Abdulbaki GölpınarlıAbdulbaki Gölpınarlı:
Yahut da öğüt alacaktır da ondan faydalanacaktır.
Abdullah ParlıyanAbdullah Parlıyan:
Yahutta kendisine hakikat hatırlatılacak ve bu hatırlatma kendisine fayda verecekti.
Adem UğurAdem Uğur:
Yahut öğüt alacak da o öğüt ona fayda verecek.
Ahmed HulusiAhmed Hulusi:
Yahut hatırlatılanı düşünecek de böylece o zikra (hatırlatma) kendisine fayda verecek!
Ahmet VarolAhmet Varol:
Yahut öğüt alacak ve öğüt ona yarar sağlayacaktır?
Ali BulaçAli Bulaç:
Veya öğüt alacak; böylelikle bu öğüt kendisine yarar sağlayacak.
Ali Fikri YavuzAli Fikri Yavuz:
Yahud öğüd alacaktı da, o öğüt kendisine fayda verecekti.
Bayraktar BayraklıBayraktar Bayraklı:
(1-10) Kendisine âmâ geldi diye yüzünü ekşitti ve döndü. Sen nereden bileceksin, belki o arınacaktı? Yahut, öğüt dinleyecek de öğüt kendisine yarayacaktı. Kendisini yeterli görüp tenezzül etmeyene gelince; sen ona yöneliyorsun. Onun arınmamasından sen sorumlu değilsin. Fakat koşarak sana gelen, saygı duyarak gelmişken, sen onunla ilgilenmiyorsun.
Bekir SadakBekir Sadak:
Yahut ogut alacakti da bu ogut kendisine fayda verecekti.
Celal YıldırımCelal Yıldırım:
(3-4) Ne bilirsin, belki o temizlenecek veya öğüt alacaktı da o öğüt ona fayda verecekti ?
Cemal KülünkoğluCemal Külünkoğlu:
(3-4) (Resulüm!) Onun halini sana hangi şey bildirdi? Belki o, (senden öğrenecekleriyle cehalet kirinden) temizlenecekti yahut öğüt alacak da bu öğüt kendisine fayda verecekti.
Diyanet İşleriDiyanet İşleri:
Yahut öğüt alacak da bu öğüt kendisine fayda verecek.
Diyanet VakfıDiyanet Vakfı:
(1-4) (Peygamber), âmânın kendisine gelmesinden ötürü yüzünü ekşitti ve çevirdi. (Resûlüm! onun halini) sana kim bildirdi! Belki o temizlenecek, yahut öğüt alacak da o öğüt ona fayda verecek.
Edip YükselEdip Yüksel:
Yahut da öğüt alacak ve ona mesajın yararı dokunacaktı.
Elmalılı Hamdi YazırElmalılı Hamdi Yazır:
Veya öğüt belleyecek de öğüt ona fayda verecek.
Fizil-al il KuranFizil-al il Kuran:
Yahut öğüt alacak da bu öğüt, kendisine fayda verecek.
Gültekin OnanGültekin Onan:
Veya öğüt alacak; böylelikle bu öğüt kendisine yarar sağlayacak.
Harun YıldırımHarun Yıldırım:
Yahut öğüt alacaktı da bu öğüt ona fayda verecekti.
Hasan Basri ÇantayHasan Basri Çantay:
Yahud öğüd olacakdı da (senin) bu öğüd (ün) kendisine fâide verecekdi.
Hayrat NeşriyatHayrat Neşriyat:
Yahutta kendisine hakikat hatırlatılacak ve bu hatırlatma kendisine fayda verecekti.
İbn-i Kesirİbn-i Kesir:
Yahut öğüt alacaktı da bu, kendisine fayda verecekti.
İlyas Yorulmazİlyas Yorulmaz:
Verdiğin öğüdü düşünecek ve öğüt ona fayda verecekti.
İskender Ali Mihrİskender Ali Mihr:
Veya öğüt alır, böylece bu öğüt ona fayda verir.
Kadri ÇelikKadri Çelik:
Ya da hatırlayıp kendine gelecek ve böylece bu hatırlama kendisine yarar sağlayacak?
Muhammed EsedMuhammed Esed:
yahut (hakikat) hatırlatılacak ve bu hatırlatma kendisine fayda verecekti.
Mustafa İslamoğluMustafa İslamoğlu:
veya alacağı öğütün kendisine yarar sağlayacağını?
Ömer Nasuhi BilmenÖmer Nasuhi Bilmen:
Yahut öğüt dinleyecek de kendisine o öğüt fâide verecektir.
Ömer ÖngütÖmer Öngüt:
Yahut öğüt alacaktı da, bu öğüt kendisine fayda verecekti.
Sadık TürkmenSadık Türkmen:
Ya da öğüt dinleyecek, bu da ona fayda verecek!..
Seyyid KutubSeyyid Kutub:
Yahut öğüt alacak da bu öğüt, kendisine fayda verecek.
Suat YıldırımSuat Yıldırım:
(3-4) Ne bilirsin, belki de alacağı öğütle arınacaktı. Yahut nasihati dinleyip ondan yararlanacaktı?
Süleyman AteşSüleyman Ateş:
Yahut öğüt dinleyecek de öğüt, kendisine yarayacak.
Şaban PirişŞaban Piriş:
Veya öğüt alacak da öğüt ona fayda verecektir.
Tefhim-ul Kur'anTefhim-ul Kur'an:
Ya da öğüt alacak; böylelikle bu öğüt kendisine yarar sağlayacak.
Yaşar Nuri ÖztürkYaşar Nuri Öztürk:
Belki de düşünüp taşınacak da öğüt kendisine yarayacak.
Yusuf Ali (İngilizce)Yusuf Ali (İngilizce):
Or that he might receive admonition, and the teaching might profit him?