Mekke döneminde inmiştir. 46 âyettir. Sûre, adını birinci âyetteki “en-Nâzi’ât” kelimesinden almıştır. Nâzi’ât burada, “ruhları çekip alan melekler” demektir. Sûrede başlıca, tevhit, peygamberlik, öldükten sonra dirilme ve hesap konu edilmektedir.
1.
(1-2) Andolsun (ruhları) şiddetle çekip çıkaranlara. Ve kolaylıkla çıkarıp alanlara.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
2.
(1-2) Andolsun (ruhları) şiddetle çekip çıkaranlara. Ve kolaylıkla çıkarıp alanlara.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
3.
(3-4) Ve sür’atle yüzenlere. Ve çabukça ileri geçenlere.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
4.
(3-4) Ve sür’atle yüzenlere. Ve çabukça ileri geçenlere.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
5.
(5-6) Hangi bir mühim işi tedbir edenlere. O gün sarsılacak, sarsılacaktır.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
6.
(5-6) Hangi bir mühim işi tedbir edenlere. O gün sarsılacak, sarsılacaktır.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
7.
(7-8) O sarsanın ardından biri de gelecektir. Kalpler o günde pek muztariptir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
8.
(7-8) O sarsanın ardından biri de gelecektir. Kalpler o günde pek muztariptir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
9.
Onların gözleri de pek zelilane bir vaziyettedir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
10.
Derler ki: «Biz mi hayata hakikaten döndürülmüş kimseler olacağız?»
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
11.
«Biz mi çürümüş kemikler olduğumuz zaman?»
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
12.
(12-13) Dediler ki: «Bu, o halde ziyanlı bir dönüş.» Fakat şüphe yok ki o, bir tek sayhadır.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
13.
(12-13) Dediler ki: «Bu, o halde ziyanlı bir dönüş.» Fakat şüphe yok ki o, bir tek sayhadır.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
14.
Artık onlar, o zaman bir düz yer üzerindedirler.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
15.
(15-16) Sana Mûsa’nın kıssası geldi mi? O vakit ki, O’na Rabbi, mukaddes Tuvâ vadisinde nidâ etmişti.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
16.
(15-16) Sana Mûsa’nın kıssası geldi mi? O vakit ki, O’na Rabbi, mukaddes Tuvâ vadisinde nidâ etmişti.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
17.
(17-18) Fir’avun’a gidiver, muhakkak ki, o pek azmıştır.» İmdi de ki: «Senin temizlenmekliğine meylin var mıdır?»
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
18.
(17-18) Fir’avun’a gidiver, muhakkak ki, o pek azmıştır.» İmdi de ki: «Senin temizlenmekliğine meylin var mıdır?»
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
19.
«Ve sana Rabbin yolunu göstereyim de O’ndan korkasın.»
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
20.
Artık O’na pek büyük mûcize gösterdi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
21.
O ise yalanladı ve isyan etti.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
22.
(22-23) Sonra da koşarak geriye döndü. Artık topladı da nidâ etti.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
23.
(22-23) Sonra da koşarak geriye döndü. Artık topladı da nidâ etti.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
24.
«Ben sizin en yüksek Rabbinizim,» dedi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
25.
Fakat Allah, onu ahiretin de, dünyanın da ukûbetiyle yakaladı.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
26.
Şüphe yok ki, bunda korkar olan kimse için elbette bir ibret vardır.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
27.
Sizler mi yaradılış itibariyle daha çetinsiniz, yoksa gök mü ki, onu binâ etti?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
28.
Onun yükseklik miktarı yükseltti, sonra onu tesviye kıldı.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
29.
(29-31) Ve gecesini karanlık etti, gündüzünü de çıkardı (aydınlattı). Ve ondan sonra da yeri yaydı. Ondan suyunu ve otlağını çıkarıverdi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
30.
(29-31) Ve gecesini karanlık etti, gündüzünü de çıkardı (aydınlattı). Ve ondan sonra da yeri yaydı. Ondan suyunu ve otlağını çıkarıverdi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
31.
(29-31) Ve gecesini karanlık etti, gündüzünü de çıkardı (aydınlattı). Ve ondan sonra da yeri yaydı. Ondan suyunu ve otlağını çıkarıverdi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
32.
Dağları da tesbit etti.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
33.
Sizin için ve hayvanlarınız için bir menfaat olarak.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
34.
Artık o vakit ki, pek büyük bir âfet zuhûra gelir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
35.
İnsan neye koşup durmuş olduğunu o gün hatırlar.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
36.
Cehennemde her gören kimseye açıklanmış bulunur.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
37.
(37-38) Artık kim taşkınlık etmiş ise. Ve dünya hayatını tercih eylemiş ise.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
38.
(37-38) Artık kim taşkınlık etmiş ise. Ve dünya hayatını tercih eylemiş ise.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
39.
Artık şüphe yok ki, cehennemdir, odur onun yurdu.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
40.
Fakat kim ki, Rabbinin makamından korkmuş ve nefsini hevâdan nehyetmiş ise.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
41.
Artık cennette, o da (o kimse için) yurttur.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
42.
(42-44) Sana Kıyametten sorarlar ki, onun vukû’u ne zamandır? Sen onu yâdetmek hususunda ne haldesin? Onun sonu Rabbine varır.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
43.
(42-44) Sana Kıyametten sorarlar ki, onun vukû’u ne zamandır? Sen onu yâdetmek hususunda ne haldesin? Onun sonu Rabbine varır.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
44.
(42-44) Sana Kıyametten sorarlar ki, onun vukû’u ne zamandır? Sen onu yâdetmek hususunda ne haldesin? Onun sonu Rabbine varır.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
45.
Şüphe yok ki sen, ancak ondan korkanlara bir korkutucusun.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
46.
Onlar, o Kıyameti gördükleri gün sanki bir akşam veya bir kuşluk vaktinden başka kalmamış gibi olurlar.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
×
klavye oklarıyla önceki/sonraki sureye geçebilirsiniz.