Abdulbaki GölpınarlıAbdulbaki Gölpınarlı:
Halbuki siz, onları alaya aldınız da sonunda beni anmayı unutturdu size bu hal ve siz onlara gülerdiniz.
Abdullah ParlıyanAbdullah Parlıyan:
Ne varki siz onlarla alay ettiniz. En sonunda onlar(la alayınız) size beni hatırlamayı unutturdu; üstelik bir de onların halini gülünç buluyordunuz.
Adem UğurAdem Uğur:
İşte siz onları alaya aldınız; sonunda onlar (ile alay etmeniz) size beni yâdetmeyi unutturdu, siz onlara gülüyordunuz.
Ahmed HulusiAhmed Hulusi:
"Siz onları alaya aldınız! Hatta (bu hâliniz) Zikrimi (hakikatinizdeki varlığımı hatırlamayı) size unutturdu! Siz onlara gülüyordunuz."
Ahmet VarolAhmet Varol:
Sizse onları alay konusu edinmiştiniz. Size benim zikrimi unutturdular ve siz onlara gülüyordunuz.
Ali BulaçAli Bulaç:
"Siz onları alay konusu edinmiştiniz; öyle ki, size Benim zikrimi unutturdular ve siz onlara gülüp duruyordunuz."
Ali Fikri YavuzAli Fikri Yavuz:
Siz, onları, alaya aldınız. Nihayet bu hareketiniz, bana ibadet etmeyi size unutturdu. Onlara (istihza suretiyle) gülüyordunuz.
Bayraktar BayraklıBayraktar Bayraklı:
(109-110) “Çünkü kullarımdan bir topluluk, ‘Ey Rabbimiz! İnandık; bizi bağışla, bize merhamet et, sen çok merhametlisin` derdi de siz ise onlarla dalga geçerdiniz. Öyle ki, bu tavrınız size beni anmayı unutturmuştu. Siz onların yaptıklarına gülüyordunuz.”
Bekir SadakBekir Sadak:
(108-11) 1 Allah: «inin oradan! Benimle konusmayin. Kullarimdan bir topluluk: «Rabbimiz! inandik, artik bizi bagisla, bize aci. Sen aciyanlarin en iyisisin» diyordu. Siz ise, onlari alaya aliyordunuz. Bu yaptiklariniz size Beni anmayi unutturuyordu. Onlara hep guluyordunuz. Sabretmelerine karsilik bugun onlari mukafatlandirdim. Dogrusu onlar kurtulanlardir» der.
Celal YıldırımCelal Yıldırım:
Siz onları alaya alırdınız; o kadar ki (bu yaramaz haliniz) beni anmayı size unutturdu ve siz onlara (bakıp bakıp alaylı şekilde) gülüyordunuz.
Cemal KülünkoğluCemal Külünkoğlu:
(109-111) “Hani vaktiyle kullarımın bir bölümü: ‘Ey Rabbimiz! Biz sana inandık, bizi bağışla, bize merhamet et, sen merhamet edenlerin en hayırlısısın!` diye dua ediyordu. Siz ise onlarla alay ediyordunuz. Bu yaptıklarınız size beni anmayı unutturuyordu. Onlara hep gülüyordunuz. Sabretmeleri sebebiyle, bugün ben onları mükâfatlandırdım. Şüphesiz onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.”
Diyanet İşleriDiyanet İşleri:
Siz ise onlarla alay ediyordunuz. O kadar ki onlar size beni anmayı unutturdu. Onlara hep gülüyordunuz.
Diyanet VakfıDiyanet Vakfı:
İşte siz onları alaya aldınız; sonunda onlar (ile alay etmeniz) size beni yâdetmeyi unutturdu, siz onlara gülüyordunuz.
Edip YükselEdip Yüksel:
"Sizse onları alaya aldınız ve onlar yüzünden beni anmayı unuttunuz. Onlara gülüp duruyordunuz."
Elmalılı Hamdi YazırElmalılı Hamdi Yazır:
İşte siz onları alaya aldınız; sonunda bu davranışınız size beni yâd etmeyi unutturdu; çünkü siz onlara gülüyordunuz.
Fizil-al il KuranFizil-al il Kuran:
Siz onları alaya alıyordunuz. Sonunda bu tutumunuz beni anmayı size unutturdu, artık onlara hep gülüyordunuz.
Gültekin OnanGültekin Onan:
"Siz onları alay konusu edinmiştiniz; öyle ki, size benim zikrimi unutturdular ve siz onlara gülüp duruyordunuz."
Harun YıldırımHarun Yıldırım:
İşte siz onları alaya aldınız; sonunda onlar (ile alay etmeniz) size beni yâdetmeyi unutturdu, siz onlara gülüyordunuz.
Hasan Basri ÇantayHasan Basri Çantay:
Siz onları eğlence edindiniz. Hattâ bu, beni hatırlamayı size unutdurdu. Siz onlara (istihza ile) gülüyordunuz.
Hayrat NeşriyatHayrat Neşriyat:
`Hâlbuki (siz) onları eğlence edindiniz; tâ ki (onlar ile alay etmeniz) size beni anmayı unutturdu ve (siz) onlara gülüyordunuz.`
İbn-i Kesirİbn-i Kesir:
Siz ise, onları alaya alıyordunuz. Öyle ki size Benim zikrimi unutturdular. Ve siz, onlara hep gülüyordunuz.
İlyas Yorulmazİlyas Yorulmaz:
Rableri "Siz, bana inanan kullarımı alaya aldınız ve inananlara karşı gülüp eğlenmek, beni anmayı size unutturdu. "
İskender Ali Mihrİskender Ali Mihr:
Böylece onları alay konusu edindiniz. Öyle ki (bu), size Benim zikrimi unutturdu. Ve siz, onlara gülüyordunuz.
Kadri ÇelikKadri Çelik:
"Siz onları alay konusu edinmiştiniz; Sonunda (bu müminler, alaylarınız sebebiyle) size benim zikrimi unutturdular ve siz onlara gülüp duruyordunuz."
Muhammed EsedMuhammed Esed:
fakat siz onları alay konusu yaptınız; öyle ki, bu sonunda size Beni anmayı büsbütün unutturdu; çünkü hep gülüp durdunuz onlara.
Mustafa İslamoğluMustafa İslamoğlu:
Ne varki siz onlarla alay ettiniz. En sonunda onlar(la alayınız) size beni hatırlamayı unutturdu; üstelik bir de onların halini gülünç buluyordunuz.
Ömer Nasuhi BilmenÖmer Nasuhi Bilmen:
«Halbuki, siz onlara maskara ittihaz ettiniz, tâ ki, bunlar (böyle maskaralıklarınız) size Beni yâd etmeyi unutturdular ve onlardan (istihzâ ile) güler kimseler olmuştunuz.»
Ömer ÖngütÖmer Öngüt:
"Siz ise onları alaya alıyordunuz. Bu yaptıklarınız size benim zikrimi, beni anmayı unutturuyordu. Ve hep gülüyordunuz onlara!"
Sadık TürkmenSadık Türkmen:
Rableri "Siz, bana inanan kullarımı alaya aldınız ve inananlara karşı gülüp eğlenmek, beni anmayı size unutturdu. "
Seyyid KutubSeyyid Kutub:
Siz onları alaya alıyordunuz. Sonunda bu tutumunuz beni anmayı size unutturdu, artık onlara hep gülüyordunuz.
Suat YıldırımSuat Yıldırım:
(109-110) Kullarımdan, bir kısmı "inandık ya Rabbî! Affet günahlarımızı, merhamet et bize, çünkü Sen merhamet edenlerin en iyisi, en hayırlısısın!" dediklerinde, onları alaya alan sizler değil miydiniz! Sonunda sizin bu davranışlarınız Beni gönlünüzden geçirmeyi, Beni yâdetmeyi size unutturdu da, onlarla eğlenip durdunuz.
Süleyman AteşSüleyman Ateş:
"Siz onlarla alay ettiniz, (sürekli onlarla uğraştığınız için onlar) size beni anmayı unutturdular. Siz dâimâ onlara gülüyordunuz."
Şaban PirişŞaban Piriş:
Siz ise size benim zikrimi unutturana kadar onlarla alay ederdiniz. Siz onlara gülerdiniz.
Tefhim-ul Kur'anTefhim-ul Kur'an:
«Siz onları alay konusu edinmiştiniz; öyle ki, size benim zikrimi unutturdular ve siz onlara gülüp duruyordunuz.»
Yaşar Nuri ÖztürkYaşar Nuri Öztürk:
Siz onları alaya aldınız. Öyle ki, zikrimi/Kur’anımı size unutturdular. Siz onlara hep gülüyordunuz.
Yusuf Ali (İngilizce)Yusuf Ali (İngilizce):
"But ye treated them with ridicule, so much so that (ridicule of) them made you forget My Message while ye were laughing at them!