1. (1-2) Sâd. Öğüt veren Kur’an’a yemin ederim ki, küfredenler, (iddia ettiklerinin) aksine, bir gurur ve tefrika içindedirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 2. (1-2) Sâd. Öğüt veren Kur’an’a yemin ederim ki, küfredenler, (iddia ettiklerinin) aksine, bir gurur ve tefrika içindedirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 3. Onlardan önce nice nesilleri helâk ettik. O zaman feryat ettiler. Halbuki artık kurtulma zamanı değildi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 4. (4-5) Aralarından kendilerine bir uyarıcının gelmesine şaştılar ve kâfirler: Bu pek yalancı bir sihirbazdır! Tanrıları, tek tanrı mı yaptı? Doğrusu bu tuhaf bir şeydir! dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 5. (4-5) Aralarından kendilerine bir uyarıcının gelmesine şaştılar ve kâfirler: Bu pek yalancı bir sihirbazdır! Tanrıları, tek tanrı mı yaptı? Doğrusu bu tuhaf bir şeydir! dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 6. (6-8) Onlardan ileri gelenler: Yürüyün, tanrılarınıza bağlılıkta direnin, sizden istenen şüphesiz budur. Son dinde de bunu işitmedik. Bu, ancak bir uydurmadır. Kur’an aramızdan ona mı indirildi? diyerek kalkıp yürüdüler. Hayır! Onlar kitabım hakkında şüphe içindedirler. Hayır! Azabımı henüz tatmadılar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 7. (6-8) Onlardan ileri gelenler: Yürüyün, tanrılarınıza bağlılıkta direnin, sizden istenen şüphesiz budur. Son dinde de bunu işitmedik. Bu, ancak bir uydurmadır. Kur’an aramızdan ona mı indirildi? diyerek kalkıp yürüdüler. Hayır! Onlar kitabım hakkında şüphe içindedirler. Hayır! Azabımı henüz tatmadılar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 8. (6-8) Onlardan ileri gelenler: Yürüyün, tanrılarınıza bağlılıkta direnin, sizden istenen şüphesiz budur. Son dinde de bunu işitmedik. Bu, ancak bir uydurmadır. Kur’an aramızdan ona mı indirildi? diyerek kalkıp yürüdüler. Hayır! Onlar kitabım hakkında şüphe içindedirler. Hayır! Azabımı henüz tatmadılar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 9. Yoksa azîz ve lütufkâr olan Rabbinin rahmet hazineleri onların yanında mıdır! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 10. Yahut göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların hükümranlığı onların elinde midir? Öyleyse (göklerin) yollarında yükselsinler (görelim)! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 11. Onlar, çeşitli guruplardan oluşmuş bir ordudur; işte şurada bozguna uğratılacaklardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 12. (12-13) Onlardan önce Nuh kavmi, Âd kavmi, kazıklar sahibi Firavun, Semûd, Lût kavmi ve Eyke halkı da peygamberleri yalanladılar. İşte bunlar da (peygamberlere karşı) birleşen topluluklardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 13. (12-13) Onlardan önce Nuh kavmi, Âd kavmi, kazıklar sahibi Firavun, Semûd, Lût kavmi ve Eyke halkı da peygamberleri yalanladılar. İşte bunlar da (peygamberlere karşı) birleşen topluluklardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 14. Onların her biri gönderilen peygamberleri yalanladılar da bu yüzden (kendilerine) azabım hak oldu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 15. Bunlar da ancak, bir an gecikmesi olmayan korkunç bir ses beklemektedirler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 16. Rabbimiz! Bizim payımızı hesap gününden önce ver, dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 17. (Resûlüm!) Onların söylediklerine sabret, kulumuz Davud’u, o kuvvet sahibi zatı hatırla. O, hep Allah’a yönelirdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 18. (18-19) Doğrusu biz akşam sabah onunla beraber tesbih eden dağları, toplu halde kuşları onun emri altına vermiştik. Hepsi O’na yönelmiştir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 19. (18-19) Doğrusu biz akşam sabah onunla beraber tesbih eden dağları, toplu halde kuşları onun emri altına vermiştik. Hepsi O’na yönelmiştir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 20. Onun hükümranlığını kuvvetlendirmiş, ona hikmet ve güzel konuşma vermiştik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 21. (21-22) (Ey Muhammed!) Sana davacıların haberi ulaştı mı? Mâbedin duvarına tırmanıp, Davud’un yanına girmişlerdi de Dâvud onlardan korkmuştu. «Korkma! Biz birbirine hasım iki davacıyız, aramızda adaletle hükmet, haksızlık etme; bize doğru yolu göster» dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 22. (21-22) (Ey Muhammed!) Sana davacıların haberi ulaştı mı? Mâbedin duvarına tırmanıp, Davud’un yanına girmişlerdi de Dâvud onlardan korkmuştu. «Korkma! Biz birbirine hasım iki davacıyız, aramızda adaletle hükmet, haksızlık etme; bize doğru yolu göster» dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 23. (Onlardan biri şöyle dedi:) Bu, kardeşimdir. Onun doksan dokuz koyunu var. Benimse bir tek koyunum var. Böyle iken «Onu da bana ver» dedi ve tartışmada beni yendi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 24. Davud: Andolsun ki, senin koyununu kendi koyunlarına katmak istemekle sana haksızlıkta bulunmuştur. Doğrusu ortakçıların çoğu, birbirlerinin haklarına tecâvüz ederler. Yalnız iman edip de