وَإِذَا أَرَدْنَا أَنْ نُهْلِكَ قَرْيَةً أَمَرْنَا مُتْرَفِيهَا فَفَسَقُوا فِيهَا فَحَقَّ عَلَيْهَا الْقَوْلُ فَدَمَّرْنَاهَا تَدْمِيرًا
Ve iza eradna en nühlike karyeten emarna mütrafıha fe fesku fıha fe hakka aleyhel kavlü fe demmernaha tedmıra
Kelime
Anlamı
Kökü
وَإِذَا
ve zaman
أَرَدْنَا
biz istediğimiz
أَنْ
نُهْلِكَ
helak etmek
قَرْيَةً
bir kenti
أَمَرْنَا
emrederiz
مُتْرَفِيهَا
onun varlıklılarına
فَفَسَقُوا
kötü işler yaparlar
فِيهَا
orada
فَحَقَّ
böylece gerekli olur
عَلَيْهَا
onlara
الْقَوْلُ
(azab) karar(ı)
فَدَمَّرْنَاهَا
biz de orayı yıkarız
تَدْمِيرًا
darmadağın

  • Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı:
    Bir şehri helâk etmek istersek ileri gelenlerine emrimizi tebliğ ederiz, buyruktan çıkar, orada isyâna koyulurlar da azâbı hak ederler, biz de onları tamamıyla helâk eder, orasını yerle yeksan ederiz.

  • Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan:
    Bir memleketi yok etmek istediğimiz zaman, o toplumun refaha gömülmüş seçkinlerine, zenginlikten şımarmış elebaşlarına son uyarılarımızı iletiriz veya o şımarmış elebaşlarını komuta makamına getiririz, eğer onlar günahkarca yaşamaya devam ederlerse o zaman üzerlerine azap ile ilgili hüküm gerçekleşir de, artık orayı yıkıp yerle bir ederiz.

  • Adem Uğur Adem Uğur:
    Bir ülkeyi helâk etmek istediğimizde, o ülkenin zenginlik sebebiyle şımarmış elebaşılarına (iyilikleri) emrederiz; buna rağmen onlar orada kötülük işlerler. Böylece o ülke, helâke müstahak olur; biz de orayı darmadağın ederiz.

  • Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi:
    Bir bölgeyi helâk etmeyi irade ettiğimizde, oranın sefahat önderlerine (Rasûllerle düzelmelerini) emrederiz; (ama onlar) orada bozuk inançlarının gereğine devam ederler... Bu yüzden uyarımızın sonucunu yaşamayı hak ederler... Biz de onları helâk ederiz.

  • Ahmet Varol Ahmet Varol:
    Biz bir kenti helak etmek istediğimizde oranın varlıklılarına emrederiz. Onlar da (emirlerimize uymayıp) orada bozgunculuk çıkarırlar. Bunun üzerine artık söz hak olur ve orayı darmadağın ederiz.

  • Ali Bulaç Ali Bulaç:
    Biz, bir ülkeyi helak etmek istediğimiz zaman, onun ’varlık ve güç sahibi önde gelenlerine’ emrederiz, böylelikle onlar onda bozgunculuk çıkarırlar. Artık onun üzerine söz hak olur da, onu kökünden darmadağın ederiz.

  • Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz:
    Bir memleketi helâk etmek istediğimiz zaman, o memleketin zevke düşkün öncülerine Peygamberlerinin diliyle itaat emrederiz. Onlar, orada boyun eğmezler, itaat etmezler. Artık o memleket üzerine hüküm gerçekleşmiştir. İşte o memleketi kökünden helâk eder de ederiz...

  • Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı:
    Bir toplumu yok etmek istediğimizde, onların refaha gömülmüş seçkinlerine son uyarılarımızı iletiriz ve onlar eğer günahkârca yaşamaya devam ederlerse cezalandırıcı yargı artık o toplum için kaçınılmaz olur ve biz de onu darmadağın ederiz.

  • Bekir Sadak Bekir Sadak:
    Bir sehri yok etmek istedigimiz zaman, simarik varliklarina yola gelmelerini emrederiz, ama onlar yoldan cikarlar. Artik o sehir yok olmayi hakeder. Biz de onu yerle bir ederiz.

  • Celal Yıldırım Celal Yıldırım:
    Bir memleketi yıkıp yok etmek istediğimiz zaman oranın lüks ve konfor içinde yaşayan şımarık varlıklılarına, (peygamber ve kitaba uyarak doğru yolu seçmelerini) emrederiz ; buna rağmen onlar itaatsizlik edip yanlış yolda yürümeye devam ederler; o takdirde o memleket üzerine (azâb ile ilgili) hüküm hakk olur ve artık orayı yıkıp yerle bir ederiz.

  • Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu:
    Biz bir memleketi (yaptıkları yüzünden) helâk etmek istediğimiz zaman, onun refah içinde yaşayan şımarık elebaşlarına (itaati) emrederiz de kötülüğe dalarlar. Böylece o memleket hakkındaki cezalandırma hükmü kesinleşir. Biz de orayı yerle bir ederiz

  • Diyanet İşleri Diyanet İşleri:
    Biz bir memleketi helâk etmek istediğimizde, onun refah içinde yaşayan şımarık elebaşlarına (itaati) emrederiz de onlar orada kötülük işlerler. Böylece o memleket hakkındaki hükmümüz gerçekleşir de oranın altını üstüne getiririz.

  • Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı:
    Bir ülkeyi helâk etmek istediğimizde, o ülkenin zenginlik sebebiyle şımarmış elebaşılarına (iyilikleri) emrederiz; buna rağmen onlar orada kötülük işlerler. Böylece o ülke, helâke müstahak olur; biz de orayı darmadağın ederiz.

  • Edip Yüksel Edip Yüksel:
    Biz bir toplumu yok etmek istediğimiz zaman onun ileri gelen varlıklılarının orada kötülük yapmasına izin veririz. Böylece o topluma verilmiş söz gerçekleşir ve onu yerle bir ederiz.

  • Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır:
    Biz bir ülkeyi yok etmek istediğimiz zaman, şımarık varlıklılarına emrederiz, onlar itaat etmeyip orada kötülük işlerler. Böylece, o ülke helaka müstahak olur, biz de onu yerle bir ederiz.

  • Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran:
    Biz bir beldeyi yoketmek istediğimizde oranın şımarık ele başlarına emrederiz de kötülüğe dalarlar. Böylece o belde hakkında hükmümüz haklılık kazanır. Bunun üzerine orayı alt üst ederiz.

  • Gültekin Onan Gültekin Onan:
    Biz bir ülkeyi helak etmek istediğimiz zaman, onun ’varlık ve güç sahibi önde gelenlerine’ buyururuz, böylelikle onlar onda fasıklıklık yaparlar / fısk çıkarırlar. Artık onun üzerine söz hak olur da onu kökünden darmadağın ederiz.

  • Harun Yıldırım Harun Yıldırım:
    Bir ülkeyi helâk etmek istediğimizde, o ülkenin zenginlik sebebiyle şımarmış elebaşılarına (iyilikleri) emrederiz; buna rağmen onlar orada kötülük işlerler. Böylece o ülke, helâke müstahak olur; biz de orayı darmadağın ederiz.

  • Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay:
    Bir memleketi helak etmek dilediğimiz vakit onun ni’met ve refahdan şımarmış elebaşılarına emrederiz de orada (bu emre rağmen) itaatden çıkarlar. Artık o (memlekete) karşı söz (azâb) hak olmuşdur. İşte biz onu artık kökünden mahv-ü helak etmişizdir.

  • Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat:
    Ve (biz) bir şehri (isyanları yüzünden) helâk etmek istediğimiz zaman, oranın şımarık ileri gelenlerine (Allah`a itâat etmelerini) emrederiz de (onlar) orada (emrimize)isyân ederler; böylece oraya (azab) söz(ü) hak olur; artık (biz de) orayı tamâmen mahvederek helâk ederiz.

  • İbn-i Kesir İbn-i Kesir:
    Bir kasabayı da helak etmek istediğimiz zaman; varlıklılarına emir veririz de, orada fasıklık yaparlar. Bunun üzerine artık oraya söz hak olur. Ve Biz de onları yerle bir ederiz.

  • İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz:
    Biz bir kasabayı yok etmek istediğimiz zaman, o kasabanın önde gelenlerine, o beldeyi fesat yuvası haline getirmelini emrederiz. O zaman, bozgunculuk yapanlara karşı, vaat ettiğimiz azap onların üzerine hak olur. Sonrada o toplumu darma dağın ederiz.

  • İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr:
    Bir ülkeyi helâk etmek istediğimiz zaman onun (o ülkenin) mutrafilerine (refah içinde olan ileri gelenlerine, zenginlerine) emrettik. Buna rağmen orada fesat çıkardılar. Böylece (Allah’ın) söz(ü) üzerlerine hak oldu. Ve onu (o ülkeyi ve halkını) helâk ederek, yok ettik (dumura uğrattık).

