1. Ey îman edenler, bağlandığınız ahidleri yerine getirin. Siz ihramlı olduğunuz halde avlanmayı halâl saymamak ve size (aşağıda) okunacak olanlar haaric kalmak şartiyle davarlar (ın etleri) size halâl edildi. Şübhesiz ki Allah ne dilerse onu hükmeder. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 2. Ey îman edenler, Allahın şeâirine, haram olan aya, kurbanlık hediyyelere, (onlardaki) gerdanlıklara ve Rablerinden hem bir ticâret, hem bir rızaa arayarak Beyt-i haraamı kasdedib gelenlere sakın hürmetsizlik etmeyin, ihramdan çıkdığınız vakit (isterseniz) avlanın. Sizi Mescid-i haramdan men’ etdiler diye bir kavme karşı beslediğiniz kîn, sakın sizi tecâvüze sevk etmesin. İyilik etmek, fenâlıkdan sakınmak hususunda birbirinizle yardımlaşın. Günâh işlemek ve haddi aşmak üzerinde yardımlaşmayın Allahdan korkun. Şübhesiz ki Allah, cezası çok çetin olandır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 3. Ölü, kan, domuz eti, Allahdan başkası adına boğazlanan, — (henüz canı üstünde iken yetişib) kesdikleriniz müstesna olmak üzere — boğulmuş, vurulmuş, yukarıdan yuvarlanmış, süsülmüş, canavar yırtmış olub da ölenler, dikili taşlar üzerinde (onlar adına) boğazlanan (hayvanlar), fal oklarıyle kısmet (ve hüküm) aramanız üzerinize haram edilmişdir. (Bütün) bunlar yoldan çıkışdır. Bu gün kâfirler dîninizden umudlarını kesdiler. Artık onlardan korkmayın. Benden korkun. Bugün sizin dinînizi kemâle erdirdim, üzerinizdeki ni’metimi tamamladım ve size dîn olarak müslümanlığı (verib ondan) hoşnud oldum. Kim son derece açlık haalinde çaresiz kalırsa, günâha meyil maksadı olmaksızın (haram olan etlerden yiyebilir). Çünkü Allah çok yarlığayıcı, çok esirgeyicidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 4. Kendilerine hangi şey’in halâl edildiğini sana sorarlar. De ki: «Bütün iyi ve temiz (nimetler) size halâl edilmişdir». Allahın size öğretdiğinden öğretib (terbiye ederek) yetiştirdiğiniz avcı hayvanların size tutuverdiklerinden de yeyin ve üzerine besmele çekin. Allahdan korkun. Çünkü Allah, hesabı pek çabuk görendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 5. Bugün size bütün iyi ve temiz (nimetler) halâl kılındı. Kendilerine kitab verilenlerin yiyeceği sizin için halâl olduğu gibi sizin yiyeceğiniz de onlar için halâldır. Namuskâr, zinaya sapmamış ve gizli dostlar da edinmemiş (insanlar) haalinde (yaşamanız şartiyle) mü’minlerden hür ve iffetli kadınlarla kendilerine sizden evvel kitab verilenlerden yine hür ve iffetli kadınlar dahi, siz onların mehirlerini ver (ib nikâh ed) ince (size halâldır). Kim îmanı tanımayıb kâfir olursa her halde bütün yapdığı boşuna gitmişdir ve o, âhıretde en çok ziyana uğrayanlardandır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 6. Ey îman edenler, namaza kalkacağınız zaman yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi ve başlarınıza meshedib, her iki topuğa kadar ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüb olduysanız boy abdesti alın. Eğer hasta olmuşsanız, yahud bir sefer üzerindeyseniz veya içinizden biri ayak yolundan gelmişse, yahud da kadınlara dokunmuşsanız ve bu halde su da bulamamışsanız o vakit tertemiz bir toprakla teyemmüm edin, binâenaleyh (niyyetle) ondan yüzlerinize ve ellerinize sürün. Allah, sizin üzerinize bir güdük yapmayı dilemez, fakat iyice temizlenmenizi ve üstünüzdeki ni’metinin tamamlanmasını diler. Tâki şükredersiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 7. Allahın, üzerinizdeki ni’metini ve: «Dinledik, itaat etdik» dediğiniz zaman ona andınızı — ki O, sizi onunla bağlamışdır — (unutmayıb) hatırlayın. Allahdan korkun. Şübhe yok ki Allah göğüslerde olan sırrı dahi bilicidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 8. Ey îman edenler, Allah için hakkı ayakda tutan (haakimler, insan) lar, adaletle şâhidlik eden (kimse) ler olun. Bir kavme olan kininiz, sizi adalet yapmamanıza sevk etmesin. Adalet yapın ki o, takvaaya çok yakın olandır. Allahdan korkun. Şüphesiz ki Allah ne yaparsanız hakkıyle haberdârdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 9. Allah îman edib de güzel güzel amel (ve hareket) lerde bulunanlara va’d etdi: Onlar için bir mağfiret ve çok büyük bir mükâfat vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 10. Küfredib de âyetlerimizi yalanlayanlar (a gelince:) Onlar da alevli ateşin (cehennemin) yâr-ü hemdemidirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 11. Ey îman edenler, Allahın, üzerinizdeki ni’metini düşünün. Hani bir gurüh size ellerini uzatmayı kurmuşdu da o, bunların ellerini sizden itib çekmişdi. Allahdan korkun. Mü’minler ancak Allaha güvenib dayanmalıdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 12. Andolsun ki Allah İsrail oğullarından sapasağlam söz almışdı. Biz içlerinden (ve nakıyblerinden) on iki de kefil dikmişdik. Allah (onlara) demişdi ki: «Ben muhakkak sizinle beraberim. Celâlim hakkı için eğer namazı kılar, zekâtı verir, peygamberlerime inanır, onlara kuvvetle yardım eder, Allaha güzel bir ödüne ile ikraz ederseniz elbette sizden (saadır olan) kusurları örterim. Her halde sizi altından ırmaklar akar cennetlere sokarım. Artık içinizden kim bu (mîsakdan) sonra nankörlük ederse o, muhakkak dümdüz bir yolun ortasından sapmışdır». Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 13. (Buna rağmen) onlar (verdikleri) o kat’î te’mînâtı çözüb bozmuş oldukları içindir ki biz kendilerini rahmetimizden koğduk, kalblerini kaskatı yapdık. Onlar kelimeleri (Allah tarafından) konulan yerlerinden (kaldırıb) değişdirirler. Onlar nasıyhat ve ihtaar edildikleri şeylerden (hakıykatlerden) bir nasıyb almayı da unutdular. İçlerinden birazı müstesna olmak üzere sen, onlardan dâima bir haainliğe muttali olub duracaksın. Sen yine onların suçundan geç, aldırış etme. Şübhe yok ki Allah, iyilik edenleri sever. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 14. «Biz Nasrânîyiz» diyenlerin de sağlam te’mînâtını almışdık. Neticede onlar da va’z-u ihtaar edildikleri şeylerden bir hıssa almayı unutuverdîler. Biz de aralarına kıyamet gününe kadar düşmanlığı ve kîn-ü buğzu yapışdırdık. Allah onların ne (san’at) ler yapacaklarını ileride kendilerine (gösterib) haber verecekdir.. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 15. Ey ehl-i kitâb, size — kitabdan gizlemekde olduğunuz şeylerin bir çoğunu meydana vuran, bir çoğundan da geçiveren — peygamberimiz gelmişdir. Size Allahdan hakıykî bir nur ve apaçık bir kitab gelmişdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 16. Ki Allah, rızaasına uyanları onun sebebiyle selâmet yollarına doğrultur, onları, iradesiyle, karanlıklardan aydınlığa çıkarıb kendilerini dosdoğru bir yola iletir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 17. «Hakıykat, Allah Meryem oğlu Mesîh in kendisidir» diyenler andolsun ki kâfir olmuşdur. De ki: «O halde Allah, Meryem oğlu Mesîhi, anası (Meryem) i ve yer yüzünde bulunanların hepsini öldürmek isterse kim Allahın her hangi bir şey’ine (saahib ve) mâlik olabilir? Göklerin, yerin ve aralarındaki her şey’in hükümranlığı Allahındır. O, ne dilerse yaratır. Allah, her şey’in üstünde tam bir kudret saahibidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 18. Yahudilerle Nasrânîler (şöyle) dedi (ler): «Biz Allahın oğulları ve sevgilileriyiz». De ki: «öyle de niçin (Allah) sizi günâhlarınız yüzünden azâblandırıyor?» Bil’âkis, siz onun yaratdığından bir beşersiniz. O, kimi dilerse yarlığar, kimi dilerse azaba uğratır. Göklerin, yerin ve aralarında ne varsa hepsinin mülk-ü tasarrufu Allahındır. Son dönüş de ancak onadır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 19. Ey ehl-i kitâb, peygamberlerin arası kesildiği zamanda size (hakıykatleri) apaçık söyleyip duran elçimiz (Muhammed) gelmişdir. Tâki «Bize ne bir rahmet müjdecisi, ne de bir azâb habercisi gelmedi» demenize (meydan kalmasın), İşte size rahmet müjdecisi de, azab habercisi de geldi artık. Allah, her şey’e hakkıyle kaadirdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 20. Bir zaman Musa, kavmine (şöyle) demişdi: «Ey kavmim, Allahın, sizin üzerinizdeki ni’metini düşünün ki içinizden peygamberler gönderdi, sizi hükümdarlar yapdı, size kâinâtdan hiç birine vermediğini verdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 21. (Şöyle de söylemişdi:) «Ey kavmim, Allahın size takdir etdiği mukaddes yere girin, arkalarınıza dönmeyin. Sonra nice zararlara uğrayanlar (ın haalin) e dönmüş olursunuz». Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 22. Dediler ki: «Ey Musa, doğrusu orada zorbalar güruhu var. Doğrusu, onlar oradan çıkıncaya kadar biz kat’iyyen giremeyiz. Eğer oradan çıkarlarsa biz de muhakkak giricileriz». Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 23. (Peygamberlerine muhaalefetden) korkmakda olan kimselerden Allahın, kendilerine (İslâm) ni’met (ini) ihsan etdiği iki er. «Onların üzerine (şehrin) kapı (sın) dan girin. (Bir kerre) ona girdiniz mi hiç şübhesiz ki siz gaalibsiniz. Artık ancak Allaha güvenib dayanın, (gerçekden) îman etmiş kimselerseniz» dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 24. Onlar da (şöyle) söylediler: «Yâ Musa, onlar orada bulundukça biz oraya ilel’ebed giremeyiz. Artık sen Rabbinle beraber git! Bu suretle ikiniz harb edin! Biz mutlakaa oturucularız». Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 25. (Musa) : «Yârab, ben kendimle kardeşimden başkasına mâlik olmuyorum. Artık bizim aramızla o faasıklar güruhunun arasını sen ayır» dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 26. (Allah) buyurdu ki: «Muhakkak orası kendilerine kırk yıl haram edilmişdir. Onlar (oldukları) yerde sersem sersem dolaşacaklardır. Artık o faasıklar güruhuna karşı tasalanma». Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 27. Onlara Âdemin iki oğlunun gerçek olan haberini oku: Hani onlar (Allaha) yaklaştıracak birer kurban takdim etmişlerdi de ikisinden birininki kabul olunmuş, öbürününkü kabul olunmamışdı. O (evvelkisi, kardeşine): «Seni elbette öldüreceğim» demişdi (Berikî de şöyle) söylemişdi: «Allah, ancak (kendisinden) korkanları (nkini) kabul eder». Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 28. «Andolsun ki beni öldürmen için elini bana uzatırsan ben seni öldürmem için elimi sana uzatıcı değilim. Çünkü ben kâinatın Rabbi olan Allahdan korkarım». Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 29. «Şübhesiz dilerim ki sen kendi günâhınla birlikde benim günâhımı da yüklenesin de o ateşin yaranından olasın. İşte zaalimlerin cezası budur». Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 30. Nihayet nefsi, kardeşini öldürmiye (isteyerek) uymuş da onu öldürmüşdü, bu yüzden (maddî, manevî) ziyana uğrayanlardan olmuşdu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 31. Sonra Allah bir karga gönderdi. O, yeri eşiyordu ki Ona kardeşinin ölü cesedini nasıl örteceğini göstersin. «Yazıklar olsun bana, dedi, ben şu karga gibi bile olub da kardeşimin cesedini örtmekden âciz mi oldum?» Artık o, (etdiğine) peşimanlığa düşenlerden olmuşdu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 32. Bundan dolayıdır ki İsrâîl oğullarına şu hakıykatı hükmetdik: Kim bir canı, bir can mukaabilinde veya yer yüzünde bir fesâd çıkarmakdan dolayı olmayarak, öldürürse bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de onu kurtarırsa bütün insanları diriltmiş gibi olur. Andolsun ki peygamberimiz onlara beyyineler (apaçık âyetler, deliller, mucizeler) getirmişdi. Sonra hakıykaten yine içlerinden bir çoğudur ki bunların arkasından, (haalâ) yer yüzünde (fesâd ve cînâyet hususunda) muhakkak haddi aşanlardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 33. Allaha ve Resulüne (müminlere) harb açanların, yer yüzünde (yol kesmek suretiyle) fesâdcılığa koşanların cezası, ancak öldürülmeleri, ya asılmaları, yahud (sağ) elleriyle (sol) ayaklarının çaprazvâri kesilmesi, yahud da (bulundukları) yerden sürülmeleridir. Bu onların dünyâdaki rüsvaylığıdır. Âhıretde ise onlara (başkaca) pek büyük bir azâb da vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 34. Şu kadar ki siz kendileri üzerine kaadir olmazdan (kendilerini ele geçirmezden) evvel tevbe eden (muhariblerle yol kesen) ler müstesnadırlar. Bilin ki şübhesiz Allah çok yarlığayıcıdır, çok esirgeyicidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 35. Ey îman edenler, Allahdan korkun, Ona (yaklaşmıya) vesîyle arayın ve onun yolunda savaşın. Tâki muradınıza eresiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 36. O inkâr edib kâfir olanlar (yok mu?) eğer yer yüzünde bulunan her şey ve onun bir o kadarı daha onların olsa da kıyaamet gününün azabından (kurtulmak için) onu feda etseler yine kendilerinden kabul olunmaz. Onlar için pek acıklı bir azâb vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 37. Onlar ateşden çıkmalarını dilerler. Halbuki onlar bundan çıkıcılar değildir. Onlar için kendilerini tutub durduracak (salıvermeyecek) bir azâb vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 38. Erkek hırsızla kadın hırsızın — o irtikâb etdiklerine bir karşılık ve ceza ve Allahdan (insanlara) ibret verici bir ukubet olmak üzere — ellerini kesin. Allah mutlak gaalibdir, yegâne hüküm ve hikmet saahibidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 39. Fakat yapdığı o haksız hareketinden sonra tevbe (ve rücû) eder, kendisini düzeltirse şübhesiz ki Allah onun tevbesini kabul eder. Çünkü Allah çok yarlığayıcı, çok esirgeyicidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 40. Hakıykatde göklerin ve yerin mülk (-ü saltanat) ı Allahın olduğunu bilmedin mi? (Elbette bildin). O, kimi dilerse azaba çeker, kimi dilerse yarlığar. Allah her şey’e hakkıyle kaadirdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 41. Ey peygamber, kalbleriyle inanmadıkları halde ağızlariyle «İnandık» diyen (münafık) larla Yahudilerden o küfr içinde (alabildiğine) koşuşanlar seni mahzun etmesin. Onlar, durmadan yalan dinleyen, senin huzuruna gelmeyen diğer bir kavm hesabına casusluk eden (kimse) lerdir. Kelimeleri (Allah tarafından) yerlerine konuldukdan sonra (tutub) bir tarafa atarlar onlar, «Eğer size şu (fetva) verilirse onu alın, şayet o verilmezse onu (kabul etmekden) çekinin» derler, Allah kimin sapıklığını irâde ederse artık sen Allahın ona âid (meşiyyetini) önlemiye hiç bir vech ile muktedir olamazsın. Onlar öyle kimselerdir ki Allah, kalblerini temizlemek dilememişdir. Dünyâda hor ve hakıyr olmak onların hakkıdır. Âhiretde de onlara pek büyük bir azâb vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 42. Alabildiğine yalanı dinleyenler, haram yiyenlerdir onlar. Eğer sana gelirlerse ister aralarında hükmet, ister onlardan yüz çevir. Şayet kendilerinden yüz çevirirsen sana hiç bir şeyle zarar yapamazlar, Eğer hükmedersen aralarında adaletle hükmet. Çünkü Allah adalet saahiblerini sever. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 43. Hem içinde Allahın hükmü (yazılı) olan Tevrat yanlarında bulunub dururken nasıl oluyor da senin hükmüne, hakemliğine müracaat ediyorlar ve sonra da bunun (bu hükmünün) arkasından yine yüz çevirib gidiyorlar? Onlar (hiç bir şey’e) inanan kimseler değildir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 44. Şübhesiz ki Tevrâtı biz indirdik ki Onda bir hidâyet, bir nur vardır. Kendisini (Allaha) teslim etmiş olan (İsrâîl) peygamberler (i), Yahudiler (e âid da’valarda) onunla hükmeder (ler) di. Âlimler, fakıyhler de Allahın (o) kitabını hıfza me’mur oldukları için (yine hükümlerini onunla verirlerdi). Hepsi de onun (Allah tarafından gönderilmiş olduğu) üzerinde (bil’ittifak) şâhid idiler. O halde (ey Yahudiler) siz insanlardan korkmayın, benden korkun. Benim âyetlerimi az bir bahaya (hasîs menfaatlere) satmayın. Kim Allahın indirdiği (hükümler) le hükmetmezse işte onlar kâfirlerin ta kendileridir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 45. Biz onda (Tevratda) onların üzerine (şunu da) yazdık: Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş (karşılıkdır. Hulâsa bütün) yaralar birbirine kısasdır. Fakat kim bunu (bu hakkını) sadaka olarak bağışlarsa o, kendisine (günâhına) keffâret (onun yarlıganmasına vesîle) dir. Kim Allahın indirdiği (ahkâm) ile hükmetmezse onlar zaalimlerin ta kendileridir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 46. Arkadan da (bu peygamberlerin) izlerince Meryem oğlu İsâyı — kendinden evvelki Tevrâhn bir tasdikcisi olarak — gönderdik. Ona da içinde bir hidâyet, bir nur bulunan İncili — ondan evvelki Tevrâtın bir tasdikcisi ve takvaa saahibleri için bir hidâyet ve öğüd olmak üzere — verdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 47. (Ve dedik kî:) «İncîl saahibleri Allahın, onun içinde indirdiği (hükümler) le hükmetsin. Kim Allahın indirdiği (ahkâm) ile hükmetmezse onlar faasıkların ta kendileridir». Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 48. (Habîbim) sana da hak olarak kitabı (Kur’ânı) — kendinden evvelki kitab (lar) ı tasdıyk edici (ve doğrultucu) ve ona karşı bir şâhid olmak üzere — gönderdik. O halde (bütün ehl-i kitab) aralarında Allahın (sana) indirdiği ile hükmet, sana gelen hakıykatden (dönüb de) onların hevâ (ve heves) lerine uyma. (Ey Musânın, İsânın, Muhammedin, ümmetleri) sizden her biriniz için bir şeriat, bir yol ta’yin etdik. Eğer Allah dileseydi (topunuzu bir şeriata tâbi) bir tek ümmet yapardı. Fakat O, size verdiği (Muhtelif şeriatlar dâiresi) nde sizi imtihan etmek için (ayırdı.) öyle ise (hepiniz) hayırlı işlerde birbirinizle yarış edin. Zâten topunuzun en son dönüb gelişi Allâhadır. Artık O, hakkında ihtilâf etmekde olduğunuz şeyleri size (orada) haber verecekdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 49. (Ve şu emri indirdik:) Aralarında Allahın indirdiği (vech) ile hükmet, onların keyflerine uyma, Allahın sana indirdiği (hükümlerin) bir kısmından seni sapıtacaklar diye kaçın onlardan. Eğer onlar (indirilen hükümleri kabulden) yüz çevirirlerse bil ki Allah, günahlarının (yalınız (şu) biri (veya şu yüz çevirmeleri) sebebiyle bile kendilerini mutlakaa musıybete uğratmak istiyordur. İnsanlardan bir çoğu muhakkak ki Allahın emrinden dışarı çıkanlar (güruhu) dur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 50. Onlar haalâ cahillik (devri) nin (o kötü)hükmünü mü arıyorlar? Şübhesiz bir kanâata sahib olacak bir kavm indinde hükmü Allahdan daha güzel olan da kimdir? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 51. Ey îman edenler, Yahudileri de, Nasrânîleri de kendinize yâr (ve üstünüze haakim) edinmeyin. Onlar (ancak) birbirinin yaranıdırlar içinizden kim onları dost (ve haakim) edinirse o da onlardandır. Şübhesiz Allah o zaalimler güruhuna muvaffakıyyet vermez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 52. İşte kalblerinde bir (nifak) maraz (ı) bulunan kimselerin «Felâketin bize (dönüb) çarpmasından korkuyoruz» diyerek aralarında koşuşduklarını görüyorsun. Belki Allah feth (-ü zafer) veya kendi katından bir emir getirecek de onlar, yüreklerinde gizledikleri şey’e karşı peşiman kimseler olacaklardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 53. İman edenler de diyecek (ler) ki: «Her halde sizinle berâbe olduklarına dâir (zaman zaman) yeminlerini te’kîde çalışarak Allaha and içenler bunlar mı? Onların bütün yapdıkları boşuna gitmiş, bu suretle onlar en büyük zarara uğrayan (insan) lar olmuşlardır». Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 54. Ey îman edenler, içinizden kim dininden dönerse Allah — mü’ minlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı onurlu ve zorlu, kendisinin onları seveceği, onların da kendisini seveceği — bir kavm getirir ki onlar Allah yolunda savaşırlar ve hiç bîr kınayanın kınamasından (dedi kodusundan) çekinmezler. Bu, Allahın lutf-ü inayetidir ki onu kime dilerse ona verir. Allah ihsanı bol olan, en çok bilendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 55. Sizin yâriniz ancak Allahdır, Onun peygamberidir, Allahın emîrlerine boyun eğici olarak namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren o mü minlerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 56. Kim Allahdan, peygamberinden ve îman edenlerden yüz çevirirse. Hiç şüphe yok ki galebeyi kazanacak olanlar Allahın yardımcılarının ta kendileridir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 