesinlikle salâtın, belli vakitlerde yaşanması, iman edenlere yazılmıştır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
104.
(Düşman) topluluğunu takip etmekte gevşeklik göstermeyin... Şayet siz acı duyuyorsanız, onlar da tıpkı sizin gibi acı duyuyorlar... (Üstelik siz) Allâh’tan onların umamayacağı şeyleri umuyorsunuz... Allâh Aliym’dir, Hakiym’dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
105.
Kesinlikle biz inzâl ettik sana hakikat bilgisini, Hak olarak insanlar arasında Allâh’ın gösterdiği ile hüküm vermen için. Hainleri savunma!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
110.
Kim bir suç işler ya da nefsine zulmederse (benliği yüzünden - benliğini Allâh’a şirk koşarsa); sonra (suçunu idrak edip) Allâh’a istiğfar ederse, Allâh Ğafûr’dur, Rahıym’dir (bağışlayıcıdır ve rahmetinden kaynaklanan güzellikleri yaşatandır)...Mealleri KıyaslaSayfada Göster
112.
Kim bir kabahat veya suç işler de onu mâsum birinin üstüne atarsa, gerçekten açık bir iftira ile büyük bir suç yüklenmiş olur.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
113.
Eğer senin üzerinde Allâh fazlı ve "HÛ"viyetinin rahmeti olmasaydı, onlardan bir taife seni saptırmaya elbette yeltenirdi... (Oysa) onlar ancak kendilerini saptırırlar! Sana hiçbir zarar veremezler! Allâh sana Kitabı (Hakikat bilgisini) ve Hikmeti (Din ilmini, Sünnetullâh marifetini) inzâl etmiş (Esmâ boyutundan bilincine ulaştırmış) ve bilmediğini sana öğretmiştir... Allâh’ın sana lütfu Aziym’dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
114.
Onların gizli toplanma ve görüşmelerinin çoğunda hayır yoktur! Ancak bir yardımlaşma veya hayır gereği veya ara düzeltmeyi öngören (bu tür hayırlı bir aradalıklar) müstesna. Kim Allâh rızasını isteyerek bunları yaparsa, biz ona büyük mükâfat vereceğiz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
115.
Kim hakikat apaçık belli olduktan sonra Rasûle karşı gelir, iman edenlerin yolundan gayrına saparsa, gittiği yola terk eder sonunda da cehennemi boylatırız! Ne kötü bir yaşama dönüştür o!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
116.
Kesinlikle Allâh kendisine şirk koşulmasını bağışlamaz! Bunun dûnundakileri (derece olarak bunun altındaki suçları) dilediğine bağışlar! Kim âlemlerdeki her şeyi Esmâ’sıyla yaratan Allâh’a ("B"illâhi) şirk koşarsa (O’ndan bağımsız bir benlik düşünür, kabul ederse), gerçekten (hakikatten çok uzak) sapık bir inanca sapmıştır!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
117.
O’nun dûnundakilere yönelenler, sadece cansız dişi putlara tapınmaktalar ve böylece de inatçı, hayırsız şeytana yöneliyorlar!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
119.
"Elbette onları saptıracağım, onları boş heveslerde (bedensellikte) boğacağım; onlara emredeceğim de en’amın (kendilerinden kurban olan davarların) kulaklarını kesecekler ve dahi onlara emredeceğim, Allâh’ın yarattığını değiştirecekler." Kim Allâh’ı bırakır da şeytanı (egosunu-bedensel dürtülerini) yönetici edinirse, gerçekten o apaçık bir hüsrana uğramıştır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
120.
Onlara vaatlerde bulunur ve onlara umut verip sonu hüsrana çıkacak arzular peşinde koşturur. (Oysa) şeytan, aldanıştan başka bir şey vadetmemektedir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
122.
İman edip imanının gereği davranışlarla (sâlih amel) yaşayanlara gelince, onları altlarından nehirler akan cennetlere dâhil edeceğiz... Orada sonsuza dek kalırlar (kendilerinde açığa çıkan Allâh Esmâ’sı sonucu)... Allâh’ın Hak olan vaadidir! Allâh’tan daha doğru sözlü var mıdır?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
123.
(Sünnetullâh - Allâh sistem ve düzeni) ne sizin kuruntularınıza ne de kendilerine daha önce hakikat bilgisi verilmiş (de onu değerlendirememiş) olanların kuruntularına göre değildir! Kim bir kötülük yaparsa onun sonuçlarını yaşar! (Artık bundan sonra da) Allâh dûnunda olan ne bir hâmi ne de bir yardımcı bulabilir!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
124.
İman etmiş olarak erkek veya kadın, kimler hayırlı bir iş yaparlarsa, onlar cennete girerler, zerrece hakları kaybolmaz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
125.
Muhsin olarak (varlığının Allâh Esmâ’sının açığa çıkışıyla yaratıldığının idrakı içinde), vechinin Allâh için olduğunun teslimiyetinde olan ve hanîf olarak (tanrı kavramı olmayan - yalnızca Allâh’a kulluk edilmekte olduğunun bilincinde) İbrahim milletine tâbi olanın din anlayışından daha güzeli ne olabilir ki! Allâh, İbrahim’i Haliyl edindi.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
126.
Semâlar ve arzda olan ne varsa Allâh içindir (Esmâ ül Hüsnâ’sının işaret ettiği mânâların açığa çıkması için). Allâh, şeyleri Esmâ’sından yaratmış olması sonucu Muhiyt’tir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
127.
Kadınlar hakkında senden, haklara dair açıklama istiyorlar... De ki: "Onlarla ilgili hükümler hakkında açıklamayı size Allâh veriyor!" Onlar için yazılmış hakları kendilerine vermediğiniz ve (üstelik) kendileriyle nikâhlamaya (evlenmeye) rağbet ettiğiniz yetim kızlar ile zor durumdaki çocuklara ve bir de yetimlere adaleti ikame etmeniz hakkında bilgiler yüzünüze okunuyor... Ne hayır yaparsanız, muhakkak ki Allâh onu Aliym’dir (çünkü yaptığınız hayrın yaratanı O’dur).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
128.
Eğer bir kadın, kocasının geçimsizliğinden veya yüz çevirip uzaklaşmasından korkarsa, aralarını düzeltmelerinde kendileri üzerine bir mahzur yoktur... Anlaşıp barışma hayırlıdır; benliklerde hırsa meyil vardır... Eğer ihsan üzere olur ve korunarak yaşarsanız, muhakkak ki Allâh yapmakta olduklarınızı (yaratanı olarak) Habiyr’dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
129.
Ne kadar isterseniz isteyin eşleriniz arasında adaletli davranamazsınız! (Hiç olmazsa) birine aşırı ilgi gösterirken diğerlerini boşlukta bırakmayın! Eğer aralarında adaletle davranır ve de korunursanız, muhakkak ki Allâh Ğafûr’dur, Rahıym’dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
130.
Eğer (karı-koca) ayrılırlarsa, Allâh kendi zenginliğinden onların her birini geçindirir, birbirine muhtaç bırakmaz. Allâh Vasi’dir, Hakiym’dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
131.
Semâlarda ve arzda ne varsa Allâh içindir (El Esmâ ül Hüsnâ’sının işaret ettiği özelliklerin açığa çıkması için)! Sizden önce kendilerine hakikat bilgisi verilenlere ve size, "Allâh’tan korunun" diye tavsiye ettik... Eğer hakikati inkâr ederseniz, (bilmiş olunuz ki) kesinlikle semâlar ve arzda ne varsa Allâh içindir! Allâh Ğaniyy’dir, Hamiyd’dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
132.
Semâlar ve arzda ne varsa Allâh içindir (El Esmâ ül Hüsnâ’sının işaret ettiği mânâların seyri için)! Vekiyl olarak, El Esmâ’sıyla seni yaratan Allâh yeterlidir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
134.
Kim dünya nimetlerini isterse, bilsin ki dünyanın da, sonsuz gelecek sürecinin de nimetleri Allâh indîndendir. Allâh Semi’dir, Basıyr’dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
135.
Ey iman edenler, adaleti uygulamaya azimli olun! Ana-baba veya akrabanız aleyhine de olsa, zengin veya fakir fark etmeksizin Allâh için şahitlik edin; zira Allâh hakkı, ikisinin de önündedir! O hâlde adaleti sağlamada geçersiz kabullerinize tâbi olmayın! Eğer gerçeği çarpıtırsanız, muhakkak Allâh yaptıklarınızın yaratanı olarak Habiyr’dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
136.
Ey iman edenler, "B" harfinin işaret ettiği anlam ile iman edin Allâh’a, O’nun Rasûlüne, Rasûlüne inzâl ettiği (El Esmâ mertebesinden bilincine) gibi daha öncekilere de inzâl etmiş olduğu hakikat bilgisine... Kim Esmâ’sıyla her şeyi yaratmış olan Allâh’a, O’nun melâikesine (Esmâ’nın işaret ettiği mânâların açığa çıkan kuvvelerine), O’nun Kitaplarına (inzâl etmiş olduğu hakikat bilgisine), O’nun Rasûllerine ve gelecekteki sonsuz yaşam sürecine kâfirlik ederse (inkâr ederse), gerçekten çok uzak bir inanç bozukluğuna sapmıştır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
137.
Muhakkak ki, (önce) iman edip de sonra inkâr eden, sonra tekrar (geçici olarak) iman edip, sonra (yine) inkârcı olan, (nihayet) küfrü arttıranlara gelince; Allâh onları ne mağfiret eder ve ne de onları bir yola hidâyet eder.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
139.
İman edenleri bırakıp, hakikati inkâr edenleri dost tutanlar, onların yanında şerefli olacaklarını mı umuyorlar! Ne var ki izzet tümüyle Allâh’ındır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
140.
Size inzâl olan bilgide şu vardır: Allâh işaretlerinin inkâr edildiği ve onlar hakkında uygunsuz konuşulduğu ortamda oturmayın; başka bir konuya dönülmedikçe! Aksi hâlde kesinlikle siz onların misli (benzeri) olursunuz. (Bu uyarıyı "ayna nöronlar" bilimsel bulgusuyla bütünleştirelim. Bu âyet aslında bir MUCİZE’dir, ancak günümüz bilimsel çalışmalarıyla tespit edilen bir gerçeği, 1400 küsur yıl önce vurgulaması nedeniyle. Bu konuda detaylı bilgi www.okyanusum.com adlı sitede mevcuttur. A.H.) Allâh ikiyüzlüler (münafıklar) ile hakikati inkâr edenleri cehennemde bir araya getirecektir...Mealleri KıyaslaSayfada Göster
141.
Onlar başınıza gelecekleri izliyorlar... Eğer size Allâh’tan zafer ulaşırsa "Biz de sizinle değil miydik?" derler. Hakikati inkâr eden güruha bir başarı nasip olursa da bu defa "Biz sizden üstün gelmedik mi, iman edenlere karşı sizi korumadık mı?" derler. Allâh kıyamet sürecinde aranızda hükmeder. Allâh iman edenler aleyhine fırsat vermeyecektir, hakikati inkâr edenlere!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
142.
İkiyüzlüler Allâh’ı aldatmaya kalkarlar, (oysa) Allâh, hilelerinin sonucunu kendi aleyhlerine oluşturur! Salâta kalktıklarında üşenerek kalkarlar, insanlara gösteriş olsun diye; Allâh’ı da çok az hatıra getirirler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
143.
(İkiyüzlüler) iki arada yalpalayıp dururlar! Ne bunlara (iman ehli) ne de onlara (inkârcılar)! Allâh’ın (bozuk inanca) saptırdıkları için çıkış yolu bulamazsın!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
144.
Ey iman edenler, iman edenleri bir yana bırakıp hakikati inkâr edenleri dost edinmeyin! (Bu davranışınızla) aleyhinize güçlü bir delil mi oluşturmak istersiniz Allâh indînde!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
146.
Ancak (yanlışını idrak ederek) tövbe edenler, tutumlarını doğrultanlar, hakikatleriyle Allâh’a sarılanlar, din anlayışlarını Allâh için saflaştıranlar müstesna... Onlar iman ehli ile beraberdirler. Allâh iman ehline azîm mükâfat verecektir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
150.
Allâh ve Rasûllerini inkâr edenler, Allâh ile Rasûllerinin arasını ayırmak isterler. "Bazısına iman edip bazısını inkâr ederiz" derler. Arada bir yol edinmek isterler. (Ayrıca şöyle de değerlendirilebilir: Allâh Esmâ’sının açığa çıkması anlamındaki ‘İrsâliyet’ hakikat ve kavramından uzaklaşıp; gökteki tanrı ile yerden seçtiği peygamber anlayışını yaymak isterler.)Mealleri KıyaslaSayfada Göster
151.
İşte onlar gerçeği tümüyle inkâr edenlerin ta kendileridir. Hakikati inkâr edenler için aşağılayıcı bir azap hazırladık.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
152.
Bütün yaratılmışların hakikatinin Allâh Esmâ’sı olduğuna ve (irsâl ettiği) Rasûllerine iman edip, (irsâl olmaları yönünden) hiçbirini diğerinden ayırmayanlara gelince, Allâh onların mükâfatını verecektir. Zaten Allâh Ğafûr’dur, Rahıym’dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
153.
Ehl-i kitap (Yahudiler) senden, kendilerine "Gökten yazılı Kitap" indirmeni istiyorlar... Gerçekten (onlar) bundan daha büyüğünü Musa’dan istediler... "Allâh’ı açıktan bize göster" demişlerdi de, zulümleri yüzünden onları yıldırım çarptı... Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra tutup buzağıya tapınmaya başladılar... Bunu da affettik ve Musa’ya apaçık bir kudret verdik.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
154.
Verdikleri söze bağlanmaları için Tur’u üzerlerine kaldırmıştık da onlara "Secde ederek o kapıdan girin" demiştik. Hem de "Cumartesi günü hürmetini ihlâl etmeyin" dedik de, onlardan kesin ahd aldık.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
155.
Ahdlerinden dönmeleri, Allâh’ın işaretlerindeki varlığını (Esmâ’sının açığa çıkışı olan işaretleri) inkâr etmeleri, Hakk’ın muradına karşı Nebileri öldürmeleri ve "Kalplerimiz kılıflıdır" (şuurlarımız koza içindedir) demeleri yüzünden, yaptıklarının karşılığını verdik. Bilakis inkârları yüzünden anlayışlarını kilitledik! Artık pek azı hariç, iman etmezler!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
157.
"Biz, Allâh Rasûlü Mesih, Meryemoğlu İsa’yı katlettik" sözleri yüzünden... Gerçekte Onu ne katlettiler ne de haça astılar; sadece onlara öyle benzetildi (asılan). Onun hakkında tartışanlar bu konuda tam bir şüphe içindedirler; bu konuda kesin bilgileri yoktur, zanlarına göre konuşurlar. Kesin olan, İsa’nın katledilmediğidir!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
159.
Nitekim (geçmişteki) hakikat bilgisine uyanlardan hiçbiri yoktur ki, ölümü anında Ona (bildirdiğine) iman etmiş olmasın! Kıyamet sürecinde aleyhlerinde şahitlik yapacaktır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
161.
Yasaklandığı hâlde riba almaları ve insanların mallarını haksız olarak yemeleri dolayısıyla idi (bu haram). Hakikati inkârı sürdürenler için feci azap hazırladık!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
162.
İçlerinden ilimde derinleşmiş olanlar ile iman edenler, senden önce inzâl olanla birlikte sana inzâl olana da iman ederler. Salâtı ikame eden ve zekâtı veren; "B" harfindeki anlam kapsamınca Allâh’a ve gelecekte yaşanacak sürece iman edenlere gelince... Onlara azîm bir mükâfat vereceğiz.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
163.
Nuh’a ve ondan sonraki Nebilere vahyettiğimiz gibi sana da vahyettik... İbrahim’e, İsmail’e, İshak’a, Yakup’a, Esbat’a (torunlara), İsa’ya, Eyyub’e, Yunus’a, Harun’a ve Süleyman’a da vahyettik... Davud’a Zebur’u (hikmetler bilgisini) verdik.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
164.
Daha önce sana hikâyelerini anlattığımız veya anlatmadığımız Rasûllere de (vahyettik)... Allâh Musa’ya kelime kelime konuştu.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
165.
Müjdeleyici ve uyarıcı olarak Rasûller (gönderdik) ki, Rasûllerden (açıklamalarından) sonra insanların Allâh’a karşı bir mazereti olmasın! Allâh Aziyz’dir, Hakiym’dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
166.
Ne var ki, Allâh sana inzâl ettiği ile şahitliğini gösterir ki, HÛ’nun ilmi olarak onu sana inzâl etmiştir. Melekler (bu inzâl ile ilgili kuvveler - Cibrîl) de olayın şahididir. Şahit olarak Allâh yeterlidir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
170.
Ey insanlar, Rasûl size Rabbinizden Hak olarak gelmiştir! Artık iman edin sizin için hayırlı olana! Eğer inkâr ederseniz, bilin ki semâlar ve arzda olan ne varsa Allâh içindir (Esmâ ül Hüsnâ’sının işaret ettiği özelliklerin açığa çıkması için). Allâh Aliym’dir, Hakiym’dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
171.
Ey kendilerine hakikat bilgisi gelmiş olanlar... Dininizde ölçüyü kaçırıp haddi aşmayın... Allâh üzerine Hak olmayanı söylemeyin... Meryemoğlu İsa Mesih, yalnızca Allâh Rasûlü ve O’nun Kelimesi’dir... Onu Meryem’e ilka etmiştir ve kendinden (El Esmâ ül Hüsnâ’sından) bir mânâdır (ruhtur)... O hâlde Esmâ’sıyla her şeyin hakikati olan Allâh’a ve Rasûllerine iman edin... "Üçtür" (baba - oğul - kutsal ruh) demeyin! Sizin hayrınıza olarak (buna) son verin... Allâh ancak İlâh’un Vâhid’dir (Tek Ulûhiyet sahibidir)... Subhandır "HÛ", çocuk sahibi olma kavramından! Semâlar ve arzda ne varsa O’nun içindir... Vekiyl olarak Esmâ’sıyla hakikatiniz olan Allâh yeterlidir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
172.
Ne Mesih (İsa) ve ne de mukarreb melâike Allâh’a kulluktan asla gocunmazlar! Kim O’nun ibadetinden kaçınır ve kibirlenirse, hepsini kendine haşr edecektir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
173.
İman edip imanının gereğini uygulayanlara gelince, (O) onlara ecirlerini tam verecek ve fazlından onları artıracaktır... Kulluktan kaçınıp ve benliklerini kabartanlara gelince, onlara feci bir azap ile azap edecektir... Kendileri için Allâh dûnunda bir velî ve nasîr de bulamazlar.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
174.
Ey insanlar! Hakikaten Rabbinizden size bir burhan (hakikatin dillenmişi Hz. Muhammed s.a.v.) geldi... Size apaçık bir Nûr (Kur’ân) inzâl ettik.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
175.
Esmâ’sıyla her şeyin aslı olan Allâh’a iman edip, O’na hakikatleri olarak sımsıkı tutunanlara gelince, onları HÛ’dan bir rahmetin ve fazlın içine sokacak ve onları kendisine varan sırat-ı müstakime hidâyetleyecektir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
176.
Senden açıklama-hüküm isterler... De ki: "Kelale (arkasında ana-baba ve çocuk bırakmamış olan) hakkında size Allâh fetva verir: Eğer çocuğu olmayıp, bir kız kardeşi bulunan bir erkek kişi ölürse, mirasının yarısı onundur... Çocuğu olmayan kız kardeş ölürse, erkek kardeş ona vâris olur... Eğer (ölen erkek kişinin kız kardeşleri) iki iseler, (erkek kardeşlerinin) mirasının üçte ikisi onlarındır... Eğer (mirasçı) kardeşler erkekler ve kadınlar ise (erkek - kız kardeşler durumunda birçoklarsa), (o zaman) bir erkeğe iki kadının payıdır"... Allâh, sapmayasınız diye size beyan ediyor... Allâh Bi-küllî şey’in - her şeyin Esmâ’sıyla hakikati olarak Aliym’dir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster