قَالُوا بَلَىٰ قَدْ جَاءَنَا نَذِيرٌ فَكَذَّبْنَا وَقُلْنَا مَا نَزَّلَ اللَّهُ مِنْ شَيْءٍ إِنْ أَنْتُمْ إِلَّا فِي ضَلَالٍ كَبِيرٍ
Kalu bela kad caena neziyrun fekezzebna ve kulna ma nezzelellahü min şey’in in entüm illa fiy dalalin kebiyrin.
Kelime
Anlamı
Kökü
قَالُوا
dediler
بَلَىٰ
evet
قَدْ
andolsun
جَاءَنَا
bize geldi
نَذِيرٌ
uyarıcı
فَكَذَّبْنَا
ama biz yalanladık
وَقُلْنَا
ve dedik ki
مَا
نَزَّلَ
indirmedi
اللَّهُ
Allah
مِنْ
hiçbir
شَيْءٍ
şey
إِنْ
hayır
أَنْتُمْ
siz
إِلَّا
ancak
فِي
içindesiniz
ضَلَالٍ
bir sapıklık
كَبِيرٍ
büyük

  • Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı:
    Evet derler, andolsun ki geldi bize korkutucu da yalanladık onu ve Allah dedik, hiçbir şeyi indirmemiştir; siz ancak, pek büyük bir sapıklığa düşmüşsünüz.

  • Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan:
    "Evet" diyecekler. "Aslında bize bir uyarıcı gelmişti ama biz onun söylediklerini yalanladık ve ona Allah vahiy yoluyla hiç birşey indirmiş değildir. Siz kendisini uyarıcı peygamber olarak görenler büyük bir yanılgı içindesiniz dedik."

  • Adem Uğur Adem Uğur:
    Onlar şöyle cevap verirler: Evet, doğrusu bize, (bu azap ile) korkutan bir peygamber gelmişti; fakat biz (onu) yalan saymış ve: Allah’ın bir şey gönderdiği yok; siz olsa olsa büyük bir sapıklık içindesiniz! demiştik.

  • Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi:
    (Cehennem ehli de) der ki: "Evet, gerçekten bize bir uyarıcı geldi de biz inanmayıp reddettik! ‘Allâh hiçbir şey inzâl etmemiştir; sizin yaptığınız çok büyük bir sapıklıktır’ dedik."

  • Ahmet Varol Ahmet Varol:
    ’Allah bir şey indirmedi. Siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz’ dedik.’

  • Ali Bulaç Ali Bulaç:
    Onlar: "Evet" derler. "Bize gerçekten bir uyarıcı geldi. Fakat biz yalanladık ve: "Allah hiçbir şey indirmedi, siz yalnızca büyük bir sapmışlık içindesiniz, dedik."

  • Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz:
    Onlar derler ki: "- Evet, doğrusu bize, azab ile korkutan bir peygamber geldi de, biz, O’nu yalanladık ve : Allah hiç bir şey indirmemiştir; siz muhakkak büyük bir sapıklık içindesiniz, dedik."

  • Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı:
    “Evet, doğrusu bize uyarıcı bir peygamber gelmişti; fakat biz onu yalanlamış ve ‘Allah`ın bir şey gönderdiği yok; siz olsa olsa, bir sapıklık içindesiniz!` demiştik.”

  • Bekir Sadak Bekir Sadak:
    Onlar: «Evet; dogrusu bize bir uyarici geldi, fakat biz yalanladik ve Allah hicbir sey indirmemistir, siz buyuk bir sapiklik icindesiniz demistik» derler.

  • Celal Yıldırım Celal Yıldırım:
    Onlar da: «Evet bize gerçekten uyarıcı geldi ama biz yalanladık ve Allah birşey indirmemiştir, siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz, dedik» diye cevap verirler.

  • Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu:
    (Onlar:) “Evet, gerçekten bize (bu azabı haber veren) bir uyarıcı geldi. Fakat biz (o uyarıcıyı) yalanladık ve Allah hiçbir şey indirmedi, siz yalnızca büyük bir sapmışlık içindesiniz” dedik.

  • Diyanet İşleri Diyanet İşleri:
    Onlar da şöyle derler: "Evet, bize bir uyarıcı gelmişti. Fakat biz onu yalanlamış ve ‘Allah hiçbir şey indirmemiştir. Siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz’ demiştik."

  • Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı:
    Onlar şöyle cevap verirler: Evet, doğrusu bize, (bu azap ile) korkutan bir peygamber gelmişti; fakat biz (onu) yalan saymış ve: Allah’ın bir şey gönderdiği yok; siz olsa olsa büyük bir sapıklık içindesiniz! demiştik.

  • Edip Yüksel Edip Yüksel:
    Onlar da dediler ki, "Evet, bize bir uyarıcı gelmişti, ama biz yalanladık ve ‘ALLAH hiçbir şey indirmemiştir. Siz tümüyle sapıtmışsınız,’ dedik."

  • Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır:
    Derler: «Evet, bize uyarıcı geldi ama biz yalanladık ve Allah hiçbir şey indirmedi, siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz.» dedik.

  • Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran:
    Onlar; «Evet, doğrusu bize bir uyarıcı geldi, fakat biz yalanladık ve Allah hiçbir şey indirmedi, siz büyük bir sapıklık içindesiniz» dedik.

  • Gültekin Onan Gültekin Onan:
    Onlar: "Evet" derler. "Bize gerçekten bir uyarıcı geldi. Fakat biz yalanladık ve: "Tanrı hiçbir şey indirmedi, siz yalnızca büyük bir sapmışlık içindesiniz, dedik."

  • Harun Yıldırım Harun Yıldırım:
    Onlar: "Evet gerçekten bize bir uyarıcı geldi. Fakat biz yalanladık ve: ‘Allah hiç bir şey indirmemiştir. Başka değil, siz sadece büyük bir sapıklık içindesiniz.’ dedik." diye cevap verirler.

  • Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay:
    Onlar «Evet, dediler (derler), gerçek bize, (bu) azâb ile korkutan peygamber gelmişdir. Fakat biz (onları) yalan saydık ve Allah hiç birşey indirmemişdir. Siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz dedik».

  • Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat:
    (Onlar) derler ki: `Evet! Gerçekten bize bir korkutucu geldi, fakat biz yalanladık ve(onlara): `Allah hiçbir şey indirmemiştir; siz ancak büyük bir dalâlet içindesiniz!` dedik.`

  • İbn-i Kesir İbn-i Kesir:
    Onlar: Evet, doğrusu bize bir uyarıcı geldi, ama biz yalanladık ve: Allah, hiç bir şey indirmemiştir. Siz, büyük bir sapıklık içindesiniz, dedik, derler.

  • İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz:
    Onlarda "Evet. Bize uyarıcılar geldi ve biz onları yalanladık ve onlara, Allah hiçbir şey indirmemiştir. Siz ancak çok büyük bir sapıklık içindesiniz" dedik.

  • İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr:
    Onlar (cehenneme atılanlar) dediler ki: "Evet, bize nezir gelmişti. Fakat biz onu yalanladık ve Allah hiçbir şey indirmemiştir, siz ancak büyük bir dalâlet içindesiniz, dedik."

  • Kadri Çelik Kadri Çelik:
    Onlar, "Evet" derler. "Bize gerçekten bir uyarıcı geldi. Fakat biz yalanladık ve, "Allah hiç bir şey indirmedi, siz yalnızca büyük bir sapıklık içindesiniz" dedik."

  • Muhammed Esed Muhammed Esed:
    Onlar: "Evet" diyecekler, "aslında bize bir uyarıcı gelmişti, ama biz o’nu(n söylediklerini) yalanladık ve o’na: ’Allah (vahiy yoluyla) hiçbir şey indirmiş değildir! Siz (kendinizi uyarıcı olarak görenler) büyük bir yanılgı içindesiniz! dedik".

  • Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu:
    "Evet, doğrusu bize bir uyarıcı gelmişti; fakat biz onu yalanladık ve "Allah hiçbir şey indirmemiştir; siz (elçiler) büyük bir şaşkınlık içindesiniz" demiştik" itirafında bulunacaklar.

  • Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen:
    (8-9) Az kalır ki, (cehennem) öfkesinden dolayı parçalansın, her ne vakit, içine bir tâife atılınca onlara cehennem bekçileri sormuş olurlar ki: «Sizlere bir korkutucu (Peygamber) gelmedi mi?» Derler ki: «Evet.. Muhakkak ki bize bir korkutucu (peygamber) geldi, fakat biz tekzîp ettik ve dedik ki: «Allah bir şey indirmemiştir.» «Siz başka değil, ancak büyük bir sapıklık içindesiniz.»

  • Ömer Öngüt Ömer Öngüt:
    Onlar şöyle derler: "Evet, bize bir uyarıcı geldi amma, biz onu yalanladık ve: ’Allah hiçbir şey indirmedi, siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz. ’ dedik. "

  • Sadık Türkmen Sadık Türkmen:
    Derler ki: "Evet, tabi ki bize uyarıcı geldi ama biz yalanladık. Allah hiçbir şey indirmemiştir, siz büyük bir sapıklık içindesiniz!" dedik.

  • Seyyid Kutub Seyyid Kutub:
    Onlar; «Evet, doğrusu bize bir uyarıcı geldi, fakat biz yalanladık ve Allah hiçbir şey indirmedi, siz büyük bir sapıklık içindesiniz» dedik.

  • Suat Yıldırım Suat Yıldırım:
    Onlar şöyle cevap verirler: "Evet, bizi uyaran oldu, ama biz onu yalancı saydık ve Rahman hiçbir vahiy indirmedi, siz besbelli bir sapıklık içindesiniz." dedik.

  • Süleyman Ateş Süleyman Ateş:
    Dediler: "Evet, bize uyarıcı geldi ama biz yalanladık ve: ’Allâh hiçbir şey indirmedi, siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz’ dedik."

  • Şaban Piriş Şaban Piriş:
    -Evet, bir uyarıcı gelmişti, fakat biz yalanladık ve Allah hiçbir şey indirmemiştir. Siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz, dedik derler.

  • Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an:
    Onlar: «Evet» derler. «Bize gerçekten bir uyarıcı, korkutucu geldi. Fakat biz yalanladık ve: -Allah hiçbir şey indirmedi, siz yalnızca büyük bir şaşkınlık (ve sapıklık) içindesiniz, dedik.»

  • Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk:
    Derler ki: "Gelmedi olur mu? Bize uyarıcı geldi. Fakat biz yalanladık. Ve: ’Allah bir şey indirmemiştir, siz büyük bir sapıklık içindesiniz, başka değil!’ şeklinde konuştuk."

  • Yusuf Ali (İngilizce) Yusuf Ali (İngilizce):
    They will say: "Yes indeed; a Warner did come to us, but we rejected him and said, ´Allah never sent down any (Message): ye are nothing but an egregious delusion!´"