57. Ey îman edenler, sizden evvel kendilerine kitab verilenlerle kâfirlerden dîninizi bir eğlence ve bir oyun (yerine) tutanları dostlar (ve üzerinize haakimler) edinmeyin. Allahdan korkun, eğer (Ona) inanmış kimselerseniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 58. (Ezanla) birbirinizi namaza çağırdığınız zaman (onu) bir eğlence ve bir oyun (mevzuu) edinirler. Bu, kendilerinin hakıykaten akıllarını kullanmaz bir günûh olmalarındandır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 59. De ki: «Ey ehl-i kitâb, sizin bizden hoşlanmayışınız (ın sebebi) Allaha (inandığımızdan) ve bize indirilenlerle daha evvel indirilenlere îman etdiğimizden ve sizin bir çoğunuzun da faasık kimseler olduğunuzdan başka (bir şey) değildir». Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 60. De ki: «Allah katında bir ceza olmak bakımından bundan daha kötüsünü size haber vereyim mi? Allahın lâ’net ve aleyhinde gazab etdiği, içlerinden maymunlar, domuzlar yaptığı kimselerle şeytana tapanlardır ki işte bunların mevkii daha kötü ve dümdüz yoldan daha sapıkdır». Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 61. Size geldikleri zaman «îman etdik» derler. Halbuki onlar muhakkak küfr ile girmişler, yine muhakkak onunla çıkmışlardır. Allah onların neler gizlemekde olduklarını çok iyi bilendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 62. Onlardan bir çoğunu görürsün ki günâh (işlemek) de, düşmanlık (yapmak) da ve haram yemeklerinde birbiriyle sür’at koşusu yaparlar. İşlemekde oldukları şey elbet ne kadar kötü!.. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 63. Bari bilginleri, fakıyhleri onları günâh söylemelerinden ve haram yemelerinden vaz geçirmiye çalışsalardı ya. Her halde yapmakda oldukları bu (san’at) ne kadar kötü! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 64. Yahudiler: «Allahın eli bağlıdır (sıkıdır)» dediler. Hay kendi elleri bağlanası ve söyledikleri (bu söz) den dolayı mel’un olası (insanlar)! Hayır, (Allahın) iki eli de açıkdır. Nasıl dilerse öyle infaak eder O. Rabbinden sana indirilen (âyetler), onlardan bir çoğunun, andolsun ki, azgınlığını, gâvurluğunu artıracak. (Bununla beraber) biz onların arasına kıyaamet gününe kadar (sürecek) düşmanlık ve kîn bırakdık. Onlar ne zaman harb için bir ateş tutuşdurdularsa Allah onu söndürdü (kendilerini dâima yeniltiye uğratdı). Yer yüzünde hep fesadcılığa koşarlar onlar. Allah ise fesada olanları sevmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 65. Eğer ehl-i kitâb îman edip de (fesadcılıkdan, bozğunculukdan) sakınalardı onların kötülüklerini her halde örter ve onları her halde ni’meti bol cennetlere sokardık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 66. Bir de eğer onlar Tevrâtı, İncili ve Rablerinden kendilerine indirilen (Kur’ânın hükümlerîn) i dosdoğru tutsalar (tatbîk ve icra etseler) di muhakkak ki hem üstlerinden, hem ayaklarının altından yiyeceklerdi. (Her taraflarından Allahın ni’metlerine gark olacaklardı). İçlerinde iktisatçı (mutedil, tarafsız, yahud iktisâd bilgisine vâkıf) bir zümre de vardır. Onlardan bir çoğunun yapmakda oldukları ise ne kadar kötüdür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 67. Ey peygamber, Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer yapmazsan (Allahın) elçiliğini tebliğ (ve ifâ) etmiş olmazsın. Allah seni insanlardan koruyacakdır. Şübhesiz ki Allah kâfirler güruhunu muvaffak etmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 68. De ki: «Ey ehl-i kitâb, Tevrâtı (n), İncili (n) ve Rabbinizden size indirilen (Kur’ânı Kerîm) i (n hükümlerini) dosdoğru tatbıyk ve icra edilinceye kadar siz hiç bir şey (hiç bir kanâat) üzerinde değilsinizdir». Andolsun, sana Rabbinden indirilen (bu Kur’an) onlardan bir çoğunun taşkınlığını ve gâvurluğunu artıracakdır. O halde, o kâfirler güruhuna karşı gam yeme. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 69. Şüphe yok ki îman edenlerle Yahûdî olanlar (dan), Saabiîler (den), Nasrânîler (den) kim, Allaha ve âhiret gününe îman edib de iyi amel (ve hareket) de bulunursa artık onların üzerinde hiç bir korku yokdur. Onlar mahzun da olacak değillerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 70. Andolsun ki biz İsrâîl oğullarından sapasağlam te’minât almış, onlara peygamberler göndermişizdir. Ne zaman bir peygamber, kendilerine canlarının hoşlanmayacağı bir şey’i getirdiyse bir takımını yalana çıkardılar, bir takımını da öldürdüler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 71. Ve öyle sandılar ki (o yapdıkları, başlarına) bir belâ olmayacakdır. Kör kesildiler, sağır kesildiler onlar. Sonra Allah kendilerine tevbe nasıyb etdi (amma) sonra yine içlerinden bir çoğu kör ve sağır oldular. Allah, ne yaparlarsa hakkıyle görücüdür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 72. «Meryem oğlu Mesîh (İsâ) hakıykat Allahın kendisidir» diyenler, and olsun, kâfir olmuş (lar) dır. Halbuki (bizzat) Mesîh (şöyle) demişdi: «Ey İsrail oğulları, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allaha kulluk edin. Zîrâ kim Allaha eş katarsa hiç şüphesiz Allah ona cenneti haram kılar. Onun varacağı yer ateşdir. Zalimlerin hiç bir yardımcıları da yokdur». Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 73. «Allah hakıykaten üçün (üç Tanrının) biridir» diyenler andolsun, kâfir olmuşdur. Halbuki bir tek Tanrıdan başka hiç bir tanrı yokdur. Eğer diyegeldikleri (bu sözden) vaz geçmezlerse içlerinden o kâfir olanlara her halde pek acıklı bir azâb dokunacakdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 74. Haalâ Allaha dönüb Onun mağfiretini istemeyecekler mi onlar? Allah çok yarlığayıcı, çok esirgeyicidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 75. Meryem oğlu Mesih (İsâ) bir peygamberden başka (bir şey) değildir. Ondan evvel de peygamberler gelib geçmişdir. Anası çok saadık bir kadındı. İkisi de (birer kul ve beşer olarak) yemek yerlerdi. Bak, biz âyetleri onlara nasıl apaçık bildiriyoruz. Sonra da bak onlar nasıl (hakıykatden) çevriliyorlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 76. De ki: «Allâhı bırakıp da size ne bir zarar, ne de bir fâide yapmıya gücü yetmeyen şeylere mi tapıyorsunuz? Halbuki (her şey’i) işiden, (her şey’i) bilen Allahın kendisidir». Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 77. De ki: «Ey ehl-i kitâb, dîninizde haksız yere haddi aşmayın. Bundan evvel hakîkaten hem kendileri sapmış, hem bir çoğunu sapdırmış ve (haalâ da) dümdüz yoldan ayrılıb sapagelmiş bir kavmin heva (ve heve) sine uymayın». Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 78. İsrâîl oğullarından olub da küfredenlere Dâvudun da, Meryem oğlu İsânın da diliyle lâ’net olunmuşdur. Bunun sebebi isyan etmeleri ve ifrata sapmaları idi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 79. Onlar işledikleri her hangi fenâlıkdan birbirini vazgeçirmiye çalışmazlardı. Hakıykat, yapmakda devam etdikleri (o hal) ne kötü idi!.. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 80. İçlerinden bir çoğunu görürsün ki (peygambere, müminlere olan buğuzlarından dolayı) kâfirlere dostluk ederler. Nefislerinin kendileri için (ahretleri hesabına) öne sürdüğü (o kötü haberler), andolsun, ne çirkin şeylerdir. (Çünkü onların kazancı) Allahın kendilerine gazab etmesi ve onların o azâb içinde ebedi kalıcı olmalarıdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 81. Eğer Allaha, peygambere ve ona indirilene îman etmiş olsalardı onları (kâfirleri) dostlar edinmezlerdi. Fakat onlardan bir çoğu faasık kimselerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 82. İnsanların, îman edenlere düşmanlık bakımından, en şiddetlisi, andolsun ki, Yahudilerle Allaha eş koşanları bulacaksın. Onların, îman edenlere sevgisi bakımından, daha yakınını da, andolsun, «Biz Nasrânîleriz» diyenleri bulacaksın. Bunun sebebi şudur: Çünkü onların içinde keşişler, râhibler vardır. Şübhe yok ki onlar (hakkı i’tiraf hususunda o derecede) büyüklenmek istemezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 83. Peygambere indirilen (Kur’an-ı kerîm) i dinledikleri vakit da hakkı tanıdıklarından dolayı gözlerinin yaşla dolub taşdığını görürsün onların. (Şöyle) derler: «Ey Rabbimiz, îman etdik. Artık bizi (hakka) şâhid olanlarla beraber yaz». Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 84. «Zâten biz, Rabbimizin bizi de saalihler katarına katıb koymasını unutub dururken ne diye Allaha ve bize gelen hakıykata îman etmeyelim?». Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 85. İşte Allahın onların (bu) söylediklerinden dolayı altından ırmaklar akan cennetleri — kendileri için ebedî kalıcı olmak üzere — onlara mükâfat olarak ihsan etdi. Bu, iyi hareket edenlerin mükâfatıdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 86. O inanmayıb kâfir olanlar (a), Allahın âyetlerini yalan sayanlar (a gelince:) onlar da o çılgın ateşin yaranıdırlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 87. Ey îman edenler, Allahın size helâl etdiği o en temiz ve güzel şeyleri (nefsinize) haram kılmayın. Haddi aşmayın. Çünkü Allah haddi aşanları sevmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 88. Allahın size rızk olmak üzere verdiği şeylerden halâl ve tertemiz olarak yeyin. Siz, kendisine îman etmiş olduğunuz Allahdan korkun. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 89. Allah, sizi yemînlerinizdeki lâğvden dolayı sorumlu tutmaz. Fakat kalblerinizin azmetdiği yeminler yüzünden muâhaze eder. Bunun da keffâreti ailenize yedirmekde olduğunuzun orta (derece) sinden on yoksulu doyurmak, ya onları giydirmek, yahud bir kul azad etmekdir. Fakat kim (bunları) bulamaz (bulmıya muktedir olamaz) sa üç gün oruç (tutması lâzımdır), İşte bu andetdiğiniz vakit yeminlerinizin keffâretidir. Yeminlerinizi muhaafaza edin. Allah âyetlerini size böylece açıklıyor. Tâki şükredesiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 90. Ey îman edenler, içki, kumar, (tapmıya mahsus) dikili taşlar, fal okları ancak şeytanın amelinden birer murdardır. Onun için bun (lardan kaçının ki muradınıza eresiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 91. Şeytan, içkide ve kumarda ancak aranıza düşmanlık ve kîn düşürmek, sizi Allâhı anmakdan ve namazdan alıkoymak ister. Artık siz (hepiniz) vaz geçdiniz değil mi? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 92. Allaha ve Resulüne itaat edin, sakının. Eğer yüz çevirirseniz bilin ki peygamberimizin üstüne düşen, yalnız apaçık tebliğden ibâretdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 93. İman edib de güzel güzel amel (ve hareket) lerde bulunanlar — (Bundan sonra haram olan şeylerden de) sakındıkları, îman (larında sebat ile) iyi iyi işlere devam etdikleri, sonra (haram edilen şeylerden dâima) sakınıb (haram olduklarına iyice) inandıkları ve yine sakınmakda devam ve ısrar ile güzel işler (i arayıb onlar) la iştigal eyledikleri takdirde — (haram kılınmazdan evvel) tatdıklarında üzerlerine hiç bir suç yokdur. Allah, iyi hareket edenleri sever. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 94. Ey îman edenler, Allah, görmeksizin kendisinden korkanları ayırd etmek için av (nev’în) den ellerinizin, mızraklarınızın erişebileceği bir şeyle, andolsun ki, sizi imtihan edecekdir. Kim bundan sonra aşırı giderse ona pek acıklı bir azâb vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 95. Ey îman edenler, siz (hac veya umre îçin) ihramlı bulunurken av öldürmeyin, içinizden kim onu bilerek öldürürse (üzerine) öldürdüğü o hayvanın benzeri bir ceza vardır ki Kâ’beye ulaşmış bir kurbanlık olmak üzere bunu içinizden adalet sahibi iki adam hüküm (ve takdîr) edecekdir. Yahud bir keffâret vardır ki (o nisbetde) yoksulu doyurmak, yahud onun dengi oruç tutmakdır. Tâki bu suretle o, etdiğinin vebalini tatmış olsun. Allah geçmişi bağışladı. (Fakat) kim bir daha böyle yaparsa Allah ondan intikaamını alır. Allah mutlak gaalibdir, intikam saahibidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 96. Deniz avı yapmak ve onu yemek — kendinize de, müsâfire de fâide olmak üzere — sizin için halâl edildi. İhramda bulunduğunuz müddetçe ise kara avı haram kılındı. Huzuruna varıp toplanacağınız Allahdan korkun. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 97. Allah Kâ’beyi, o Beyt-i haraamı, o haraam olan ay (lar) ı, (Mekkeye hediye edilecek) kurbanı ve (onların) boyunlarındaki gerdanlıkları insanlar (ın dîn ve dünyâları) için bir nizam yapdı. Bu da Allahın, göklerde ne var, yerde ne varsa (hepsini) bildiği, Allahın (zâten her şey’i) hakkıyle bilici olduğunu sizin de bilmeniz içindir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 98. Bilin ki Allah, muhakkak cezası pek çetindir. (Bununla beraber) Allah hakıykaten çok yarlığayıcıdır, çok esirgeyicidir de. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 99. Peygamberin üzerinde tebliğden başka (hiç bir vazîfe) yokdur. Allah ne açıklar, ne gizlerseniz (hepsini) bilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 100. De ki: «Murdarla temiz — murdarın çokluğu hoşunuza gitse de — (hiç bir zaman) bir olmaz. Onun için, ey selîm akıl saahibleri, (murdarı ihtiyar etmek hususunda) Allahdan korkun (temizi alın). Olur ki kurtuluşa erersiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 101. Ey îman edenler, Allahın afvetdiği şeyleri — ki eğer size açıklanırsa ve siz bunları Kur’an inerken sorub da hükmü kendinize izhar edilirse fenanıza gidecekdir — sormayın. Allah çok yarlığayıcıdır, cezada da aceleci değildir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 102. Sizden evvel de bir kavm onları sordu da sonra o yüzden kâfirler oldular. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 103. Allah ne «Bahıyre den, ne «Sâbibe» den, ne «Vasiyle den, ne de «Ham» dan hiç birini (meşru) kılmamışdır. Fakat o küfredenler Allaha karşı («Bize bunları o emretmişdir» diye) yalan düzerler. Onların çoğunun (avamının) ise akılları ermez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 104. Onlara: «Allahın indirdiğine ve o peygambere gelin» denildiği zaman «Atalarımızı üstünde bulduğumuz şeyler bize yeter» dediler. Ya ataları hiç bir şey bilmiyorlar ve doğru yola gitmiyorlar idiyse?.. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 105. Ey îman edenler, siz nefisleriniz (i ıslah etmiy) e bakın. Kendiniz doğru yolu bulunca sapanlar size zarar vermez. Hepinizin dönüb varacağı nihayet Allahdır. Artık O, neler yapıyordunuz, size haber verecekdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 106. Ey îman edenler, ölüm (ün sebebleri) her hangi birinizin karşısına gelib çatdığı zaman, (edeceğiniz) vasıyyet vakfında aranızda ya içinizden adalet saahibi iki şâhid (tutun), yahud yer yüzünde sefer etdiniz de başınıza ölüm musıybeti gelmişse sizden olmayan diğer iki kişiyi (şâhid yapın). (Sizden olmayan öyle iki kişi ki) onları, (haklarında) şübheye düşmüşseniz, namazdan sonra alıkoyarsanız da Allaha şu suretle yemîn ederler: «(Şâhidlik etdiğimiz bu işin içinde) akraba (mızdan kimse) dahi bulunsa (Allâhı bırakıb da yerine dünyâya âid) hiç bir behâyı (ve menfeati) satın almayacağız. Allahın (emretdiği) şâhidliği gizlemeyeceğiz. Bu (nu gizlediğimiz) takdirde elbette günâhkârlardanızdır». Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 107. Eğer o iki (şâhid) aleyhinde — (bu hususda) muhakkak bir vebale hak kazanmış (şâhidlikde hıyanet etmiş) olduklarına (dâir — bir) ıttıla haasıl edilirse o vakit, kendilerine hak terettüb eden (haksızlığa uğrayan mirasçılar) dan iki kişi ki onlar buna daha lâyık, (ölüye de) daha yakındırlar — öbürlerinin yerlerine geçerler. Binâen’aleyh «Vallahi bizim şâhidliğimiz (yeminimiz) o iki kişinin şâhidliğinden (yemininden) daha doğrudur. Biz (hakıykatı çiğneyib) aşmadık. Çünkü bu takdirde muhakkak ki zaalimlerden oluruz» diye Allaha yemîn ederler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 108. (Yemînin mirasçılara reddi hakkındaki) bu (huküm) şahidliği (üstünüze aldığınız) vech ile (dosdoğru) îfâ etmelerine, yahud yeminlerinden sonra yeminlerin (mirasçılara tevcih ve) reddedileceğinden korkmalarına daha yakındır. Allahdan korkun, (emirlerini) dinleyin. Allah, faasıklar güruhunu muvaffak etmez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 109. O günde ki Allah bütün peygamberleri toplayıb da: «Size verilen o cevab nedir?» diyecek, onlar da: «Bizim hiç bir bilgimiz yok. Şübhesiz ğaybları hakkıyle bilen Sensin Sen» diyeceklerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 110. Allah o zaman şöyle diyecek: «Ey Meryem oğlu İsâ, hem senin üzerindeki, hem ananın üzerindeki (bunca) ni’metimi hatırla. Hani ben seni Cebrail ile desteklemişdim. Beşikde iken de, yetişgin iken de sen insanlara söz söylüyordun. Hani sana kitabı (yazı yazmayı), hikmeti, Tevrâtı, İncili öğretmişdim. Hani benim iznimle çamırdan bir kuş suretinin benzerini tasarlıyordun, içine üfürüyordun da benim iznimle bir kuş oluveriyordu. Hem anadan doğma körü, abraşı da yine benim iznimle iyi ediyordun. Hani ölüleri benim iznimle (hayaata) çıkarıyordun, hani İsrail oğulları (nın elini) senden çekmişdim (de seni öldürememişlerdi). Kendilerine apaçık mu’cizeler getirdiğin zaman da içlerinden o küfredenler: «Bu, aşikâr bir büyüden başkası değildir» demişdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 111. Hani havarilere : «Bana ve resulüme îman edin» diye ilham etmişdim. «Îman etdik. Hakıykî müslümanlar olduğumuza Sen de şâhid ol» demişlerdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 112. O vakit havariler: «Ey Meryem oğlu İsâ, Rabbin bizim üstümüze gökden bir sofra indirebilir mi?» demiş, O (da): «Eğer inanmış (adam) larsanız Allah (ın kudretinden ve benîm peygamberliğimden şübheye sapmakdan) korkun» demişdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 113. (Şöyle) dediler: «Diliyoruz ki biz de ondan yiyelim, kalblerimiz yatışsın, senin bize hakıykaten doğru söylediğini bilelim ve biz de bunun üzerine şâhidlerden olalım». Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 114. Meryem oğlu İsâ (düâ ederek) dedi ki: «Hey Allah, hey bizim Rabbimiz, üstümüze gökden bir sofra indir ki bizim hem evvelimiz, hem âhirimiz için bir bayram ve senden bir âyet (mu’cize) olsun. Bizi rızıklandır. Sen rızk verenlerin en hayırlısısın». Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 115. Allah dedi ki: «Ben onu sizin üzerinize şübhesiz indiriciyim. Artık (ondan) sonra içinizden kim nankörlük eder (küfre döner) se ben onu muhakkak ki kâinatdan hiç birini azarlandırmayacağım bir azâb ile azâblandırırım ». Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 116. Allah: «Ey Meryem oğlu İsâ, insanlara Allahı bırakıb da beni ve anamı iki tanrı edininiz diyen sen misin?» dediği zaman o, (şöyle) söyledi: «Seni tenzih ederim (ya Rab), hakkım olmadık bir sözü söylemekliğim bana yakışmaz. Eğer onu söyledimse elbette bunu bilmişsindir. Benim içimde olan (her) şey’i Sen bilirsin. Ben ise Senin zâtinde olanı bilmem. Şübhesiz ki ğaybları hakkıyle bilen Sensin Sen». Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 117. Ben onlara senin bana emretdiğinden başkasını söylemedim, (dediğim hep şu idi:) «Benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allaha kulluk edin. Ben içlerinde bulunduğum müddetçe üzerlerinde bir kontrolcu idim. Fakat vaktâ ki Sen beni (içlerinden) aldın, üstlerinde nigehban yalınız Sen oldun. (Zâten) Sen (her zaman) her şey’e hakkıyle şâhidsin». Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 118. «Eğer kendilerine azâb edersen şübhe yok ki onlar Senin kullarındır. Eğer onları yarlığarsan mutlak gaalib (ve) yegâne hüküm ve hikmet saahibi olan da hakıykaten Sensin Sen». Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 119. (Bu suâl ve cevablardan sonra) Allah dedi (diyecek) ki: «Bu (gün) doğru söyleyenlerin sadâkatları kendilerine fâide vereceği bir gündür. Altından ırmaklar akan cennetler — ki orada ebedî ve daimî kalıcıdırlar — Onlarındır. Allah kendilerinden raazî olmuşdur, kendileri de Ondan raazî olmuşlardır ve işte bu, en büyük kurtuluş ve seâdetdir». Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 120. Göklerin, yerin ve içlerinde ne varsa (hepsinin) mülk (-ü tasarruf) u Allahındır. O her şey’e hakkıyle kaadirdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster