آخِذِينَ مَا آتَاهُمْ رَبُّهُمْ ۚ إِنَّهُمْ كَانُوا قَبْلَ ذَٰلِكَ مُحْسِنِينَ
Ahızıne ma atahum rabbuhum innehum kanu kable zalike muhsinin
Kelime
Anlamı
Kökü
اخِذِينَ
alırlar
مَا
şeyi
اتَاهُمْ
kendilerine verdiği
رَبُّهُمْ
Rablerinin
إِنَّهُمْ
çünkü onlar
كَانُوا
idiler
قَبْلَ
önce
ذَٰلِكَ
bundan
مُحْسِنِينَ
güzel davranan

  • Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı:
    Alırlar Rablerinin, kendilerine verdiklerini; şüphe yok ki onlar, bundan önce, iyilik ederlerdi.

  • Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan:
    Rablerinin kendilerine verdiği tüm nimet ve ikramları, elde ederek huzurlu bir yaşantı içindedirler. Zaten onlar dünyada da iyilik ve güzelliği huy edinenlerdi.

  • Adem Uğur Adem Uğur:
    Rablerinin kendilerine verdiğini alarak. Kuşkusuz onlar, bundan önce dünyada güzel davrananlardı.

  • Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi:
    Rablerinin kendilerine verdiğini alıcılar olarak (içten dışa çıkış olarak)! Muhakkak ki onlar bundan önce muhsindiler.

  • Ahmet Varol Ahmet Varol:
    Rablerinin kendilerine verdiğini alarak. Çünkü onlar bundan önce iyilik edenlerdi.

  • Ali Bulaç Ali Bulaç:
    Rablerinin kendilerine verdiğini alanlar olarak. Çünkü onlar, bundan önce ihsanda (güzel davranışta) bulunanlardı.

  • Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz:
    Rablerinin kendilerine verdiğinden razı oldukları halde... Doğrusu onlar, bundan önce güzel amel işliyenlerdi.

  • Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı:
    (15-16) Allah`ın emirlerine karşı gelmekten sakınanlar, Rablerinin kendilerine verdiğini alarak cennetlerde ve pınar başlarında bulunacaklar. Şüphesiz onlar, bundan önce dünyada güzel davrananlardı.

  • Bekir Sadak Bekir Sadak:
    (15-16) Dogrusu, Allah’a karsi gelmekten sakinanlar, Rablerinin kendilerine verdigini almis olarak bahcelerde ve pinar baslarindadirlar. Cunku onlar, bundan once iyi davrananlardi.

  • Celal Yıldırım Celal Yıldırım:
    Rablarının kendilerine verdiğini alırlar. Günkü onlar, bundan önce iyiliği, güzelliği, yararlı olmayı huy edinenlerdi.

  • Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu:
    (15-16) Ama (dünyada iken) Allah`a karşı sorumluluk bilinciyle yaşayanlar, kendilerini bahçeler ve pınarlar arasında bulurlar. Rablerinin, kendilerine verdiği her şeyden istedikleri gibi alırlar. Çünkü onlar bundan önce iyilik yapan, hayır işleyen kimselerdi.

  • Diyanet İşleri Diyanet İşleri:
    (15-16) Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlar, Rablerinin kendilerine verdiği şeyleri alarak cennetlerde ve pınar başlarında bulunurlar. Şüphesiz onlar bundan önce iyilik yapan kimselerdi.

  • Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı:
    (15-16) Şüphesiz ki Allah’a isyandan sakınanlar, Rablerinin kendilerine verdiğini alarak cennetlerde ve pınar başlarında bulunacaklar. Kuşkusuz onlar, bundan önce dünyada güzel davrananlardı.

  • Edip Yüksel Edip Yüksel:
    Rab’lerinin kendilerine verdiğini alırlar. Çünkü onlar bundan önce güzel davranıyorlardı.

  • Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır:
    (15-16) Şüphesiz ki takva sahipleri Rablerinin kendilerine verdiği sevabı almış olarak cennet bahçelerinde ve pınar başlarında bulunacaklardır. Çünkü onlar bundan önce iyilik yapıyorlardı.

  • Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran:
    Rab’lerinin, kendilerine verdiğini alırlar. Çünkü onlar bundan önce de güzel davranırlardı.

  • Gültekin Onan Gültekin Onan:
    Rablerinin kendilerine verdiğini alanlar olarak. Çünkü onlar, bundan önce ihsanda (güzel davranışta) bulunanlardı.

  • Harun Yıldırım Harun Yıldırım:
    Rablerinin kendilerine verdiğini alırlar. Çünkü onlar, bundan önce ihsanda bulunanlardı.

  • Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay:
    (15-16) Şübhesiz ki (fenâlıkdan) sakınanlar, Rablerinin kendilerine verdiği (sevabı) ahz (-ü kabul) etmiş (ve bundan raazî olmuş) olarak, cennetlerde, pınarlar (ın başların) dadırlar. Çünkü onlar bundan evvel iyi amel (ve hareket) edenlerdi.

  • Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat:
    (15-16) Şübhesiz ki takvâ sâhibleri, Rablerinin kendilerine verdiğini almış kimseler olarak, Cennetlerde ve pınar başlarındadırlar. Çünki onlar, bundan önce iyilik eden kimselerdi.

  • İbn-i Kesir İbn-i Kesir:
    Rabblarının kendilerine verdiğini almış olarak. Zira onlar bundan önce de ihsan edenlerdendi.

  • İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz:
    Rablerinin kendilerine verdiklerini (ikramları) alırlar. Cennete girmeden önce dünyada iken onlar güzel işler yapmışlardı.

  • İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr:
    Rab’lerinin onlara verdiği şeyi alanlar; muhakkak ki onlar, bundan önce muhsin olanlardır.

  • Kadri Çelik Kadri Çelik:
    Rablerinin kendilerine verdiğini alıcılar olarak. Çünkü onlar, bundan önce ihsanda bulunanlardı.

  • Muhammed Esed Muhammed Esed:
    Rablerinin bağışlayacağı her şeyden istedikleri gibi yararlanarak; (çünkü) onlar geçmişte iyi şeyler yapan (insan)lardı;

  • Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu:
    Rablerinin kendileri için takdir ettiğini (derin bir şükranla) alarak; çünkü onlar, zaten daha önce de iyilerdendi:

  • Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen:
    Rablerinin kendilerine verdiğini ahz edicilerdir. Muhakkak ki, onlar bundan evvel iyilik eden zâtlar olmuşlardır.

  • Ömer Öngüt Ömer Öngüt:
    Rablerinin kendilerine verdiklerini alırlar. Çünkü onlar bundan önce dünyada güzel davranırlardı.

  • Sadık Türkmen Sadık Türkmen:
    Rablerinin kendilerine verdiğini alırlar. Çünkü onlar bundan önce (dünyada) iyi davrananlar idiler.

  • Seyyid Kutub Seyyid Kutub:
    Rab’lerinin, kendilerine verdiğini alırlar. Çünkü onlar bundan önce de güzel davranırlardı.

  • Suat Yıldırım Suat Yıldırım:
    Rab’lerinin kendilerine verdiği mükâfatları almaktadırlar. Çünkü onlar, daha önce dünyada iyi davranan kimselerdi.

  • Süleyman Ateş Süleyman Ateş:
    Rablerinin, kendilerine verdiğini alırlar. Çünkü onlar bundan önce güzel davranırlardı.

  • Şaban Piriş Şaban Piriş:
    Rab’lerinin kendilerine verdiklerini almışlardır, çünkü onlar bundan önce iyi kimseler idiler.

  • Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an:
    Rablerinin kendilerine verdiğini alanlar olarak. Çünkü onlar, bundan önce ihsanda (güzel davranışta) bulunanlardı.

  • Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk:
    Rablerinin kendilerine verdiğini almış kişiler olarak. Doğrusu, onlar bundan önce de iyilik ve güzellik sergilemekteydiler.

  • Yusuf Ali (İngilizce) Yusuf Ali (İngilizce):
    Taking joy in the things which their Lord gives them, because, before then, they lived a good life.