Mekke döneminde inmiştir. 54 âyettir. Sûre, adını 15. âyette geçen “Sebe’ ”kelimesinden almıştır. Sebe’ (Seba), Yemen’de bulunan bir bölgenin ya da bir kabilenin adıdır. Sûrede başlıca müşriklerin ahireti inkâr etmeleri, Davûd ve Süleyman Peygamberlerin kıssaları ve müşriklerin Hz. Muhammed’in peygamberliği hakkındaki bazı şüpheleri konu edilmektedir.
1.
Bütün güzel övgüler, göklerde ve yerde olanların tümü kendisine ait olan Allah’ındır; ahirette de bütün güzel övgüler O’nundur. O, hikmet sahibidir, (her şeyden) haberi olandır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
3.
Küfre sapanlar dediler ki: "Kıyamet bize gelmez." De ki: "Hayır, gaybı bilen Rabbime andolsun, o muhakkak size gelecektir. Göklerde ve yerde zerre ağırlığınca hiç bir şey O’ndan uzak (saklı) kalmaz. Bundan daha küçük olanı da daha büyük olanı da istisnasız mutlaka apaçık bir kitaptadır."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
4.
(Kıyamet mutlaka gelecektir ki Allah) İman edip salih amellerde bulunanları ödüllendirsin. İşte mağfiret ve yüce rızık onlarındır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
5.
(Kendi akıllarınca) Aciz bırakıcılar olarak ayetlerimiz hakkında çaba harcamış olanlar (var ya), işte onlara çetin ve elim azap vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
6.
Kendilerine ilim verilenler ise, Rabbinden sana indirilenin, hakkın ta kendisi olduğunu ve de güçlü, övülmeye layık olanın yoluna hidayet ettiğini görürler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
7.
Küfre sapanlar dediler ki: "Siz didik didik parçalanıp tümüyle dağıldıktan sonra, gerçekten sizin yeni bir yaratılışta bulunacağınızı size haber veren bir adamı gösterelim mi size?"Mealleri KıyaslaSayfada Göster
8.
"Allah’a karşı yalan mı düzüp uyduruyor, yoksa kendisinde bir delilik mi var (dediler)?" Hayır, ahirete inanmayanlar, azap ve derin bir sapıklık içindedirler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
9.
Onlar, gökten ve yerden önlerinde ve arkalarında olanı görmüyorlar mı? Eğer biz dilersek, onları yerin dibine geçirir ya da gökten üzerlerine parçalar düşürürüz. Hiç şüphe yok, bunda gönülden (Allah’a) yönelen her kul için bir ayet vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
10.
Şüphesiz Davud’a tarafımızdan bir üstünlük verdik. "Ey dağlar ve kuşlar! Onunla beraber tesbih edin" dedik. Ona demiri yumuşattık.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
11.
"Geniş zırhlar yap, dokumasını ölçülü kıl ve hepiniz salih amellerde bulunun. Gerçekten ben, sizin yapmakta olduklarınızı görenim."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
12.
Süleyman için de sabah gidişi bir ay, akşam dönüşü bir ay (mesafe) olan rüzgâra (boyun eğdirdik). Erimiş bakır madenini ona sel gibi akıttık. Onun elinin altında Rabbinin izniyle iş görmekte olan bir kısım cinler de vardı. Onlardan kim bizim emrimizden çıkıp sapacak olsa, ona çılgın ateşin azabından tattırırdık.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
13.
Ona (Süleyman’a) dilediği şekilde mihraplar (tapınaklar), heykeller, havuz büyüklüğünde çanaklar ve yerinden sökülmeyen kazanlar yaparlardı. "Ey Davud ailesi! Şükrederek çalışın (dedik)." Kullarımdan şükretmekte olanlar pek de azdır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
14.
Böylece onun (Süleyman’ın) ölümüne karar verdiğimiz zaman, ölümünü onlara (halka), asasını yemekte olan bir ağaç kurdundan başka haber veren olmadı. Artık o, yere yıkılıp düşünce (halk için), cinlerin gaybı bildikleri takdirde böylesine aşağılayıcı bir azap içinde kalıp yaşamayacakları ortaya çıkmış oldu.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
15.
Şüphesiz Sebe halkının oturduğu yerlerde de bir ayet vardır. (Evleri) Sağdan ve soldan iki bahçeliydi. "Rabbinizin rızkından yiyin ve O’na şükredin. (Sizin için burada) Güzel bir şehir ve bağışlamakta olan bir rab (var, dedik)."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
16.
Ancak onlar yüz çevirdiler, böylece biz de onlara Arîm (her şeyi yıkıp süpüren azap) selini gönderdik ve onların iki bahçesini; buruk yemişli, acı ılgınlı ve içinde az bir şey de sedir ağacı olan iki bahçeye dönüştürdük.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
18.
Kendileri (Sebe) ile içlerinde bereketler kıldığımız memleketler (Şam) arasında (birbirine yakın) görünebilen şehirler var ettik, içlerinde yolculuğu ölçülü (yanlarına azık almaya ihtiyaç duymayacakları şekilde) kıldık ve de "Oralarda geceleri ve gündüzleri güvenlik içinde gezip dolaşın" (dedik).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
19.
Bunun üzerine onlar ise, "Rabbimiz, yolculuklarımızın arasını aç" dediler ve kendi nefislerine zulmetmiş oldular. Böylece biz de onları efsane kıldık (dillere düşürdük) ve onları darmadağın edip dağıttık. Şüphesiz bunda, çok sabreden ve çok şükreden herkes için gerçekten ayetler vardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
20.
Şüphesiz İblis, kendileri hakkında zannını doğrulamış oldu. Böylelikle müminlerden bir grup dışında onlar, ona (İblis’e) uymuş oldular.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
21.
Oysa onun (şeytanın), kendilerine karşı hiç bir zorlayıcı gücü yoktu; ancak biz ahirete iman edeni, ondan kuşku içinde olandan ayırt etmek için (ona vesvese gücünü verdik). Senin Rabbin her şeyi gözetip koruyandır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
22.
De ki: "Allah’ın dışında (tanrı diye) öne sürdüklerinizi çağırın. Onların göklerde ve yerde bir zerre ağırlığınca bile (hiç bir şeye) güçleri yetmez. Onların bu ikisinde hiç bir ortaklığı olmadığı gibi, O’nun bunlardan hiç bir destekçisi de yoktur.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
23.
O’nun katında, kendisine izin verdiği kimseden başkasının şefaati yarar sağlamaz. En sonunda (şefaatçilerin) kalplerinden korku giderilince (birbirlerine,) "Rabbiniz ne buyurdu?" derler, "Hak olanı! O yücedir, büyüktür" derler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
24.
De ki: "Göklerden ve yerden sizi rızıklandıran kimdir?" De ki: "Allah’tır. Öyleyse doğru yolda veya apaçık bir sapıklıkta olan ya biziz ya da sizsiniz?"Mealleri KıyaslaSayfada Göster
25.
De ki: "Siz, bizim işlemiş bulunduğumuz suçtan sorulacak değilsiniz ve biz de sizin yapmakta olduklarınızdan sorulacak değiliz."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
26.
De ki: "Rabbimiz (kıyamet günü) bizi bir araya toplayacak, sonra da hak ile aramızı ayıracaktır. O, (gerçek hükmünü vererek hak ile batılın arasını) açandır, (her şeyi hakkıyla) bilendir."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
27.
De ki: "O’na (kulluk etmede) kattığınız ortakları bana gösterin. Hayır (onlar O’na gerçek ortak olamazlar)! Bilakis O Allah üstün güç sahibidir, hikmet sahibidir."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
28.
Biz seni ancak bütün insanlara bir müjde verici ve uyarıp korkutucu olarak gönderdik. Ancak insanların çoğu bilmezler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
30.
De ki: "Sizin için vaat edilmiş bir gün vardır ki, siz ondan ne bir an geri kalır, ne de (bir an) öne geçebilirsiniz."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
31.
Küfre sapanlar dedi ki: "Biz kesin olarak, ne bu Kur’an’a inanırız, ne de ondan öncekine." Sen o zulmetmekte olanları, Rableri huzurunda tutuklanmış olarak birbirlerine söz atarlarken bir görsen! Zaafa uğratılanlar, büyüklük taslayanlara derler ki: "Eğer sizler olmasaydınız, gerçekten bizler müminler olurduk."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
32.
Büyüklük taslayanlar, zaafa uğratılanlara derler ki: "Size hidayet geldikten sonra, sizi biz mi ondan alıkoyduk? Hayır, siz (zaten) suçlu günahkârlardınız."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
33.
Zaafa uğratılanlar da büyüklük taslayanlara, "Hayır, siz gece ve gündüz hileli düzenler (kuruyor,) bizim Allah’ı inkâr etmemizi ve O’na eşler koşmamızı bize emrediyordunuz" derler. Azabı gördüklerinde de pişmanlıklarını saklarlar. Biz de kâfirlerin boyunlarına halkalar geçiririz. Onlar, yapmakta olduklarından başkasıyla mı cezalandırılacaklardı?Mealleri KıyaslaSayfada Göster
34.
