فَأَوْحَىٰ إِلَىٰ عَبْدِهِ مَا أَوْحَىٰ
Fe evha ila abdihi ma evha
Kelime
Anlamı
Kökü
فَأَوْحَىٰ
sonra vahyetti
إِلَىٰ
عَبْدِهِ
kuluna
مَا
أَوْحَىٰ
vahyettiğini

  • Abdulbaki Gölpınarlı Abdulbaki Gölpınarlı:
    Derken kuluna vahyetti, ne vahyettiyse.

  • Abdullah Parlıyan Abdullah Parlıyan:
    Böylece Allah, kuluna vahyedilmesini uygun gördüğü şeyleri vahyetmiş oldu.

  • Adem Uğur Adem Uğur:
    Bunun üzerine Allah, kuluna vahyini bildirdi.

  • Ahmed Hulusi Ahmed Hulusi:
    Böylece kuluna vahyettiğini vahyetti.

  • Ahmet Varol Ahmet Varol:
    Derken (Allah’ın) kuluna vahyettiğini vahyetti.

  • Ali Bulaç Ali Bulaç:
    Böylece O’nun kuluna vahyettiğini vahyetti.

  • Ali Fikri Yavuz Ali Fikri Yavuz:
    (Cebrâil) vahy etti Allah’ın kuluna vahy ettiğini!...

  • Bayraktar Bayraklı Bayraktar Bayraklı:
    (5-10) Ona, bunu çok güçlü akıl sahibi olan Cebrail öğretmiştir. Doğrulup dikildi. O, en yüksek ufuktaydı. Sonra iyice yaklaştı ve sarktı. İki yayın arası kadar, hatta daha da yakın. Böylece kuluna vahyedeceğini vahyetti.

  • Bekir Sadak Bekir Sadak:
    Allah o anda kuluna vahyedecegini etti.

  • Celal Yıldırım Celal Yıldırım:
    Kuluna vahyettiğini etti.

  • Cemal Külünkoğlu Cemal Külünkoğlu:
    (8-10) Sonra (Cebrail, Hz. Peygambere) yaklaştı ve sarktı. Nitekim (ikisi arasındaki uzaklık) iki yay kadar (oldu) veya daha da yakınlaştı. Böylece (Allah`ın) vahyettiği şeyi kuluna vahyetti.

  • Diyanet İşleri Diyanet İşleri:
    Böylece Allah kuluna vahyedeceğini vahyetti.

  • Diyanet Vakfı Diyanet Vakfı:
    (10-11) Bunun üzerine Allah, kuluna vahyini bildirdi. (Gözleriyle) gördüğünü kalbi yalanlamadı.

  • Edip Yüksel Edip Yüksel:
    Ve sonra kuluna ne bildirilecekse onu vahyetti.

  • Elmalılı Hamdi Yazır Elmalılı Hamdi Yazır:
    (Allah), kuluna verdiği vahyi verdi.

  • Fizil-al il Kuran Fizil-al il Kuran:
    O anda Allah dilediği mesajı Kul’una vahyetti.

  • Gültekin Onan Gültekin Onan:
    Böylece O’nun kuluna vahyettiğini vahyetti.

  • Harun Yıldırım Harun Yıldırım:
    Böylece O’nun kuluna vahyettiğini vahyetti.

  • Hasan Basri Çantay Hasan Basri Çantay:
    (Allahın) kuluna vahy etdiği neyse onu vahyetdi.

  • Hayrat Neşriyat Hayrat Neşriyat:
    İşte (Allah) kuluna vahyettiğini, vahyetti.

  • İbn-i Kesir İbn-i Kesir:
    O vakit kuluna vahyedeceğini etti.

  • İlyas Yorulmaz İlyas Yorulmaz:
    Sonra Allah’ın kulu (Muhammed’e) vahy edilmesi gerekeni (Allah’ın mesajlarını) vahy etti.

  • İskender Ali Mihr İskender Ali Mihr:
    Böylece O’nun kuluna vahyedeceği şeyi vahyetti.

  • Kadri Çelik Kadri Çelik:
    Böylece kuluna vahyedeceğini vahyetti.

  • Muhammed Esed Muhammed Esed:
    Böylece (Allah), vahyedilmesini uygun gördüğü her şeyi kuluna vahyetmiş oldu.

  • Mustafa İslamoğlu Mustafa İslamoğlu:
    İşte (Allah)`ın kuluna vahyettiğini böylece iletmiş oldu.

  • Ömer Nasuhi Bilmen Ömer Nasuhi Bilmen:
    Hemen (Allah Teâlâ’nın) kuluna vahyettiğini vahyetti.

  • Ömer Öngüt Ömer Öngüt:
    O anda kuluna vahyedeceğini vahyetti.

  • Sadık Türkmen Sadık Türkmen:
    Böylece (Allah), kuluna (Kur’an’dan) vahyettiğini (Cebrail ile) vahyetti.

  • Seyyid Kutub Seyyid Kutub:
    O anda Allah dilediği mesajı Kul’una vahyetti.

  • Suat Yıldırım Suat Yıldırım:
    O da kuluna vahyetmek istediği her şeyi vahyetti.

  • Süleyman Ateş Süleyman Ateş:
    Kuluna, vahyettiğini vahyetti.

  • Şaban Piriş Şaban Piriş:
    O anda (Allah’ın) kuluna vahyettiğini iletti.

  • Tefhim-ul Kur'an Tefhim-ul Kur'an:
    Böylece O’nun kuluna vahyettiğini vahyetti.

  • Yaşar Nuri Öztürk Yaşar Nuri Öztürk:
    Böylece vahyetti kuluna vahyettiğini.

  • Yusuf Ali (İngilizce) Yusuf Ali (İngilizce):
    So did (Allah) convey the inspiration to His Servant- (conveyed) what He (meant) to convey.