وَلَقَدْ صَرَّفْنَاهُ بَيْنَهُمْ لِيَذَّكَّرُوا فَأَبَىٰ أَكْثَرُ النَّاسِ إِلَّا كُفُورًا
Ve le kad sarrafnahü beynehüm li yezzekkeru fe eba ekserun nasi illa küfura
Kelime
Anlamı
Kökü
وَلَقَدْ
ve andolsun
صَرَّفْنَاهُ
etraflıca anlattık
بَيْنَهُمْ
onların aralarında
لِيَذَّكَّرُوا
öğüt alsınlar diye
فَأَبَىٰ
ama direnmektedir
أَكْثَرُ
çoğu
النَّاسِ
insanların
إِلَّا
ancak
كُفُورًا
inkarda

  • Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı:
    Ve andolsun ki biz onu, bulundukları yerlere akıttık düşünüp ibret alsınlar diye, fakat insanların çoğu, ibret almaya yanaşmadı, nankör olup gitti.

  • Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan:
    Gerçek şu ki biz, bütün bu tabiat olaylarını insanların gözü önünde, türlü türlü şekillerde tekrar ettik ki, belki ders alıp akıllarında tutarlar. Ama insanların çoğu inat edip dayattılar ve nankörlükten vazgeçmediler.

  • Adem Uğur Adem Uğur:
    Andolsun bunu, insanların öğüt almaları için, aralarında çeşitli şekillerde anlatmışızdır; ama insanların çoğu ille nankörlük edip diretmiştir.

  • Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi:
    Andolsun ki O’nu (Kurân’ı) onların arasında, tezekkür (hatırlayıp düşünmeleri) için açıkladık da açıkladık... İnsanların çoğunluğu ise hakikati inkâr ettiler.

  • Ahmet Varol Ahmet Varol:
    Andolsun ki öğüt alsınlar diye onu aralarında dağıttık. Ancak insanların çoğu nankörlükten başka bir şeye yanaşmadılar.

  • Ali Bulaç Ali Bulaç:
    Andolsun bunu, onların arasında öğüt alıp-düşünsünler diye çeşitli biçimlerde açıkladık. Ama insanların çoğu nankörlük edip ayak direttiler.

  • Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz:
    Doğrusu, yağmuru, memleketler arasında taksim ettik ki, ibret alsınlar (şükretsinler). Yine de insanların çoğu yüz çevirdiler, ancak nimeti inkâr ettiler.

  • Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı:
    Gerçek şu ki, düşünüp öğüt almaları için suyu, ülkeler arasında bir nizama göre dağıtmışızdır. Buna rağmen insanların çoğu nankörlükte direnmiştir.

  • Bekir Sadak Bekir Sadak:
    And olsun ki ogut almalari icin ulkeler arasinda yer yer turlu turlu yagmur yagdirmisizdir. Buna ragmen insanlarin cogu nankorlukte direnmistir.

  • Celal Yıldırım Celal Yıldırım:
    And olsun ki, bu (tabiat olayını) öğüt alsınlar diye insanlar arasında çevirip dururuz. Bununla beraber insanların çoğu inad edip dayattılar da nankörlükten vazgeçmediler.

  • Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu:
    Andolsun ki, o (yağmur)u, memleketler arasında taksim ettik ki, (insanlar) düşünüp ders alsınlar. Ama insanların çoğu nankörlükte direndiler.

  • Diyanet İşleri Diyanet İşleri:
    Andolsun, biz bunu insanlar arasında, düşünüp ibret alsınlar diye tekrar tekrar açıkladık. Fakat insanların çoğu nankörlükte direttiler.

  • Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı:
    Andolsun bunu, insanların öğüt almaları için, aralarında çeşitli şekillerde anlatmışızdır; ama insanların çoğu ille nankörlük edip diretmiştir.

  • Edip Yüksel Edip Yüksel:
    Öğüt almaları için onu aralarında dağıtıp çevirdik. Ne var ki insanların çoğunluğu nankörlükte diretmektedir.

  • Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır:
    Andolsun bunu, insanların öğüt almaları için, aralarında çeşit çeşit şekillerde anlatmışızdır; ama insanların çoğu ille nankörlük edip diretmiştir.

  • Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran:
    İnsanlar düşünüp ders alsınlar diye biz bu gerçeği onlara çeşitli şekillerde anlattık. Fakat onların çoğu ısrarla nankörlüklerini sürdürdüler.

  • Gültekin Onan Gültekin Onan:
    Andolsun bunu, onların arasında öğüt alıp düşünsünler diye çeşitli biçimlerde açıkladık. Ama insanların çoğu küfredip ayak direttiler.

  • Harun Yıldırım Harun Yıldırım:
    Andolsun bunu, insanların öğüt almaları için, aralarında çeşitli şekillerde anlatmışızdır; ama insanların çoğu ille nankörlük edip diretmiştir.

  • Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay:
    Andolsun bunu, (insanların) ibret almaları için, aralarında çeşid çeşid suretlerde anlatmışızdır (yahud bu suyu evirib çevirmişizdir). Fakat insanların çoğu, ille nankörlük olmak üzere, dayardılar (inâdlarından dönmediler).

  • Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat:
    Celâlim hakkı için, ibret alsınlar diye bunu aralarında çeşitli şekillerde açıkladık;fakat insanların çoğu nankörlükten başka bir şeye yanaşmamaktadır.

  • İbn-i Kesir İbn-i Kesir:
    Andolsun ki; düşünüp ibret alsınlar diye onu aralarında evirip çevirmekteyiz. Buna rağmen insanların çoğu nankörlükte direnmişlerdir.

  • İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz:
    İnsanlar düşünsünler diye onu biz anlatıyoruz, fakat insanların çoğu kabul etmemekte direniyorlar.

  • İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr:
    Ve andolsun ki tezekkür etmeleri için onu (suyu, rahmet, fazl ve salâvâtı), onların aralarında paylaştırdık (açıkladık). Fakat insanların çoğu sadece inkâr ederek, direndiler.

  • Kadri Çelik Kadri Çelik:
    Şüphesiz bunu, onların arasında hatırlayıp kendilerine gelsinler diye çeşitli biçimlerde açıkladık. Ama insanların çoğu nankörlükte direnmiştir.

  • Muhammed Esed Muhammed Esed:
    Gerçek şu ki, Biz bütün bunları insanların gözü önüne hep seregelmişizdir ki, belki ders alıp akıllarında tutarlar; ama insanların çoğu, nankörlükte direnmektedir.

  • Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu:
    Doğrusu Biz, onu (ve bütün bu örnekleri) ayrıntılı bir biçimde açıklayarak insanların önüne koyduk ki düşünüp ders alsınlar diye... Hal böyleyken insanların çoğu yine de yüz çevirmekte, nankörlükte direnmekteler.

  • Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen:
    Zât-ı akdesim hakkı için onu (o yağmur nîmetini) tefekkür etsinler için aralarında türlü türlü sûretlerde bulundurmaktayız. Halbuki nâsın ekserisi ancak nankörlükte bulunmuştur.

  • Ömer Öngüt Ömer Öngüt:
    Andolsun ki biz bunu, insanların ibret almaları için aralarında çeşit çeşit şekillerde anlatmışızdır. Fakat insanların çoğu nankörlük edip diretmektedir.

  • Sadık Türkmen Sadık Türkmen:
    Ant olsun onların arasında tekrar tekrar bunu anlattık, öğüt almaları için. Ancak yine de insanların birçoğu, nankörlük ederek ayak direttiler.

  • Seyyid Kutub Seyyid Kutub:
    İnsanlar düşünüp ders alsınlar diye biz bu gerçeği onlara çeşitli şekillerde anlattık. Fakat onların çoğu ısrarla nankörlüklerini sürdürdüler.

  • Suat Yıldırım Suat Yıldırım:
    Bu gerçeği, insanların iyice düşünmeleri için Biz, farklı üsluplarla anlatsak da onların çoğu nankörlükten başka bir şey yapmıyorlar.

  • Süleyman Ateş Süleyman Ateş:
    Andolsun biz, bu sözü onların aralarında çevirip çevirip anlattık ki öğüt alsınlar. Ama insanların çoğu, nankörlükte direnmektedir.

  • Şaban Piriş Şaban Piriş:
    Düşünsünler, öğüt alsınlar diye, onu aralarında evirip çevirdik. Yine de insanların çoğu nankörlükten vazgeçmez.

  • Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an:
    Andolsun bunu, onların arasında öğüt alıp düşünsünler diye çeşitli biçimlerde açıkladık. Ama insanların çoğu nankörlük edip ayak direttiler.

  • Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk:
    Yemin olsun, onu aralarında çeşitli biçimlerde ifade ettik ki öğüt alabilsinler. Ama insanların çoğu sadece nankörlükte ısrar etmektedir.

  • Yusuf Ali (İngilizce) Yusuf Ali (İngilizce):
    And We have distributed the (water) amongst them, in order that they may celebrate (our) praises, but most men are averse (to aught) but (rank) ingratitude.