Abdulbaki GölpınarlıAbdulbaki Gölpınarlı:
Ve Kârun’u ve Firavun’u ve Hâmân’ı da helâk etmiştik ve andolsun ki Mûsâ, onlara apaçık delillerle gelmişken tuttular da, yeryüzünde ululanmaya kalkıştılar ve azâbı da savuşturamadılar.
Abdullah ParlıyanAbdullah Parlıyan:
Kârûn’u, Firavun’u ve Hâmân’ı da helak etmiştik. Gerçekten Musa onlara, apaçık delillerle geldi. Fakat onlar, yeryüzünde büyüklük tasladılar ve O’nu reddettiler. Halbuki Allah’ı aciz bırakacak ve inecek azabın önüne geçebilecek değillerdi.
Adem UğurAdem Uğur:
Karun’u, Firavun’u ve Hâmân’ı da (helâk ettik). Andolsun ki, Musa onlara apaçık deliller getirmişti de onlar yeryüzünde büyüklük taslamışlardı. Halbuki (azabımızı aşıp) geçebilecek değillerdi.
Ahmed HulusiAhmed Hulusi:
Karun’u, Firavun’u ve Haman’ı (da böyle yaptık)... Andolsun ki Musa onlara apaçık deliller olarak geldi de; dünyada benlik - büyüklük tasladılar... Oysa (gücümüzün) önüne geçemezlerdi!
Ahmet VarolAhmet Varol:
Karun’u, Firavun’u ve Haman’ı da (helak ettik). Andolsun ki Musa onlara apaçık deliller getirmişti. Ama onlar yeryüzünde büyüklendiler. Oysa onlar (azaptan kurtulup) geçecek değillerdi.
Ali BulaçAli Bulaç:
Karun’u, Firavun’u ve Haman’ı da (yıkıma uğrattık). Andolsun, Musa onlara apaçık delillerle gelmişti, ancak yeryüzünde büyüklendiler. Oysa onlar (azaptan kurtulup) geçecek değillerdi.
Ali Fikri YavuzAli Fikri Yavuz:
Karûn’u da, Firavûn’u da ve (onun veziri) Hâmân’ı da helâk ettik. Gerçekten Mûsa, onlara apaçık delillerle gelmişti de, onlar yeryüzünde kibirlenib baş kaldırdılar (iman etmediler). Halbuki (azabdan) kurtulacak değillerdi.
Bayraktar BayraklıBayraktar Bayraklı:
Kârûn`u, Firavun`u ve Hâmân`ı da helâk ettik. Mûsâ onlara apaçık deliller getirmişti de onlar yeryüzünde büyüklük taslayıp, kabul etmediler. Oysa bizden kaçıp kurtulamazlardı.
Bekir SadakBekir Sadak:
Karun’u, Firavun’u ve Haman’i da yok ettik. And olsun ki Musa kendilerine belgelerle gelmisti de onlar yeryuzunde buyukluk taslamislardi. Oysa azabimizdan kurtulamazlardi.
Celal YıldırımCelal Yıldırım:
Karun’u, Fir’avn’ı ve Hâmân’ı da (inkâr ve azgınlıkları yüzünden) yok ettik. Sânım hakkı için Musâ onlara acık belgelerle (susturucu) mu’cizelerle geldi; fakat onlar, yeryüzünde büyüklük tasladılar (Hakk’ı kabul etmediler ve ona boyun eğmeyi gururlarına yediremediler). Halbuki (Allah’ı âciz bırakacak ve inecek azâbın) önüne geçebilecek değillerdi.
Cemal KülünkoğluCemal Külünkoğlu:
Karun`u, Firavun`u ve Haman`ı da (yaptıkları yüzünden helâk ettik). Andolsun ki, Musa onlara apaçık deliller getirmişti de onlar yeryüzünde büyüklük taslamışlardı. Hâlbuki (azabımızı aşıp) geçebilecek değillerdi.
