Mekke döneminde inmiştir. 227 âyettir. Sûre, adını 224. âyette geçen “eş-Şu’arâ” kelimesinden almıştır. “Şu’arâ” şairler demektir. Sûrede başlıca Mûsâ, İbrahim, Nûh, Hûd, Salih ve Şu’ayb peygamberlerin kıssaları dile getirilmekte; müşriklerin, Kur’an’ın vahiy dışı bir kaynağa dayalı olduğu iddialarına karşılık, onun bir vahiy eseri olduğu vurgulanmakta, söz konusu kaynakların Kur’an üzerinde hiçbir etkisinin bulunamayacağı ifade edilmektedir.
1.
Ta, Sin, Mim.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
2.
Bunlar, apaçık olan kitabın ayetleridir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
3.
Onlar mümin olmayacaklar diye neredeyse kendine kıyacaksın (öyle mi?).
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
4.
Dilersek, onların üzerine gökten bir ayet (mucize) indiririz de ona boyunları eğilmiş kalıverirler.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
5.
Onlara Rahman’dan yeni bir uyarı gelmeyiversin, hiç tartışmasız ondan yüz çevirirler.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
6.
Sonuçta gerçekten de yalanladılar; fakat alay konusu edinmekte oldukları şeyin haberi kendilerine pek yakında gelecektir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
7.
Onlar yeryüzüne bakarak orada her yararlı çiftten nice bitkiler bitirdiğimizi görüp düşünmezler mi?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
8.
Şüphesiz onda (yararlı çiftlerde) bir ayet vardır; ancak onların çoğu mümin değillerdir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
9.
Şüphesiz senin Rabbin, gerçekten o üstün, güçlü ve çok merhamet sahibi olandır.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
10.
Hani senin Rabbin, Musa’ya (şöyle) seslenmişti: "Zulmetmekte olan kavime git."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
11.
"Firavun’un kavmine. Hâlâ sakınmıyorlar mı?"
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
12.
Dedi ki: "Rabbim! Kuşkusuz ben, onların beni yalanlamalarından korkmaktayım."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
13.
"Göğsüm sıkışmakta, dilim dönmemektedir; bundan dolayı Harun’a da (vahiy) gönder."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
14.
"Üstelik onlar için benim üzerimde bir de suç var; bundan dolayı beni öldürmelerinden korkmaktayım."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
15.
(Allah,) "Hayır (seni asla öldüremezler)!" dedi. "İkiniz de ayetlerimizle gidin, hiç şüphesiz sizinle birlikteyiz (ve) işitmekteyiz."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
16.
"Gecikmeksizin Firavun’a giderek deyin ki: "Gerçekten biz, âlemlerin Rabbinin elçisiyiz."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
17.
"İsrail oğullarını bizimle birlikte gönder (demek için sana geldik)."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
18.
(Firavun,) Dedi ki: "Biz seni içimizde daha çocukken yetiştirip büyütmedik mi? Sen ömrünün nice yıllarını aramızda geçirmedin mi?"
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
19.
"Ve sen, yapacağın işi (cinayeti) de işledin; sen nankörlerdensin."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
20.
(Musa) Dedi ki: "Ben onu yaptığım zaman şaşkınlardandım."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
21.
"Sizden korkunca da hemen aranızdan kaçtım; sonra Rabbim bana hüküm verdi ve beni peygamberlerden kıldı."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
22.
"Bana karşı lütuf dediğin nimet de İsrail oğullarını köle kılmandan dolayıdır."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
23.
Firavun, "Âlemlerin Rabbi de nedir?" dedi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
24.
Dedi ki: "Eğer yakin sahibi iseniz, (biliniz ki) O, göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunan her şeyin Rabbidir."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
25.
(Firavun) Etrafında bulunanlara, "İşitiyor musunuz?" Dedi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
26.
(Musa,) Dedi ki: "O sizin de Rabbiniz, geçmişteki babalarınızın da Rabbidir."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
27.
(Firavun) Dedi ki: "Şüphesiz size gönderilmiş bulunan elçiniz, gerçekten bir delidir."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
28.
(Musa,) "Eğer aklınızı kullanabiliyorsanız, O, doğunun da batının da ve bunlar arasında olan her şeyin de Rabbidir" dedi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
29.
(Firavun) Dedi ki: "Şüphesiz benim dışımda bir ilah edinecek olursan, seni mutlaka hapse atacağım."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
30.
(Musa) Dedi ki: "Sana apaçık bir şey getirmiş olsam da mı?"
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
31.
(Firavun) Dedi ki: "Eğer doğru sözlülerden isen, haydi onu getir (de görelim)."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
32.
Bunun üzerine asasını bırakıverdi, (bir de ne görsün) o, açıkça bir ejderha oluverdi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
33.
Elini de çekip çıkardı, (bir de ne görsün) bakanlara bembeyaz oluverdi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
34.
(Firavun) Çevresindeki önde gelenlere, "Bu" dedi. "Doğrusu bilgin bir büyücüdür."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
35.
"Büyüsüyle sizi yurdunuzdan sürüp çıkarmak istiyor; o halde ne buyurursunuz?"
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
36.
Dediler ki: "Bunu ve kardeşini ertele, şehirlere de toplayıcılar gönder."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
37.
"Bütün bilgin büyücüleri sana getirsinler."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
38.
Böylelikle büyücüler, bilinen bir günün belli vaktinde bir araya getirildi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
39.
Ve insanlara da, "Siz de toplanıyor musunuz?" dendi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
40.
"Şayet galip gelirlerse biz de büyücülere uyarız."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
41.
Büyücüler geldiklerinde Firavun’a, "Şayet biz galip gelirsek, bize mutlaka bir ücret var değil mi?" dediler.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
42.
"Evet" dedi. "Üstelik şüphesiz siz o zaman (bana) en yakın kılınanlardan da olacaksınız"
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
43.
Musa onlara dedi ki: "Atacağınızı atın."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
44.
Onlar da iplerini ve asalarını atıverdiler ve "Firavun’un kudreti hakkı için, üstün olanlar şüphesiz bizleriz" dediler.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
45.
Böylelikle Musa da asasını bırakıverdi, bir de (ne görsünler) o, uydurmakta olduklarını yutuveriyor.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
46.
Anında büyücüler secdeye kapandılar.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
47.
(Ve) "Âlemlerin Rabbine iman ettik" dediler.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
48.
"Musa’nın ve Harun’un Rabbine."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
49.
(Firavun) Dedi ki: "Ben size izin vermeden önce mi ona iman ettiniz? Hiç tartışmasız o, size büyüyü öğreten büyüğünüzdür. Öyleyse yakında bileceksiniz, şüphesiz ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim ve sizin hepinizi gerçekten asıp sallandıracağım."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
50.
"Hiç zararı yok" dediler. "Çünkü biz gerçekten Rabbimize dönücüleriz."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
51.
"Doğrusu biz, iman edenlerin ilki olduğumuzdan dolayı Rabbimizin bizim hatalarımızı bağışlayacağını ummaktayız."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
52.
Musa’ya da, "Kullarımı gece yürüyüşe geçir, çünkü izleneceksiniz" diye vahyettik.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
53.
Bunun üzerine Firavun da şehirlere toplayıcılar gönderdi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
54.
"Şüphesiz bunlar azınlık olan bir topluluktur (dediler)."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
55.
"Ve şüphesiz bize karşı da büyük bir öfke besleyen kimselerdir."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
56.
"Biz ise tedbirli bir topluluğuz."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
57.
Böylelikle biz onları bahçelerden ve pınarlardan sürüp çıkardık.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
58.
Hazinelerden ve yüce makamdan da.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
59.
İşte böyle yaptık ve bunlara İsrail oğullarını mirasçı kıldık.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
60.
Böylece (Firavun ve ordusu) güneşin doğuş vakti onları izlemeye koyuldular.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
61.
İki topluluk birbirini gördükleri zaman Musa’nın adamları, "Gerçekten yakalandık" dediler.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
62.
(Musa:) "Hayır" dedi. "Şüphesiz Rabbim, benimle beraberdir. O beni (bir çıkış yoluna) hidayet edecektir."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
63.
Bunun üzerine Musa’ya, "Asanla denize vur" diye vahyettik. (Vurdu ve) Deniz hemencecik yarılıverdi de her parçası kocaman bir dağ gibi oldu.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
64.
Ötekileri de buraya yaklaştırdık.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
65.
Musa’yı ve onunla birlikte olanların hepsini kurtarmış olduk.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
66.
Sonra ötekilerini suda boğduk.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
67.
Şüphesiz bunda bir ayet vardır. Ama onların çoğu iman etmiş değillerdir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
68.
Ve şüphesiz senin Rabbin üstün güç sahibidir, esirgeyendir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
69.
Onlara İbrahim’in haberini de aktarıp oku!
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
70.
Hani, babasına ve kavmine, "Siz neye kulluk ediyorsunuz?" demişti.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
71.
Demişlerdi ki: "Putlara tapıyoruz. Sürekli (ibadet için) onların yanında kalıcılarız."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
72.
Dedi ki: "Peki, dua ettiğiniz zaman onlar sizi işitiyorlar mı?"
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
73.
"Ya da size bir yararları dokunuyor mu veya zararları?"
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
74.
"Hayır" dediler. "Biz babalarımızı böyle yaparlarken bulduk."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
75.
(İbrahim) Dedi ki: "Şimdi, neye tapmakta olduğunuzu gördünüz mü?"
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
76.
"Hem siz, hem de önceki babalarınız?"
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
77.
"İşte bunlar gerçekten benim düşmanımdır; âlemlerin Rabbi müstesna"
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
78.
"Ki beni yaratan ve bana hidayet veren O’dur."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
79.
Bana yediren ve içiren O’dur.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
80.
"Hastalandığım zaman bana şifa veren O’dur."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
81.
"Beni öldürecek, sonra diriltecek olan da O’dur."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
82.
"Büyük hesap günü günahlarımı bağışlayacağını umduğum yine O’dur."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
83.
"Rabbim! Bana hüküm (ilim) bağışla ve beni salih olanlara kat."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
84.
"Sonra gelecekler arasında bana bir doğruluk dili (güzel bir ün) karar kıl."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
85.
"Beni nimetlerle donatılmış cennetin mirasçılarından kıl."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
86.
"(Üvey) Babamı da bağışla, çünkü o şaşırıp sapanlardan olmuştur."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
87.
"Ve beni (insanların) diriltilecekleri gün küçük düşürme."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
88.
"Malın da çocukların da bir yarar sağlayamadığı günde!"
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
89.
"Ancak Allah’a selim (kusursuz) bir kalp ile gelenler başka."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
90.
(O gün) Cennet, takva sahiplerine yaklaştırılır.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
91.
Cehennem de azgınlar için ortaya çıkarılıverir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
92.
Ve onlara, "Tapınmakta olduklarınız nerede?" denilir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
93.
"Allah’ın dışında (edindiğiniz ilahların), size yardımları dokunuyor mu veya kendilerine yardımları oluyor mu?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
94.
Artık onlar ve azgınlar yüzüstü onun içine atılıverirler.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
95.
Ve İblis’in bütün orduları da.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
96.
Onda birbirleriyle çekişip tartışarak derler ki.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
97.
"Andolsun Allah’a, biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz"
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
98.
"Çünkü sizi âlemlerin Rabbiyle eşit tutuyorduk."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
99.
"Bizi suçlu günahkârlardan başka saptıran da olmadı."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
100.
"Artık bizim için ne bir şefaatçi var…"
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
101.
"Ne de şefkatli bir dost!"
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
102.
"Bizim için bir kere daha (dünyaya dönüş) olsaydı da iman edenlerden olabilseydik!"
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
103.
Şüphesiz bunda bir ayet vardır, ama onların çoğu iman etmiş değildirler.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
104.
Ve şüphesiz senin Rabbin üstün güç sahibidir, esirgeyendir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
105.
Nuh kavmi de gönderilenleri yalanladı.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
106.
Hani onlara kardeşleri Nuh, "Sakınmaz mısınız?" demişti.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
107.
"Şüphesiz ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
108.
"Artık Allah’tan korkup sakının ve bana itaat edin."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
109.
"Buna karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum; benim ücretim yalnızca âlemlerin Rabbine aittir."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
110.
"Artık Allah’tan korkup sakının ve bana itaat edin."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
111.
Onlar da "Toplumun en aşağılık (rezil) insanları sana tabi olmuşken, biz sana mı inanacağız" dediler.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
112.
De ki: "Onların yapmakta oldukları hakkında benim bilgim yoktur."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
113.
"Onların hesabı yalnızca Rabbime aittir, eğer farkındaysanız (anlarsınız)."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
114.
"Ve ben mümin olanları kovacak değilim."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
115.
"Ben, yalnızca apaçık bir uyarıp korkutucuyum."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
116.
Dediler ki: "Eğer (bu söylediklerine) bir son vermeyecek olursan, gerçekten taşa tutulanlardan olacaksın."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
117.
De ki: "Rabbim! Şüphesiz kavmim beni yalanladı."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
118.
"Bundan böyle, benimle onların arasını açık bir hükümle ayır da beni ve benimle birlikte olan müminleri kurtar."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
119.
Bunun üzerine onu ve onunla birlikte olanları (insan ve hayvanlarla) yüklü gemi içinde kurtardık.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
120.
Sonra bunun ardından geride kalanları da suda boğduk.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
121.
Hiç şüphesiz bunda bir ayet vardır; ama onların çoğu iman etmiş değillerdir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
122.
Ve hiç şüphesiz senin Rabbin üstün güç sahibidir, esirgeyendir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
123.
Ad (kavmi) de gönderilenleri yalanladı.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
124.
Hani onlara kardeşleri Hûd, "Sakınmaz mısınız?" demişti.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
125.
"Şüphesiz ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
126.
"Artık Allah’tan korkup sakının ve bana itaat edin."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
127.
"Buna karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum; benim ücretim yalnızca âlemlerin Rabbine aittir."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
128.
"(Siz ihtiyacınız olmadığı halde) Sırf eğlence olsun diye her yüksek yere (ihtişamınızı gösteren) bir nişane (gökdelen) mi dikersiniz?"
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
129.
"Ebedi kalacakmışsınız gibi bir takım muhteşem yapıtlar mı ediniyorsunuz?"
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
130.
"Tutup yakaladığınız zaman da zorbalar gibi mi yakalıyorsunuz?"
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
131.
"Artık Allah’tan korkup sakının ve bana itaat edin."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
132.
"Bilmekte olduğunuz şeylerle size yardım edenden korkup sakının."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
133.
"Size hayvanlar ve çocuklar (vererek) yardım etti."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
134.
"Bahçeler ve pınarlar da."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
135.
"Doğrusu ben sizin için büyük bir günün azabından korkmaktayım."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
136.
Dediler ki: "Bizim için fark etmez; öğüt versen de öğüt verenlerden olmasan da."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
137.
"Bu sadece geçmiştekilerin âdetidir."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
138.
"Ve biz azap görecek de değiliz."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
139.
Böylelikle onu (Hud’u) yalanladılar, biz de onları yıkıma uğrattık. Şüphesiz bunda bir ayet vardır, ama onların çoğu iman etmiş değillerdi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
140.
Ve şüphesiz senin Rabbin üstün güç sahibidir, esirgeyendir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
141.
Semud da gönderilenleri yalanladı.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
142.
Hani onlara kardeşleri Salih, "Sakınmaz mısınız?" demişti.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
143.
"Şüphesiz ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
144.
"Artık Allah’tan korkup sakının ve bana itaat edin."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
145.
"Buna karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
146.
"Siz burada güvenlik içinde mi bırakılacaksınız?"
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
147.
"Bahçelerin, pınarların içinde (öyle mi)?"
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
148.
"Ekinler ve yumuşak tomurcuklu hurmalıklar arasında (öyle mi)?"
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
149.
"Dağları maharetle oyup alımlı köşkler (mi) yapıyorsunuz?"
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
150.
"Artık Allah’tan korkup sakının ve bana itaat edin."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
151.
"Ve ölçüsüzce davrananların emrine de itaat etmeyin."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
152.
"Ki onlar, yeryüzünde bozgunculuk çıkarır ve (hiçbir şeyi) ıslah etmezler."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
153.
Dediler ki: "Sen ancak büyülenmişlerdensin."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
154.
"Sen yalnızca bizim benzerimiz olan bir beşerden başkası da değilsin; eğer doğru sözlülerden isen, bu durumda bir ayet (mucize) getir de görelim."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
155.
(Salih,) "İşte (mucize) bu dişi devedir; su içme hakkı (bir gün) onundur, belli bir günün içme hakkı da sizin" dedi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
156.
"Ona bir kötülükle dokunmayın, sonra büyük bir günün azabı sizi yakalar."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
157.
Sonunda onu (yine de) kestiler de böylece pişman olmuş kimseler olarak sabahladılar.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
158.
Böylece azap da onları yakaladı. Şüphesiz bunda bir ayet vardır, ama onların çoğu iman etmiş değillerdi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
159.
Ve şüphesiz senin Rabbin, üstün güç sahibidir, esirgeyendir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
160.
Lut kavmi de gönderilenleri yalanladı.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
161.
Hani onlara kardeşleri Lut, "Sakınmaz mısınız?" demişti.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
162.
"Şüphesiz ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
163.
"Artık Allah’tan korkup sakının ve bana itaat edin."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
164.
"Buna karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum; benim ücretim yalnızca âlemlerin Rabbine aittir."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
165.
"Siz insanlardan (cinsel amaçla sadece) erkeklere mi varıyorsunuz?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
166.
"Rabbinizin sizler için yaratmış bulunduğu eşlerinizi bırakır mısınız? Hayır, siz haddini aşan azgın bir topluluksunuz."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
167.
Dediler ki: "Ey Lut! Eğer (bu söylediklerine) bir son vermeyecek olursan, gerçekten (buradan) sürülüp çıkarılanlardan olacaksın."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
168.
Dedi ki: "Gerçekten ben, sizin bu yapmakta olduğunuza öfke ile karşı olanlardanım."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
169.
"Rabbim, beni ve ailemi bunların yapmakta olduklarından kurtar!"
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
170.
Bunun üzerine onu ve bütün ailesini kurtardık.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
171.
Ancak bir kocakarı müstesna. O, geride kalanlardan (oldu).
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
172.
Sonra geride kalanları yerle bir ettik.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
173.
Ve üzerlerine özel bir yağmur yağdırdık; uyarılıp korkutulanların yağmuru pek de kötü idi!
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
174.
Şüphesiz (iman edenler için) bunda bir ayet vardır, ama onların çoğu iman etmiş değillerdi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
175.
Ve şüphesiz senin Rabbin üstün güç sahibidir, esirgeyendir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
176.
Eyke halkı da peygamberleri yalanladı.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
177.
Hani onlara Şuayb, "Sakınmaz mısınız?" demişti.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
178.
"Şüphesiz ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
179.
"Artık Allah’tan korkup sakının ve bana itaat edin."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
180.
"Buna karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum; benim ücretim yalnızca âlemlerin Rabbine aittir."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
181.
"Ölçüyü tam tutun ve eksiltenlerden olmayın."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
182.
"Dosdoğru olan terazi ile tartın."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
183.
"İnsanların eşyasını değerden düşürüp eksiltmeyin ve yeryüzünde bozguncular olarak karışıklık çıkarmayın."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
184.
"Sizi ve önceki yaratılmışları yaratandan korkup sakının."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
185.
Dediler ki: "Sen ancak büyülenmişlerdensin."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
186.
"Sen yalnızca benzerimiz olan bir beşerden başkası değilsin ve biz senin gerçekte yalancılardan olduğunu sanmaktayız."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
187.
"Eğer doğru sözlülerden isen, bu durumda gökten üstümüze bir parça düşürüver."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
188.
Dedi ki: "Rabbim, yapmakta olduklarınızı daha iyi bilmektedir."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
189.
Sonunda onu yalanladılar da böylece onları o gölgelik gününün azabı yakaladı. Gerçekten o, büyük bir günün azabıydı.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
190.
Şüphesiz bunda (iman edenler için) bir ayet vardır, ama onların çoğu iman etmiş değillerdi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
191.
Ve şüphesiz senin Rabbin üstün güç sahibidir, esirgeyendir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
192.
Gerçekten o (Kur’an), âlemlerin Rabbinin indirmiş olduğudur.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
193.
Onu Ruh’ul Emin (Cebrail) indirmiştir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
194.
Uyarıp korkutuculardan olman için, senin kalbinin üzerine (indirmiştir).
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
195.
Apaçık Arapça bir dille.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
196.
Ve hiç şüphesiz o (Kur’an’daki hakikatler), geçmişlerin kitaplarında da vardır.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
197.
İsrail oğulları bilginlerinin onu bilmesi, onlar için ispatlayıcı bir delil (ayet) değil mi?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
198.
Onu Arapça bilmeyen birine de indirmiş olsaydık.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
199.
Böylece onlara karşı onu okusaydı, yine ona iman edecek değillerdi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
200.
Biz böylece onu, suçlu günahkârların kalplerine soktuk (da okuyup anlamış oldular).
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
201.
Onlar, o pek acıklı azabı görünceye kadar ona inanmazlar.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
202.
Artık o (azap), kendileri farkında olmadan onlara ansızın gelecektir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
203.
Derler ki: "Bize bir süre tanınır mı?"
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
204.
Onlar, bizim azabımızı çabuklaştırmak mı istiyorlar?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
205.
Baksana, biz onları yıllarca da yararlandırsak.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
206.
Sonra kendilerine vaat edilen (azap günü) geliverse.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
207.
Onların yararlandıkları şey, kendilerini (görecekleri azaptan) müstağni kılamaz.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
208.
Kendisi için bir uyarıp korkutucu olmaksızın, biz hiç bir ülkeyi yıkıma uğratmış değiliz.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
209.
(Onlara bir) Hatırlatma (idi); biz zulmedenler değiliz.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
210.
Onu (Kur’an’ı) şeytanlar indirmiş değildir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
211.
Bu, onlara yaraşmaz ve güç de yetiremezler.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
212.
Çünkü onlar, (vahyedileni) işitmekten kesin olarak uzak tutulmuşlardır.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
213.
Allah ile beraber başka bir ilaha yakarma; sonra azaba uğratılanlardan olursun.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
214.
(Öncelikle) En yakın hısımlarını (aşiretini) uyarıp korkut.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
215.
Ve müminlerden, sana tabi olanlara (koruyucu) kanatlarını ger.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
216.
Eğer sana isyan edecek olurlarsa artık de ki: "Gerçekten ben, sizin yapmakta olduklarınızdan uzağım."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
217.
Sen, O güçlü ve esirgeyici olana tevekkül et.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
218.
O (gece namaza) kalktığın zaman seni görüyor.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
219.
Secde edenler arasında dönüp dolaşmanı da.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
220.
Şüphesiz O işitendir, bilendir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
221.
Şeytanların kimlere inmekte olduklarını size haber vereyim mi?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
222.
Onlar, bütün aşırı yalancı ve günah düşkünü kimselere inerler.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
223.
Bunlar (şeytanlar) duyduklarını telkin ederler ve çoğu yalan söylemektedirler.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
224.
(Şarlatan) Şairler (var ya), gerçekten onlara da azgın sapıklar uyar.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
225.
Görmez misin, onlar her vadide şaşkıncasına yürür dururlar (şarlatanlık ederler)!
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
226.
Ve gerçekten onlar, yapmadıkları şeyleri söylerler.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
227.
Ancak iman edenler, salih amellerde bulunanlar ve Allah’ı çokça zikredenler ile zulme uğratıldıktan sonra öçlerini alanlar müstesna. Zulmetmekte olanlar, nasıl bir yıkılışla yıkılacaklarını anlayacaklardır.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
×
klavye oklarıyla önceki/sonraki sureye geçebilirsiniz.