  • Kadri Çelik Kadri Çelik:
    Biz bir ülkeyi helak etmek istediğimiz zaman, onun nimet içinde yüzen şımarıklarına (her türlü nimetlerin verilmesini) emrederiz, böylelikle onlar onda bozgunculuk çıkarırlar. Artık onun üzerine söz (azap) kesinleşir de onu tümüyle helak ederiz.

  • Muhammed Esed Muhammed Esed:
    Ama bir toplumu yok etmeyi irade ettiğimiz zaman o toplumun refaha gömülmüş seçkinlerine son uyarı(ları)mızı iletiriz; ve (eğer) onlar günahkarca yaşamaya devam ederler(se), cezalandırıcı yargı artık o toplum için kaçınılmaz olur; ve Biz de onu darmadağın ederiz.

  • Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu:
    Biz bir toplumun helakini dilediğimiz zaman (bilin ki süreç şöyle gelişmiştir: önce) o toplumun refah içinde şımarmış seçkinlerini yönetici yaparız; buna rağmen onlar orada kötülük işlemeyi sürdürürlerse, artık onlar aleyhindeki hüküm kesinleşir: bunun ardından Biz de orayı yerle bir ederiz.

  • Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen:
    Ve Biz bir beldeyi helâk etmek murad edince onun devlet sahiplerine (hakka itaat etmelerini) emrederiz. Onlar ise orada fısk (ve fücurda) bulunmuş olurlar. Artık o beldenin üzerine söz (helâkları hakkındaki hüküm) hak olmuş olur. İmdi onu (o beldeyi) tamamen helâk ile helâk etmiş oluruz.

  • Ömer Öngüt Ömer Öngüt:
    Biz bir memleketi yıkıp yok etmek istediğimiz zaman, oranın şımarık varlıklılarına (iyilikleri) emrederiz. Buna rağmen onlar orada itaatsizlik edip kötülük işlerler. Artık o memleket helâke müstahak olur, biz de orayı darmadağın ederiz.

  • Sadık Türkmen Sadık Türkmen:
    Yıkımı hak eden bir kent yıkılmadan önce, onun varlıklı azgın kimseleri emir sahibi olur; orada suç işleyip bozgunculuk yaparlar. Üzerlerine azap yasası gerçekleşir... Biz de onları mahvederiz, orayı tamamen darmadağın ederek!

  • Seyyid Kutub Seyyid Kutub:
    Biz bir beldeyi yoketmek istediğimizde oranın şımarık ele başlarına emrederiz de kötülüğe dalarlar. Böylece o belde hakkında hükmümüz haklılık kazanır. Bunun üzerine orayı alt üst ederiz.

  • Suat Yıldırım Suat Yıldırım:
    Herhangi bir beldeyi imha etmek istediğimizde oranın lüks içinde yaşayan şımarıklarına iyilikleri emrederiz. Buna rağmen onlar dinlemez, fısk-u fücura devam ederler. Bu sebeple, orası hakkında cezalandırma hükmü kesinleşir. Biz de orayı yerle bir ederiz.

  • Süleyman Ateş Süleyman Ateş:
    Biz bir kenti helâk etmek istediğimiz zaman onun varlıklılarına emrederiz, orada kötü işler yaparlar, böylece o ülkeye (azâb) karâr(ı) gerekli olur, biz de orayı darmadağın ederiz.

  • Şaban Piriş Şaban Piriş:
    Bir ülkeyi yok etmeyi dilediğimizde oranın ileri gelenlerine emir veririz. Onlar ise emrimizden dışarı çıkarlar. Hüküm onların aleyhinde gerçekleşir. Orayı yerle bir ederiz.

  • Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an:
    Biz, bir ülkeyi helak etmek istediğimiz zaman, onun ’varlık ve güç sahibi önde gelenlerine’ emrederiz, böylelikle onlar onda bozgunculuk çıkarırlar. Artık onun üzerine söz hak olur da, onu kökünden darmadağın ederiz.

  • Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk:
    Biz bir ülkeyi/medeniyeti mahvetmek istediğimizde, onun servet ve nimetle şımarmış elebaşlarına emirler yöneltiriz/onları yöneticiler yaparız da onlar, orada bozuk gidişler sergilerler. Böylece o ülke/medeniyet aleyhine hüküm hak olur; biz de onun altını üstüne getiririz.

  • Yusuf Ali (İngilizce) Yusuf Ali (İngilizce):
    When We decide to destroy a population, We (first) send a definite order to those among them who are given the good things of this life and yet transgress; so that the word is proved true against them: then (it is) We destroy them utterly.