فَإِنْ أَعْرَضُوا فَمَا أَرْسَلْنَاكَ عَلَيْهِمْ حَفِيظًا ۖ إِنْ عَلَيْكَ إِلَّا الْبَلَاغُ ۗ وَإِنَّا إِذَا أَذَقْنَا الْإِنْسَانَ مِنَّا رَحْمَةً فَرِحَ بِهَا ۖ وَإِنْ تُصِبْهُمْ سَيِّئَةٌ بِمَا قَدَّمَتْ أَيْدِيهِمْ فَإِنَّ الْإِنْسَانَ كَفُورٌ
Fe in a’radu fema erselnake aleyhim hafıza in aleyke illel belağ ve inna iza ezaknel insane minna rahmetenk feriha biha ve in tüsıbhüm seyyietüm bima kaddemet eydıhim fe innel insane kefur
Kelime
Anlamı
Kökü
فَإِنْ
eğer
أَعْرَضُوا
yüz çevirirlerse
فَمَا
أَرْسَلْنَاكَ
biz seni göndermedik
عَلَيْهِمْ
onların üzerine
حَفِيظًا
bekçi
إِنْ
değildir
عَلَيْكَ
sana düşen
إِلَّا
başkası
الْبَلَاغُ
duyurmaktan
وَإِنَّا
elbette biz
إِذَا
zaman
أَذَقْنَا
taddırdığımız
الْإِنْسَانَ
insana
مِنَّا
bizden
رَحْمَةً
bir rahmet
فَرِحَ
sevinir
بِهَا
ona
وَإِنْ
ama eğer
تُصِبْهُمْ
başlarına gelirse
سَيِّئَةٌ
bir kötülük
بِمَا
dolayı
قَدَّمَتْ
öne sürdüğü işlerden
أَيْدِيهِمْ
ellerinin
فَإِنَّ
şüphesiz hemen
الْإِنْسَانَ
insan
كَفُورٌ
nankör olur

  • Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı:
    Yüz çevirirlerse artık biz, seni onları korumaya göndermedik ki; sana ancak tebliğ etmek düşer ve şüphe yok ki biz, insana, katımızdan bir rahmet tattırdık mı sevinir, övünür onunla, fakat elleriyle hazırlayıp kazandıkları bir kötülüğe uğrarlarsa da gerçekten insan, pek nankördür.

  • Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan:
    Ama ey peygamber! Onlar senden yüz çevirip uzaklaşırlarsa, bil ki biz seni onların üzerine bekçi göndermedik, sana düşen yalnızca emanet edilen mesajı iletmektir. Şüphesiz biz insana, kendi katımızdan bir rahmet, bir nimet tattırsak onunla sevinir ve şımarır. Kendi ellerinin yapıp öne sürdüğü işlerden dolayı başlarına bir kötülük gelirse, o zaman da cidden Allah’tan gelen nimet ve gerçekleri örtbas eden bir nankör oluverir.

  • Adem Uğur Adem Uğur:
    Eğer yüz çevirirlerse, bilesin ki biz seni onların üzerine bekçi göndermedik. Sana düşen sadece duyurmaktır. Biz insana katımızdan bir rahmet tattırdığımız zaman ona sevinir. Ama elleriyle yaptıkları yüzünden başlarına bir kötülük gelirse, işte o zaman insan pek nankördür!

  • Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi:
    Eğer yüz çevirirlerse (keyifleri bilir); seni onlara bekçi olarak irsâl etmedik! Sana düşen yalnızca bildirimdir! Doğrusu insana bizden bir rahmet tattırdığımızda, onunla mutlu olur... Eğer ellerinin getirisi dolayısıyla kendilerine bir belâ isâbet ederse, muhakkakki insan çok nankördür!

  • Ahmet Varol Ahmet Varol:
    Eğer yüz çevirirlerse biz seni onların üzerlerine koruyucu olarak göndermedik. Sana düşen sadece tebliğdir. Gerçek şu ki, biz insana tarafımızdan bir rahmet tattırdığımızda ona sevinir. Ama ellerinin öne sürdüklerinden dolayı başlarına bir kötülük gelse o zaman insan pek nankördür.

  • Ali Bulaç Ali Bulaç:
    Şayet onlar, sırt çevirecek olurlarsa, artık Biz seni onların üzerine bir gözetleyici olarak göndermiş değiliz. Sana düşen, yalnızca tebliğdir. Gerçek şu ki, Biz insana tarafımızdan bir rahmet taddırdığımız zaman, ona sevinir. Eğer onlara kendi ellerinin takdim ettikleri dolayısıyla bir kötülük isabet ederse, bu durumda insan bir nankör kesiliverir.

  • Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz:
    Yine (iman etmekten) yüz çevirirlerse, biz de seni üzerlerine (amellerini gözetecek) bir bekçi göndermedik ya!... Sana düşen ancak tebliğdir. Doğrusu biz, insana, tarafımızdan bir nimet taddırdık mı; o, bununla ferahlanır. Fakat insanlara kendi ellerinin kazancı yüzünden başlarına bir fenalık gelirse, o vakit insan (nimetlerin) hepsini unutan bir nankördür.

  • Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı:
    Eğer yüz çevirirlerse, bilesin ki biz seni onların üzerine bekçi göndermedik. Sana düşen sadece tebliğ etmektir. Biz insana katımızdan bir rahmet tattırdığımız zaman ona sevinir; ama elleriyle yaptıkları yüzünden başlarına bir kötülük gelirse, işte o zaman insan pek nankördür.

  • Bekir Sadak Bekir Sadak:
    Eger yuz cevirirlerse bilsinler ki, Biz seni onlara bekci gondermedik; sana dusen sadece tebligdir. Dogrusu Biz insana katimizdan bir rahmet tattirirsak ona sevinir; ama elleriyle yaptiklari yuzunden baslarina bir kotuluk gelirse iste o zaman gorursun ki insan gercekten pek nankrdur.

  • Celal Yıldırım Celal Yıldırım:
    Öyle iken yüzçevirirlerse, biz seni onlar üzerine koruyucu gözetici (bir bekçi) olarak göndermedik. Sana gereken, sadece tebliğdir. Şüphesiz biz, insana kendi katımızdan bir rahmet tattırsak onunla sevinir. Kendi ellerinin hazırlayıp öne sürdükleri şey sebebiyle başlarına bir kötülük gelirse, o takdirde insan çok nankör olur.

  • Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu:
    Şayet onlar yüz çevirirlerse (bilesin ki), biz seni onlara bekçi göndermedik. Sana düşen, sadece tebliğdir. Gerçekten biz insana katımızdan bir rahmet tattırdığımızda ona sevinir, ama elleriyle yaptıkları işler yüzünden onlara bir kötülük dokunursa, o zaman da insan hemen nankörleşir (şükürden uzaklaşır).

  • Diyanet İşleri Diyanet İşleri:
    Eğer yüz çevirirlerse (bilesin ki), biz seni onlara bekçi göndermedik. Sana düşen, sadece tebliğdir. Gerçekten biz insana katımızdan bir rahmet tattırdığımızda ona sevinir; ama elleriyle yaptıkları işler yüzünden onlara bir kötülük dokunursa, o zaman da insan pek nankördür.

  • Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı:
    Eğer yüz çevirirlerse, bilesin ki biz seni onların üzerine bekçi göndermedik. Sana düşen sadece duyurmaktır. Biz insana katımızdan bir rahmet tattırdığımız zaman ona sevinir. Ama elleriyle yaptıkları yüzünden başlarına bir kötülük gelirse, işte o zaman insan pek nankördür!

  • Edip Yüksel Edip Yüksel:
    Yüz çevririrlerse, biz seni onlara bir bekçi olarak göndermedik. Sana düşen sadece bildirmektir. Biz insana tarafımızdan bir rahmet tattırdığımız zaman onunla sevinir; ama kendi yaptıklarının bir sonucu olarak başlarına bir kötülük gelse, o zaman insan nankörleşir.

  • Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır:
    Ey Muhammed! Eğer onlar yüz çevirirlerse bilsinler ki, biz seni onların üzerine bir bekçi olarak göndermedik. Sana düşen sadece tebliğdir. Gerçekten biz insana tarafımızdan bir rahmet tattırırsak ona sevinir, ama elleriyle yaptıkları yüzünden kendilerine bir kötülük isabet ederse, o zaman görürsün ki insan çok nankördür.

  • Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran:
    Eğer yüz çevirirlerse üzülme; biz seni onların üzerine bekçi göndermedik. Sana düşen sadece duyurmaktır. Biz insana katımızdan bir rahmet tattırdığımız zaman ona sevinir. Ancak elleriyle yaptıkları yüzünden başlarına bir kötülük gelirse işte o zaman görürsün ki insan gerçekten pek nankördür.

  • Gültekin Onan Gültekin Onan:
    Şayet onlar, sırt çevirecek olurlarsa, artık biz seni onların üzerine bir gözetleyici olarak göndermiş değiliz. Sana düşen, yalnızca tebliğdir. Gerçek şu ki, biz insana tarafımızdan bir rahmet tattırdığımız zaman, ona sevinir. Eğer onlara kendi ellerinin takdim ettikleri dolayısıyla bir kötülük isabet ederse, bu durumda insan (pek) kafir kesiliverir.

  • Harun Yıldırım Harun Yıldırım:
    Eğer yüz çevirecek olurlarsa, Biz seni onların üzerine bir gözetleyici olarak göndermedik. Sana düşen, yalnızca tebliğdir. Gerçek şu ki, Biz insana tarafımızdan bir rahmet taddırdığımız zaman, bundan dolayı o sevinir. Şayet ellerinin önden gönderdikleri sebebi ile onlara bir kötülük isabet etse, bu durumda insan şüphesiz bir nankör kesiliverir.

  • Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay:
    Eğer onlar (îmandan) yine yüz çevirirlerse biz seni (zâten) onların üzerine bir bekçi göndermedik ya. Sana âid olan (vazîfe), tebliğden başkası değildir. Hakıykat biz insana tarafımızdan bir ni’met tatdırdığımız vakit o, bununla ferahlanır. Eğer onlara, kendi ellerinin öne sürdükleri (ihtiyârlariyle irtikâb etdikleri) şeyler (günâhlar) yüzünden, bir fenalık isaabet ederse o zaman da insan cidden bir nankördür.

  • Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat:
    Buna rağmen yüz çevirirlerse, artık (biz) seni onlara muhâfız olarak göndermedik. Şübhesiz sana düşen ancak tebliğdir! Bununla berâber doğrusu biz, insana tarafımızdan bir rahmet tattırdığımız zaman, onunla sevinir. Fakat ellerinin takdîm ettiği (işlediği günahlar)yüzünden başlarına bir kötülük gelirse, o takdirde gerçekten insan çok nankör bir kimse olur.

  • İbn-i Kesir İbn-i Kesir:
    Eğer onlar yine yüz çevirirlerse; Biz, seni onların üzerine bekçi olarak göndermedik. Senin vazifen, sadece tebliğdir. Gerçekten Biz, insana katımızdan bir rahmet tattırırsak; o bununla sevinir. Ama elleriyle işlediklerinden ötürü başlarına bir fenalık gelirse; işte o zaman insan, cidden pek nankördür.

  • İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz:
    Eğer insanlar senin bu davetinden yüz çevirirlerse, biz seni onlar üzerine muhafız göndermedik. Sana düşen yalnızca açıkça onlara bildirmendir. İnsana kendimizden bir rahmet verdiğimizde ona sevinir. Elleriyle yaptığı bir yanlış yüzünden, ona bir kötülük dokunduğunda, hemen inkârcı kesilir.

  • İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr:
    Bundan sonra eğer yüz çevirirlerse, Biz seni onların üzerine muhafız olarak göndermedik. Senin üzerine düşen sadece tebliğdir. Ve muhakkak ki Biz, insana tarafımızdan bir rahmet tattırdığımız zaman onunla ferahlanır (sevinir). Ve eğer elleriyle takdim ettikleri (yaptıkları) sebebiyle bir kötülük isabet ederse, işte o zaman insan mutlaka kefûr olur (inkâr eder, nankör olur).

  • Kadri Çelik Kadri Çelik:
    Şayet onlar sırt çevirecek olurlarsa, artık biz seni onların üzerine bir gözetleyici olarak göndermiş değiliz. Sana düşen, yalnızca tebliğdir. Şüphesiz biz insana tarafımızdan bir rahmet tattırdığımız zaman, onunla sevinç duyar. Eğer onlara kendi ellerinin takdim ettikleri dolayısıyla bir kötülük isabet ederse, bu durumda da insan bir nankör kesiliverir.

  • Muhammed Esed Muhammed Esed:
    Ama onlar, (ey Peygamber, senden) yüz çevirip uzaklaşırlarsa (bil ki) Biz seni onların bekçisi olarak göndermedik. Sana düşen, yalnız (emanet edilen) mesajı iletmektir. Ve bakın, (Bizim mesajlarımıza yüz çevirmek, insan tabiatının zayıflığı ve kaypaklığından kaynaklanır; böylece,) Biz insana rahmetimizi tattırdığımız zaman onunla övünç duyar, ama kendi eliyle yaptıklarının sonucu olarak başına bir bela gelirse, o zaman, şükürden ne kadar uzak olduğunu gösterir.

  • Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu:
    Ne ki eğer onlar yüz çevirirlerse, unutma ki seni onların muhafızı olarak göndermedik: sana düşen sadece mesajı ulaştırmaktır. Ve Biz ne zaman insana katımızdan ikramda bulursak onunla gurur duyar, ne zaman da yaptıkları yüzünden başına bir musibet gelse, bu kez de insan kıymet bilmez bir nankör olup çıkar.

  • Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen:
    Artık kaçınılırsa seni onların üzerine bir muhafız göndermedik. Senin üzerine düşen, tebliğden başka değildir ve şüphe yok ki, Biz insana tarafımızdan bir rahmet tattırdığımız zaman onunla ferahlanır ve eğer onlara ellerinin takdim etmiş olduklarından bir kötülük isabet ederse artık şüphe yok ki, insan nankördür.

  • Ömer Öngüt Ömer Öngüt:
    Eğer yüz çevirirlerse, biz seni onların üzerine bekçi göndermedik. Sana düşen yalnız tebliğ etmektir. Biz insana tarafımızdan bir rahmet tattırırsak, o buna sevinir. Eğer ellerinin yaptıkları yüzünden başlarına bir kötülük gelirse, o zaman da insan pek nankördür!

  • Sadık Türkmen Sadık Türkmen:
    Ama onlar yüz çevirirlerse, Biz seni onların üzerine zaten bir bekçi olarak göndermedik! Sana düşen yalnızca duyurmaktır! Gerçekten Biz, insana tarafımızdan bir rahmet tattırdığımız zaman, onunla sevinç duyar. Ve eğer onlara ellerinin yapıp öne sürdüklerinden dolayı, bir kötülük isabet ederse, o zaman da insan pek nankördür!

  • Seyyid Kutub Seyyid Kutub:
    Eğer yüz çevirirlerse üzülme; biz seni onların üzerine bekçi göndermedik. Sana düşen sadece duyurmaktır. Biz insana katımızdan bir rahmet tattırdığımız zaman ona sevinir. Ancak elleriyle yaptıkları yüzünden başlarına bir kötülük gelirse işte o zaman görürsün ki insan gerçekten pek nankördür.

  • Suat Yıldırım Suat Yıldırım:
    Eğer bu çağrıya sırtlarını dönerlerse, hoş biz de seni üzerlerine bekçi göndermedik ya! Senin görevin sadece tebliğdir. Biz insana tarafımızdan bir nimet tattırırsak o ferahlar, şımarır. Ama başlarına, yine kendi işledikleri hatalar sebebiyle bir sıkıntı gelirse insan hemen nankörleşir.

  • Süleyman Ateş Süleyman Ateş:
    Eğer yüz çevirirlerse (üzülme); biz seni onların üzerine bekçi göndermedik. Sana düşen, yalnız duyurmaktır. Biz insana, bizden bir rahmet taddırdığımız zaman ona sevinir. Ama ellerinin (yapıp) öne sürdüğü işlerden dolayı başlarına bir kötülük gelirse, insan hemen nankör olur.

  • Şaban Piriş Şaban Piriş:
    Eğer sırt çevirirlerse, seni onlara bekçi olarak göndermedik. Sana düşen ancak tebliğ etmektir. Biz insana kendimizden bir rahmet tattırdığımız zaman, ona sevinir. Eğer, kendi eliyle işledikleri sebebiyle bir kötülük dokunursa, insan hemen nankör kesilir.

  • Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an:
    Şayet onlar, sırt çevirecek olurlarsa, artık biz seni onların üzerine bir gözetleyici olarak göndermiş değiliz. Sana düşen, yalnızca tebliğdir. Gerçek şu ki, biz insana tarafımızdan bir rahmet taddırdığımız zaman, ona sevinç duyar. Eğer onlara kendi ellerinin takdim ettikleri dolayısıyla bir kötülük isabet ederse, bu durumda da insan bir nankör kesiliverir.

  • Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk:
    Yüz çevirirlerse, biz seni onlar üzerine bekçi göndermemişiz. Sana düşen, tebliğden başkası değildir. Biz insana, bizden bir rahmet tattırdığımızda, onunla sevinip şımarır. Kendi ellerinin hazırladığından bir kötülük başlarına sarılınca, bakarsın insan, alabildiğine nankörleşmiştir.

  • Yusuf Ali (İngilizce) Yusuf Ali (İngilizce):
    If then they run away, We have not sent thee as a guard over them. Thy duty is but to convey (the Message). And truly, when We give man a taste of a Mercy from Ourselves, he doth exult thereat, but when some ill happens to him, on account of the deeds which his hands have sent forth, truly then is man ungrateful!