Diyanet İşleriDiyanet İşleri:
Kârûn’u, Firavun’u ve Hâmân’ı da helâk ettik. Andolsun, Mûsâ kendilerine apaçık mucizeler getirmişti de yeryüzünde büyüklük taslamışlardı. Oysa bizi geçip (azabımızdan) kurtulamazlardı.
Diyanet VakfıDiyanet Vakfı:
Karun’u, Firavun’u ve Hâmân’ı da (helâk ettik). Andolsun ki, Musa onlara apaçık deliller getirmişti de onlar yeryüzünde büyüklük taslamışlardı. Halbuki (azabımızı aşıp) geçebilecek değillerdi.
Edip YükselEdip Yüksel:
Karun, Firavun ve Haman’ı da… Musa, onlara apaçık delillerle gitmişti; ancak onlar yeryüzünde büyüklük tasladılar. Atlatıp kaçamadılar.
Elmalılı Hamdi YazırElmalılı Hamdi Yazır:
Karun’u, Firavun’u ve Hâmân’ı da (helak ettik). Andolsun ki, Musa onlara apaçık deliller getirmişti de onlar yeryüzünde büyüklük taslamışlardı. Halbuki (azabımızı aşıp) geçebilecek değillerdi.
Fizil-al il KuranFizil-al il Kuran:
Karun’u, Firavun’u ve Haman’ı yok ettik. Musa onlara açık kanıtlar getirdi. Fakat yeryüzünde büyüklük tasladılar, ama elimizden kurtulamadılar.
Gültekin OnanGültekin Onan:
Karun’u, Firavun’u ve Haman’ı da (yıkıma uğrattık). Andolsun, Musa onlara apaçık delillerle gelmişti, ancak yeryüzünde büyüklendiler. Oysa onlar (azabtan kurtulup) geçecek değillerdi.
Harun YıldırımHarun Yıldırım:
Karun’u, Firavun’u ve Hâmân’ı da (helâk ettik). Andolsun ki, Musa onlara apaçık deliller getirmişti de onlar yeryüzünde büyüklük taslamışlardı. Halbuki (azabımızı aşıp) geçebilecek değillerdi.
Hasan Basri ÇantayHasan Basri Çantay:
Kaarunu, Fir’avnı, Hâmaanı da (helak etdik). Andolsun ki Musa (daha evvel) kendilerine apaçık bürhanlar getirmişdi de onlar yer (yüzün) de büyklük taslamışlardı. Halbuki (azabın) önüne geçebilecek de değillerdi.
Hayrat NeşriyatHayrat Neşriyat:
Karun`u, Fir`avun`u ve (vezîri) Hâmân`ı da (helâk ettik); and olsun ki, Mûsâ onlara (apaçık) deliller getirmişti de (onlar) yeryüzünde büyüklük taslamışlardı; hâlbuki(onlar, azâbımızın) önüne geçecek kimseler değillerdi.
İbn-i Kesirİbn-i Kesir:
Karun’u, Firavun’u ve Haman’ı da. Andolsun ki Musa, kendilerine apaçık burhanlar getirmiş de onlar yeryüzünde büyüklük taslamışlardı. Halbuki azabımızın önüne geçebilecek değillerdi.
İlyas Yorulmazİlyas Yorulmaz:
Musa Karun, Firavun ve Haman’a açık deliller getirmişti. Sonra onlar yer yüzünde büyüklük taslamışlardı, fakat onlar Allah’ın azabından kaçamamışlardı.
İskender Ali Mihrİskender Ali Mihr:
Ve andolsun ki Karun, firavun ve Haman’a, Musa (A.S) beyyinelerle (açık delillerle) geldi. Fakat onlar, yeryüzünde kibirlendiler. Ve onlar, (azabımızdan) kurtulanlar olmadılar.
Kadri ÇelikKadri Çelik:
Karun’u, Firavun’u ve Hâmân’ı da (yıkıma uğrattık). Şüphesiz Musa onlara apaçık delillerle gelmişti; ancak onlar yeryüzünde büyüklendiler ve onlar (sonuçta kudret ve irademizden) öne geçiler değillerdir.
Muhammed EsedMuhammed Esed:
Karun’u, Firavun’u ve Haman’ı (da böyle cezalandırdık). Musa onlara hakikatin bütün kanıtlarını getirmişti, ama onlar yeryüzünde büyüklük tasladılar (ve o’nu reddettiler); halbuki onlar (elimizden) kaçıp kurtulamazlardı.
Mustafa İslamoğluMustafa İslamoğlu:
Karun, Firavun ve Haman da (benzer bir akıbete uğradı). Doğrusu Musa, onlara hakikatin apaçık delilleriyle gelmişti; fakat onlar ülkede büyüklük tasladılar: ne ki hiç biri de asla (Bizi) aşamadılar.
Ömer Nasuhi BilmenÖmer Nasuhi Bilmen:
Ve Karun’u ve Fir’avun’u ve Hâmân’ı da (helâk ettik). Andolsun ki, onlara Mûsa beyyineler ile gelmişti. Fakat onlar yeryüzünde böbürlendiler. Halbuki, onlar (helâkin) önüne geçecek kimseler değildiler.
Ömer ÖngütÖmer Öngüt:
Kârun’u, Firavun’u ve Hâmân’ı da (helâk ettik). Andolsun ki Musa onlara apaçık delillerle geldi, onlar yeryüzünde büyüklük tasladılar, oysa onlar öne geçebilecek değillerdi.
Sadık TürkmenSadık Türkmen:
Karun’u, firavun’u ve Hâman’ı da! Ant olsun, Musa onlara apaçık delillerle geldi. Ama onlar yeryüzünde büyüklük tasladılar. Ancak geçip gidecek değillerdi!
Seyyid KutubSeyyid Kutub:
Karun’u, Firavun’u ve Haman’ı yok ettik. Musa onlara açık kanıtlar getirdi. Fakat yeryüzünde büyüklük tasladılar, ama elimizden kurtulamadılar.
Suat YıldırımSuat Yıldırım:
Karun’u, Firavun’u ve Haman’ı da helâk ettik. Mûsa kendilerine belgelerle, mûcizelerle geldi, ama onlar o ülkede kibirlendiler, büyüklük tasladılar, fakat hükmümüzden kurtulamadılar.
Süleyman AteşSüleyman Ateş:
Kaarûn’u, Fir’avn’ı, Hâmân’ı da (helâk ettik). Andolsun, Mûsâ onlara açık kanıtlar getirdi, fakat onlar o yerde büyüklük tasla(yıp âyetlerimizi kabule tenezzül etme)diler. Ama geçip gidecek, (elimizden kurtulacak) değillerdi.
Şaban PirişŞaban Piriş:
Karunu, Firavun’u ve Haman’ı (helak etti.) Musa, onlara belgelerle gelmişti. Fakat yeryüzünde büyüklendiler ama ileri gidemediler.
Tefhim-ul Kur'anTefhim-ul Kur'an:
Karûn’u, Firavun’u ve Hâmân’ı da (yıkıma uğrattık). Andolsun, Musa onlara apaçık delillerle gelmişti ancak onlar yeryüzünde büyüklendiler. Oysa onlar (azabtan kurtulup) geçecek değillerdi.
Yaşar Nuri ÖztürkYaşar Nuri Öztürk:
Karun’u, Firavun’u, Hâmân’ı da öyle yaptık. Yemin olsun, Mûsa onlara açık seçik kanıtlarla geldiği halde, yeryüzünde büyüklük tasladılar. Ama öne geçemezlerdi.
Yusuf Ali (İngilizce)Yusuf Ali (İngilizce):
(Remember also) Qarun, Pharaoh, and Haman: there came to them Moses with Clear Signs, but they behaved with insolence on the earth; yet they could not overreach (Us).