Abdulbaki GölpınarlıAbdulbaki Gölpınarlı:
O gerçek haberle geldik sana ve biz doğru sözlüyüz.
Abdullah ParlıyanAbdullah Parlıyan:
"Ve sana gerçekleşmesi kaçınılmaz olan gerçek haberi getirdik. Çünkü şüphesiz biz doğru söylüyoruz.
Adem UğurAdem Uğur:
Sana gerçeği getirdik; biz, hakikaten doğru söyleyenleriz.
Ahmed HulusiAhmed Hulusi:
"Biz sana Hak olarak geldik ve biz sözümüze sadığız."
Ahmet VarolAhmet Varol:
Biz sana hakla geldik ve biz kesinlikle doğru söyleyenleriz.
Ali BulaçAli Bulaç:
"Sana gerçeği getirdik, biz şüphesiz doğru söyleyenleriz."
Ali Fikri YavuzAli Fikri Yavuz:
Sana, onların azabına dair gerçekle geldik, ve biz muhakkak doğru söyleyicileriz.
Bayraktar BayraklıBayraktar Bayraklı:
“Sana gerçeği getirdik; biz, hakikaten doğru söyleyenleriz.”
Bekir SadakBekir Sadak:
(63-65) «Biz sana sadece suphe edip durduklari azabi getirdik. Sana gercekle geldik. suphesiz biz dogru soyleyenleriz. Artik, geceleyin bir ara, aileni yola cikar, sen de arkalarindan git; hic biriniz arkaya bakmasin; emrolundugunuz yere dogru yuruyun» dediler.
Celal YıldırımCelal Yıldırım:
Sana Hakk’ın (buyruğuyla) geldik; şüphen olmasın ki biz doğrularız.
Cemal KülünkoğluCemal Külünkoğlu:
(63-65) (Onlar da) dediler ki: “Evet, biz sana (kavminin) şüphe etmekte olduğu azabı getirdik. Ve sana (gerçekleşmesi kaçınılmaz olan) hakkı getirdik. Kuşku yok ki, biz doğruyu söylüyoruz. Gecenin bir bölümünde aile fertlerini yola çıkar, sen de arkalarından git. Sizden hiç kimse arkasına bakmasın. Emrolunduğunuz yere (doğru) gidin.”
Diyanet İşleriDiyanet İşleri:
"Biz, sana gerçeği getirdik. Şüphesiz biz doğru söyleyenleriz."
Diyanet VakfıDiyanet Vakfı:
Sana gerçeği getirdik; biz, hakikaten doğru söyleyenleriz.
Edip YükselEdip Yüksel:
"Sana gerçeği getirdik, biz elbette doğru konuşuyoruz."
Elmalılı Hamdi YazırElmalılı Hamdi Yazır:
«Sana gerçeği getirdik; biz elbette doğru söylüyoruz.»
Fizil-al il KuranFizil-al il Kuran:
Sana gerçeği getirdik, kesinlikle doğru söylüyoruz.
Gültekin OnanGültekin Onan:
"Sana gerçeği getirdik, Biz şüphesiz doğru söyleyenleriz."
Harun YıldırımHarun Yıldırım:
Sana gerçeği getirdik; biz, hakikaten doğru söyleyenleriz.
Hasan Basri ÇantayHasan Basri Çantay:
«Sana Hak (kın emri) ile geldik. Biz şübhesiz doğru söyleyenleriz».
Hayrat NeşriyatHayrat Neşriyat:
`Ve sana hak ile (kavminin hak ettiği bir azâb ile) geldik; muhakkak ki biz, elbette doğru (söyleyen) kimseleriz.`
İlyas Yorulmazİlyas Yorulmaz:
"Sana gerçek doğru olanı getirdik ve bu hususta doğruyu söylüyoruz"
İskender Ali Mihrİskender Ali Mihr:
Ve biz sana hakkı getirdik. Ve muhakkak ki; biz sadıklarız (doğru söyleyenleriz).
Kadri ÇelikKadri Çelik:
"Sana gerçeği getirdik, biz şüphesiz doğru söyleyenleriz."
Muhammed EsedMuhammed Esed:
"ve sana (gerçekleşmesi kaçınılmaz olan) hakkı getirdik; çünkü, kuşku yok ki, biz doğruyu söylüyoruz".
Mustafa İslamoğluMustafa İslamoğlu:
ve biz sana tartışılmaz bir gerçekle geldik; zira unutma ki biz sadece doğruyu söyleriz.
Ömer Nasuhi BilmenÖmer Nasuhi Bilmen:
(63-64) (Onlar da) Dediler ki: «Hayır,biz sana onların kendisinde şüphe eder oldukları şey ile geldik. Ve sana hak ile geldik ve şüphe yok ki, biz elbette sâdıklardanız.»
Ömer ÖngütÖmer Öngüt:
"Sana gerçekle geldik. Biz şüphesiz ki doğru söyleyenleriz. "
Sadık TürkmenSadık Türkmen:
Sana gerçeği getirdik. Elbette biz doğru söyleyenleriz.
Seyyid KutubSeyyid Kutub:
Sana gerçeği getirdik, kesinlikle doğru söylüyoruz.
Suat YıldırımSuat Yıldırım:
(63-65) "Yok" dediler, "Biz sana, onların şüphe ettikleri cezayı getirdik ve sana emr-i Hak ile geldik, emin ol biz sadık kimseleriz. Hemen gecenin sonunda aileni yola çıkar, sen de arkalarından git, içinizden hiç kimse dönüp ardına bakmasın, size emredilen yere geçin gidin."
Süleyman AteşSüleyman Ateş:
"Sana gerçeği getirdik, biz elbette doğru söyleyenleriz!"
Şaban PirişŞaban Piriş:
Sana hak olanı getirdik, şüphesiz biz doğru söyleyenleriz.
Tefhim-ul Kur'anTefhim-ul Kur'an:
«Sana gerçeği getirdik, biz şüphesiz doğru söyleyenleriz.»
Yaşar Nuri ÖztürkYaşar Nuri Öztürk:
"Sana gerçeği getirdik. Biz, özü, sözü doğru olanlarız."
Yusuf Ali (İngilizce)Yusuf Ali (İngilizce):
"We have brought to thee that which is inevitably due, and assuredly we tell the truth.