وَلَئِنْ أَرْسَلْنَا رِيحًا فَرَأَوْهُ مُصْفَرًّا لَظَلُّوا مِنْ بَعْدِهِ يَكْفُرُونَ
Ve lein erselna rıhan fe raevhü musferral lezallu mim ba’dihı yekfürun
Kelime
Anlamı
Kökü
وَلَئِنْ
andolsun eğer
أَرْسَلْنَا
göndersek
رِيحًا
bir rüzgar
فَرَأَوْهُ
ve (ekini) görseler
مُصْفَرًّا
sararmış
لَظَلُّوا
başlarlar
مِنْ
بَعْدِهِ
ondan sonra
يَكْفُرُونَ
nankörlük etmeğe

  • Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı:
    Ve andolsun ki bir rüzgâr yolladık da nebatları sararmış gördüler mi ardından hemen nankörlüğe başlarlar.

  • Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan:
    Şayet bir rüzgar göndersek de, mahsüllerinin sararıp olgunlaşmaya başladığını görseler, bolluk içine gireceklerini zannederek, şımarıp bizi inkâr etmeye kalkışırlar.

  • Adem Uğur Adem Uğur:
    Andolsun ki, bir rüzgâr göndersek de onu (ekini) sararmış görseler, ardından muhakkak nankörlüğe başlarlar.

  • Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi:
    Andolsun ki eğer bir rüzgâr irsâl etsek de onu sararmış görseler, ondan sonra elbette nankörlüklerine dönerler.

  • Ahmet Varol Ahmet Varol:
    Andolsun ki biz bir rüzgar göndersek de onu(n etkisiyle ekini) sararmış görseler ardından hemen nankörlük etmeye başlarlar.

  • Ali Bulaç Ali Bulaç:
    Andolsun, Biz bir rüzgar göndersek de onu(n ekinini) sararmış görseler, mutlaka ardından nankörlük ederler.

  • Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz:
    Doğrusu biz, (ekinleri üzerine kurutucu veya dondurucu) bir yel göndersek de, o ekini sararmış görseler, muhakkak ardından Allah’ı ve nimetlerini inkâra koyulurlar.

  • Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı:
    Biz onlara bir rüzgâr göndersek de o bitkileri sapsarı olmuş görseler, kesinlikle inkârlarını sürdürürler.

  • Bekir Sadak Bekir Sadak:
    Bir ruzgar gondersek de yesilliklerin sarardigini, gorseler hemen nankorluge baslarlar.

  • Celal Yıldırım Celal Yıldırım:
    (Sıcak kavurucu) bir rüzgâr göndersek de (bitkileri) sararmış görseler, hemen arkasından nankörlüğe başlarlar.

  • Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu:
    Şayet (topraklarını kavuran) bir rüzgâr göndersek ve (böylece) ekinlerinin sararmaya başladığını görseler, hemen (Allah`a karşı) nankörlük etmeye kalkışırlar!

  • Diyanet İşleri Diyanet İşleri:
    Andolsun, eğer (ekinlerine zararlı) bir rüzgâr göndersek de o ekini sararmış görseler, ardından mutlaka nankörlük etmeye başlarlar.

  • Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı:
    Andolsun ki, bir rüzgâr göndersek de onu (ekini) sararmış görseler, ardından muhakkak nankörlüğe başlarlar.

  • Edip Yüksel Edip Yüksel:
    Ancak, O bir fırtına gönderir de onlar (ekinlerin kuruyup) sarardığını görseler, hemen inkâr ve nankörlük etmeye başlarlar.

  • Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır:
    Andolsun ki biz, bir rüzgâr göndersek de onu (rahmetin eseri olan ekini) sararmış görseler, mutlaka onun arkasından nankörlüğe başlarlar.

  • Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran:
    Andolsun bir rüzgâr göndersek te ekini sararmış görseler, hemen nankörlüğe başlarlar.

  • Gültekin Onan Gültekin Onan:
    Andolsun, biz bir rüzgar göndersek de onu(n ekinini) sararmış görseler, mutlaka ardından küfrederler.

