وَلَا تُؤْمِنُوا إِلَّا لِمَنْ تَبِعَ دِينَكُمْ قُلْ إِنَّ الْهُدَىٰ هُدَى اللَّهِ أَنْ يُؤْتَىٰ أَحَدٌ مِثْلَ مَا أُوتِيتُمْ أَوْ يُحَاجُّوكُمْ عِنْدَ رَبِّكُمْ ۗ قُلْ إِنَّ الْفَضْلَ بِيَدِ اللَّهِ يُؤْتِيهِ مَنْ يَشَاءُ ۗ وَاللَّهُ وَاسِعٌ عَلِيمٌ
Ve la tü’minu illa li men tebia dıneküm kul innel hüda hüdellahi ey yü’ta ehadüm misle ma utıtüm ev yühaccuküm ınde rabbiküm kul innel fadle bi yedillah yü’tıhi mey yeşa’ vallahü vasiun alım
Kelime
Anlamı
Kökü
وَلَا
تُؤْمِنُوا
ve güvenmeyin
إِلَّا
başkasına
لِمَنْ
kimseden
تَبِعَ
uyan
دِينَكُمْ
sizin dininize
قُلْ
de ki
إِنَّ
şüphesiz
الْهُدَىٰ
Hidayet
هُدَى
hidayetidir
اللَّهِ
Allah’ın
أَنْ
يُؤْتَىٰ
verilmesinden (mi?)
أَحَدٌ
birine
مِثْلَ
benzerinin
مَا
şeyin
أُوتِيتُمْ
size verilen
أَوْ
veya
يُحَاجُّوكُمْ
(aleyhinize) deliller getireceklerinden (mi?)
عِنْدَ
huzurunda
رَبِّكُمْ
Rabbinizin
قُلْ
de ki
إِنَّ
şüphesiz
الْفَضْلَ
Lutuf
بِيَدِ
elindedir
اللَّهِ
Allah’ın
يُؤْتِيهِ
onu verir
مَنْ
kimseye
يَشَاءُ
dilediği
وَاللَّهُ
Allah’ın
وَاسِعٌ
(lutfu) geniştir
عَلِيمٌ
(O her şeyi) bilendir

  • Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı:
    Ve dininize uyan kişiden başkasına inanmayın. De ki: Doğru yol, ancak Allah yoludur. Size verilenin başkalarına da verildiğine ve onların, Rabbiniz katında deliller göstererek sizinle tartışacaklarına inanmayın dediler mi de, de ki: Lütuf ve ihsân ancak Allah’ın elindedir, dilediğine lütfeder ve Allah’ın lütfü boldur ve her şeyi bilir o.

  • Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan:
    "Şüphesiz doğru yol Allah’ın yoludur. Siz size verilen vahyin aynısının başka birisine gelmesi veya Rabbinizin katında o müslümanlar size karşı deliller getirecekler diye mi telaşlanıyorsunuz?" De ki, peygamberlik dünya ve ahiret nimetlerinin tümü Allah’ın elindedir, onu dilediğine verir. Dikkat edin Allah’ın imkan ve bilgisi sınırsızdır.

  • Adem Uğur Adem Uğur:
    Sizin dininize uyanlardan başka hiçbir kimseye inanmayın. " (Resûlüm!) De ki: Doğru yol ancak Allah’ın yoludur. Yine (onlar, kendi aralarında şöyle dediler:) "Size verilenin benzerinin başka herhangi bir kimseye verildiğine, yahut Rabbinizin huzurunda onların size karşı deliller getireceklerine de (inanmayın)." De ki: Lütuf ve ihsan Allah’ın elindedir. Onu dilediğine verir. Allah’ın rahmeti geniştir ve O her şeyi hakkıyla bilir.

  • Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi:
    "Dininize tâbi olmayana inanmayın!" De ki: "Hidâyet, Allâh hidâyetidir (hakikatiniz olan Allâh Esmâ’sının hidâyeti esastır). Size verilenin bir benzeri de başka birine veriliyor diye ya da (verilenle) Rabbinizin huzurunda size galip gelecekler diye mi muhalefetiniz?" De ki: "Muhakkak ki fazl Allâh elindedir, onu dilediğine verir. Allâh Vasi’dir, Aliym’dir."

  • Ahmet Varol Ahmet Varol:
    ’Lütuf Allah’ın elindedir. Onu dilediğine verir. Allah geniş lütfu olandır ve ilim sahibidir.’

  • Ali Bulaç Ali Bulaç:
    "Ve sizin dininize uyanlardan başkasına inanıp güvenmeyin." De ki: "Şüphesiz doğru yol Allah’ın dosdoğru yoludur. Size verilenin bir benzeri birine (İslam peygamberine) veriliyor ya da Rabbinizin Katında onlar (Müslümanlar) size karşı deliller getiriyorlar, diye mi (bu telaşınız?) De ki: "Şüphesiz ’lütuf ve ihsan (fazl)’ Allah’ın elindedir, onu dilediğine verir. Allah (rahmeti) geniş olandır, bilendir."

  • Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz:
    Ve kendi dininize bağlı olanlardan başkasına inanmayın: (Ey Rasûlüm onlara) de ki, doğru yol Allah’ın yoludur, İslâm dinidir; -ve size verilen kitabın benzeri, hiç kimseye verilmediğine, yahut müminlerin Rabbiniz huzurunda size üstün geleceklerine iman etmeyin." De ki: Doğrusu fazilet ve ihsan Allah’ın elindedir. Onu dilediği kimseye verir ve Allah rahmeti bol olandır, her şeyi hakkıyla bilendir.

  • Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı:
    “Lütuf Allah`ın kudretindedir, onu dilediğine verir. Allah`ın lütfu geniştir. O her şeyi bilendir.”

  • Bekir Sadak Bekir Sadak:
    (72-73) Kitab ehlinden bir takimi soyle dedi: «Inananlara indirilene gunun basinda inanin, sonunda inkar edin ki, belki donerler ve dininize uyanlardan baskasina inanmayin". De ki: «Dogru yol Allah’in yoludur". Ve yine baskasina da verildigine veya Rabbinizin katinda Muslumanlarin karsi delil getirip sizi alt edecegine inanmayin» derler. De ki: «Dogrusu bol nimet Allah’in elindedir, onu diledigine verir. Allah’in fazli her seyi kaplar, O her seyi bilir".

  • Celal Yıldırım Celal Yıldırım:
    Ve bir de kendi dininize uyandan başkasına (sakın ha) inanmayın. De ki: Elbette doğru yol, hakkın beyânı Allah yoludur. Ve (yine onlar dediler ki): «Size verilenin bir benzeri başka birine verildiğine veya (Muhammed’e inananların) size Rabblniz katından delil getirip (üstünlük) sağlayacağına inanmayın. (Çünkü siz Allah’ın has kulları ve yegâne sevgililerisiniz).» De ki: Üstünlük, şerefli kılmak, fazilete eriştirmek Allah’ın elindedir; onu dilediğine verir. Allah geniş ölçüde veren ve her şeyi yeterince bilendir.

  • Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu:
    (Ehli Kitab:) “Sizin dininize uyandan başkasına inanmayın!” (derler). (Ey Resulüm!) De ki: “Şüphesiz doğru yol, Allah`ın dosdoğru yoludur. Size verilenin bir benzeri birine (İslam peygamberine) veriliyor ya da Rabbinizin katında onlar (mü`minler) size karşı deliller getiriyorlar diye mi (böyle söylüyorsunuz)?” De ki: “Lütuf ve ihsan, Allah`ın elindedir. Onu dilediğine bağışlar. Çünkü Allah lütfu ve ihsanı bol olandır, her şeyi hakkıyla bilendir.”

  • Diyanet İşleri Diyanet İşleri:
    "Sizin dininize uyandan başkasına inanmayın" (dediler). De ki: "Şüphesiz hidayet, Allah’ın hidayetidir. Birine, size verilenin benzerinin verilmesinden veya Rabbinizin huzurunda aleyhinize deliller getireceklerinden ötürü mü (böyle söylüyorsunuz)?" De ki: "Lütuf Allah’ın elindedir. Onu dilediğine verir. Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir."

  • Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı:
    Sizin dininize uyanlardan başka hiçbir kimseye inanmayın.» (Resûlüm!) De ki: Doğru yol ancak Allah’ın yoludur. Yine (onlar, kendi aralarında şöyle dediler:) «Size verilenin benzerinin başka herhangi bir kimseye verildiğine, yahut Rabbinizin huzurunda onların size karşı deliller getireceklerine de (inanmayın).» De ki: Lütuf ve ihsan Allah’ın elindedir. Onu dilediğine verir. Allah’ın rahmeti geniştir ve O her şeyi hakkıyla bilir.

  • Edip Yüksel Edip Yüksel:
    "Sizin dininize uyandan başkasını onaylamayın." Sen de onlara, "Hidayet ALLAH’ın hidayetidir" de. "Size verilenin benzerinin bir başkasına verildiğini de onaylamayın; yoksa Efendiniz hakkında sizinle tartışma hakkı kazanırlar" derlerse, "Lütuf ALLAH’ın elindedir, dilediğine verir" de. ALLAH Cömerttir, Bilendir.

  • Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır:
    «Ve kendi dininize uyanlardan başkasına inanmayın» (dediler). De ki: «Şüphesiz doğru yol, Allah’ın yoludur». (Onlar kendi aralarında): «Size verilenin benzerinin hiçbir kimseye verilmiş olduğuna, yahut Rabbinizin huzurunda sizin aleyhinize deliller getireceklerine» (de inanmayın dediler). De ki: «Lütuf Allah’ın elindedir, onu dilediğine verir. Allah, rahmeti bol olan, her şeyi hakkıyla bilendir».

  • Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran:
    Aslında kendi dininize uyanlardan başkasına sakın inanmayınız: De ki; ’Doğru yol yalnız Allah’ın gösterdiği yoldur: Onlar birbirlerine ’Size verilen mesajın benzeri bir başkasına (peygambere) verildiği için ya da söyleyeceklerinizi, Rabbiniz katında size karşı delil olarak kullanırlar diye müslümanların dinlerine inanmayın’ derler. De ki; ’Lütuf, Allah’ın elindedir, onu dilediğine verir. Allah’ın lütfu geniştir ve O her şeyi bilir.’

  • Gültekin Onan Gültekin Onan:
    "Ve sizin dininize uyanlardan başkasına güvenmeyin / inanmayın (la tüminu)." De ki: "Şüphesiz doğru yol Tanrı’nın dosdoğru yoludur. Size verilenin bir benzeri birine (islam peygamberine) veriliyor ya da rabbinizin katında onlar (müslümanlar) size karşı deliller getiriyorlar diye mi (bu telaşınız?) De ki: "Şüphesiz fazl Tanrı’nın elindedir, onu dilediğine verir. Tanrı (rahmeti) geniş olandır, bilendir".

  • Harun Yıldırım Harun Yıldırım:
    "Sizin dininize uyanlardan başkasına inanmayın." De ki: "Şüphesiz hidayet Allah’ın hidayetidir." "Size verilenin benzeri bir kimseye veriliyor ya da Rabbiniz katında size karşı deliller getirirler diye." De ki: "Şüphesiz lütuf Allah’ın elindedir, onu dilediğine verir. Şüphesiz Allah Vasi’dir, Alîm’dir."

  • Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay:
    «Ve dîninize tâbi olandan başkasına aman vermeyin» (Habîbim onlara) de ki: «Şübhesiz doğru yol Allahın yoludur» (O güruh aralarında da şöyle derler:) «Size verilenin benzeri hiç bir kimseye verilmiş olduğuna, yahud onların (müslümanların) Rabbiniz indinde size karşı deliller, hüccetler getireceklerine (inanmayın)». De ki: «Lûtf-ü inayet muhakkak Allahın elindedir. Onu kime dilerse ona verir. Allah, rahmeti bol olan, her şey’i hakkıyle bilendir».

  • Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat:
    Fakat dîninize tâbi` olandan başkasına inanmayın!` (dediler). (Ey Resûlüm!) De ki: `Şübhesiz hidâyet, Allah`ın hidâyetidir. Size verilenin benzeri, (başka) birine (de) veriliyor veya (kıyâmet günü) Rabbinizin huzûrunda (mü`minler) size karşı delil getirecekler (de galipgelecekler) diye mi (böyle söylüyorsunuz)?` De ki: `Şübhesiz lütuf, Allah`ın elindedir. Onu dilediğine verir!` Allah ise, Vâsi` (lütfu geniş olan)dır, Alîm (hakkıyla bilen)dir.

  • İbn-i Kesir İbn-i Kesir:
    Kendi dininize uyanlardan başkasına inanmayın. De ki: Doğru yol, Allah’ın yoludur. Derler ki: Size verilen bir benzerinin de birine verildiğini veya Rabbınızın katında size delil gösterecekleri bir şeyi açıklamayın. De ki: Doğrusu lütuf Allah’ın elindedir, onu dilediğine verir. Allah Vasi’dir, Alim’dir.

  • İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz:
    "Yalnızca sizin dininize tabi olana inanın. " Deki "Muhakkak ki doğru yol, Allah’ın gösterdiği yoldur. " "Size verilenlerin benzerinin, bir başka kimseye verileceğine yahut Rabbinizin yanında (size üstünlük sağlamak için) sizinle çekişeceklerine inanmayın" dediler. Deki "Lütuf (bağış) Allah’ın elindedir, onu dilediğine verir. Allah her şeyi kuşatan ve her şeyi bilendir.

  • İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr:
    Ve (Ehli Kitap): "Sizin dininize tâbi olandan başkasına inanmayın." (dediler). (Habibim onlara) De ki: "Muhakkak ki hidayet (insan ruhunun ölmeden önce Allah’a ulaşması), (Allah’ın kendisine ulaştırması)s Allah’ın hidayetidir, size verilenin bir benzerinin, bir başkasına verilmesidir.". Yoksa onlar, Rabbinizin huzurunda, sizinle çekişiyorlar mı? (Onlara) De ki: "Muhakkak ki fazl Allah’ın elindedir. Onu dilediğine verir.". Ve Allah, Vâsi’dir (ilmi geniştir, herşeyi kapsar), Alîmdir (en iyi bilendir) .

  • Kadri Çelik Kadri Çelik:
    "Sizin dininize uyanlardan başka hiç kimseye inanmayın" (dediler). De ki: "Şüphesiz hidayet, ancak Allah’ın hidayetidir. (Hakeza onlar, kendi aralarında şöyle dediler:) "Size verilenin benzerinin başka herhangi bir kimseye verildiğine yahut Rabbinizin huzurunda onların size karşı deliller getireceklerine de (inanmayın)." De ki: "Lütuf ve ihsan Allah’ın elindedir. Onu dilediğine verir. Allah her şeyi kuşatandır, bilendir."

  • Muhammed Esed Muhammed Esed:
    ama sizin inancınıza uymayan hiç kimseye (gerçekten) inanmayın." De ki: "Tek (gerçek) rehberlik, Allah’ın rehberliğidir; size verilen (vahy)in benzerinin başka birine de verilmesi şeklinde ifa edilen (bir rehberlik)". Yoksa onlar, Rabbiniz’in huzurunda size muhalefet mi edeceklerdi? De ki: "Lütuf ve ihsan, Allah’ın elindedir; onu dilediğine bağışlar: çünkü Allah (rahmet ve cömertliğinde) sınırsızdır, her şeyi bilendir,

  • Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu:
    fakat sizin dininize uymayan kimseye asla (yürekten) inanmayın!" (Şu hakikati) ilan et: "Doğru rehberlik sadece Allah`ın rehberliğidir; size verilenin bir benzerinin başka birine de verilmesi (zorunuza mı gitti), yoksa Rabbinizin huzurunda aleyhinize delil getirirler diye mi (korkuyorsunuz)? (Şunu da) ekle: "Lütuf ve ihsan Allah`ın elindedir, onu dilediğine bahşeder; zira Allah (lutfunda) sınırsız olandır, her şeyi bilendir:

  • Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen:
    «Sizin dininize tâbi olandan başkasına inanmayınız.» De ki: «Şüphe yok hidâyet, Allah’ın hidâyetidir. Size verilen şeyin benzerinin başka bir kimseye verildiğine veya Rabbinizin nezdinde aleyhinize hüccet getireceklerine inanmayın.» De ki: «Fazl, şüphesiz Allah Teâlâ’nın elindedir. Onu dilediğine verir. Ve Allah Teâlâ, vâsidir, alîmdir.»

  • Ömer Öngüt Ömer Öngüt:
    "Sizin dininize uyanlardan başka hiçbir kimseye inanmayın. " De ki: "Gerçek hidayet Allah’ın hidayetidir. " (Onlar kendi aralarında şöyle dediler): "Size verilenin benzerinin bir başkasına verildiğine, veya Rabbinizin katında size karşı onların delil getireceklerine de inanmayın. " De ki: "Lütuf ve ihsan Allah’ın elindedir, onu dilediğine verir. Allah’ın lütfu geniştir, O her şeyi bilir. "

  • Sadık Türkmen Sadık Türkmen:
    "sizin dininize uyandan başkasına inanmayın" (dediler). De ki: "Şüphesiz hidayet (doğru hayat tarzı), Allah’ın hidayetidir/gösterdiği doğru hayat tarzıdır. Birine size verilenin benzerinin verilmesinden veya Rabbinizin huzurunda, aleyhinize deliller getireceklerinden ötürü mü (böyle söylüyorsunuz?)" De ki: "Lütuf (Zebur, Tevrat, İncil, Kur’an) Allah’ın elindedir. Onu dilediğine (seçtiği Rasûllerine) verir. Allah lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir."

