1. Ey insanlar! Rabbinize karşı takva sahibi olun. O saatin (kıyâmetin) zelzelesi (şiddetli sarsıntısı), muhakkak ki çok büyük bir şeydir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 2. Onu (kıyâmeti) gördüğünüz gün, emziren kadınların hepsi, emzirdiğini unutup bırakır (ilgilenmez). Yük (bebek) taşıyan kadınların hepsi, taşıdığı yükü (bebeğini) düşürür. Ve insanları, sarhoş olmadıkları halde sarhoş görürsün. Ve lâkin Allah’ın azabı (çok) şiddetlidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 3. Ve insanlardan öyle kimseler vardır ki; ilmi olmaksızın, Allah hakkında mücâdele eder ve bütün azgın şeytanlara tâbî olur(lar). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 4. Onun (şeytanın) üzerine yazıldı ki; kim, ona (şeytana) dönerse, o taktirde onu mutlaka dalâlete düşürür ve onu cehennem azabına götürür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 5. Ey insanlar! Eğer beas edilmekten (tekrar diriltilmekten) şüphe içinde iseniz... Oysa muhakkak ki Biz sizi, size beyan edelim (açıklayalım) diye (önce) topraktan (inorganik ve organik maddelerden), sonra bir nutfeden (bir damladan), sonra bir alakadan (rahim duvarına bir noktadan bağlı duran embriyodan), sonra şekillendirilmiş ve şekillendirilmemiş (bir çiğnemlik et görünümünde) mudgadan yarattık. Ve (sizi), dilediğimiz süreye kadar rahimlerde tutarız. Sonra sizi, ergenlik çağına ulaşmak üzere bebek olarak çıkarırız. Ve sizden bir kısmınız vefat ettirilir. Ve sizden bir kısmınız, sonradan ilimden bir şey bilemez hale gelsin diye ömrünün ihtiyarlık çağına döndürülür. Ve arzı (yeryüzünü) kurumuş görürsün. Fakat ona su indirdiğimiz zaman hareketlenir ve kabarır ve bütün güzel çiftlerden bitkiler yetiştirir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 6. Muhakkak ki Allah, işte O, Hakk’tır. Ve muhakkak ki O, ölüleri diriltir ve muhakkak ki O, herşeye kaadirdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 7. Ve onda (vuku bulacağında) şüphe olmayan o saat (kıyâmet) mutlaka gelecektir. Ve muhakkak ki Allah, kabirlerde olan kimseleri beas edecektir (diriltecektir). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 8. Ve insanlardan (öyle) kimseler vardır ki; bir ilme, bir hidayetçiye ve nurlu (aydınlatıcı) bir kitaba sahip olmaksızın Allah hakkında mücâdele eder. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 9. Allah’ın yolundan saptırmak için onu (Allah’ın dînindeki esasları) eğip büker (değiştirir). Onun için dünyada rezillik vardır. Ve ona kıyâmet günü yakıcı bir azap tattıracağız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 10. İşte bu, senin ellerinle takdim edilen şeyler (yaptığın zulümler) sebebiyledir. Ve muhakkak ki Allah, abidler (Allah’a kul olanlar) için zulmedici değildir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 11. İnsanlardan (öyle) kimseler vardır ki, Allah’a az (gönülsüz) ibadet eder. Ona bir hayır isabet etse onunla tatmin olur. Ve bir fitne isabet etse yüz geri döner. (Onlar), dünyada ve ahirette hüsrandadır. İşte o, apaçık hüsrandır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 12. Kendilerine zarar ve fayda vermeyen, Allah’tan başka şeylere dua ederler. İşte bu, uzak bir dalâlettir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 13. Gerçekten, zararı yararından daha yakın (daha fazla) olana dua ederler. (Onların taptıkları şeyler), ne kötü dost (yardımcı) ve ne kötü arkadaştır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 14. Muhakkak ki Allah, âmenû olanları (ölmeden önce Allah’a ulaşmayı dileyenleri) ve amilüssalihat (nefs tezkiyesi) yapanları, altından nehirler akan cennete dahil edecektir. Muhakkak ki Allah, dilediğini yapar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 15. Kim Allah’ın, ona dünyada ve ahirette asla yardım etmeyeceğini zannediyorsa, o zaman semaya (gökyüzüne) bir sebep uzatsın. Sonra da onu (o sebebi, irtibatı) kessin. O taktirde baksın, O’nun hilesi, onun öfkelendiği şeyi (başına gelen musîbeti) giderir mi? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 16. Ve işte böylece Biz, onu apaçık âyetler (halinde) indirdik. Ve muhakkak ki Allah, dilediği kimseyi hidayete erdirir (Kendisine ulaştırır). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 17. Gerçekten âmenû olan (Allah’a ulaşmayı dileyen) kimseler ile haduların (yahudilerin), sabiinlerin (yıldızlara tapanların), hristiyanların, mecusilerin (ateşe tapanların) ve şirk koşanların (putlara tapanların); (onların) arasını Allah, kıyâmet günü mutlaka (cennet ve cehennem ehli olarak) ayıracaktır. Muhakkak ki Allah, herşeye şahittir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 18. Göklerde ve yeryüzünde olan kimseler, Güneş, Ay ve yıldızlar, dağlar, ağaçlar ve (yürüyen) hayvanlar ve insanlardan çoğu; görmüyor musun (görmedin mi) ki Allah’a secde ediyorlar. (İnsanların) çoğunun üzerine azap hak oldu ve Allah, kimi zayıf düşürürse (alçaltırsa) artık ona ikram eden yoktur. Muhakkak ki Allah, dilediğini yapar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 19. Bu ikisi (mü’minler ve kâfirler), Rab’leri hakkında mücâdele eden iki hasımdır. O inkâr edenler ki onlar için ateşten elbiseler biçilmiştir. Onların başlarının üzerinden kaynar su dökülecek. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 20. Onunla, onların karınlarındakiler (iç organları) ve ciltleri (derileri) eritilecek. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 21. Ve onlar için demirden kamçılar vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 22. Izdıraptan dolayı oradan her çıkmak istediklerinde, oraya (geri) iade edilirler. Ve (kendilerine): "Yakıcı azabı tadın!" (denir). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 23. Muhakkak ki Allah, âmenû olanları (Allah’a ulaşmayı dileyenleri) ve salih amel işleyenleri (nefs tezkiyesi yapanları) altından nehirler akan cennetlere dahil eder. (Onlar), orada altın bileziklerle ve incilerle süslenirler. Orada onların libası (elbiseleri) ipektendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 24. (Onlar), sözün güzeline (Allahû Tealâ’ya ulaşmayı dilemeye) yöneltildiler ve Sıratı Hamîd’e (İslâm’ın 7 safhasından birincisinin yoluna) hidayet olundular (ulaştırıldılar). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 25. Muhakkak ki kâfir olanlara ve Allah’ın yolundan alıkoyanlara ve yerlilere de dışarıdan gelenlere de eşit kıldığımız Mescid-i Haram’dan men edenlere ve orada zulüm ile (Hakk yolundan) saptırmak isteyen kimselere elîm azaptan tattıracağız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 26. Hz. İbrâhîm’e Beyt’in mekânını (Kâbe’nin yerini) indirdiğimiz (gösterdiğimiz) zaman: "Bana hiçbir şeyi ortak koşma! Ve Beytim’i (Evim’i) tavaf edenler, kaim olanlar (ayakta duranlar), rükû edenler ve secde edenler için temiz tut." (dedik). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 27. Ve insanların arasında haccı ilân et ki, yaya olarak ve develer üzerinde uzak dağ yollarının hepsinden sana gelsinler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 28. Kendilerinin menfaatlerine (faydalandıkları şeylere) şahit olsunlar. Ve onları, rızıklandırdığı hayvanların üzerine belli günlerde Allah’ın İsmi’ni ansınlar (kurban kessinler). Böylece ondan yeyiniz ve muhtaç fakir(ler)i doyurunuz! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 29. Sonra kirlerini gidersinler (ihrama girsinler). Ve nezirlerini (adaklarını) ifa etsinler (yerine getirsinler). Ve Beyt-i Atik’i (ilk ev Kâbe’yi) tavaf etsinler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 30. İşte böyle, kim Allah’ın haramlarına (yasaklarına) hürmet ederse, o zaman bu, Rabbinin katında kendisi için hayırlıdır. Ve size okunanlar (yasak olduğu bildirilen hayvanlar) hariç, hayvanlar size helâl kılındı. Artık putların pisliğinden ve yalan sözden içtinap edin (kaçının). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 31. Hanifler (tek Allah’a teslim olan kullar), onunla (putlarla), O’na şirk koşmayanlardır. Ve kim Allah’a şirk koşarsa o taktirde sanki o, gökyüzünden düşmüş de böylece onu, kuş kapmış gibi veya rüzgâr, onu uzak bir mekâna (yere) atmış gibidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 32. Ve işte kim, Allah’ın şiarlarına (emirlerine, farzlarına) hürmetle uyarsa bunun sebebi muhakkak ki onların kalplerinin takva sahibi olmasındandır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 33. Onda, sizin için belli bir süreye (kesilme zamanına) kadar menfaatler (sütünde, yününde faydalar) vardır. Sonra onun yeri, Beyt-i Atik (Kâbe)’dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 34. Ve Biz, bütün ümmetler için (kurban konusunda aynı) usulleri tayin ettik ki onlara, (Allah’ın) rızık olarak verdiği (kurbanlık) hayvanlar üzerine Allah’ın İsmi’ni zikretsinler (Allah’ın İsmi ile kurbanları kessinler). O halde, sizin İlâhınız Tek Bir İlâh’tır. Öyleyse O’na teslim olun! Ve muhbitleri müjdele. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 35. Onlar, Allah’ı zikrettikleri zaman kalpleri titreyenlerdir (Allah’tan gelen bir cereyanla kalpleri ve vücutları sarsılanlardır). Onlara isabet edenlere (musîbetlere) sabredenlerdir ve salâtı (namazı) ikame edenlerdir. Ve onlar, onları rızıklandırdığımız şeylerden infâk ederler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 36. Bedeneleri (deve ve sığır cinsi hayvanları), sizin için Allah’ın şiarlarından (emirlerinden, farzlarından) kıldık. Onda (onların kurban edilmesinde) sizin için hayır vardır. Onların (kurbanlarının) üzerine saf dururken (ayaktayken tekbir getirin), (kurban kesilirken) Allah’ın İsmi’ni zikredin (besmele ile kesin). Yanları üzerine düşünce (kesilince), artık ondan yeyin ve isteyeni de istemeyeni de doyurun. İşte böylece onu, size musahhar kıldık (boyun eğdirdik). Umulur ki, böylece siz şükredersiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 37. Onun (kurbanların), etleri ve kanları asla Allah’a ulaşmaz. Fakat sizden O’na, takva (Allah’a teslim olma) ulaşır. İşte böylece size, onu musahhar kıldı. Sizi hidayete erdirdiği şey üzerine (hidayete erdirmesi sebebiyle) Allah’ı tekbir etmeniz için. Ve muhsinleri (Allah’a fizik vücutlarını teslim edenleri) müjdele! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 38. Muhakkak ki Allah, âmenû olanlardan (Allah’a ulaşmayı dileyenlerden) (belâları) defeder (uzaklaştırır). Muhakkak ki Allah, hain ve kâfirlerin hiçbirini sevmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 39. Zulme uğramaları sebebiyle savaşanlara (savaşmaları için) izin verildi. Ve şüphesiz Allah, onlara yardıma muhakkak ki kaadirdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 40. Onlar, sadece "Rabbimiz Allah’tır" dedikleri için haksız yere yurtlarından çıkarıldılar. Ve eğer, Allah’ın insanları birbiriyle defetmesi olmasaydı, (rahiplerin) mabetleri, (hristiyanların) kiliseleri, (yahudilerin) havraları ve içinde Allah’ın isminin çok zikredildiği (müslümanların) mescidleri mutlaka harap olup yıkılırdı. O’na (Allah’a) yardım edene, Allah mutlaka yardım eder. Muhakkak ki Allah, elbette Kaviyy’dir (kuvvetli, güçlü) Azîz’dir (yüce). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 41. Yeryüzünde onlara imkânlar verseydik, namazı ikame ederler (kılarlar), zekâtı verirler, maruf ile emrederler ve münkerden nehyederlerdi (yasaklarlardı). Bütün işlerin akıbeti (sonucu), Allah’a aittir (hüküm ve takdir Allah’ındır). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 42. Ve eğer seni yalanlıyorlarsa (bil ki), onlardan önce Nuh kavmi, Adn kavmi ve Semud kavmi de (peygamberlerini) yalanlamışlardı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 43. Ve İbrâhîm (A.S)’ın kavmi de ve Lut (A.S)’ın kavmi de (yalanlamıştı). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 44. Ve Medyen halkı da (yalanladı) ve Musa (A.S) da yalanlandı. Fakat kâfirlere, mühlet (zaman) verdim. Sonra (da) onları aldım. O zaman benim cezalandırmam nasıl oldu? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 45. Böylece (halkı) zalim olan nice ülkeler gibi onu da helâk ettik. Artık o (ülke), çatıları yıkılmış, kuyuları ve yüksek sarayları terkedilmiş (bir halde)dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 46. Onlar, yeryüzünde dolaşmadılar mı ki onların, onunla akıl ettikleri kalpleri ve onunla işittikleri kulakları olsun. Fakat baş gözleri kör olmaz. Lâkin sinelerdeki kalpler kör olur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 47. Ve azabı senden acele istiyorlar. Ve Allah, asla vaadinden dönmez. Ve Rabbinin katındaki bir gün, sizin saydığınız bin sene gibidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 48. (Halkı) zalim olan nice ülkeler gibi, ona mühlet verdim. Sonra onu aldım (yakaladım). Ve dönüş, Banadır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 49. De ki: "Ey insanlar, sizin için ben sadece bir nezirim (uyarıcıyım)!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 50. Âmenû olanlar (Allah’a ulaşmayı dileyenler) ve amilüssalihat (nefsi tezkiye eden ameller) yapanlar; onlar için mağfiret (günahların sevaba çevrilmesi) ve kerim bir rızık vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 51. Ve âyetlerimiz hakkında onları aciz bırakma gayretinde olanlar, işte onlar, ashabı cehîm (cehennem ehli)dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 52. Senden önce gönderdiğimiz (hiç)bir resûl ve nebî yoktur ki; (bir şey) temenni ettiği (dilediği) zaman şeytan, onun temenni ettiği şeye, (yalan) ilka etmemiş (ulaştırmamış) olsun. Fakat Allah, şeytanın ilka ettiği şeyi nesheder (kaldırır, yok eder). Sonra Allah, âyetlerini muhkem kılar (sağlamlaştırır). Ve Allah, Alîm’dir, Hakîm’dir (ilim ve hikmet sahibidir). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 53. Kalplerinde maraz (hastalık) olan ve kalpleri kasiyet bağlamış (kararmış ve sertleşmiş) olanlara, şeytanın ilka ettiği (ulaştırdığı) şeyi fitne (imtihan) kılmak içindir. Ve muhakkak ki zalimler, elbette uzak bir ayrılık içindedirler (Sıratı Mustakîm’den uzaklaşmışlardır, ayrılmışlardır). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 54. Ve kendilerine ilim verilenlerin, onun (irşad makamının, Velî Resûl’ün, Nebî Resûl’ün) söylediklerinin Rabbinden bir hak olduğunu bilmeleri, O’na îmân etmeleri, onların kalplerinin O’nu (Allah’ı) idrak etmesi (kalplerinden ekinnetin alınıp yerine ihbat sistemi konarak kalplerin mutmain olması) içindir. Muhakkak ki Allah, âmenû olanları (Allah’a ulaşmayı dileyenleri) mutlaka Sıratı Mustakîm’e hidayet edendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 55. Ve o saat (kıyâmet saati), ansızın onlara gelinceye veya akîm (hedefine ulaşılamamış) günün (ölüm gününün) azabı onlara gelinceye kadar, kâfirlerin ondan şüphesi zail olmaz (yok olmaz). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 56. Mülk, izin günü Allah’ındır. Onların arasında hüküm verecektir. Böylece âmenû olanlar (Allah’a ulaşmayı dileyenler) ve salih (nefsi tezkiye edici) amel (salâh makamına ulaştıracak amel) yapanlar, naim cennetlerindedirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 57. Ve âyetlerimizi inkâr edenler ve yalanlayanlar, işte onlar; onlar için alçaltıcı azap vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 58. Ve Allah yolunda hicret edip sonra da öldürülen veya ölen kimseleri Allah, mutlaka güzel bir rızıkla rızıklandıracaktır. Ve muhakkak ki Allah, rızık verenlerin mutlaka en hayırlısıdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 59. (Allah), onları mutlaka razı olacakları bir yere dahil edecektir. Ve şüphesiz ki Allah, mutlaka en iyi bilendir, Halim’dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 60. Ve işte böyle, kim maruz kaldığı şey kadarı ile ikab eder (karşılık, ceza verir), sonra da ona azgınlık yapılırsa (haklarına tecavüz edilirse) Allah ona mutlaka yardım eder. Muhakkak ki Allah, af ve mağfiret edicidir (günahları sevaba çevirendir). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 61. İşte böyle, çünkü geceyi gündüzün içine ve gündüzü gecenin içine sokar (katar). Ve muhakkak ki Allah, en iyi işiten, en iyi görendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 62. İşte böyle, çünkü O, "Hakk"tır. Ve Muhakkak ki O’ndan (Allah’tan) başka dua ettiğiniz (taptığınız) şeyler, onlar bâtıldır. Muhakkak ki Allah, O, Âli (yüce)’dir, Kebir’dir (büyüktür). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 63. Allah’ın semadan su indirdiğini ve böylece yeryüzünün yeşerdiğini görmedin mi? Muhakkak ki Allah, Lâtif’tir (lütûf sahibidir), Habîr’dir (herşeyden haberdardır). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 64. Semalarda ve yeryüzünde olan herşey, O’nundur. Muhakkak ki Allah, O, mutlaka Ganî’dir (mustağni, hiçbir şeye ihtiyacı olmayandır), Hamîd (hamdedilen)’dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 65. Allah’ın yeryüzündeki herşeyi size musahhar (emrinize amade) kıldığını görmedin mi? Ve gemiler, denizde onun emri ile akıp gider. Ve Allah’ın izni olmadıkça semanın, arz üzerine (yeryüzüne) düşmesini önler (semayı arzın üzerine düşmemesi için tutar). Muhakkak ki Allah, insanlara Rauf’tur, Rahîm’dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 66. Ve size hayat veren, sonra sizi öldürecek olan, sonra da sizi diriltecek olan, O’dur. Muhakkak ki insan, gerçekten nankördür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 67. Ve Biz, bütün ümmetler için mensek (tek bir şeriat) tayin ettik. Onlar, onunla (o şeriatle) amel ederler (etsinler). Öyleyse emrim konusunda seninle niza etmesinler (çekişmesinler). Sen, Rabbine davet et. Muhakkak ki sen, mutlaka mustakîm (Allah’a doğru istikametlenmiş) olan hidayet üzeresin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 68. Ve eğer seninle mücâdele ederlerse o taktirde (onlara): "Allah yaptıklarınızı çok iyi bilir." de. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 69. Allah, kıyâmet günü, hakkında ihtilâf etmiş olduğunuz şeyler konusunda sizin aranızda hükmedecek. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 70. Allah’ın semalarda ve arzda olan şeyleri mutlaka bildiğini bilmiyor musun? Muhakkak ki bunlar, Kitap’tadır. Muhakkak ki bunlar, Allah için kolaydır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 71. Ve (onlar), kendilerine bir sultan (delil, yaptırım gücü) indirilmeyen Allah’tan başka şeylere tapıyorlar. Ve onların, ona (taptıkları şeylere) ait ilimleri yoktur. Ve zalimler için yardımcı da yoktur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 72. Onlara açıklanmış âyetlerimiz okunduğu zaman münkeri (inkârı, reddi), inkâr edenlerin yüzlerinden tanırsın (farkedersin). Neredeyse, âyetlerimizi onlara okuyanlara saldıracaklar. De ki: "Size bundan daha şerrlisini haber vereyim mi?" Allah’ın kâfirlere vaadettiği o (şey), ateştir. Ne kötü masir (gidilecek yer)dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 73. Ey insanlar! (Size), bir örnek verildi. Öyleyse onu dinleyin. Muhakkak ki Allah’tan başka taptıklarınız, bir sinek dahi yaratamazlar, onun için (onu yaratmak için) biraraya gelip toplansalar bile. Ve eğer sinek, onlardan bir şey kapıp kaçsa, onu ondan (sinekten) alamazlar. Talip (isteyen) de talep edilen (istenen) de aciz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 74. Allah’ın kadrini de (kudretini de) hakkıyla takdir edemediler. Muhakkak ki Allah, mutlaka Kaviyy’dir (kuvvetli), Azîz’dir (yüce). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 75. Allah, meleklerden ve insanlardan resûller seçer. Muhakkak ki Allah, en iyi işitendir, en iyi görendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 76. O, onların önündekileri ve arkalarındakini (muhafız melekleri) bilir. Ve emirler Allah’a döndürülür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 77. Ey âmenû olanlar! Rükû edin ve secde edin. Ve Rabbinize kulluk edin. Ve hayır işleyin. Umulur ki böylece siz felâha eresiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 78. Ve Allah’da hakkıyla cihad edin. O, sizi seçti. Dînde sizin için bir zorluk kılmadı ki; o, babanız İbrâhîm (A.S)’ın dînidir. O, sizi daha önce de "müslümanlar" (Allah’a teslim olanlar) olarak isimlendirdi. Bunda da (Kur’ân-ı Kerim’de de), resûl size şahit olsun ve siz de insanlara şahitler olasınız diye. Öyleyse namazı ikame edin (kılın), zekâtı verin, Allah’a sarılın (Allah’ın Zat’ında yok olun). O, sizin Mevlâ’nız. (O), ne güzel Mevlâ (dost) ve ne güzel yardımcı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster