Abdulbaki GölpınarlıAbdulbaki Gölpınarlı:
Ve andolsun ki biz Nûh’u, kavmine gönderdik de aralarında tam bin yıldan elli yıl eksik bir müddet kaldı; derken onları tufan helâk etti ve onlar zâlimlerdi.
Abdullah ParlıyanAbdullah Parlıyan:
Biz çok zaman önce, Nuh’u kendi kavmine göndermiştik ve Nuh onlar arasında dokuzyüzelli yıl geçirmişti. Sonra onlar, yaratılış gayeleri dışında yaşamaya devam ederlerken, tufan onları yakalayıverdi.
Adem UğurAdem Uğur:
Andolsun ki biz Nuh’u kendi kavmine gönderdik de o bin yıldan elli yıl eksik bir süre onların arasında kaldı. Sonunda onlar zulümlerini sürdürürken tufan kendilerini yakalayıverdi.
Ahmed HulusiAhmed Hulusi:
Andolsun ki Nuh’u kendi toplumuna irsâl ettik de onların içinde elli yıl hariç bin sene kaldı! Zulümleri üzereyken tufan onları yakaladı.
Ahmet VarolAhmet Varol:
Andolsun biz Nuh’u kendi kavmine gönderdik. Onların içinde bin yıldan elli yıl eksik yaşadı. Sonunda onlar zulümde devam ederlerken kendilerini tufan yakaladı.
Ali BulaçAli Bulaç:
Andolsun, Biz Nuh’u kendi kavmine (elçi olarak) gönderdik, içlerinde elli yılı eksik olmak üzere bin sene yaşadı. Sonunda onlar zulme devam ederlerken tufan kendilerini yakalayıverdi.
Ali Fikri YavuzAli Fikri Yavuz:
Gerçekten biz Nuh’u kavmine peygamber gönderdik de, aralarında bin seneden elli yıl eksik (950 yıl) kaldı. Nihayet onları tufan (su felâketi) yakalayıverdi; onlar zalimlerdiler.
Bayraktar BayraklıBayraktar Bayraklı:
Andolsun ki biz Nûh`u kendi kavmine gönderdik. O, bin yıldan elli yıl eksik bir süre onların arasında kaldı. Sonunda onlar zulümlerini sürdürürken tûfan kendilerini yakalayıverdi.
Bekir SadakBekir Sadak:
And olsun ki, Nuh’u milletine gonderdik; aralarinda dokuz yuz elli yil kaldi. Sonunda onlar haksizlik yaparken, tufan onlari yakalayiverdi.
Celal YıldırımCelal Yıldırım:
And olsun ki, Nuh’u kendi milletine (uyarıcı peygamber olarak) gönderdik. Aralarında —elli yılı müstesna— bin yıl durdu. (Sonuç alamayınca) onlar zâlimler iken tufan kendilerini yakalayıverdi.
Cemal KülünkoğluCemal Külünkoğlu:
Andolsun ki, biz, Nuh`u kavmine peygamber olarak gönderdik. Bin seneden elli yıl eksik (dokuzyüzelli yıl) onların içlerinde kaldı. Sonunda (onlar yola gelmeyip) zalimliklerini sürdürürlerken, tufan kendilerini yakalayıverdi.
Diyanet İşleriDiyanet İşleri:
Andolsun, biz, Nûh’u kendi kavmine peygamber olarak gönderdik. O da dokuz yüz elli yıl onların arasında kaldı. Neticede onlar zulümlerini sürdürürlerken tûfan kendilerini yakalayıverdi.
Diyanet VakfıDiyanet Vakfı:
Andolsun ki biz Nuh’u kendi kavmine gönderdik de o bin yıldan elli yıl eksik bir süre onların arasında kaldı. Sonunda onlar zulümlerini sürdürürken tufan kendilerini yakalayıverdi.
Edip YükselEdip Yüksel:
Nuh’u, halkına göndermiştik ve onların arasında bin seneden elli yıl eksik kaldı. Ancak zulmettikleri için onları tufan yakaladı.
Elmalılı Hamdi YazırElmalılı Hamdi Yazır:
Andolsun ki Nuh’u kendi kavmine gönderdik de, o dokuz yüz elli yıl onların arasında kaldı. Sonunda, onlar zulümlerini sürdürürken tufan kendilerini yakalayıverdi.
Fizil-al il KuranFizil-al il Kuran:
Biz Nuh’u, soydaşlarına peygamber olarak gönderdik. Dokuzyüzelli yıllık bir süre boyunca aralarında kaldı. Sonunda zalimliklerini inatla sürdürürlerken, Tufan’a yakalandılar.
Gültekin OnanGültekin Onan:
Andolsun, biz Nuh’u kendi kavmine (elçi olarak) gönderdik, içlerinde elli yılı eksik olmak üzere bin sene yaşadı. Sonunda onlar zulme devam ederlerken tufan kendilerini yakalayıverdi.
Harun YıldırımHarun Yıldırım:
Andolsun ki biz Nuh’u kendi kavmine gönderdik de o bin yıldan elli yıl eksik bir süre onların arasında kaldı. Sonunda onlar zulümlerini sürdürürken tufan kendilerini yakalayıverdi.
Hasan Basri ÇantayHasan Basri Çantay:
Andolsun ki biz Nuuhu kavmine (peygamber olarak) göndermişizdir de o, aralarında, elli yılı müstesna olmak üzere, bin sene kalmışdır. Nihayet onlar zulümde devam edib dururlarken kendilerini tuufan yakalayıvermişdir.
Hayrat NeşriyatHayrat Neşriyat:
And olsun ki, Nûh`u kavmine gönderdik de, onların arasında bin seneden elli yıl eksik kaldı. Sonunda, onlar zâlim kimseler oldukları hâlde tûfan kendilerini yakalayıverdi.
İbn-i Kesirİbn-i Kesir:
Andolsun ki; Biz, Nuh’u, kavmine gönderdik. Aralarında elli yılı müstesna olmak üzere bin yıl kaldı. Sonunda onlar, zulme devam edip dururken kendilerini tufan yakalayıverdi.
İlyas Yorulmazİlyas Yorulmaz:
Nuh’u da kavmine göndermiştik. Sonra Nuh aralarında dokuz yüz elli sene kaldı. Kavmi zulmettikleri için, onları şiddetli bir tufan yakalamıştı.
İskender Ali Mihrİskender Ali Mihr:
Ve andolsun ki Biz, Nuh (A.S)’ı kavmine (Resûl olarak) gönderdik. Böylece onların arasında 1000 seneden 50 yıl eksik olarak (950 yıl) kaldı. Sonra onları (Nuh (A.S)’ın kavmini) tufan aldı. Ve onlar zalimlerdi.
Kadri ÇelikKadri Çelik:
Şüphesiz biz Nuh’u kendi kavmine (peygamber olarak) gönderdik, o da içlerinde elli yılı eksik olmak üzere bin sene yaşadı. Sonunda onlar zulmetmekte devam ederlerken tufan kendilerini yakalayıverdi.
Muhammed EsedMuhammed Esed:
Biz (çok zaman önce) Nuh’u kendi kavmine göndermiştik ve Nuh onlar arasında dokuzyüzelli yıl geçirmişti; sonra onlar hala zulüm batağında yaşamaya devam ederlerken bir tufana yakalanmışlardı.
Mustafa İslamoğluMustafa İslamoğlu:
Doğrusu Biz Nuh`u da kendi kavmine elçi göndermiştik: Nuh da onlar arasında -elli yıl eksiğiyle- bin sene kalmıştı; ve onlar iyice zulme gömülüp gitmiş bir haldeyken, tufan onları enseleyivermişti.
Ömer Nasuhi BilmenÖmer Nasuhi Bilmen:
Celâlim hakkı için, Biz Nûh’u kavmine gönderdik, artık aralarında elli yılı müstesna, bin sene durdu. Nihâyet onlar, zalimler oldukları halde kendilerini tufan yakaladı.
Ömer ÖngütÖmer Öngüt:
Andolsun ki biz Nuh’u kavmine gönderdik, aralarında dokuzyüzelli yıl kaldı. Sonunda onlar zulümlerini sürdürürken tufan kendilerini yakalayıverdi.
Sadık TürkmenSadık Türkmen:
Ant olsun, Biz Nuh’u kavmine gönderdik; bin seneden elli yıl eksik olmak üzere onların içinde kaldı. Sonunda, onlar zulüm yapmakta iken tufan kendilerini yakaladı.
Seyyid KutubSeyyid Kutub:
Biz Nuh’u, soydaşlarına peygamber olarak gönderdik. Dokuzyüzelli yıllık bir süre boyunca aralarında kaldı. Sonunda zalimliklerini inatla sürdürürlerken, Tufan’a yakalandılar.
Suat YıldırımSuat Yıldırım:
Çok önce Biz Nûh’u halkına resul olarak gönderdik. O da aralarında bin yıldan elli yıl eksik kaldı. Netice de onlar zulümlerine devam ederken tufan onları boğdu.
Süleyman AteşSüleyman Ateş:
Andolsun biz, Nûh’u kavmine gönderdik, onların arasında bin seneden elli yıl eksik kaldı (öğüt verdi, dinlemediler), sonunda haksızlık etmekte olan insanları Tûfân yakaladı.
Şaban PirişŞaban Piriş:
Nuh’u kavmine göndermiştik. Onların arasında bin seneden elli sene eksik yaşadı. Sonunda, zalimlik ederlerken onları yakaladık.
Tefhim-ul Kur'anTefhim-ul Kur'an:
Andolsun, biz Nuh’u kendi kavmine (peygamber olarak) gönderdik o da içlerinde elli yılı eksik olmak üzere bin sene yaşadı. Sonunda onlar zulmetmekte devam ederlerken tufan kendilerini yakalayıverdi.
Yaşar Nuri ÖztürkYaşar Nuri Öztürk:
Yemin olsun, biz Nûh’u toplumuna gönderdik de o, onların arasında bin yıldan elli yıl eksik kaldı. Sonunda onları tufan yakaladı. Çünkü zalimlerdi onlar.
Yusuf Ali (İngilizce)Yusuf Ali (İngilizce):
We (once) sent Noah to his people, and he tarried among them a thousand years less fifty: but the Deluge overwhelmed them while they (persisted in) sin.