Bekir SadakBekir Sadak:
(28-34) Onlar dikensiz sedir agaclari, salkimlari sarkmis muz agaclari, uzamis golge altinda, caglayarak akan sular kenarlarinda; bitip tukenmeyen ve yasak da edilmeyen bol meyveler arasinda; yuksek dosekler uzerindedirler.
Celal YıldırımCelal Yıldırım:
Yüksek döşekler üstündedirler.
Cemal KülünkoğluCemal Külünkoğlu:
(28-34) (Onlar cennette) dikensiz ağaçlar, meyveleri sarkmış muz ağaçları, (kesintisiz) uzayan gölgeler, çağlayarak akan sular, tükenmeyen ve yasaklanmayan çok çeşitli meyveler içinde ve yüksek döşekler (sedirler) üzerindedirler.
Diyanet İşleriDiyanet İşleri:
(28-34) (Onlar), dikensiz sidir ağaçları ve meyveleri küme küme dizili muz ağaçları altında, yayılmış sürekli bir gölgede, çağlayan bir su başında, tükenmeyen ve yasaklanmayan çok çeşitli meyveler içinde ve yüksek döşekler üzerindedirler.
Diyanet VakfıDiyanet Vakfı:
Ve kabartılmış döşekler üstündedirler.
Edip YükselEdip Yüksel:
Ve onlar yükseltilmiş mobilyalar üzerindedirler.
Elmalılı Hamdi YazırElmalılı Hamdi Yazır:
Ve yükseltilmiş döşekler üstündedirler.
Hasan Basri ÇantayHasan Basri Çantay:
ve (kadri) yükseltilmiş döşeklerdedirler.
Hayrat NeşriyatHayrat Neşriyat:
(28-34) (Onlar,) dikensiz sedir ağaçları ve (salkımları) dizili muz ağaçları içinde, yayılmış bir gölgede, çağlayan su (kenarların)da, tükenmeyen ve yasaklanmayan pek çok meyveler arasında ve yükseltilmiş döşeklerdedirler!
Seyyid KutubSeyyid Kutub:
Yüksek döşekler üzerindedirler.
Suat YıldırımSuat Yıldırım:
(34-35) Onlara, pek değerli eşler de verdik. Biz o eşleri, yepyeni bir yaratılışla yaratıp, sûret ve sîretlerini son derece güzelleştirdik.
Süleyman AteşSüleyman Ateş:
Ve yükseltilmiş döşekler üstündedirler.
Şaban PirişŞaban Piriş:
Ve yüksek yataklar içindedirler.
Tefhim-ul Kur'anTefhim-ul Kur'an:
Yükseklere kurulmuş döşekler(dedirler).