  • Seyyid Kutub Seyyid Kutub:
    Onlar birbirlerine ’Size verilen mesajın benzeri bir başkasına (peygambere) verildiği için ya da söyleyeceklerinizi, Rabbiniz katında size karşı delil olarak kullanırlar diye müslümanların dinlerine inanmayın’ derler. De ki; ’Lütuf, Allah’ın elindedir, onu dilediğine verir. Allah’ın lütfu geniştir ve O her şeyi bilir.’

  • Suat Yıldırım Suat Yıldırım:
    (72-73) Ehl-i kitaptan bir güruh birbirlerine, şöyle dediler: "Şu Müslümanlara indirilen kitaba günün başlangıcında (zahiren) iman edin, sonunda da inkâr edin, olur ki onlar da şüpheye düşüp dinlerinden dönerler. Ve bir de kendi dininize tâbi olandan başkasına sakın ha güvenmeyin!" Ey Resulüm, de ki: "Doğru yol, Allah’ın yoludur," Yine onlar kendi aralarında: "Size verilen vahyin, başkalarına da verildiğine veya Rabbinizin huzurunda Müslümanların karşı delil getirip sizi mağlup edeceklerine inanmayın!" derler. De ki: "Lütuf Allah’ın elindedir, dilediğine ihsan eder. Allah vâsi ve alîmdir (lütfu boldur, her şeyi hakkıyla bilir).

  • Süleyman Ateş Süleyman Ateş:
    "Sizin dininize uyandan başkasına güvenmeyin!" (dediler.) De ki: "Hidâyet Allâh’ın hidâyetidir. Birine, size verilenin benzerinin verilmesinden veya Rabbinizin huzûrunda aleyhinize deliller getireceklerinden ötürü mü (böyle söylüyorsunuz)?, De ki: "Lutuf Allâh’ın elindedir, onu dilediğine verir, Allâh(ın lutfu) geniştir, (O her şeyi) bilendir.

  • Şaban Piriş Şaban Piriş:
    Dininize uyanlardan başkasına inanmayın, dediler. De ki: -Doğru yol, sadece Allah’ın gösterdiği yoldur. Size verilen bir başkasına da verildi veya Rabbiniz katında size üstün gelecekler diye mi (telaşlanıyorsunuz)? De ki: -Nimet ve ihsan Allah’ın elindedir. Onu dilediğine verir. Allah, ihsanı bol olan, her şeyi bilendir.

  • Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an:
    «Ve sizin dininize uyanlardan başkalarına inanıp güvenmeyin.» De ki: «Hiç tartışmasız doğru olan yol Allah’ın dosdoğru yoludur. Size verilenin bir benzeri birine (İslâm peygamberine) veriliyor ya da Rabbinizin katında onlar (müslümanlar) size karşı deliller getiriyorlar, diye mi (bu telaşınız?) De ki: «Şüphesiz ’lutuf ve ihsan (fazl) ’ Allah’ın elindedir, onu dilediğine verir. Allah (rahmetiyle) geniş olandır, bilendir.»

  • Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk:
    Dininize uyandan başkasına inanmayın." Söyle onlara: "Hidâyet, Allah’ın kılavuzlamasıdır. Size verilenin benzeri bir başkasına veriliyor yahut Rabbinizin katında tartışarak size üstün gelecekler diye mi bütün bunlar?" De ki: "Lütuf Allah’ın elindedir; onu dilediğine verir. Allah Vâsî’dir, varlığı sürekli genişletir; Alîm’dir, herşeyi en iyi şekilde bilir."

  • Yusuf Ali (İngilizce) Yusuf Ali (İngilizce):
    "And believe no one unless he follows your religion." Say: "True guidance is the Guidance of Allah: (Fear ye) Lest a revelation be sent to someone (else) Like unto that which was sent unto you? or that those (Receiving such revelation) should engage you in argument before your Lord?" Say: "All bounties are in the hand of Allah: He granteth them to whom He pleaseth: And Allah careth for all, and He knoweth all things."