Abdulbaki GölpınarlıAbdulbaki Gölpınarlı:
Biz böylece, Kur’ân’ı, yüreklerine kadar sokarız da.
Abdullah ParlıyanAbdullah Parlıyan:
Biz böylece alay edip inanmadıkları Kur’ân’ı, günaha gömülüp giden o alaycıların kalplerinin derinliklerine kadar sokarız da veya biz o alaycı tutumları, günaha gömülüp gidenlerin kalplerine kadar sokarız.
Adem UğurAdem Uğur:
İşte böylece biz onu, (inkârcılığı) suçluların kalplerine sokarız.
Ahmed HulusiAhmed Hulusi:
İşte Onu suçluların kalplerinde böylece ilerletiriz.
Ahmet VarolAhmet Varol:
İşte onu suçluların kalplerine böyle sokarız.
Ali BulaçAli Bulaç:
Böylece Biz onu (alayı), suçlu-günahkarların kalplerine sokarız.
Ali Fikri YavuzAli Fikri Yavuz:
Biz, o küfrü (istihzâyı) mücrimlerin kalblerine işte böyle geçiririz.
Bayraktar BayraklıBayraktar Bayraklı:
Böylece biz de o alayı suçluların kalplerine sokarız.
Bekir SadakBekir Sadak:
(12-13) Ayni sekilde biz de Kitap’i suclularin kalblerine sokariz, ama ona yine de inanmazlar. Oysa kendilerinden oncekilerin ugradiklari meydandadir.
Celal YıldırımCelal Yıldırım:
Bunun gibi onu (sapıklık, inkâr, alay ve şirki) suçlu günahkârların kalblerine sokarız (öncekilerin kalblerine soktuğumuz gibi).
Cemal KülünkoğluCemal Külünkoğlu:
Böylece biz, onu (peygamberleri alaya alma huyunu) günahkârların (tutumlarına uygun olarak) kalplerine sokarız.
Diyanet İşleriDiyanet İşleri:
Aynı şekilde (onların tutumlarına uygun olarak) biz onu suçluların kalbine sokarız.
Diyanet VakfıDiyanet Vakfı:
İşte böylece biz onu, (inkârcılığı) suçluların kalplerine sokarız.
Edip YükselEdip Yüksel:
İşte suçluların kalbine böyle (bir tavrı) sokarız.
Elmalılı Hamdi YazırElmalılı Hamdi Yazır:
Biz o küfrü suçluların kalbine işte böyle sokarız.
Fizil-al il KuranFizil-al il Kuran:
Biz böylece peygamberleri alaya alma huyunu günahkârların kalplerine aşılarız.
Gültekin OnanGültekin Onan:
Böylece biz onu (alayı), suçlu günahkarların kalplerine sokarız.
Harun YıldırımHarun Yıldırım:
İşte böylece biz onu, suçluların kalplerine sokarız.
Hasan Basri ÇantayHasan Basri Çantay:
Biz böylece o (istihzâyi) günahkârların kalblerine sokarız.
Hayrat NeşriyatHayrat Neşriyat:
İşte böylece onu (o alayı, bir azâb olarak) günahkârların kalblerine sokarız.
İbn-i Kesirİbn-i Kesir:
Biz, böylece onu suçluların kalbine sokarız.
İlyas Yorulmazİlyas Yorulmaz:
Bizde bu özelliği, tüm günahkâr inkârcıların kalplerine belirleyici özellik olarak koyduk.
İskender Ali Mihrİskender Ali Mihr:
İşte böylece onu (alay etmeyi), mücrimlerin kalplerine sokarız.
Kadri ÇelikKadri Çelik:
Böylece biz (özürleri kalmasın diye) onu (Kur’an’ı), suçluların kalplerine sokarız.
Muhammed EsedMuhammed Esed:
Biz (mesajımızdan yana) bu (alaycı tutumu), işte böylece, o günaha gömülüp gitmiş kimselerin yüreklerine sokarız,
Mustafa İslamoğluMustafa İslamoğlu:
Biz (vahyin, etki etmeden) günahkarların yüreklerinden geçip gitmesini işte böyle sağlarız;
Ömer Nasuhi BilmenÖmer Nasuhi Bilmen:
İşte böylece onu (o istihzâyı) günahkâr olanların kalplerine sokarız.
Ömer ÖngütÖmer Öngüt:
İşte böylece biz onu (inkârı) suçluların kalplerine sokarız.
Sadık TürkmenSadık Türkmen:
Işte böylece suçluların kalpleri katılaşır.
Seyyid KutubSeyyid Kutub:
Biz böylece peygamberleri alaya alma huyunu günahkârların kalplerine aşılarız.
Suat YıldırımSuat Yıldırım:
(12-13) Biz böylece o inkâr ve alayı suçluların kalplerine sokarız. Geçmiş ümmetlerin başlarına gelen felaketler ibret teşkil ettiği halde yine de onlar iman etmezler.
Süleyman AteşSüleyman Ateş:
İşte biz o(Tanrı Zikri)ni suçluların kalblerine böyle sokarız.
Şaban PirişŞaban Piriş:
İşte biz onu suçluların kalplerine sokarız.
Tefhim-ul Kur'anTefhim-ul Kur'an:
Böylece biz onu (alayı), suçlu günahkârların kalblerine sokarız.
Yaşar Nuri ÖztürkYaşar Nuri Öztürk:
Biz ona, günaha batmışların gönüllerinde böyle bir yol veririz.
Yusuf Ali (İngilizce)Yusuf Ali (İngilizce):
Even so do we let it creep into the hearts of the sinners -