Biz hangi ülkeye, bir uyarıp korkutucu gönderdiysek, mutlaka oranın refah içinde şımaran önde gelenleri, "Gerçekten biz, sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeyi tanımıyoruz" demişlerdir.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
37.
Bizim katımızda sizi (bize) yaklaştıracak olan, ne mallarınız, ne de evlatlarınızdır; ancak iman edip salih amellerde bulunanlar başka. İşte onlar (var ya), onlar için yaptıklarına karşılık olmak üzere kat kat mükâfat vardır ve onlar yüksek köşklerinde güven içindedirler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
38.
(Kendi akıllarınca) Aciz bırakıcılar olarak ayetlerimiz hakkında çaba harcamış olanlar (var ya), işte onlar azapta hazır bulundurulmuş olanlardır.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
39.
De ki: "Şüphesiz benim Rabbim, kullarından rızkı dilediğine genişletip yayar ve ona kısar da. Her neyi infak ederseniz, O (Allah), onun yerine bir başkasını verir. O, rızık verenlerin en hayırlısıdır."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
40.
O gün, onların hepsini bir araya toplayacak (haşredecek), sonra da meleklere diyecek ki: "Size tapmakta olanlar bunlar mıydı?"Mealleri KıyaslaSayfada Göster
41.
(Melekler) Derler ki: "Sen yücesin! Bizim velimiz sensin; onlar değil. Hayır, onlar cinlere tapmaktaydı ve çoğu onlara iman etmiş kimselerdi."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
42.
Artık bugün, bir kısmınızın bir kısmınıza yarar ve zarar sağlamaya gücü yetmez. Biz de o zulmetmekte olanlara deriz ki: "Yalanlamakta olduğunuz ateşin azabını tadın."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
43.
Onlara apaçık olan ayetlerimiz okunduğunda dediler ki: "Bu sizi, babalarınızın tapmakta olduklarından alıkoymak isteyen bir adamdan başkası değildir" ve (Aynı şekilde), "Bu, düzülüp uydurulmuş bir yalandan başka bir şey de değildir" dediler. Küfre sapanlar da, kendilerine geldiği zaman hak (olan Kur’an) için, "Bu, apaçık olan bir büyüden başka bir şey değildir" dediler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
44.
Oysa biz onlara (Kur’an’ın sihir olduğunu) ders alacakları kitaplar vermedik ve kendilerine, senden önce bir uyarıp korkutucu da göndermedik.Mealleri KıyaslaSayfada Göster
45.
Kendilerinden öncekiler de yalanladı. Oysa bunlar, öbürlerine verdiklerimizin onda birine bile ulaşamamışlardır. Buna rağmen (azabı engelleyemediler), elçilerimi yalan saydılar, ama benim reddedişim (yıkıma uğratmam) nasıl olurmuş (iyice gördüler)!Mealleri KıyaslaSayfada Göster
46.
De ki: "Size tek bir öğüdüm vardır: Allah için ikişer ikişer ve teker teker kalkınız, sonra düşününüz. Arkadaşınızda (peygamberde) bir delilik yoktur (gerçeğini görünüz). O sadece çetin bir azabın eşiğinde sizi uyarıcıdır."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
47.
De ki: "Ben sizden bir ücret (Ehli Beyt sevgisini) istemişsem, artık o sizin içindir. Benim ücretim, yalnızca Allah’a aittir. O, her şeye şahit olandır."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
50.
De ki: "Eğer ben sapacak olsam, artık kendi nefsim aleyhine sapmış olurum. Eğer hidayeti bulacak olsam, bu da Rabbimin bana vahyetmekte olduğu (Kur’an) sayesindedir. Hiç şüphesiz O işitendir, yakın olandır."Mealleri KıyaslaSayfada Göster
53.
Oysa daha önce onu inkâr etmişlerdi; onlar uzak bir yerden (dünyadan) gayb (ahiret) hakkında atıp tutuyorlardı (yalanlıyorlardı).Mealleri KıyaslaSayfada Göster
54.
(Şimdi) Tıpkı bundan önce benzerlerine (yoldaşlarına) yapıldığı gibi kendileriyle istek duydukları şeyler arasında perde çekilmiştir. Çünkü onlar, kuşku verici bir tereddüt içinde idiler.Mealleri KıyaslaSayfada Göster