  • Harun Yıldırım Harun Yıldırım:
    Andolsun ki, bir rüzgâr göndersek de onu (ekini) sararmış görseler, ardından muhakkak nankörlüğe başlarlar.

  • Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay:
    Andolsun, biz bir rüzgâr gönderir de Onu (n eserini) sararmış görürlerse ardından muhakkak ki küfraana başlarlar.

  • Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat:
    Celâlim hakkı için, eğer (zararlı) bir rüzgâr göndersek de onu (o bitkileri) sararmış(solmuş) görseler, bundan sonra elbette nankörlük etmeye başlarlar.

  • İbn-i Kesir İbn-i Kesir:
    Andolsun ki; bir rüzgar gönderir de yeşillikleri sarartırsak; bunu görünce hemen nankörlüğe başlarlar.

  • İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz:
    Eğer biz, bir rüzgâr gönderdiğimizde yeryüzünü sararmış halde görürlerse, ondan sonra doğrulara inkârcı kesilirler.

  • İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr:
    Ve eğer Biz, rüzgârı göndersek, böylece onu (ekinleri) sararmış görseler (bile) bundan sonra mutlaka inkâra devam ederler.

  • Kadri Çelik Kadri Çelik:
    Şüphesiz biz bir rüzgâr göndersek de onu (rahmetin eseri olan ekini) sararmış görseler, mutlaka onun ardından nankörlük ederler.

  • Muhammed Esed Muhammed Esed:
    İşte böyle: şayet (topraklarını kavuran) bir rüzgar göndersek ve ekinlerinin sararmaya başladığını görseler, (kısa süre önceki sevinçlerinden) vazgeçip (kudretimizi ve rahmetimizi) inkar etmeye kalkışırlar!

  • Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu:
    Ama Biz eğer bir sam yeli göndersek ve bu yüzden ekinlerinin sararıp solduğunu görseler, bunun ardından derhal inkarda ayak diremeye başlarlar.

  • Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen:
    Andolsun eğer bir rüzgar göndersek de onu o rüzgar ile ekinleri sararmış (solmuş) görseler, elbette ki onun ardından nankörlüğe başlarlar.

  • Ömer Öngüt Ömer Öngüt:
    Andolsun ki bir rüzgâr göndersek de ekini sararmış görseler, hemen ardından nankörlük ederler.

  • Sadık Türkmen Sadık Türkmen:
    Eğer bir rüzgâr göndersek de, onu (ekini) sararmış olarak görseler; mutlaka onun ardından nankörlük etmeye başlarlar.

  • Seyyid Kutub Seyyid Kutub:
    Andolsun bir rüzgâr göndersek te ekini sararmış görseler, hemen nankörlüğe başlarlar.

  • Suat Yıldırım Suat Yıldırım:
    Eğer Biz onlara sıcak, kavurucu bir rüzgâr göndersek, onlar da o yeşillikleri sararmış, kavrulmuş görseler, ondan sonra nankörlük etmeye koyulurlar.

  • Süleyman Ateş Süleyman Ateş:
    Andolsun bir rüzgâr, göndersek de o (eki)ni sararmış görseler, ondan sonra nankörlük etmeğe başlarlar.

  • Şaban Piriş Şaban Piriş:
    Bir rüzgar göndersek de yeşillikleri sararttığımızı görseler hemen bunun ardından nankörlüğe başlarlar.

  • Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an:
    Andolsun, biz bir rüzgâr göndersek de onu(n ekinini) sararmış görseler, mutlaka onun ardından nankörlük ederler.

  • Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk:
    Yemin olsun, bir rüzgâr göndersek de o yeri sararmış görseler, arkasından hiç şaşmadan nankörlük etmeye başlarlar.

  • Yusuf Ali (İngilizce) Yusuf Ali (İngilizce):
    And if We (but) send a Wind from which they see (their tilth) turn yellow,- behold, they become, thereafter, Ungrateful (Unbelievers)!