ذَرْهُمْ يَأْكُلُوا وَيَتَمَتَّعُوا وَيُلْهِهِمُ الْأَمَلُ ۖ فَسَوْفَ يَعْلَمُونَ
Zerhüm ye’külu ve yetemetteu ve yülhihimül emelü fe sevfe ya’lemun
Kelime
Anlamı
Kökü
ذَرْهُمْ
bırak onları
يَأْكُلُوا
yesinler
وَيَتَمَتَّعُوا
ve eğlensinler
وَيُلْهِهِمُ
ve onları oyalasın
الْأَمَلُ
arzu
فَسَوْفَ
yakında
يَعْلَمُونَ
bileceklerdir

  • Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı:
    Bırak onları, yesinler, geçinsinler ve isteklere düşüp oyalansınlar, yakında bilecekler.

  • Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan:
    Şimdilik bırak onları kendi hallerine, yiyip içsinler, avunsunlar, ümitlere kapılsınlar çünkü çok geçmeden gerçeği öğrenecekler.

  • Adem Uğur Adem Uğur:
    Onları bırak; yesinler, eğlensinler ve boş ümit onları oyalayadursun. (Kötü sonucu) yakında bilecekler!

  • Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi:
    Bırak onları, yesinler, zevklensinler; sonu gelmez arzular onları oyalasın! Yakında bilecekler.

  • Ahmet Varol Ahmet Varol:
    Bırak onları yesinler, yararlansınlar, emel (umut) onları oyalasın. Pek yakında bilecekler.

  • Ali Bulaç Ali Bulaç:
    Onları bırak; yesinler, yararlansınlar ve onları (boş) emel oyalayadursun. İlerde bileceklerdir.

  • Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz:
    Ey Rasûlüm) o kâfirleri bırak yesinler, dünyalıkları ile zevk etsinler; emel kendilerini oyalaya dursun, sonra (başlarına gelecek musibeti) bilecekler.

  • Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı:
    Bırak onları, yesinler, eğlensinler ve boş ümitler onları oyalayadursun. İleride yaptıklarının yanlış olduğunu bilecekler.

  • Bekir Sadak Bekir Sadak:
    Birak onlari yesinler, zevk alsinlar; umit onlari avundursun; ilerde ogrenecekler.

  • Celal Yıldırım Celal Yıldırım:
    Bırak da onları, yesinler (nefs ve şehvet otlağında) geçinip yararlansınlar ; emel (=sonu gelmeyen arzu) onları avundursun. İleride (böylesine sefih bir hayatın sonunun nereye varacağını) bileceklerdir.

  • Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu:
    (Şimdi) kendi hallerine bırak onları, yiyip (içsinler), avunsunlar, ihtiraslarıyla oyalansınlar; nasıl olsa günü gelince bilecekler.

  • Diyanet İşleri Diyanet İşleri:
    Bırak onları yesinler (içsinler), yararlansınlar; emelleri onları oyalayadursun. İleride (gerçeği) bilecekler.

  • Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı:
    Onları bırak; yesinler, eğlensinler ve boş ümit onları oyalayadursun. (Kötü sonucu) yakında bilecekler!

  • Edip Yüksel Edip Yüksel:
    Bırak onları, yesinler, eğlensinler ve umutlarıyla oyalansınlar; mutlaka öğreneceklerdir.

  • Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır:
    Onları bırak yesinler, içsinler, zevk alsınlar; arzu onları oyalasın ilerde bileceklerdir.

  • Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran:
    Bırak onları yesinler, dünya nimetlerinden yararlansınlar ve ihtirasları ile oyalansınlar, ilerde gerçeği öğreneceklerdir.

  • Gültekin Onan Gültekin Onan:
    Onları bırak; yesinler, yararlansınlar ve onları (boş) emel oyalayadursun. İlerde bileceklerdir.

  • Harun Yıldırım Harun Yıldırım:
    Onları bırak; yesinler, eğlensinler ve boş ümit onları oyalayadursun. (Kötü sonucu) yakında bilecekler!

  • Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay:
    Bırak onları (kendi hallerine): Yesinler, faydalansınlar (eğlensinler), onlar emel oyalaya dursun. Sonra bilecekler onlar.

  • Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat:
    Onları bırak, yesinler (içsinler), zevk etsinler ve emel, onları oyalaya dursun; artık(yaptıklarının âkıbetini) ileride bilecekler!

  • İbn-i Kesir İbn-i Kesir:
    Bırak onları; yesinler, eğlensinler ve kendilerini emel, oyalayadursun. Sonra öğreneceklerdir.

  • İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz:
    Onları bırak yesinler, dünyada elde ettikleri ile yaşasınlar ve kendilerine has hayalleri (düşünceleri) onları oyalasın. Daha sonra (böyle olmadığını) öğrenecekler.

  • İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr:
    Onları terket (bırak). Yesinler ve metalansınlar (faydalansınlar) ve emel(ler) onları oyalasın (meşgul etsin). Fakat yakında bilecekler.

  • Kadri Çelik Kadri Çelik:
    Onları bırak; yesinler, yararlansınlar ve onları (boş) emel oyalayadursun. İlerde bileceklerdir.

  • Muhammed Esed Muhammed Esed:
    (Şimdi) kendi hallerine bırak onları, yiyip (içsinler), avunsunlar; bu arada (boş hazların) umudu aldatıp oyalasın onları; nasıl olsa günü gelince (gerçeği) öğrenecekler.

  • Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu:
    Kendi haline bırak onları; yesinler, geçici hazlarla avunsunlar, oyalasın onları boş umutlar: nasıl olsa zamanı gelince (gerçeği) öğrenecekler.

  • Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen:
    Onları bırak, yesinler ve faidelensinler ve onları arzuları oyalayadursun. Artık yakında bileceklerdir.

  • Ömer Öngüt Ömer Öngüt:
    Bırak onları, yesinler, arzu, boş emeller onları oyalayadursun. Yakında bilecekler!

  • Sadık Türkmen Sadık Türkmen:
    Onları bırak; yesinler, faydalanıp eğlensinler ve boş umut/emel onları oyalasın! Ama yakında bilecekler!

  • Seyyid Kutub Seyyid Kutub:
    Bırak onları yesinler, dünya nimetlerinden yararlansınlar ve ihtirasları ile oyalansınlar, ilerde gerçeği öğreneceklerdir.

  • Suat Yıldırım Suat Yıldırım:
    Bırak onları, yesin içsinler, zevklerine düşsünler, arzu ve emelleri kendilerini oyalaya dursun. Yakında bilecekler!

  • Süleyman Ateş Süleyman Ateş:
    Bırak onlar yesinler, eğlensinler; arzu onları oyalasın. Yakında (yaptıklarının kötü sonucunu) bileceklerdir.

  • Şaban Piriş Şaban Piriş:
    Onları bırak, yesinler, eğlensinler, beklentileri onları oyalasın. Nasıl olsa öğrenecekler.

  • Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an:
    Onları bırak; yesinler, yararlansınlar ve onları (boş) emel oyalayadursun. İlerde bileceklerdir.

  • Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk:
    Bırak onları yesinler, nimetlenip zevk etsinler ve sonu gelmez arzu kendilerini oyalasın. Ama yakında bilecekler.

  • Yusuf Ali (İngilizce) Yusuf Ali (İngilizce):
    Leave them alone, to enjoy (the good things of this life) and to please themselves: let (false) hope amuse them: soon will knowledge (undeceive them).