Celal YıldırımCelal Yıldırım:
Orada tahtlara ve kanepelere yaslanırlar, orada ne güneş, ne de dondurucu bir soğuk görürler.
Cemal KülünkoğluCemal Külünkoğlu:
Orada sedirlere uzanırlar ve ne (yakıcı bir) güneş, ne de şiddetli bir soğuk görürler.
Diyanet İşleriDiyanet İşleri:
Orada koltuklar üzerine kurulmuş olarak bulunurlar. Orada ne güneş (yakıcı sıcak) görürler, ne de dondurucu soğuk.
Diyanet VakfıDiyanet Vakfı:
Orada koltuklara kurulmuş olarak bulunurlar; ne yakıcı sıcak görülür orada, ne de dondurucu soğuk.
Edip YükselEdip Yüksel:
Orada koltuklara yaslanırlar; orada ne (yakıcı) güneş ne de dondurucu soğuk görürler.
Elmalılı Hamdi YazırElmalılı Hamdi Yazır:
Orada donatılmış koltuklar üzerine dayanmışlardır: Orada ne yakıcı güneş görürler, ne de şiddetli soğuk.
Fizil-al il KuranFizil-al il Kuran:
Koltuklara kurulurlar. Orada ne yakıcı güneş, ne de dondurucu soğuk görürler.
Gültekin OnanGültekin Onan:
Orada tahtlar üzerinde yaslanıp dayanmışlardır. Orada ne (yakıcı) bir güneş ve ne de dondurucu bir soğuk görürler.
Harun YıldırımHarun Yıldırım:
Orada tahtlara yaslanırlar. Orada güneş de görmeyeceklerdir, soğuk da.
Hasan Basri ÇantayHasan Basri Çantay:
(Oraya girin) hepiniz, içinde tahtlar üzerine yaslama (bahtiyarlar) olarak, orada ne bir güneş, ne de bir zemheri görmeyerek,
Hayrat NeşriyatHayrat Neşriyat:
Orada tahtlar üzerinde oturup yaslanan kimseler olarak! Orada ne bir güneş (sıcağı), ne de bir zemherir (soğuğu) görürler!
İbn-i Kesirİbn-i Kesir:
Orada tahtlara yaslanırlar, ne yakıcı sıcak ne de dondurucu soğuk görmezler.
İlyas Yorulmazİlyas Yorulmaz:
O cennette koltukların üzerine uzanmışlar, orada ne yakıcı bir güneş, nede dondurucu soğuk görürler.
İskender Ali Mihrİskender Ali Mihr:
Orada tahtlar üzerinde yaslanırlar. Orada güneş (şiddetli sıcak) ve şiddetli dondurucu soğuk görmezler.
Kadri ÇelikKadri Çelik:
Orada sedirlere uzanırlar ve ne (yakıcı bir) güneş, ne de şiddetli bir soğuk görürler.
Muhammed EsedMuhammed Esed:
Orada sedirlere uzanacaklar ve ne (yakıcı bir) güneş, ne de şiddetli bir soğuk görmeyecekler,
Mustafa İslamoğluMustafa İslamoğlu:
Orada divanlara sere serpe uzanacaklar; ne sıcağa ne soğuğa maruz kalacaklar;
Ömer Nasuhi BilmenÖmer Nasuhi Bilmen:
Orada tahtlar üzerine yaslanırlar, orada ne bir güneş ve ne de bir şiddetli soğuk görürler.
Ömer ÖngütÖmer Öngüt:
Orada koltuklara yaslanırlar. Ne yakıcı sıcak görülür orada, ne de dondurucu soğuk.
Sadık TürkmenSadık Türkmen:
Orada koltuklara kurulmuş olarak bulunurlar; ne yakıcı sıcak görülür orada, ne de dondurucu soğuk.
Seyyid KutubSeyyid Kutub:
Koltuklara kurulurlar. Orada ne yakıcı güneş, ne de dondurucu soğuk görürler.
Suat YıldırımSuat Yıldırım:
Koltuklarında diledikleri gibi dinlenir, orada ne güneş sıcağı görürler, ne de dondurucu soğuklara uğrarlar.
Süleyman AteşSüleyman Ateş:
Orada divanlar üzerinde yastıklara dayanırlar. Orada ne (yakıcı) güneş görürler, ne de dondurucu soğuk.
Şaban PirişŞaban Piriş:
Orada tahtlarına kurulmuşlar, ne yakıcı güneş, ne de dondurucu soğuk görürler.
Tefhim-ul Kur'anTefhim-ul Kur'an:
Orada, tahtlar üzerinde yaslanıp dayanmışlardır. Onlar, orada ne (yakıcı) bir güneş ve ne de dondurucu bir soğuk görürler.
Yaşar Nuri ÖztürkYaşar Nuri Öztürk:
Koltuklar üzerine yaslanarak otururlar orada. Ne bir güneş görürler orada ne de kavurucu bir soğuk...
Yusuf Ali (İngilizce)Yusuf Ali (İngilizce):
Reclining in the (Garden) on raised thrones, they will see there neither the sun´s (excessive heat) nor (the moon´s) excessive cold.