1. Elif-Lam-Ra. Bunlar ilahi kitabın -kendisi açık olan ve hakkı açıkça gösteren bir ilahi okuma metninin- ayetleridir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 2. Bir vakit gelecek ki, (şimdi) bu gerçeği inkara kalkışanlar, keşke (dünya hayatındayken) Allah’a boyun eğip teslim olsaydık diye yerinecekler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 3. (Şimdi) kendi hallerine bırak onları, yiyip (içsinler), avunsunlar; bu arada (boş hazların) umudu aldatıp oyalasın onları; nasıl olsa günü gelince (gerçeği) öğrenecekler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 4. Biz, çünkü, hiçbir toplumu, (önceden) ilahi bir kelamdan bütünüyle haberli kılmadan helak etmedik; Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 5. (Ve zaten) hiçbir ümmet kendisi için belirlenmiş sürenin bitimini öne alamayacağı gibi erteleyemez de. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 6. (Hal böyleyken, hakkı inkar edenler, yine de): "Ey kendisine (sözde) uyarıcı/hatırlatıcı bir mesaj indirilen kişi; sen düpedüz bir mecnunsun!" diyorlar, Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 7. "Doğru sözlü biriysen, bize melekleri getirsene!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 8. (Oysa,) Biz melekleri ancak hakk(ın iktizası) olarak indiririz; ve o zaman da artık (ilahi mesajı reddetmeleri yüzünden cezayı hak edenler) asla geri bırakılmazlar! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 9. Kimsenin kuşkusu olmasın ki, bu uyarıcı/hatırlatıcı mesajı, ayet ayet Biz indirdik: ve yine kimsenin kuşkusu olmasın ki, (bütün tahriflerden) onu yine Biz koruyacağız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 10. Gerçek şu ki, (ey Peygamber,) senden önce de gelip geçmiş ayrı ayrı topluluklara (elçiler) gönderdik; Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 11. onlara hiçbir elçi gelmedi ki, o’nunla alay etmesinler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 12. Biz (mesajımızdan yana) bu (alaycı tutumu), işte böylece, o günaha gömülüp gitmiş kimselerin yüreklerine sokarız, Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 13. önceki (zalim)lerin izlediği yol (ve bu yolda başlarına gelenler) de nicedir gözlerinin önünde olduğu halde buna inanmazlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 14. Hatta onlara gökten bir kapı açsaydık ve oraya biteviye yükseliyor olsalardı, Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 15. kuşkusuz, o zaman da: "Bizim düpedüz gözlerimiz bağlandı!" diyeceklerdi, "Demek ki, büyülenmiş kimseleriz biz!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 16. Gerçekten de, Biz gökyüzüne büyük takım yıldızları serpiştirdik ve onları, seyredenler için süsleyip bezedik: Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 17. Ve onları kovulmuş her türlü şeytani güce karşı koruma altına aldık; Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 18. öyle ki, ((göğün) sırlarını) çalmaya kalkışacak olan(lar)ın ardına hemen parlak bir alev takılır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 19. Ve yeryüzünü yayıp üzerine yerinden oynatılmaz dağlar yerleştirdik; ve orada (hayatın) her türünün dengeli bir biçimde büyüyüp boyvermesini sağladık; Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 20. Ve yine orada hem sizin için, hem de rızkı size bağlı olmayan öteki bütün canlılar için geçim vasıtaları sağladık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 21. Çünkü hiçbir şey yoktur ki, kaynağı Bizim katımızda olmasın; ve Biz hiçbir şey indirmeyiz ki, kusursuzca belirlenmiş bir ölçüye, bir uyuma dayanmasın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 22. (Bitkileri) döllendirmek, bereketlendirmek için rüzgarları gönderiyor; ve ayrıca, susuzluğunuzu gidermek için gökten su indiriyoruz; yoksa onun kaynağını elinde tutan siz değilsiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 23. Ve muhakkak ki, hayatı bahşeden de, ölüme hükmeden de Biziz; ve geçici olan göçüp gittikten sonra her şeyin sahibi olarak kalacak olan yine Biziz! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 24. Muhakkak ki, Biz sizden önce geçip gidenleri de (her halleriyle) biliyoruz, sizden sonra gelecek olanları da elbet biliyoruz; Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 25. Ve kuşkusuz, (Hesap Günü’nde) onların hepsini bir arada toplayacak olan senin Rabbindir; gerçekten de her şeyin aslını bilen, doğru hüküm ve hikmetle edip eyleyen O’dur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 26. Gerçek şu ki, Biz insanı ses veren balçıktan, biçim verilebilir, özlü, kara bir balçıktan yarattık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 27. Görünmeyen yaratıkları ise, ondan (çok) önce, yakıcı/bunaltıcı yellerin ateşinden yaratmıştık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 28. Ve hani, Rabbin meleklere: "Haberiniz olsun, Ben biçim verilebilir özlü kara balçıktan bir ölümlü varlık yaratacağım" demişti, Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 29. "Ona belirli bir biçim verip de ruhumdan üflediğim zaman onun önünde yere kapanın!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 30. Bunun üzerine meleklerin hepsi topluca yere kapandılar, Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 31. yalnızca İblis (buna katılmadı); yere kapananlarla birlikte olmaya yanaşmadı o. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 32. "Ey İblis!" diye buyurdu Allah, "Seni yere kapananlarla beraber olmaktan alıkoyan sebep ne?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 33. "Ses veren bir balçıktan, biçim verilmiş özlü bir çamurdan yarattığın ölümlü bir varlığın önünde yere kapanmak bana yakışmaz!" diye karşılık verdi (İblis). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 34. "Çık git öyleyse bu (meleki makam)dan!" diye buyurdu O; "Çünkü, sen artık kovulmuş birisin! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 35. Ve bil ki, Hesap Günü’ne kadar lanet(im) peşinde olacak!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 36. "Madem öyle, ey Rabbim," dedi (İblis), "bana ölümden kalkılacağı Gün’e kadar zaman tanı!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 37. "Pekala, öyle olsun:" diye buyurdu O, "kendilerine zaman tanınanlardan biri olacaksın, Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 38. (tabii,) vakti (ancak Benim tarafımdan) bilinen o Gün’e kadar." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 39. (Bunun üzerine İblis:) "Beni yolun dışına attığın için, ben de, kuşkusuz, yeryüzünde (kötülükleri) onlara süsleyip bezeyeceğim ve muhakkak ki onların hepsini ayartıp yoldan çıkaracağım, Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 40. Yalnızca Senin gerçek kulların bunun dışında (kalacak)!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 41. "Benim için, doğru yol budur:" dedi O, Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 42. "aslında, (zaten) yoldan çıkmış olup da (kendi iradeleriyle) senin peşine takılanların dışında, Benim kullarım üzerinde senin bir nüfuzun olmayacaktır." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 43. Berikilerin hepsi için vaad edilen varış yeri, muhakkak ki, cehennemdir, Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 44. o cehennem ki, yedi kapıdan girilir; her kapıdan onlardan (günahlarının niteliğine göre) ayrı bir kafile halinde". Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 45. Allah’a karşı sorumluluk bilinci taşıyan kimseler ise, onlar (kendilerini) hasbahçeler içinde gözelerin, kaynakların başında (bulacaklar), Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 46. "Esenlik ve güvenlik içinde girin oraya!" (sözleriyle karşılanacaklar orada). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 47. (O zaman) Biz onları içlerinde (kalmış) olabilecek nahoş duygu ve düşüncelerden arındıracağız ve (böylece) birbirleriyle kardeş olarak mutluluk tahtları üzerinde karşı karşıya oturacaklar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 48. Orada (bu esenlik, bahtiyarlık içinde) yorgunluk, bitkinlik ilişmeyecek onlara; ve oradan asla çıkarılmayacaklar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 49. Kullarıma, acıyan, esirgeyen gerçek bağışlayıcının Ben olduğumu anlat; Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 50. en can yakıcı azabın da Benim azabım olduğunu! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 51. Ve onlara, (yine) İbrahim’in konuklarını anlat: Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 52. Hani, o’nun yanına geldiklerinde o’na: "Sana selam olsun!" demişler; o da onlara: "Biz sizden korkuyoruz!" diye cevap vermişti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 53. (Bunun üzerine) onlar: "Yo, korkma! Biz sana, kendisine derin ve doğru bilgi bahşedilmiş bir oğlun olacağını müjdelemeye geldik". Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 54. "Üzerime yaşlılık çökmüş olduğu halde, bana böyle bir müjde veriyorsunuz, öyle mi?" diye sordu (İbrahim), "Peki, hangi (beklenmedik) şeyle müjdeliyorsunuz beni?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 55. "Seni gerçekleşmesi kaçınılmaz olan bir şeyle müjdeliyoruz; onun için sakın umut kesenlerden olma!" dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 56. (İbrahim:) "Rabbinin rahmetinden, büsbütün yolunu şaşırmış olanlardan başka kim kesebilir ki umudunu?" dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 57. Ve ekledi: "(Bana başka) bir diyeceğiniz var mı, ey (yüce makamın) elçileri?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 58. "Biz, doğrusu, günaha gömülüp giden (helak edilecek) bir topluma gönderildik" diye cevap verdiler, Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 59. "Lut’un ailesi bu hükmün dışında; onların hepsini, eksiksiz kurtaracağız, Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 60. bir tek, (Allah’ın, hakkında:) ’Biz geride kalanların arasında olmasını öngördük!’ (dediği, Lut’un) karısı bunun dışında". Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 61. Ve elçiler, Lut’un evine gelince, Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 62. (Lut onlara): "Doğrusu, siz (burada) tanınmayan kimselersiniz!" dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 63. Onlar da: "Evet, fakat biz sana, (kötülükten yana olanların) şüphe edip durdukları şey(i duyurmak) için geldik" diye cevap verdiler, Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 64. "ve sana (gerçekleşmesi kaçınılmaz olan) hakkı getirdik; çünkü, kuşku yok ki, biz doğruyu söylüyoruz". Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 65. Bu durumda artık sen, ailenle birlikte gecenin bir vaktinde yola koyul; sen onları geriden takip et; sizden hiç kimse arkasına bakmasın; yalnızca emredildiğiniz yöne doğru ilerleyin". Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 66. Ve (elçilerimiz aracılığıyla) o’na şu hükmü tebliğ ettik: "Bu (günahkar)ların son kalıntıları da sabaha varmadan silinip ortadan kaldırılacaktır". Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 67. Bu arada, şehir halkı sevinerek (Lut’a) geldiler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 68. (Lut) seslendi: "Bakın, bunlar benim konuklarım;" dedi, "beni utandırmayın, Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 69. Allah’tan korkun da beni rüsvay etmeyin!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 70. Cevap verdiler: "Biz sana insanlarla görüşmeyi, (onlara kol kanat germeyi) yasaklamamış mıydık?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 71. (Lut:) "(Niyetli olduğunuz şeyi) ille yapacaksanız," dedi, "işte bunlar benim kızlarım, (onları alın)!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 72. (Fakat melekler Lut’a:) "Canı sağolasıca!" dediler, "(Onlar bu durumda seni hiç dinlerler mi?) Baksana, (şehvetten) gözleri dönmüş, körcesine sendeleyip, öteye beriye sarkıntılık yapıp duruyorlar!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 73. Ve derken, tan yeri ağarırken, (hak ettikleri azabın) gürültüsü apansız yakaladı onları Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 74. ve böylece (bu günahkar şehirlerin) altını üstüne getirdik; belirlenmiş cezanın infazı için üzerlerine püskürtü halinde sert taşlar yağdırdık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 75. Şüphesiz, bütün bunlarda, işaretlerden anlam çıkarmasını bilen kimseler için çıkarılacak nice dersler vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 76. Çünkü, gerçekten de (sözü geçen) bu (şehirler) bugün hala yerinde durmakta olan bir yol üzerindeydiler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 77. Şüphesiz, bütün bunlarda (Allah’a) inanan kimseler için çıkarılacak bir ders vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 78. (Medyen’in) ağaçlı vadilerinin sakinleri de, doğrusu, ıslah olmaz zalim kimselerdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 79. Ve bu yüzden onları da hak ettikleri cezaya uğrattık. Gerçek şu ki, sözü geçen her iki (günahkar toplum) da, (bugün dahi) görülebilen bir ana yol üzerinde yaşamaktaydılar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 80. Ve (benzer biçimde), Hicr halkı da (Bizim) gönderdiklerimizi yalanlamaya kalkıştılar: Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 81. Oysa, onlara mesajlarımızı bahşetmiştik; ne var ki, onlara inatla sırt çevirdiler; Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 82. güya, dağları yontarak kendilerine güvenli konutlar yapıyorlardı: Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 83. ama sonunda, (bir) sabah erkenden onları da (hak ettikleri azabın) gürültüsü apansız yakalayıverdi; Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 84. ellerine geçirdikleri (güç) kendilerine bir yarar sağlamadı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 85. İmdi, (unutma ki,) Biz gökleri ve yeri ve bu ikisi arasında var olan her şeyi, onları (içsel) bir gerçekliğe bağlı kılmadan yaratmadık; (Bu gerçeğin bütünüyle apaçık ortaya çıkacağı) Saat mutlaka gelecektir. Bunun içindir ki, (insanların kusurlarını) güzel, katıksız bir olgunlukla karşıla! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 86. çünkü, senin Rabbindir, her şeyin özünü bilen ve her şeyin gerçek ve mutlak Yaratıcısı! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 87. Ve gerçek şu ki, Biz sana sık sık tekrarlanan (ayetlerden oluşan) yedili (bir sure) bahşettik ve (böylece senin önüne) yüce Kur’an’ı (açıp serdik): Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 88. (O halde, hakkı inkar eden) birtakım kimselere verdiğimiz dünyevi zenginliklerden yana gözünü çevirme. Ve (seni umursamıyorlar diye) onlar için üzülme; fakat müminlere kol kanat ger, Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 89. ve de ki: "Haberiniz olsun, ben (Allah’ın vaad ettiği) açık sözlü uyarıcıyım!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 90. (Bir ilahi kelam bağışladık sana), tıpkı onu (sonradan) bölüp parçalayanlara indirdiğimiz gibi, Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 91. işte onlar, (şimdi) Kur’an’ı da tutarsız, insicamsız bir anlam (demeti) olarak göstermek istiyorlar! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 92. Rabbine andolsun ki, onların hepsini (Hesap Günü’nde) sorgulayacağız, Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 93. (hem de) bütün yapıp ettiklerini hesaba katarak! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 94. Öyleyse artık, sana (açıklaman) emredilen şeyi açıkça ortaya koy ve Allah’tan başkasına tanrısal nitelikler yakıştıran o kimseleri kendi hallerine bırak: Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 95. çünkü, ilahi mesajı küçümseyen, onunla alay edenlere karşı Biz sana yeteriz; Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 96. o kimseler ki, Allah’la beraber başka tanrısal güçlerin de var olduğunu vehmediyorlar; ama nasıl olsa, (gerçeğin ne olduğunu) yakında öğrenecekler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 97. Söyledikleri (karalayıcı) şeylerden ötürü içinin daraldığını kuşkusuz, biliyoruz: Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 98. Fakat sen yine de Rabbinin yüceliğini, sınırsız kudret ve kemalini övgüyle an; (O’nun huzurunda) teslimiyet içinde yere kapanan kimselerden ol, Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 99. ve ölüm sana erişinceye kadar Rabbine kulluk et. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster