1. Mü`minûn (o mü`minler) muhakkak kurtuluşa ermiştir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 2. O kimseler (o mü`minlerdir) ki, onlar namazlarında huşû` (korku ve eziklik) içinde olanlardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 3. Ve o kimseler ki, onlar boş şeylerden (boş söz ve işlerden) yüz çeviricidirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 4. Ve o kimseler ki, onlar zekât (vermek) için çalışanlardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 5. Ve o kimseler ki, onlar ırzlarını koruyucudurlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 6. Ancak kendi eşleri veya sâhib oldukları câriyelerine karşı (olan münâsebetleri)müstesnâ. Çünki şübhesiz onlar (bundan dolayı) kınanmış kimseler değildir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 7. Artık kim bundan ötesini ararsa, işte onlar gerçekten haddi aşanlardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 8. Yine o kimseler ki, onlar emânetlerine ve sözlerine riâyet edenlerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 9. Ve o kimseler ki, onlar namazlarını (erkânına riâyet ve ona devam ederek) korurlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 10. İşte onlar, gerçekten (yüksek makamlara) vâris olanlardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 11. Onlar ki, Firdevs (Cennetin)e vâris olurlar. Onlar orada ebedî olarak kalıcıdırlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 12. Şânım hakkı için, (biz) insanı, çamurdan (süzülmüş) bir hulâsadan yarattık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 13. Sonra onu sağlam bir yerde (ana rahminde) bir nutfe (hakir bir damla sudan süzülmüş hulâsa) olarak yerleştirdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 14. Sonra o nutfeyi bir alaka olarak yarattık, sonra o alakayı bir mudga olarak yarattık, sonra bu mudgayı birtakım kemikler hâlinde yarattık, sonra bu kemiklere bir et giydirdik. Sonra onu başka bir yaratılışla (insan olarak) meydana getirdik. İşte yaratanların en güzeli olan Allah, ne yücedir! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 15. Sonra muhakkak ki siz, bunun ardından elbette ölecek olan kimselersiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 16. Sonra gerçekten siz, kıyâmet günü diriltileceksiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 17. Ve and olsun ki, sizin üstünüzde yedi yol (yedi gök) yarattık. (Biz)yaratılanlardan gafiller değiliz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 18. Gökten belli bir mikdar ile su indirdik, sonra onu yerde durdurduk. Şübhesiz ki biz, onu gidermeye de elbette gücü yetenleriz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 19. Böylece onunla (o yağmurla) sizin için hurma bahçeleri ve üzüm bağları meydana getirdik. Oralarda sizin için birçok meyveler vardır ve onlardan yersiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 20. Bir de Tûr-ı Sînâ`dan çıkan bir ağaç (meydana getirdik) ki, (bu ağaç, sizler için)hem yağ, hem de yiyenlere bir katık (olan zeytin) ile (berâber) yetişir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 21. Şübhesiz ki sizin için sağmal hayvanlarda da elbette bir ibret vardır. Karınlarında bulunandan (sütlerinden) size içiririz. Onlarda sizin için (daha) birçok faydalar vardır; hem onlardan yersiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 22. Hem onların üzerinde, hem de gemilerde taşınırsınız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 23. And olsun ki, Nûh`u kavmine (peygamber olarak) gönderdik de (onlara) dedi ki: `Ey kavmim! Allah`a kulluk edin; sizin için O`ndan başka hiçbir ilâh yoktur. (O`nun azâbından) hiç sakınmaz mısınız?` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 24. Bunun üzerine kavminden inkâr eden ileri gelenler şöyle dedi: `Bu, sâdece sizin gibi bir insandır; size üstünlük sağlamak istiyor. Eğer Allah (peygamber göndermek)isteseydi, elbette melekleri indirirdi. (Biz) bunu evvelki atalarımızdan işitmedik.` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 25. `Bu, sâdece kendisinde delilik bulunan bir adamdır; hele bir zamâna kadar onu bekleyin bakalım!` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 26. (Nûh:) `Rabbim! Beni yalanlamalarına karşı, bana yardım et!` dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 27. Bunun üzerine (biz de) ona şöyle vahyettik: `Nezâretimiz altında ve vahyimiz ile gemiyi yap; nihâyet emrimiz gelip de fırın kaynadığı (sular taş maya başladığı) zaman, her bir (hayvan cins)inden (erkek ve dişi olmak üzere) ikişer eş ile (îmân etmediklerinden, boğulacaklarına dâir) ve içlerinden, aley hinde söz geçmiş (hüküm verilmiş) olan (bir oğlunile diğer zevcen) dışındaki âileni (mü`min le ri), ona (gemiye) al!O zulmedenler hakkında ise bana hitabda bulunma (yalvarma)! Çünki onlar suda boğu lacak olanlardır.` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 28. O hâlde sen, yanında bulunanlarla berâber gemiye yerleştiğin zaman artık de ki: `Bizi o zâlimler topluluğundan kurtaran Allah`a hamd olsun!` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 29. Ve (yine) de ki: `Rabbim! Beni mübârek bir menzile indir; çünki sen, indirenlerin en hayırlısısın!` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 30. Şübhesiz ki bunda, gerçekten ibretler vardır ve doğrusu (biz, onları) elbette imtihân edicileriz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 31. Sonra onların ardından başka bir nesil meydana getirdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 32. Onlara da içlerinden: `Allah`a kulluk edin; sizin için O`ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Hiç sakınmaz mısınız?` diye (kendilerine nasîhat etmesi için) bir peygamber gönderdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 33. Onun kavminden, inkâr edip âhirete kavuşmayı yalanlayan ve dünya hayâtında kendilerine refah verdiğimiz ileri gelenleri ise şöyle dedi: `Bu sâdece sizin gibi bir insandır; yemekte olduğunuzdan yiyor; içmekte olduğunuzdan içiyor.` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 34. `Eğer kendiniz gibi bir insana itâat ederseniz, o takdirde mutlaka siz gerçekten hüsrâna uğrayan kimseler olursunuz.` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 35. `(O) muhakkak ki siz öldüğünüz ve bir toprak ve bir kemik yığını hâline geldiğiniz zaman, gerçekten sizin (kabirlerinizden) çıkarılan kimseler olacağınızı mı va`d ediyor?` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 36. `Heyhât! O va`d edilmekte olduğunuz şey, ne kadar uzak!` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 37. `O (hayat), bizim dünya hayâtımızdan başka bir şey değildir; (kimimiz) ölürüz,(kimimiz) yaşarız; biz (öldükten sonra) diriltilecek kimseler de değiliz.` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 38. `O, sâdece Allah`a karşı yalan uyduran bir adamdır. Biz ona inanan kimseler de değiliz.` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 39. (O peygamber:) `Rabbim! Beni yalanlamalarına karşı, bana yardım et!` dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 40. (Allah:) `Az (bir zaman) sonra (onlar) mutlaka pişmanlık duyan kimseler olacaklar!` buyurdu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 41. Nihâyet, o (korkunç) ses onları hak ile yakaladı da onları bir sel süprüntüsü hâline getirdik. Artık o zâlimler topluluğu helâk olsun! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 42. Sonra onların ardından başka nesiller meydana getirdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 43. Hiçbir ümmet ecelinden ne öne geçebilir, ne de geri kalabilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 44. Sonra ard arda peygamberlerimizi gönderdik. Ne zaman bir ümmete peygamberi geldiyse, onu yalanladılar; bunun üzerine (biz de) onları birbiri ardına takarak (helâk edip)onları(n başlarına geleni) ibretli hikâyeler yaptık. O hâlde îmân etmeyecek bir kavim, helâk olsun! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 45. (45-46) Sonra Mûsâ`yı ve kardeşi Hârûn`u, âyetlerimizle ve apaçık bir delil ile Fir`avun`a ve onun ileri gelenlerine gönderdik, fakat (onlar) kibirlendiler; zâten büyüklük taslayan bir kavim idiler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 46. (45-46) Sonra Mûsâ`yı ve kardeşi Hârûn`u, âyetlerimizle ve apaçık bir delil ile Fir`avun`a ve onun ileri gelenlerine gönderdik, fakat (onlar) kibirlendiler; zâten büyüklük taslayan bir kavim idiler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 47. Bu yüzden: `Kavimleri bize kölelik edip duran kimseler iken, bizim gibi iki insana mı inanacağız?` dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 48. Böylece o ikisini yalanladılar da helâk edilenlerden oldular. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 49. And olsun ki Mûsâ`ya da Kitâb`ı verdik. Tâ ki onlar (o İsrâîloğulları), doğru yolu bulabilsinler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 50. Meryemoğlunu (Îsâ`yı) da, annesini de bir mu`cize kıldık ve onları barınmaya elverişli ve suyu akan bir tepeye yerleştirdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 51. Ey peygamberler! Temiz (helâl) şeylerden yiyin ve sâlih amel işleyin! Şübhesiz ki ben, ne yaparsanız hakkıyla bilenim. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 52. İşte gerçekten bu (ümmet-i İslâmiye) tek bir ümmet olarak sizin ümmetinizdir. Ben de sizin Rabbinizim; öyle ise benden sakının! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 53. Fakat (insanlar din husûsunda) işlerini kendi aralarında parça parça böldüler. Her kısım kendi yanında bulunan (din) ile memnundurlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 54. Artık onları bir zamâna kadar dalâletleriyle (baş başa) bırak! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 55. (55-56) (Onlar,) kendilerine vermekte olduğumuz mal ve oğullar ile, onların hayırlarınamı koşuyoruz sanıyorlar? Hayır! (Onlar işin) farkına varmıyorlar! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 56. (55-56) (Onlar,) kendilerine vermekte olduğumuz mal ve oğullar ile, onların hayırlarınamı koşuyoruz sanıyorlar? Hayır! (Onlar işin) farkına varmıyorlar! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 57. Şübhesiz (bir de hayırda gayret gösteren) o kimseler (de var) ki, onlar Rablerinin azâbından korkarak titreyenlerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 58. Hem o kimseler ki, onlar Rablerinin âyetlerine îmân ederler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 59. Yine o kimseler ki, onlar Rablerine ortak koşmazlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 60. Ve o kimseler ki, şübhesiz onlar Rablerine dönecek kimseler oldukları(nı bildikleri)için, verdikleri şeyleri kalbleri ürpererek verirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 61. İşte bunlar, hayırlı işlerde koşuşurlar ve onlar bunlarda (o hizmetlerde) sâbikun(önde gidenler)dir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 62. (Biz) kimseyi gücünün yetmeyeceği bir şeyle mükellef tutmayız ve katımızda gerçeği söyleyen bir kitab vardır; onlar haksızlığa da uğratılmazlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 63. Hayır! (Kâfirlerin) kalbleri bundan gaflet içindedir ve onların bundan başka (kötü)amelleri de vardır, kendileri onlar (o işler) ile amel eden kimselerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 64. Nihâyet onların ni`met içinde olanlarını azâb ile yakaladığımız zaman, bir de bakarsın ki onlar feryâd ederler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 65. (Onlara şöyle deriz:) `Bugün artık feryâd etmeyin; çünki siz, bizden yardım görmeyeceksiniz!` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 66. (66-67) `Hakikaten âyetlerim size okunuyordu da, büyüklük taslayanlar olarak ökçeleriniz üzerinde geriye dönüyordunuz; geceleyin toplanarak saçmalıyordunuz.` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 67. (66-67) `Hakikaten âyetlerim size okunuyordu da, büyüklük taslayanlar olarak ökçeleriniz üzerinde geriye dönüyordunuz; geceleyin toplanarak saçmalıyordunuz.` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 68. Bu sözü (Kur`ân`ı) hiç düşünmediler mi? Yoksa kendilerine, evvelki atalarına gelmeyen bir şey mi geldi? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 69. Yoksa peygamberlerini tanımadılar da bu yüzden mi onu inkâr edicidirler? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 70. Yoksa onda bir delilik olduğunu mu söylüyorlar? Hayır! (O peygamber) onlara hakkı getirmiştir; fakat onların çoğu, haktan hoşlanmayan kimselerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 71. Eğer hak, onların nefislerinin arzularına uysaydı, elbette gökler, yer ve bunların içinde bulunanlar bozulup giderdi. Hayır! Onlara zikirlerini (içinde şan ve şerefleri olan Kur`ân`ı) getirdik; fakat onlar kendi şereflerinden yüz çevirenlerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 72. (Ey Resûlüm!) Yoksa (sen) onlardan bir ücret mi istiyorsun? İşte Rabbinin harcı(mükâfâtı) daha hayırlıdır. Ve O, rızık verenlerin en hayırlısıdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 73. Hâlbuki şübhesiz sen, onları elbette dosdoğru bir yola da`vet ediyorsun. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 74. Fakat muhakkak ki âhirete inanmayanlar, doğrusu o yoldan sapanlardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 75. Hem (biz) onlara merhamet edip kendilerindeki sıkıntıyı giderseydik, yine de gerçekten azgınlıkları içinde bocalayıp duracaklardı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 76. And olsun ki, onları (Bedir`de) azâb ile yakaladık da yine Rablerine boyun eğmediler ve (O`na) yalvarmıyorlar(dı). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 77. Nihâyet onlara şiddetli bir azab kapısı açtığımızda, bir de bakarsın ki onlar bunun içinde ümidsizliğe düşmüş kimselerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 78. Hâlbuki O, sizin için o kulak(lar)ı, o gözleri ve o kalbleri yaratandır. Ne kadar az şükrediyorsunuz! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 79. Hem O, sizi yeryüzünde yaratıp, yayandır. Ve ancak O`nun huzûruna toplanacaksınız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 80. Ve yine O, hayâtı veren ve öldürendir; gece ile gündüzün ihtilâfı (ard arda gelmesi) de ancak O`na âiddir. Hiç akıl erdirmez misiniz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 81. Hayır! (Onlar da) öncekilerin dediği gibi dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 82. Dediler ki: `Öldüğümüz ve bir toprak ve bir kemik yığını hâline geldiğimiz zaman mı, gerçekten biz mi yeniden diriltilecek kimseler olacakmışız?` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 83. `Yemîn olsun ki biz de, daha önce atalarımız da böyle tehdîd edilmiştik; bu(Kur`ân) evvelkilerin masallarından başka bir şey değildir.` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 84. (Ey Resûlüm!) De ki: `Eğer biliyorsanız (söyleyin bakalım), bu yer ve içinde bulunanlar kimindir?` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 85. `Allah`ındır!` diyeceklerdir. De ki: `Hiç ibret almıyor musunuz?` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 86. De ki: `Yedi göğün Rabbi ve büyük arşın Rabbi kimdir?` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 87. (O müşrikler yine:) `(Bunlar) Allah`ındır!` diyecekler. De ki: `O hâlde (Allah`ın azâbından) sakınmıyor musunuz?` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 88. De ki: `Eğer biliyorsanız (söyleyin bakalım), herşeyin melekûtu (içyüzü ve idâresi) elinde olan ve kendisi himâye eden, fakat ona karşı (kimsenin) himâye olunması(mümkün) olmayan kimdir?` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 89. `(Bunlar hep) Allah`a âiddir!` diyecekler. De ki: `Öyleyse (asıl siz) nasılbüyüleniyorsunuz (ki Kur`ân`a sihirdir diyorsunuz)?` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 90. Hayır! (Biz) onlara hakkı getirdik; fakat şübhesiz ki onlar, gerçekten yalancıdırlar! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 91. Allah, hiçbir çocuk edinmemiştir; O`nunla berâber hiçbir ilâh da yoktur; eğer öyle olsaydı, her ilâh elbette kendi yarattığı ile (kendi bildiğine) giderdi ve mutlaka onlardan bir kısmı diğerine üstün gelirdi. Allah, onların isnâd etmekte oldukları vasıflardan münezzehdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 92. Görünmeyeni ve görüneni hakkıyla bilendir; şirk koştukları şeylerden pek yücedir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 93. (93-94) (Habîbim, yâ Muhammed!) De ki: `Rabbim! Eğer onların tehdîd edilmekte oldukları şeyi mutlaka bana göstereceksen, o hâlde Rabbim, beni o zâlimler topluluğunun içinde bulundurma!` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 94. (93-94) (Habîbim, yâ Muhammed!) De ki: `Rabbim! Eğer onların tehdîd edilmekte oldukları şeyi mutlaka bana göstereceksen, o hâlde Rabbim, beni o zâlimler topluluğunun içinde bulundurma!` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 95. (Ey Resûlüm!) Şübhesiz ki biz, onlara va`d etmekte olduğumuz (azâb)ı sana da göstermeye elbette gücü yetenleriz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 96. Kötülüğü, daha güzel olan bir şey ile def` et; biz, onların isnâd etmekte oldukları vasıfları en iyi bileniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 97. Ve de ki: `Rabbim! Şeytanların vesveselerinden sana sığınırım.` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 98. `Rabbim! (Onların) yanımda bulunmalarından dahi sana sığınırım.` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 99. (99-100) Nihâyet onlardan (o müşriklerden) birine ölüm geldiği zaman: `Rabbim! Beni geri gönder! Umulur ki ben, terk ettiğim (dünya)da sâlih bir amel işlerim` der. Hayır! Doğrusu o sâdece (boş) bir lâftır, onu söyleyen kendisidir. Artık onların önlerinde, tekrar diriltilecekleri güne kadar (hiçbir şekilde dünyaya dönemeyecekleri) bir perde (olan kabir hayâtı) vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 100. (99-100) Nihâyet onlardan (o müşriklerden) birine ölüm geldiği zaman: `Rabbim! Beni geri gönder! Umulur ki ben, terk ettiğim (dünya)da sâlih bir amel işlerim` der. Hayır! Doğrusu o sâdece (boş) bir lâftır, onu söyleyen kendisidir. Artık onların önlerinde, tekrar diriltilecekleri güne kadar (hiçbir şekilde dünyaya dönemeyecekleri) bir perde (olan kabir hayâtı) vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 101. Sûr`a üflendiği zaman, artık o gün aralarında ne soy sop kalır, ne de birbirlerine bir şey sorarlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 102. Artık (sevab cihetiyle) kimlerin tartıları ağır gelirse, işte onlar gerçekten kurtuluşa erenlerdir! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 103. Kimlerin de tartıları hafif gelirse, işte onlar da kendilerini hüsrâna uğratanlardır; Cehennemde ebedî olarak kalıcıdırlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 104. Ateş onların yüzlerini yalar ve onlar orada (dudakları ateşten büzülerek) dişleri sırıtmış bir hâldedirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 105. (Allah onlara buyurur ki:) `Âyetlerim size okunuyordu da (siz) onları yalanlıyordunuz değil mi?` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 106. (Onlar şöyle) derler: `Rabbimiz! Bedbahtlığımız bize galib geldi de dalâlete düşenler topluluğu olduk.` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 107. `Rabbimiz! Bizi buradan çıkar; artık bir daha (küfre) dönersek, o takdirde gerçekten (kendi nefsimize) zulmeden kimseler oluruz.` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 108. (Allah onlara) buyurur ki: `(Yıkılıp gidin!) Kesin orada sesinizi! Bana konuşmayın!` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 109. `Çünki kullarımdan bir zümre vardı ki: `Rabbimiz! (Biz) îmân ettik; artık bizi bağışla; bize merhamet buyur; sen merhametlilerin en hayırlısısın!` diyorlardı.` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 110. `Hâlbuki (siz) onları eğlence edindiniz; tâ ki (onlar ile alay etmeniz) size beni anmayı unutturdu ve (siz) onlara gülüyordunuz.` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 111. `Şübhesiz ki ben, sabretmelerine karşılık bugün onları mükâfâtlandırdım; gerçekten kurtuluşa erenler, ancak onlardır!` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 112. (Allah, inkâr edenlere:) `Yeryüzünde seneler adediyle ne kadar kaldınız?` buyurur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 113. (Onlar:) `Bir gün veya günün bir kısmı kadar kaldık; artık o sayanlara (hesab tutan o meleklere) sor!` derler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 114. (Allah şöyle) buyurur: `Ancak pek az kaldınız; eğer gerçekten siz biliyor olsaydınız!` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 115. `Sizi ancak boşuna yarattığımızı ve gerçekten siz bize döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 116. İşte gerçek hükümdâr olan Allah, pek yücedir; O`ndan başka ilâh yoktur. (O,)kerîm olan arşın Rabbidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 117. Kim Allah ile berâber, hakkında hiçbir delil bulunmayan başka bir ilâha yalvarırsa, artık onun hesâbı ancak Rabbinin katındadır. Şu şübhesiz ki, kâfirler kurtuluşa ermez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 118. (Habîbim, yâ Muhammed!) De ki: `Rabbim! Bağışla! Merhamet eyle! Sen, merhamet edenlerin en hayırlısısın!` Mealleri Kıyasla Sayfada Göster