Abdulbaki GölpınarlıAbdulbaki Gölpınarlı:
Artık öğüt ver, gerçekten de Rabbinin nîmeti sâyesinde sen, ne kâhinsin, ne deli.
Abdullah ParlıyanAbdullah Parlıyan:
Öyleyse ey Muhammed! Sen bütün insanlara öğüt ver. Çünkü sen, Rabbinin nimeti sayesinde, inkârcıların dedikleri gibi ne bir kahinsin, ne de bir deli.
Adem UğurAdem Uğur:
(Resûlüm!) Sen öğüt ver. Rabbinin lütfuyla sen ne bir kâhinsin, ne de bir deli.
Ahmed HulusiAhmed Hulusi:
(Rasûlüm) sen hatırlat! Rabbinin nimeti olarak, sen ne bir kâhin olarak açığa çıkarıldın ve ne de cin etkisi altında olan kişi!
Ahmet VarolAhmet Varol:
O halde sen öğüt ver. Rabbinin nimetiyle sen ne bir kâhinsin ne de mecnun.
Ali BulaçAli Bulaç:
Şu halde sen, öğüt verip-hatırlat; çünkü sen, Rabbinin nimetiyle ne kahinsin, ne mecnun.
Ali Fikri YavuzAli Fikri Yavuz:
O halde (Ey Rasûlüm, sen) öğüd ve nasihata devam et; çünkü sen, Rabbinin (nübüvvet ve İslâm) nimeti sayesinde ne kâhinsin, ne mecnûn...
Bayraktar BayraklıBayraktar Bayraklı:
Sen öğüt ver! Rabbinin nimeti sayesinde sen ne kâhinsin ne de bir deli.
Bekir SadakBekir Sadak:
Ogut ver; Rabbinin nimetiyle sen, ne kahinsin ne de delisin.
Celal YıldırımCelal Yıldırım:
Sen öğüt vermeye devam et. Sen, Rabbin nîmetiyle ne bir kâhinsin, ne de deli...
Cemal KülünkoğluCemal Külünkoğlu:
(Ey Resulüm!) Sen tebliğ ve irşada devam et! Çünkü sen Rabbinin (peygamberlik ve İslam) nimeti sayesinde ne kâhinsin, ne de mecnun.
Diyanet İşleriDiyanet İşleri:
(Ey Muhammed!) O hâlde, sen öğüt ver. Rabbinin nimeti sayesinde, sen ne bir kâhinsin, ne de bir deli.
Diyanet VakfıDiyanet Vakfı:
(Resûlüm!) Sen öğüt ver. Rabbinin lütfuyla sen ne bir kâhinsin, ne de bir deli.
Edip YükselEdip Yüksel:
Sen öğüt ver. Efendinin sana olan iyiliği sayesinde sen ne bir kahinsin, ne de deli.
Elmalılı Hamdi YazırElmalılı Hamdi Yazır:
(Ey Muhammed!) sen hatırlat, öğüt ver. Rabbinin nimeti sayesinde sen ne kâhinsin, ne de mecnûn.
Fizil-al il KuranFizil-al il Kuran:
Ey Muhammed! Sen hatırlat, öğüt ver. Rabbinin nimetiyle sen, ne kahinsin ne de delisin.
Gültekin OnanGültekin Onan:
Şu halde sen, öğüt verip hatırlat; çünkü sen, rabbinin nimetiyle ne kahinsin, ne mecnun.
Harun YıldırımHarun Yıldırım:
Şu halde sen, öğüt veriphatırlat; çünkü sen, Rabbinin nimetiyle kahin de değilsin, deli de değilsin.
Hasan Basri ÇantayHasan Basri Çantay:
(Habîbim) sen hemen öğüt vermekde devam et. Öyle ya, sen Rabbinin ni’meti sayesinde ne bir kâhin, ne de bir mecnun değilsin.
Hayrat NeşriyatHayrat Neşriyat:
(Ey Resûlüm!) O hâlde nasîhat et; çünki Rabbinin ni`meti hakkı için, sen ne bir kâhinsin, ne de bir mecnun!
İbn-i Kesirİbn-i Kesir:
Sen; öğüt ver. Rabbının nimeti sayesinde sen; ne bir kahinsin, ne de bir deli.
İlyas Yorulmazİlyas Yorulmaz:
(Rabbini) Düşün. Sen O’nun nimeti ile ne bir kehanette bulunan, nede deli olan birisisin.
İskender Ali Mihrİskender Ali Mihr:
O halde zikret (öğüt ver), çünkü sen Rabbinin ni’meti sayesinde ne kâhinsin ne de mecnunsun.
Kadri ÇelikKadri Çelik:
O halde sen, öğüt verip hatırlat; çünkü sen, Rabbinin nimetiyle ne bir kâhinsin, ne de bir mecnun.
Muhammed EsedMuhammed Esed:
Öyleyse (ey Muhammed! Bütün insanlara) öğüt ver! Çünkü, Rabbinin rahmetiyle, sen ne bir kahinsin, ne de bir deli.
Mustafa İslamoğluMustafa İslamoğlu:
(Ey Nebi!) Öğüt vermeyi (sürdür); şüphesiz, -Rabbinin nimeti sayesinde- senin bir kahin ve bir mecnun olma ihtimalin asla bulunmamaktadır.
Ömer Nasuhi BilmenÖmer Nasuhi Bilmen:
(29-30) Artık sen öğüt vermeğe devam et! Çünkü sen Rabbin nîmeti hakkı için ne bir kâhînsin ve ne de bir mecnûn. Yoksa diyorlar mı ki, «O bir şairdir, onun hakkında zamanın ızdırap veren felaketini bekliyoruz?»
Ömer ÖngütÖmer Öngüt:
Resulüm! Sen öğüt ver. Rabbinin nimeti sayesinde sen ne bir kâhinsin, ne de bir mecnun.
Sadık TürkmenSadık Türkmen:
Öyleyse, sen öğüt ver! Çünkü sen Rabbinin nimeti (vahiy/Kur’an) sayesinde, ne bir kâhinsin, ne de bir mecnun!
Seyyid KutubSeyyid Kutub:
Ey Muhammed! Sen hatırlat, öğüt ver. Rabbinin nimetiyle sen, ne kahinsin ne de delisin.
Suat YıldırımSuat Yıldırım:
Ey Resulüm, sen irşad ve nasihatina devam et! Sen Rabbinin ihsanı sayesinde kâfirlerin iddia ettikleri gibi kâhin de değilsin, deli de değilsin.
Süleyman AteşSüleyman Ateş:
(Ey Muhammed), Sen hatırlat, öğüt ver. Rabbinin ni’meti sayesinde sen ne kâhinsin, ne de mecnun.
Şaban PirişŞaban Piriş:
-Sen, öğüt ver. Kesinlikle sen Rabbinin nimeti sayesinde ne medyumsun ne de mecnun.
Tefhim-ul Kur'anTefhim-ul Kur'an:
Şu halde sen, öğüt verip hatırlat; çünkü sen, Rabbinin nimetiyle ne bir kâhinsin, ne de bir mecnun.
Yaşar Nuri ÖztürkYaşar Nuri Öztürk:
Artık hatırlat, öğüt ver! Rabbinin nimetine yemin olsun ki, sen ne kâhinsin ne de cin çarpmış.
Yusuf Ali (İngilizce)Yusuf Ali (İngilizce):
Therefore proclaim thou the praises (of thy Lord): for by the Grace of thy Lord, thou art no (vulgar) soothsayer, nor art thou one possessed.