iyi işler yapanlar müstesna. Bunlar da ne kadar az! dedi. Davud, kendisini denediğimizi sandı ve Rabbinden mağfiret dileyerek eğilip secdeye kapandı, tevbe edip Allah’a yöneldi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 25. Sonra bu tutumundan dolayı onu bağışladık. Kuşkusuz yanımızda onun yüksek bir makamı ve güzel bir geleceği vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 26. Ey Davud! Biz seni yeryüzünde halife yaptık. O halde insanlar arasında adaletle hükmet. Hevâ ve hevese uyma, sonra bu seni Allah’ın yolundan saptırır. Doğrusu Allah’ın yolundan sapanlara, hesap gününü unutmalarına karşılık çetin bir azap vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 27. Göğü, yeri ve ikisi arasındakileri biz boş yere yaratmadık. Bu, inkâr edenlerin zannıdır. Vay o inkâr edenlerin ateşteki haline! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 28. Yoksa biz, iman edip de iyi işler yapanları, yeryüzünde bozgunculuk yapanlar gibi mi tutacağız? Veya (Allah’tan) korkanları yoldan çıkanlar gibi mi sayacağız? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 29. (Resûlüm!) Sana bu mübarek Kitab’ı, âyetlerini düşünsünler ve aklı olanlar öğüt alsınlar diye indirdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 30. Biz Davud’a Süleyman’ı verdik. Süleyman ne güzel bir kuldu! Doğrusu o, daima Allah’a yönelirdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 31. Akşama doğru kendisine, üç ayağının üzerine durup bir ayağını tırnağının üzerine diken çalımlı ve safkan koşu atları sunulmuştu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 32. (32-33) Süleyman: Gerçekten ben mal sevgisini, Rabbimi anmak için istedim, dedi. Nihayet güneş battı. (O zaman:) Onları (atları) tekrar bana getirin, dedi. Bacaklarını ve boyunlarını sıvazlamaya başladı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 33. (32-33) Süleyman: Gerçekten ben mal sevgisini, Rabbimi anmak için istedim, dedi. Nihayet güneş battı. (O zaman:) Onları (atları) tekrar bana getirin, dedi. Bacaklarını ve boyunlarını sıvazlamaya başladı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 34. Andolsun biz Süleyman’ı imtihan ettik. Tahtının üstüne bir ceset bırakıverdik, sonra o, yine eski haline döndü. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 35. Süleyman: Rabbim! Beni bağışla; bana, benden sonra kimsenin ulaşamayacağı bir hükümranlık ver. Şüphesiz sen, daima bağışta bulunansın, dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 36. (36-38) Bunun üzerine biz de, istediği yere onun emriyle kolayca giden rüzgârı, bina kuran ve dalgıçlık yapan şeytanları, demir halkalarla bağlı diğer yaratıkları onun emrine verdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 37. (36-38) Bunun üzerine biz de, istediği yere onun emriyle kolayca giden rüzgârı, bina kuran ve dalgıçlık yapan şeytanları, demir halkalarla bağlı diğer yaratıkları onun emrine verdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 38. (36-38) Bunun üzerine biz de, istediği yere onun emriyle kolayca giden rüzgârı, bina kuran ve dalgıçlık yapan şeytanları, demir halkalarla bağlı diğer yaratıkları onun emrine verdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 39. «İşte bu bizim bağışımızdır. İster ver, ister (elinde) tut; hesapsızdır» dedik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 40. Doğrusu onun, bizim katımızda büyük bir değeri ve güzel bir yeri vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 41. (Resûlüm!) Kulumuz Eyyub’u da an. O, Rabbine: Doğrusu şeytan bana bir yorgunluk ve eziyet verdi, diye seslenmişti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 42. Ayağını yere vur! İşte yıkanacak ve içilecek soğuk bir su (dedik). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 43. Bizden bir rahmet ve olgun akıl sahipleri için de bir ibret olmak üzere ona hem ailesini hem de onlarla beraber bir mislini bağışladık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 44. Eline bir demet sap al da onunla vur, yeminini böyle yerine getir. Gerçekten biz Eyyub’u sabırlı (bir kul) bulmuştuk. O, ne iyi kuldu! Daima Allah’a yönelirdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 45. (Ey Muhammed!), Kuvvetli ve basiretli kullarımız İbrahim, İshak ve Ya’kub’u da an. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 46. Biz onları özellikle ahiret yurdunu düşünen ihlâslı kimseler kıldık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 47. Doğrusu onlar bizim katımızda seçkin iyi kimselerdendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 48. İsmail’i, Elyesa’yı, Zülkifl’i de an. Hepsi de iyilerdendir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 49. İşte bu, bir hatırlatmadır. Doğrusu Allah’a karşı gelmekten sakınanlara güzel bir gelecek vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 50. Kapıları yalnızca kendilerine açılmış Adn cennetleri vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 51. Onlar koltuklara yaslanıp kurularak orada bir çok meyveler ve içecekler isterler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 52. Yanlarında, eşlerinden başkasına bakmayan, kendilerine yaşıt güzeller vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 53. İşte, hesap günü için size vâdolunan şeyler bunlardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 54. Şüphesiz bu, bizim verdiğimiz rızıktır. Ona bitmek ve tükenmek yoktur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 55. Bu böyle; ama azgınlara kötü bir gelecek vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 56. Onlar cehenneme girecekler. Orası ne kötü bir kalma yeridir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 57. İşte bu; kaynar su ve irindir. Onu tatsınlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 58. Buna benzer daha türlü türlü başkaları da vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 59. (İnkârcıların liderlerine:) İşte bu sizinle beraber cehenneme girecek topluluktur (denildiğinde, liderler:) Onlar rahat yüzü görmesin (derler). Onlar mutlaka ateşe gireceklerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 60. (Liderlere uyanlar ise:) Hayır, asıl siz rahat yüzü görmeyin! Onu bize siz sundunuz! Ne kötü bir yerdir! derler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 61. Yine onlar: Rabbimiz! Bunu bizim önümüze kim getirdiyse onun ateşteki azabını iki kat artır! derler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 62. (İnkârcılar) derler ki: Kendilerini dünyada iken kötülerden saydığımız kimseleri burada niçin görmüyoruz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 63. Alaya aldığımız onlar değil miydi? Yoksa (buradalar da) onları gözden mi kaçırdık? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 64. İşte bu, cehennem ehlinin tartışması, şüphesiz bir gerçektir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 65. (Resûlüm!) De ki: Ben sadece bir uyarıcıyım. Tek ve kahhâr olan Allah’tan başka bir tanrı yoktur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 66. Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbi (olan Allah) üstündür, çok bağışlayıcıdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 67. (67-68) De ki: Bu büyük bir haberdir. Ama siz ondan yüz çeviriyorsunuz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 68. (67-68) De ki: Bu büyük bir haberdir. Ama siz ondan yüz çeviriyorsunuz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 69. Onlar orada tartışırken benim mele-i a’lâ hakkında hiçbir bilgim yoktu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 70. Ben ancak apaçık bir uyarıcı olduğum için bana vahyolunuyor. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 71. Rabbin meleklere demişti ki: Ben muhakkak çamurdan bir insan yaratacağım. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 72. Onu tamamlayıp, içine de ruhumdan üfürdüğüm zaman, derhal ona secdeye kapanın! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 73. Bütün melekler toptan secde ettiler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 74. Yalnız İblis secde etmedi. O büyüklük tasladı ve kâfirlerden oldu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 75. Allah: Ey İblis! İki elimle yarattığıma secde etmekten seni meneden nedir? Böbürlendin mi, yoksa yücelerden misin? dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 76. İblis: Ben ondan hayırlıyım! Beni ateşten yarattın, onu çamurdan yarattın, dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 77. (77-78) Allah: Çık oradan (cennetten)! Sen artık kovulmuş birisin, ceza gününe kadar lânetim senin üzerindedir! buyurdu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 78. (77-78) Allah: Çık oradan (cennetten)! Sen artık kovulmuş birisin, ceza gününe kadar lânetim senin üzerindedir! buyurdu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 79. İblis: Ey Rabbim! O halde tekrar diriltilecekleri güne kadar bana mühlet ver, dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 80. (80-81) Allah: Haydi, sen bilinen güne kadar mühlet verilenlerdensin, buyurdu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 81. (80-81) Allah: Haydi, sen bilinen güne kadar mühlet verilenlerdensin, buyurdu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 82. (82-83) İblis: Senin mutlak kudretine andolsun ki, onlardan ihlâsa erdirilmiş kulların bir yana, hepsini mutlaka azdıracağım, dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 83. (82-83) İblis: Senin mutlak kudretine andolsun ki, onlardan ihlâsa erdirilmiş kulların bir yana, hepsini mutlaka azdıracağım, dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 84. (84-85) Doğrusu -ki ben hep doğruyu söylerim- mutlaka sen ve sana uyanların hepsiyle cehennemi dolduracağım! buyurdu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 85. (84-85) Doğrusu -ki ben hep doğruyu söylerim- mutlaka sen ve sana uyanların hepsiyle cehennemi dolduracağım! buyurdu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 86. (Resûlüm!) De ki: Buna karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum. Ve ben olduğundan başka türlü görünenlerden de değilim. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 87. Bu Kur’an, ancak âlemler için bir öğüttür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 88. Onun verdiği haberin doğruluğunu bir zaman sonra çok iyi öğreneceksiniz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster