1. Elif, Lâm, Râ. İşte bunlar sana o açık seçik kitabın âyetleridir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 2. Muhakkak ki, biz onu anlayasınız diye Arapça bir kitap olarak indirdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 3. Sana bu Kur’ân’ı vahyetmekle biz, sana kıssaların en güzelini anlatıyoruz. Gerçek şu ki, daha önce senin bundan hiç haberin yoktu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 4. Hani bir vakitler Yusuf, babasına demişti ki: «Babacığım, ben rüyada onbir yıldızla güneşi ve ayı bana secde ederken gördüm.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 5. (Babası) «Yavrucuğum! «dedi, «rüyanı kardeşlerine anlatma. Sonra sana bir tuzak kurarlar. Çünkü şeytan insanın açıkça düşmanıdır.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 6. «Ve işte böyle, Rabbin seni seçecek ve sana rüya tabirinden bilgiler öğretecek. Bundan önce ataların İbrahim’e ve İshak’a tamamladığı gibi, nimetini hem sana, hem de Yakup soyuna tamamlayacaktır. Muhakkak ki, Rabbin alîmdir, hakîmdir.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 7. Andolsun ki, Yusuf ve kardeşleri kıssasında soranlara ibret alacak âyetler vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 8. Hani demişlerdi ki: «Yusuf ve kardeşi (Bünyamin) babamıza bizden daha sevgili, biz ise güçlü ve tutkun bir grubuz. Doğrusu, babamız belli ki, çok açık bir yanılgı içindedir.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 9. «Yusuf’u öldürün, ya da bir yere atın ki, babanızın yüzü (sevgisi) size kalsın, sonra yine salih bir kavim olursunuz.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 10. İçlerinden bir söz sahibi şöyle dedi: «Yusuf’u öldürmeyin, bir kuyunun dibine bırakın da ordan geçen kafilenin biri onu bulup alsın. Eğer yapacaksanız böyle yapın.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 11. Dediler ki: «Ey babamız! Sen bize Yusuf için neden güvenmiyorsun? Halbuki biz onun iyiliğini istiyoruz.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 12. «Yarın onu bizimle beraber gönder de gezsin, oynasın. Kesinlikle biz onu koruruz.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 13. Babaları dedi ki: «Onu götürmeniz beni üzer, korkarım ki onu kurt yer de sizin haberiniz bile olmaz.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 14. Dediler ki: «Vallahi biz böyle güçlü kuvvetli bir topluluk iken, buna rağmen onu kurt yerse, o zaman biz kesinlikle hüsrana uğrayanlardan olmuş oluruz.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 15. Nihayet kardeşleri, Yusuf’u alıp götürdüler ve kuyunun dibine bırakmaya topluca karar verdiler. Biz de ona şöyle vahyettik: «Andolsun ki, sen onlara ilerde hiç beklemedikleri bir sırada bu yaptıklarını haber vereceksin». Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 16. Ve yatsı vakti, ağlayarak babalarına geldiler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 17. Dediler ki: «Ey babamız! Biz gittik, aramızda yarış yapıyorduk. Yusuf’u da eşyamızın yanına bırakmıştık. Bir de baktık ki, onu kurt yemiş, şu anda biz doğru da söylesek, yine de sen bize inanacak değilsin.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 18. Bir de gömleğinin üzerinde yalandan bir kan getirmişlerdi. Babaları dedi ki: «Hayır, nefisleriniz aldatmış da size bir iş yaptırtmış. Artık bana güzel bir sabır gerekiyor. Bu anlattıklarınıza karşılık yardımına sığınılacak olan ancak Allah’dır.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 19. Daha sonra bir kafile gelmiş, sucularını da göndermişlerdi. Vardı, kovasını kuyuya saldı, «Müjde hey, müjde! İşte bir çocuk!» dedi. Ve onu satılık bir mal olarak gizleyip korudular. Allah ise onların ne yapacaklarını biliyordu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 20. Ve onu düşük bir değerle birkaç dirheme sattılar. Ona fazla önem vermemişlerdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 21. Onu satın alan Mısırlı, eşine dedi ki: «Buna güzel bak. Bize faydalı olabilir, ya da evlat ediniriz.» Yusuf’u böylece oraya yerleştirdik. Ona rüyaların tabirini de öğrettik. Allah emrinde galiptir. Fakat insanların çoğu bunu bilmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 22. O, tam erginlik çağına gelince, kendisine ilim ve hüküm verdik. İşte biz, güzel iş yapanları böyle mükafatlandırırız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 23. Derken, evinde bulunduğu hanım, onun nefsinden murad alıp yararlanmak istedi. Kapıları kilitledi ve «Haydi beri gel!» dedi. Yusuf: «Allah’a sığınırım! Muhakkak ki, o (kocan), benim efendim, bana çok güzel baktı. Doğrusu zalimler hiç iflah olmazlar» dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 24. O hanım, ona gerçekten niyeti bozmuştu. Eğer Rabbinin burhanını görmese idi. Yusuf da ona özenip gitmişti. Aslında ondan fuhşu ve fenalığı uzak tutalım diye böyle olmuştu. Çünkü o bizim ihlasa erdirilmiş kullarımızdan biriydi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 25. İkisi de kapıya koştular. Hanım, onun gömleğini arkadan yırttı. Ve kapının yanında hanımın efendisiyle karşı karşıya geldiler. Hanım hemen dedi ki: «Senin eşine fenalık yapmak isteyenin cezası, zindana atılmaktan veya acı bir azaba uğratılmaktan başka ne olabilir?» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 26. Yusuf: «kendisi benden yararlanmak istedi» dedi. Hanımın akrabasından biri de şöyle şahitlik etti: «Eğer gömleği önden yırtılmış ise hanım doğru söylemiştir, o zaman bu, yalancılardandır.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 27. «Yok eğer gömleği arkadan yırtılmış ise hanım yalan söylemiştir, o zaman bu doğru söyleyenlerdendir.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 28. Ne zaman ki, gömleğin arkadan yırtılmış olduğunu gördü, o zaman dedi ki: «Bu iş, siz kadınların tuzağındandır. Gerçekten de sizin tuzağınız çok büyüktür». Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 29. «Yusuf! Sakın sen bundan bahsetme! Kadın! Sen de günahından dolayı istiğfar et. Sen gerçekten günahkarlardan oldun». Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 30. Şehirde bazı kadınlar da «Azizin karısı, delikanlısından murad almaya kalkmış, sevgi yüreğini yakıp kavuruyormuş, görüyoruz ki, kadın çıldırmış besbelli...» dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 31. Azizin karısı, onların gizliden gizliye dedikodu yaydıklarını işitince, onlara davetçi gönderdi ve onlara mükellef bir sofra hazırladı. Her birine bir bıçak verdi, beri taraftan da Yusuf’a «çık karşılarına» dedi. Görür görmez hepsi onu gözlerinde çok büyüttüler ve (şaşkınlıkla) ellerini kestiler. Dediler ki: «Hâşâ! Allah için, bu bir insan değil, olsa olsa yüce bir melektir.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 32. «İşte» dedi, «bu gördüğünüz, beni hakkında kınadığınız (gençtir). Yemin ederim ki, ben bunun nefsinden yararlanmak istedim de o, namuslu davrandı. Yine yemin ederim ki, emrimi yerine getirmezse, muhakkak zindana atılacak ve kesinlikle zelillerden olacaktır». Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 33. Yusuf dedi ki: «Ey Rabbim! Zindan bana, bunların beni davet ettikleri şeyden daha sevimlidir. Eğer sen, bu kadınların tuzaklarını benden uzak tutmazsan, ben onların tuzağına düşerim ve cahillik edenlerden olurum». Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 34. Bunun üzerine Rabbi, onun duasını kabul buyurdu da ondan onların tuzaklarını bertaraf etti. Muhakkak ki O, evet O, hakkiyle işiten, hakkiyle bilendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 35. Bu kadar delili gördükleri halde, sonra yine de Yusuf’u bir süre için zindana atma düşüncesi ağır bastı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 36. Zindana onunla birlikte iki delikanlı daha girdi. Birisi dedi ki: «Rüyada kendimi şarap sıkarken gördüm». Öteki de dedi ki: «Ben de başımın üstünde ekmek taşıdığımı, kuşların da ondan yediğini gördüm. Bize bunun yorumunu haber ver. Çünkü biz seni iyilik edenlerden görüyoruz.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 37. Yusuf dedi ki: «Size yiyecek olarak verilecek bir yemek gelmeden önce onun tabirini size bildiririm. Bu, Rabbimin bana öğrettiği ilimlerdendir. Çünkü ben Allah’a inanmayan ve ahireti inkâr eden bir kavmin dinini terkettim.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 38. «Atalarım İbrahim, İshak ve Yakub’un dinine uydum. Bizim, Allah’a hiçbir şeyi ortak tutmamız olmaz. Bu, bize ve insanlara Allah’ın bir lutfudur. Fakat insanların çoğu şükretmezler.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 39. «Ey benim zindan arkadaşlarım! Ayrı ayrı birçok tanrılar mı daha hayırlı, yoksa herşeye hakim ve galip olan bir tek Allah mı?» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 40. «Sizin Allah’ı bırakıp da o taptıklarınız, sizin ve atalarınızın uydurduğu birtakım isimlerden başka bir şey değildir. Bunlara tapmanız için Allah hiçbir delil indirmiş değildir. Hüküm ancak Allah’a aittir: O, size, kendisinden başkasına tapmamanızı emretti. İşte dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bunu bilmezler.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 41. «Ey benim zindan arkadaşlarım! Biriniz efendisine yine şarap sunacak. Diğeri de asılacak, kuşlar başından yiyecekler. İşte öğrenmek istediğiniz iş böylece halloldu.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 42. Yusuf, hapisten kurtulacağına inandığı o ikiden birine dedi ki: «Beni efendinin yanında an». (Benden söz et ki, beni kurtarsın). Fakat Şeytan, ona, efendisinin yanında anmayı unutturdu. Bu yüzden Yusuf, daha yıllarca zindanda kaldı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 43. Bir gün melik (hükümdar) dedi ki: «Ben rüyamda yedi cılız ineğin yedi semiz ineği yediğini ve yedi yeşil başakla yedi kuru başak görüyorum. Ey ileri gelenler! Siz rüya tabir edebiliyorsanız benim bu rüyamın tabirini bana bildirin.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 44. Dediler ki: «Rüya dediğin şey karmakarışık hayallerdir. Biz ise böyle karışık hayallerin yorumunu bilemeyiz.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 45. O ikiden kurtulmuş olanı nice zamandan sonra hatırladı da dedi ki: «Ben size o rüyanın tabirini haber veririm, hemen beni gönderin.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 46. «Ey Yusuf, ey doğru sözlü! Bize şunu hallet: Yedi semiz ineği, yedi cılız inek yiyor. Ve yedi yeşil başakla diğer yedi kuru başak. Umarım ki, o insanlara doğru cevap ile dönerim, onlar da (senin kadrini) bilirler.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 47. Dedi ki: «Yedi sene eskisi gibi ekeceksiniz, biçtiklerinizi başağında bırakınız, biraz yiyeceğinizden başka.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 48. «Sonra onun arkasından yedi kurak sene gelecek, önceki biriktirdiklerinizin biraz saklayacağınızdan başkasını yiyip bitirecek.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 49. «Sonra da onun arkasından yağışlı bir sene gelecek ki, halk onda sıkıntıdan kurtulacak, (üzüm, zeytin gibi mahsülleri) sıkıp faydalanacak.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 50. O hükümdar «Onu bana getirin» dedi. Emir üzerine Yusuf’a gönderilen adam yanına gelince, Yusuf ona dedi ki: «Haydi efendine geri dön de, ona sor bakalım, o ellerini kesen kadınların maksatları ne imiş? Hiç şüphe yok ki, Rabbim, onların oyunlarını çok iyi bilir.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 51. Hükümdar, o kadınlara «Derdiniz neydi ki, o vakit Yusuf’un nefsinden murad almaya kalktınız?» dedi. Onlar «Hâşâ, Allah için, biz onun aleyhinde hiçbir fenalık bilmiyoruz» dediler. Aziz’in, karısı da: «Şimdi hak ve hakikat olduğu gibi ortaya çıktı. Aslında onun nefsinden ben murad almak istedim. O ise şeksiz şüphesiz doğrulardandır» dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 52. (Yusuf dedi ki): İşte bu şunun içindir: Bilsin ki, ben ona arkasından hainlik etmedim. Gerçekten Allah hainlerin hilesini başarıya ulaştırmaz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 53. Ben yine de nefsimi temize çıkarmıyorum. Çünkü nefis şiddetle kötülüğü emreder. Ancak Rabbimin rahmetiyle yarlığadığı müstesna. Muhakkak ki, Rabbim bağışlayıcı ve merhametlidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 54. Hükümdar dedi ki: «Onu bana getirin, kendime tahsis edeyim.» Sonra onunla konuşunca da: «Sen bugün yanımızda gerçekten büyük bir mevki sahibisin, güvenilir birisin» dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 55. O da, ona dedi ki: «Beni bu ülkenin hazineleri üzerine getir. Çünkü iyi korurum, iyi bilirim.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 56. Ve işte biz böylece Yusuf’u o yerde temkin ettik (yerleştirdik). Neresinde isterse orada makam tutuyordu. Biz rahmetimizi dilediğimize nasip ederiz. Ve iyilik edenlerin mükafatını zayi etmeyiz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 57. İman edip takva yolunu tutanlar için elbette ahiret mükafatı daha hayırlıdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 58. (Bir gün) Yusuf’un kardeşleri çıkageldiler ve onun yanına girdiler. O, onları görür görmez tanıdı, oysa onlar onu tanıyamamışlardı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 59. Ne zaman ki onların bütün hazırlıklarını tamamladı, o zaman dedi ki: «Babanızdan olan öbür kardeşinizi de bana getirin. Görüyorsunuz ya, ben ölçeği tam ölçüyorum ve ben konukseverlerin en hayırlısıyım.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 60. «Siz eğer onu bana getirmezseniz, bir daha size hiç kile yok, (bir ölçek bile zahire alamazsınız) yanıma da yaklaşmayın». Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 61. Dediler ki: «Onun için babasından izin almaya çalışacağız. Her hâlü kârda bunu yapacağz.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 62. Yusuf bir taraftan da adamlarına tenbih etti: «Sermayelerini yüklerinin içine koyuverin, belki ailelerinin yanına dönünce farkına varırlar ve belki yine gelirler» dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 63. Böylece dönüp babalarına geldikleri vakit, dediler ki: «Ey babamız! Bizden ölçek menedildi (bize zahire verilmeyecek). Bu kere kardeşimizi de bizimle gönder ki, ölçek alabilelim. Biz onu kesinlikle koruyacağız.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 64. Babaları dedi ki: «Ben onu size nasıl emanet ederim? Ya bundan önce kardeşini emanet ettiğimde olan gibi olursa! En hayırlı koruyucu Allah’dır ve O, merhamet edenlerin en merhametlisidir.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 65. Derken yüklerini açtılar ve sermayelerini kendilerine geri verilmiş olarak buldular. Dediler ki: «Ey babamız! Daha ne isteriz? İşte sermayelerimiz de bize iade edilmiş. Bununla yine ailemize zahire alır getiririz, kardeşimizi de koruruz, üstelik bir yük daha fazla zahire alırız. Zaten bu aldığımız pek az bir zahiredir.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 66. Babaları dedi ki: «Hepiniz çaresiz kalmadıkça onu bana mutlaka getireceğinize dair Allah’dan bir yemin vermedikçe, onu, kesinlikle sizinle göndermem». Onlar da Allah’a and içerek babalarına söz verince, babaları dedi ki: «Bu söylediklerinize Allah vekildir». Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 67. Ve dedi ki: «Ey yavrularım! (şehre) hepiniz bir kapıdan girmeyin de ayrı ayrı kapılardan girin. Gerçi ben ne yapsam, Allah’ın takdirini sizden engelleyemem. Hüküm yalnızca Allah’ındır. Onun için bütün tevekkül edenler O’na tevekkül etmelidirler.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 68. Ne zaman ki, şehre vardılar, o zaman babalarının kendilerine emrettiği şekilde girdiler. (Gerçi bu şekilde girmeleri) onlar hakında Allah’ın takdir ettiği hiçbir şeyi önleyemezdi, bu sadece Yakub’un içinden geçirdiği bir isteğin yerine getirilmesi oldu. Şüphesiz o, ilim sahibiydi, çünkü ona biz öğretmiştik. Fakat insanların çoğu bunu bilmezler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 69. Yusuf’un yanına girdikleri vakit, o, kardeşini (Bünyamin’i) yanında alıkoydu. Dedi ki: «Bilesin, ben, senin kardeşinim! İşte bundan dolayı onların yapacaklarına sakın üzülme!» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 70. Sonra onların bütün hazırlıklarını görünce, su kabını kardeşinin yükünün içine koydu. Sonra bir tellal şöyle bağırdı: «Hey kervan! Siz hırsızsınız, hırsız!» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 71. Bunlara döndüler de dediler ki: «Ne arıyorsunuz?» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 72. Onlar da dediler ki: «Hükümdarın su kabını arıyoruz. Onu bulup getirene bir yük zahire var. Üstelik o tas bana zimmetlidir». Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 73. «Allah’a yemin ederiz ki,» dediler, «Muhakkak siz de anlamışsınızdır ya, biz buraya fesat çıkarmak için gelmedik. Biz hırsız da değiliz.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 74. «Peki yalancı çıkarsanız onun (hırsızlık edenin) cezası nedir?» dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 75. «Kimin yükünde çıkarsa, o kendisi onun cezasıdır. Biz zalimlere işte böyle ceza veririz.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 76. Bunun üzerine Yusuf, kardeşinin eşyalarından önce onların eşyalarını aramaya başladı. Sonra su kabını kardeşinin yükünün içinden çıkardı. İşte Yusuf’a biz böyle bir oyun öğrettik. Melikin kanunlarına göre, kardeşini alıkoymasına imkan yoktu. Ancak Allah dilerse o başka. Biz dilediğimizi derecelerle yükseltiriz. Ve her bilgi sahibinin üstünde bir başka bilen vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 77. Dediler ki: «Eğer o çalmışsa, daha önce bunun kardeşi de çalmıştı». O vakit Yusuf bunu içine attı, onlara hiç belli etmeden: «Siz çok fena bir mevkidesiniz, ne sıfat verdiğinizi Allah çok iyi biliyor» dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 78. Dediler ki: «Ey vezir! Emin ol ki, bunun çok yaşlı bir babası var. Onun için yerine birimizi al. Gerçekten de biz seni iyilik edenlerden görüyoruz.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 79. O dedi ki: «Eşyamızı yanında bulduğumuzdan başkasını tutuklamaktan Allah korusun. Çünkü öyle yaparsak zalimlerden oluruz.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 80. Ne zaman ki, onlar, onu kurtarmaktan ümit kestiler, o zaman fısıldaşarak oradan uzaklaştılar. Büyükleri dedi ki: «Babanızın sizden Allah adına ahit aldığını ve daha önce Yusuf konusunda ettiğiniz kusuru bilmiyor musunuz? Babam bana izin verinceye veya Allah hakkımda bir hüküm verinceye kadar ben artık burdan ayrılmam. Allah, hüküm verenlerin en hayırlısıdır.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 81. «Siz dönün de babanıza deyin ki: Ey babamız! İnan ki, oğlun hırsızlık yaptı. Biz ancak bildiğimize şahitlik ediyoruz. Yoksa gaybın bekçileri değiliz.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 82. «Hem orada bulunduğumuz şehir halkına, hem içinde bulunduğumuz kervana sor. Ve emin ol ki, biz kesinlikle doğru söylüyoruz.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 83. Babaları dedi ki: «Hayır, sizi nefisleriniz altadıp bir işe sürüklemiş. Artık bana güzel güzel sabretmek düşüyor. Belki Allah hepsini birden bana geri getirir. Çünkü O, her şeyi bilir, hüküm ve hikmet sahibidir.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 84. Ve onlardan yüz çevirdi de: «Ey Yusuf’un ateşi, yetti artık, yetti!» dedi. Ve üzüntüden gözlerine ak düştü. Artık yutkunuyor da yutkunuyordu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 85. Dediler ki: «Hâlâ Yusuf’u sayıklayıp duruyorsun. Allah’a yemin ederiz ki, sonunda eriyip gideceksin, tükenip helak olacaksın. Hayret doğrusu!» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 86. Dedi ki: «Ben hüznümü, kederimi ancak Allah’a şikayet ederim ve Allah tarafından sizin bilmediğiniz şeyleri de bilirim.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 87. «Ey oğullarım, gidin, Yusuf’u ve kardeşini araştırın. Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin; zira kâfir kavimden başkası Allah’ın rahmetinden ümit kesmez.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 88. Sonra (Mısır’a gidip) onun huzuruna girince, dediler ki: «Ey şanlı vezir! Biz ve çoluk çocuğumuz sıkıntı içindeyiz. Pek az bir sermaye ile geldik. Sen bize yine ölçek (zahire) ver, ayrıca sadaka da ihsan eyle. Çünkü Allah sadaka verenleri muhakkak mükafatlandırır.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 89. O dedi ki: «Siz cahilliğinizde Yusuf’a ve kardeşine ne yaptığınızı biliyor musunuz?» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 90. Onlar «Yoksa sen, sahiden Yusuf musun?» dediler. O da «Ben Yusuf’um, bu da kardeşim» dedi, «Doğrusu Allah, bizi, lutfuyla nimetlendirdi. Gerçekten de kim Allah’dan korkar ve sabrederse, Allah, muhakkak ki, güzel işler yapanların mükafatını zayi etmez.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 91. Dediler ki: «Allah’a yemin olsun, Allah seni bize üstün kıldı. Biz gerçekten de büyük hata işlemiştik». Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 92. Yusuf dedi: «Bugün size bir ayıplama ve azarlama yoktur. Allah, sizi, mağfiretiyle bağışlasın. O, merhamet edenlerin en merhametlisidir.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 93. Alın şu gömleğimi götürün de babamın yüzüne sürün, gözü açılır. Ve bütün ailenizle toplanıp bana gelin.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 94. Ne zaman ki, kafile (Mısır’dan) ayrıldı, öteden babaları dedi ki: «Eğer bana bunak demezseniz, doğrusu ben Yusuf’un kokusunu alıyorum.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 95. Dediler ki: «Vallahi sen hâlâ o eski şaşkınlığındasın.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 96. Fakat ne zaman ki, gerçekten müjdeci geldi, gömleği Yakub’un yüzüne koydu, hemen gözü açıldı. «Ben size demedim mi, ben Allah’dan sizin bilmediklerinizi bilirim.» dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 97. Dediler ki: «Ey babamız, bizim için Allah’a istiğfar eyle. Biz gerçekten büyük günah işlemiştik.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 98. Dedi ki: «Sizin için Rabbimden ilerde bağışlanma dileyeceğim. Şüphesiz o çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 99. Ne zaman ki, onlar Yusuf’un yanına vardılar, işte o zaman Yusuf anasını ve babasını kucakladı, yanına aldı ve «Buyurun Allah’ın dilemesiyle güven içinde Mısır’a girin» dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 100. Anasıyla babasını yüksek bir taht üzerine oturttu ve hepsi birden Yusuf için secdeye kapandılar. Bunun üzerine Yusuf dedi ki: «İşte bu durum, o rüyamın çıkmasıdır. Gerçekten Rabbim onu hak rüya kıldı. Şeytan benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra, beni zindandan çıkarmakla ve sizi çölden getirmekle Rabbim bana hakikaten ihsan buyurdu. Doğrusu Rabbim dilediğine lutfunu ihsan eder. Şüphesiz O, her şeyi bilir, hüküm ve hikmet sahibidir.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 101. «Ey Rabbim! Sen bana dünya mülkünden nasip verdin ve bana rüyaların tabirinden bir ilim öğrettin. Ey gökleri ve yeri yoktan var eden Rabbim! Benim velim sensin, benim canımı müslüman olarak al ve beni salih kulların arasına kat!» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 102. İşte bu, sana vahiyle bildirdiğimiz gayb haberlerindendir. Yoksa onlar yapacaklarına karar verip mekir (oyun) yaparlarken sen yanlarında değildin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 103. Sen ne kadar şiddetle arzulasan da, insanların çoğu iman edecek değildir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 104. Buna karşılık onlardan herhangi bir ücret de istemiyorsun. O Kur’ân, âlemlere ancak bir öğüttür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 105. Bununla beraber göklerde ve yerde ne kadar âyet var ki, onunla yüz yüze gelirler de yine de yüz çevirip geçerler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 106. Onların çoğu şirk koşmadan Allah’a iman etmezler (imanlarına az çok bir şirk karıştırırlar). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 107. Yoksa bunlar Allah’ın azabından hepsini saracak bir felaket gelmesinden veya farkında değillerken ansızın başlarına kıyametin kopuvermesinden güven içinde midirler? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 108. De ki: İşte benim yolum budur; basiret üzere Allah’a davet ediyorum. Ben ve bana uyanlar (işte böyleyiz). Ben Allah’ı tesbih ederim ve ben müşriklerden değilim. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 109. Senden önce gönderdiğimiz peygamberler de o memleketlerin halkındandı, onlar da kendilerine vahiy verdiğimiz birtakım erkeklerden başkası değillerdi. Şimdi o yerlerde şöyle bir gezip görmediler mi? Kendilerinden önce gelip geçenlerin akıbetlerinin nasıl olduğuna bir baksalar ya!... Elbette ahiret yurdu müttakiler için daha hayırlıdır. Hâlâ aklınızı başınıza toplamayacak mısınız? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 110. Nihayet peygamberleri (onların iman etmelerinden) ümit kesecek hale gelince ve kendilerinin yalancı durumuna düştüklerini sanınca, onlara yardımımız geldi, yetişti; dilediklerimiz kurtarıldı. Suçlular topluluğundan bizim azabımız geri çevrilemez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 111. Gerçekten de onların kıssalarında üstün akıllılar için bir ibret vardır. Bu Kur’ân uydurulmuş herhangi bir söz değildir. Lâkin kendisinden önce gelen kitapların tasdiki her şeyin ayrıntılarıyla açıklayıcısı ve iman edecek bir kavim için hidayet ve rahmettir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster