Abdulbaki GölpınarlıAbdulbaki Gölpınarlı:
Derken yalanlamışlardı onu da onları bir sarsıntı, helâk edivermişti, derken evlerinde diz çökmüş bir halde yerlere yığılıp helâk oluvermişlerdi.
Abdullah ParlıyanAbdullah Parlıyan:
Fakat halkı O’nu yalanladı. Bu yüzden onları bir sarsıntı yakalayıverdi ve yurtlarında, cansız bir şekilde serilip kaldılar.
Adem UğurAdem Uğur:
Fakat onu yalancılıkla itham ettiler. Derken, kendilerini bir sarsıntı yakalayıverdi ve yurtlarında diz üstü çöke kaldılar.
Ahmed HulusiAhmed Hulusi:
Onu (Şuayb’ı) yalanladılar... Bu yüzden onları o şiddetli sarsıntı yakaladı da yurtlarında diz üstü çökmüş hâlde kaldılar.
Ahmet VarolAhmet Varol:
Ancak onu yalanladılar. Bunun üzerine onları kuvvetli bir sarsıntı aldı ve yurtlarında dizüstü çöküp kaldılar.
Ali BulaçAli Bulaç:
Ancak onu yalanladılar; bunun üzerine onları amansız bir sarsıntı yakalayıverdi, böylelikle kendi yurtlarında diz üstü çökmüş olarak sabahladılar.
Ali Fikri YavuzAli Fikri Yavuz:
Buna karşı, onu tekzib ettiler. Derken onları şiddetli sarsıntı yakalayıverdi de yurdlarında dizleri üstü çökekaldılar (öldüler).
Bayraktar BayraklıBayraktar Bayraklı:
Fakat onu yalanladılar; bu yüzden, kendilerini bir sarsıntı yakalayıverdi ve yurtlarında dizüstü çöküverdiler.
Bekir SadakBekir Sadak:
Ama onu yalanladilar. Bu yuden onlari bir titreme aldi ve olduklari yerde diz ustu cokuverdiler.
Celal YıldırımCelal Yıldırım:
Buna karşı onu yalanladılar. O sebeple onları şiddetli bir sarsıntı yakalayıverdi, derken kendi yurtlarında dizüstü çöküp kaldılar.
Cemal KülünkoğluCemal Külünkoğlu:
Kavmi, onu yalanladı. Bunun üzerine kendilerini şiddetli bir sarsıntı yakaladı da yurtlarında diz üstü çöküp kaldılar (öldüler).
Diyanet İşleriDiyanet İşleri:
Kavmi, onu yalanladı. Bunun üzerine kendilerini o malum sarsıntı yakaladı da yurtlarında diz üstü çökekaldılar.
Diyanet VakfıDiyanet Vakfı:
Fakat onu yalancılıkla itham ettiler. Derken, kendilerini bir sarsıntı yakalayıverdi ve yurtlarında diz üstü çöke kaldılar.
Edip YükselEdip Yüksel:
Onu yalanladılar, nihayet kendilerini bir deprem yakaladı ve evlerinde diz üstü çöküp kaldılar.
Elmalılı Hamdi YazırElmalılı Hamdi Yazır:
Fakat onu yalancılıkla itham ettiler. Derken, kendilerini bir sarsıntı yakalayıverdi ve yurtlarında diz üstü çökekaldılar.
Fizil-al il KuranFizil-al il Kuran:
Fakat Medyenliler Şuayb’ı yalanladılar. Bunun üzerine ani bir yer sarsıntısına tutuldular da oldukları yerde yığılıp kalıverdiler.
Gültekin OnanGültekin Onan:
Ancak onu yalanladılar; bunun üzerine onları amansız bir sarsıntı yakalayıverdi, böylelikle kendi yurtlarında diz üstü çökmüş olarak sabahladılar.
Harun YıldırımHarun Yıldırım:
Fakat onu yalancılıkla itham ettiler. Derken, kendilerini bir sarsıntı yakalayıverdi ve yurtlarında diz üstü çöke kaldılar.
Hasan Basri ÇantayHasan Basri Çantay:
Fakat onu tekzîb etdiler. Derken kendilerini şiddetli bir sarsıntı yakalayıverdi de yurdlarından hepsi (ölü olarak) diz üstü çöke kaldılar.
Hayrat NeşriyatHayrat Neşriyat:
Fakat onu yalanladılar; derken kendilerini o sarsıntı yakaladı da bulundukları yurtta (dizleri üstüne) çöküp kalan kimseler oldular.
İbn-i Kesirİbn-i Kesir:
Ama onu yalanladılar. Bunun üzerine kendilerini şiddetli bir sarsıntı yakalayıverdi de oldukları yerde diz üstü çökekaldılar.
İlyas Yorulmazİlyas Yorulmaz:
Şuayb’ı yalanladılar ve onları şiddetli bir sarsıntı yakaladı ve dizlerinin üzerlerine çöküp kaldılar.
İskender Ali Mihrİskender Ali Mihr:
Fakat onu yalanladılar. Bu sebeple onları şiddetli bir sarsıntı yakaladı. Böylece kendi diyarlarında diz üstü çökmüş olarak sabahladılar (helâk oldular).
Kadri ÇelikKadri Çelik:
Ancak onu yalanladılar, bunun üzerine onları amansız bir sarsıntı yakalayıverdi, böylelikle kendi yurtlarında diz üstü çökmüşler olarak sabahladılar.
Muhammed EsedMuhammed Esed:
Fakat, halkı o’nu yalanladı. Bu yüzden bir yer sarsıntısına maruz kaldılar ve yurtlarında cansız bir şekilde yere serildiler.
Mustafa İslamoğluMustafa İslamoğlu:
Ne var ki onu yalanladılar; derken şiddetli bir sarsıntı onları ansızın yakalayıverdi ve kendi yurtlarında cansız donakaldılar.
Ömer Nasuhi BilmenÖmer Nasuhi Bilmen:
Halbuki, O’nu tekzîp ettiler, artık onları şiddetli bir sarsıntı yakaladı da yurtlarında dizleri üzerine çöküvermiş kimseler olarak sabahladılar.
Ömer ÖngütÖmer Öngüt:
Fakat onu yalanladılar. Derken kendilerini müthiş bir sarsıntı yakalayıverdi, yurtlarında dizüstü çökekaldılar.
Sadık TürkmenSadık Türkmen:
Onu yalanladılar. Hemen onları şiddetli bir sarsıntı yakaladı da, yurtlarında diz üstü çöküp kalanlar oldular.
Seyyid KutubSeyyid Kutub:
Fakat Medyenliler Şuayb’ı yalanladılar. Bunun üzerine ani bir yer sarsıntısına tutuldular da oldukları yerde yığılıp kalıverdiler.
Suat YıldırımSuat Yıldırım:
Fakat onlar kendisini yalancı saydılar. Bunun üzerine müthiş bir zelzele, kendilerini kıskıvrak yakalayıverdi, oldukları yerde çökekaldılar.
Süleyman AteşSüleyman Ateş:
Onu yalanladılar, bu yüzden onları (o müthiş) deprem yakaladı, yurtlarında diz üstü çöküp kaldılar.
Şaban PirişŞaban Piriş:
Ama onu yalanladılar, bunun üzerine onları korkunç bir sarsıntı yakaladı ve oldukları yerde yapışıp kaldılar.
Tefhim-ul Kur'anTefhim-ul Kur'an:
Ancak onu yalanladılar, bunun üzerine onları amansız bir sarsıntı yakalayıverdi, böylelikle kendi yurtlarında diz üstü çökmüş olarak sabahladılar.
Yaşar Nuri ÖztürkYaşar Nuri Öztürk:
Onu hemen yalanladılar. Bunun üzerine kendilerini o korkunç sarsıntı/korkunç titreşim yakaladı da öz yurtlarında diz üstü çömelenler haline geldiler.
Yusuf Ali (İngilizce)Yusuf Ali (İngilizce):
But they rejected him: Then the mighty Blast seized them, and they lay prostrate in their homes by the morning.