وَجَعَلْنَا عَلَىٰ قُلُوبِهِمْ أَكِنَّةً أَنْ يَفْقَهُوهُ وَفِي آذَانِهِمْ وَقْرًا ۚ وَإِذَا ذَكَرْتَ رَبَّكَ فِي الْقُرْآنِ وَحْدَهُ وَلَّوْا عَلَىٰ أَدْبَارِهِمْ نُفُورًا
Ve cealna ala kulubihim ekinneten ey yefkahuhü ve fı azanihim vakra ve iza zekerte rabbeke fil kur’ani vahdehu vellev ala edbarihim nüfura
Kelime
Anlamı
Kökü
وَجَعَلْنَا
ve kılarız (koyarız)
عَلَىٰ
üzerine
قُلُوبِهِمْ
kableri
أَكِنَّةً
kabuklar
أَنْ
يَفْقَهُوهُ
onu anlamalarına engel olacak
وَفِي
ve
اذَانِهِمْ
kulaklarına
وَقْرًا
bir ağırlık
وَإِذَا
ve zaman
ذَكَرْتَ
andığın
رَبَّكَ
Rabbini
فِي
الْقُرْانِ
Kur’an’da
وَحْدَهُ
birliğini
وَلَّوْا
dönüp
عَلَىٰ
أَدْبَارِهِمْ
arkalarına
نُفُورًا
kaçarlar

  • Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı:
    Anlamamaları için gönüllerine perdeler gerer, kulaklarına ağırlık veririz ve sen, Kur’ân’da, Rabbini, bir olarak andın mı yüz çevirirler, uzaklaşırlar senden.

  • Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan:
    Gönüllerine anlamalarına engel perdeler çeker, kulaklarına ağırlık koyarız ve sen Kur’ân’da Rabbinden, tek olarak bahsettin mi yüz çevirirler, uzaklaşırlar senden.

  • Adem Uğur Adem Uğur:
    Ayrıca, onu anlamamaları için kalplerine bir kapalılık ve kulaklarına bir ağırlık veririz. Sen, Kur’an’da Rabbinin birliğini yâdettiğinde onlar, canları sıkılmış bir vaziyette, gerisin geri dönüp giderler.

  • Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi:
    Şuurlarını (kalplerini), Onu anlamalarına engel olan (bâtıla kilitlenme) örtüsüyle örter; kulaklarına da ağırlık koyarız (algılayamazlar)! Kurân’da, Rabbini TEK’liği ile andığında, nefretle geriye dönüp giderler.

  • Ahmet Varol Ahmet Varol:
    Onu anlayamamaları için kalplerine örtüler, kulaklarına da bir ağırlık koyarız. Kur’an’da Rabbini tek olarak andığın zaman nefretle arkalarını dönüverirler.

  • Ali Bulaç Ali Bulaç:
    Ve onların kalpleri üzerine, onu kavrayıp anlamalarını engelleyen kabuklar, kulaklarına da bir ağırlık koyduk. Sen Kur’an’da sadece Rabbini "bir ve tek" (İlah olarak) andığın zaman, ’nefretle kaçar vaziyette’ gerisin geriye giderler.

  • Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz:
    Ve kalblerinin üzerine, Kur’ân’ı anlamalarına engel perdeler geçiririz, kulaklarına da bir ağırlık veririz. Rabbini, Kur’ân’da tek (eşsiz) olarak andığın zaman da, ürkerek arkalarını döner giderler.

  • Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı:
    Âhirete inanmayanlar Kur`ân`ı anlarlar diye kalplerine örtüler ve kulaklarına da ağırlık koyduk. Çünkü, Kur`ân`da Rabbini yalnız andığın zaman, onlar canları sıkılarak arkalarını dönerler.

  • Bekir Sadak Bekir Sadak:
    Kuran’i anlarlar diye kalblerine ortuler ve kulaklarina da agirlik koyduk. Kuran’da Rabbini bir tek, olarak andigin zaman, onlar urkerek ardlarina donerler.

  • Celal Yıldırım Celal Yıldırım:
    Kalbleri üzerine O’nu anlamalarına engel kılıflar geçiririz (perdeler örteriz); kulaklarına da bir ağırlık koyarız. Kur’ân’da Rabbini, «Bir» olarak andığın zaman nefretle arkalarını dönüp giderler.

  • Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu:
    (45-46) Kur`an okuduğun zaman, (hakkı anlamaya niyetli olmadıkları için) seninle ahirete inanmayanların arasına görünmeyen bir perde çekeriz. Onların kalplerini (kötü niyetlerinden dolayı) o (Kur`an`)ı anlamalarına mani olacak şekilde bir kılıfla kaplarız ve kulaklarının işitme yeteneğini zayıflatırız. Ve bu yüzden, Kur`an okurken ne zaman Rabbinin birliğinden söz etsen nefretle arkalarını dönüp giderler.

  • Diyanet İşleri Diyanet İşleri:
    Kur’an’ı anlamamaları için kalpleri üzerine perdeler, kulaklarına da ağırlık koyarız. Kur’an’da (ibadete lâyık ilâh olarak) sadece Rabbini andığın zaman arkalarına dönüp kaçarlar.

  • Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı:
    Ayrıca, onu anlamamaları için kalplerine bir kapalılık ve kulaklarına bir ağırlık veririz. Sen, Kur’an’da Rabbinin birliğini yâdettiğinde onlar, canları sıkılmış bir vaziyette, gerisin geri dönüp giderler.

  • Edip Yüksel Edip Yüksel:
    Ve onu anlamalarını engellemek için kalplerine kabuklar, kulaklarına da ağırlık koyarız. Efendini yalnızca Kuran’da andığın zaman nefretle geriye dönerler.

  • Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır:
    Ve kalblerinin üzerine, Kur’ân’ı anlamalarına engel perdeler geçiririz ve kulaklarına bir ağırlık veririz. Rabbini Kur’ân’da bir tek olarak andığın zaman da ürkerek arkalarına döner kaçarlar.

  • Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran:
    Kur’an’ı kavramasınlar diye kalplerini bir kılıfla kaplarız ve kulaklarının işitme yeteneğini zayıflatırız. Allah’ın ortaksız birliğini dile getiren Kur’an ayetlerini okuduğun zaman arkalarını dönüp kaçarlar.

  • Gültekin Onan Gültekin Onan:
    Ve onların kalpleri üzerine, onu kavramalarını (yefkahuhü) engelleyen kabuklar, kulaklarına da bir ağırlık koyduk. Sen Kuran’da sadece rabbini ’bir ve tek’ (tanrı olarak) andığın zaman, ’nefretle kaçar vaziyette’ gerisin geriye giderler.

  • Harun Yıldırım Harun Yıldırım:
    Ayrıca, onu anlamamaları için kalplerine bir kapalılık ve kulaklarına bir ağırlık veririz. Sen, Kur’an’da Rabbinin birliğini yâdettiğinde onlar, canları sıkılmış bir vaziyette, gerisin geri dönüp giderler.

  • Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay:
    (Evet) onların kalbleri üzerine, onu (Kur’ânı) iyice anlamalarına (engel), perdeler gerer, kulaklarına bir ağırlık veririz. Sen Kur’anda Rabbini bir tek olarak andığın vakit onlar ürkek ürkek arkalarını çevirirler.

  • Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat:
    Ve kalblerinin üzerine (kendilerinin de istediği gibi) onu iyice anlamasınlar diye perdeler çekeriz, kulaklarına da bir ağırlık (koyarız)! Çünki Kur`ân`da Rabbini bir olarak zikrettiğin vakit, (onlar) nefret ederek arkalarını dönüp giderler.

  • İbn-i Kesir İbn-i Kesir:
    Onu anlarlar diye kalblerine örtüler koyduk. Kulaklarına da ağırlık. Kur’an’da Rabbını tek olarak zikrettiğin zaman da onlar nefret ederek arkalarına döner giderler.

  • İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz:
    Onların kalplerine, anlamalarını engelleyen bir örtü ve kulaklarına da bir ağırlık koyduk. Sen Kur’an da yalnızca Rabbini andığında, nefretle arkalarını dönüp giderler.

  • İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr:
    O’nu (Kur’ân’ı), fıkıh (idrak) etmelerine karşı, (fıkıh edemesinler diye) kalplerinin üzerine ekinnet ve onların kulaklarına vakra (işitme engeli) kıldık. Ve sen, Kur’ân’da Rabbinin tekliğini zikrettiğin zaman nefretle arkalarına döndüler.

  • Kadri Çelik Kadri Çelik:
    Ve onların kalpleri üzerine, onu (Kur’an’ı) kavrayıp anlarlar diye (engelleyen) kılıflar ve kulaklarına da bir ağırlık koyduk. Sen Kur’an’da Rabbinin birliğini andığın zaman, gerisin geriye dönüp uzaklaşırlar.

  • Muhammed Esed Muhammed Esed:
    ve kalplerine, onu kavramalarına engel olan bir örtü koyarız ve kulaklarına bir tıkaç. Ve bu yüzden, Kuran okurken ne zaman Rabbinden tek tanrı olarak söz etsen nefretle sırtlarını dönüp giderler.

  • Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu:
    (akleden) kalplerinin üzerine onu anlamalarını engelleyen bir kapak, kulaklarına ise bir tıkaç yerleştiririz. Bu yüzden sen ne zaman Kur`an (okuma anın)da Rabbini birleyerek ansan, nefretle gerisin geri dönüp uzaklaşırlar.

  • Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen:
    Ve onların kalpleri üzerine, onu iyice anlayamamaları için perdeler ve kulakları içine de bir ağırlık kıldık ve Kur’an’da rabbini bir olarak andığın zaman nefret ederek arkalarını dönüp giderler.

  • Ömer Öngüt Ömer Öngüt:
    Ayrıca onu anlamamaları için kalplerinin üzerine perdeler çekeriz, kulaklarına da ağırlık koyarız. Sen Kur’an’da Rabbini tek olarak zikrettiğin zaman da, onlar nefret ederek arkalarını döner giderler.

  • Sadık Türkmen Sadık Türkmen:
    Zekâlarında onu kavramalarına engel olan kabuklar, kulaklarında da bir ağırlık var sanki. Kur’an’da bir ve tek olan Rabbini andığın zaman; onlar kaçarcasına arkalarını dönüp gidiyorlar.

  • Seyyid Kutub Seyyid Kutub:
    Kur’an’ı kavramasınlar diye kalplerini bir kılıfla kaplarız ve kulaklarının işitme yeteneğini zayıflatırız. Allah’ın ortaksız birliğini dile getiren Kur’an ayetlerini okuduğun zaman arkalarını dönüp kaçarlar.

  • Suat Yıldırım Suat Yıldırım:
    Ve kalplerinin üzerine onu iyi anlamalarına mani kılıflar geçirir, kulaklarına da ağırlıklar koyarız. Sen Kur’ân’da Rabbini tek olarak andığın zaman, nefretle arkalarını dönüp giderler.

  • Süleyman Ateş Süleyman Ateş:
    Kablerine -onu anlamalarına engel olacak- kabuklar, kulaklarına da bir ağırlık koyarız. Kur’ân’da yalnız Rabbini andığın zaman (tek Tanrı inancından hoşlanmadıkları için) arkalarına dönüp kaçarlar.

  • Şaban Piriş Şaban Piriş:
    Onu anlarlar diye kalplerine örtüler, kulaklarına da ağırlık koyduk. Kur’an’da Rabbini tek olarak andığın zaman nefretle ardlarına dönerler.

  • Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an:
    Ve onların kalbleri üzerine, onu kavrayıp anlamalarını engelleyen kabuklar, kulaklarına da bir ağırlık koyduk. Sen Kur’an’da sadece Rabbini «bir ve tek» (ilah olarak) andığın zaman, ’nefretle kaçar vaziyette’ gerisin geriye giderler.

  • Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk:
    Kalpleri üzerine, onu anlamamaları için kabuklar geçiririz, kulaklarına da bir ağırlık koyarız. Rabbini yalnız Kur’an’da andığın zaman, nefretle geriye dönüp kaçarlar.

  • Yusuf Ali (İngilizce) Yusuf Ali (İngilizce):
    And We put coverings over their hearts (and minds) lest they should understand the Qur´an, and deafness into their ears: when thou dost commemorate thy Lord and Him alone in the Qur´an, they turn on their backs, fleeing (from the Truth).