1. Ey İnsan! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 2. Bu Kuran’ı sana, seni bedbaht etmek için indirmedik, Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 3. Yalnızca, (Allah’tan) korkan herkese bir öğüt, bir uyarı olsun diye (indirdik): Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 4. Yeri ve yüce gökleri yaratan Allah katından indirilen bir vahiydir bu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 5. O sınırsız rahmet Sahibi ki, mutlak kudret ve hükümranlık tahtına kurulmuştur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 6. Göklerde ve yerde ve bunların arasında ve toprağın altında ne varsa hepsi O’na aittir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 7. Sözü (ister gizle ister) açığa vur, O (insanın) gizli (düşüncelerini de) bilir, gizlinin gizlisi (duygularını) da. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 8. Allah ki, kendisinden başka tanrı olmayan O’dur. En güzel, en yüce nitelikler O’nundur! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 9. Musa’nın başından geçen olaylardan haberin var mı? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 10. Hani, o (uzakta) bir ateş görmüş ve ailesine: "Siz burada bekleyin; ben bir ateş gördüm" demişti, "belki size oradan bir tutam kor getiririm; yahut orada ateşin yanında bir yol gösterici bulurum". Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 11. Fakat ateşe yaklaşınca bir ses ona "Ey Musa!" diye seslendi, Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 12. "Benim, Ben! Senin Rabbin! Öyleyse artık pabuçlarını çıkar! Ve bil ki, sen iki kez kutlu kılınmış vadidesin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 13. Ben seni (kendime elçi olarak) seçtim; öyleyse artık (sana) vahyolunanı dinle! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 14. "Gerçek şu ki, Allah Benim; Benden başka tanrı yok; o halde, (yalnız) Bana kulluk et; ve Beni anmak için salatta devamlılık ve duyarlık göster! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 15. "Çünkü, zamanını gizli tutmuş olsam da, herkese, (hayattayken) peşinden koştuğu şeylere göre hak ettiği karşılık verilebilsin diye, Son Saat mutlaka gelecektir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 16. Bunun içindir ki, onun geleceğine inanmayıp sadece kendi arzularının, tutkularının peşine düşen kimse seni bu (gerçeğe inanmak)tan alıkoymasın; yoksa, kendine yazık etmiş olursun! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 17. "O sağ elindeki nedir, ey Musa?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 18. (Musa:) "Bu benim değneğim" dedi, "buna dayanırım; bununla davarıma yaprak silkelerim; ve başka işlerde de kullanırım onu." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 19. "Şimdi onu yere at, ey Musa!" dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 20. Bunun üzerine, (Musa), onu yere attı; bir de ne görsün! hızla akan bir yılan oluvermişti o! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 21. "Onu tut" dedi, "ve korkma! Biz onu hemen eski haline döndüreceğiz." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 22. "Şimdi de elini koynuna sok: herhangi bir uğursuzluğun değil, (Bizim rahmetimizin) başka bir işareti olarak bembeyaz (ışıldayarak) çıkacaktır; Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 23. ki böylece sana büyük mucizelerimizden bir kısmını göstermiş olalım. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 24. (Ve şimdi artık) o Firavun’a git; çünkü o, gerçekten her türlü ölçüyü çiğneyip geçti." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 25. (Musa:) "Ey Rabbim!" dedi, "İçimi (Senin aydınlığınla) genişlet; Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 26. görevimi bana kolaylaştır; Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 27. dilimdeki düğümü çöz Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 28. ki söyleyeceklerimi tam olarak anlayabilsinler Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 29. ve bana yakınlarımın arasından yükümü paylaşacak bir yardımcı tayin et: Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 30. Kardeşim Harun’u (mesela); Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 31. o’nunla benim gücümü pekiştir Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 32. ve görevimden o’na da pay ver Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 33. ki, (birlikte) Senin yüceler yücesi adını (insanların katında) daha yükseklere çıkaralım, Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 34. ve Seni sürekli analım! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 35. Muhakkak ki, Sen bizi bütün varlığımızla görmektesin!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 36. (Allah:) "İşte istediğin her şey sana verildi, ey Musa!" dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 37. "Zaten sana geçmişte bir kere daha lütufda bulunmuştuk; Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 38. hani, annene vahyi, buyruğu şöyle esinlemiştik: Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 39. O’nu bir sandığa koy ve sandığı ırmağa bırak; ırmak o’nu kıyıya çıkaracaktır; Bana düşman olan biri ve o’na ilerde düşman olacak olan biri o’nu oradan alıp evlat edinecektir. Ve (böylece daha o çağda) Kendi katımdan kutlu bir sevgiyle seni kuşattım ki, gözümün önünde yetişip olgunlaşasın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 40. Kız kardeşin (Firavun ailesine) gidip de onlara: ’Ona bakabilecek birini size göstereyim mi? dediği zaman (bunun böyle olmasını Biz takdir etmiştik). Ve böylece seni yeniden annene kavuşturduk ki onun yüzü gülsün ve (artık) üzülmesin. Ve (büyüyüp belli bir yaşa vardığın zaman) birini öldürmüştün: Fakat Biz seni (bu yüzden içine gömüldüğün) tasadan kurtarmış ve seni çeşitli sınamalardan geçirmiştik. (Bu olaydan) sonra yıllarca Medyen halkı arasında yaşadın; ve sonunda, (Benim) takdir(im)e uyarak işte (buraya) geldin ey Musa: Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 41. çünkü, Ben seni Kendime (elçi olarak) seçmiştim. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 42. (Şimdi) sen ve kardeşin, artık Benim mesajlarımla yola çıkın ve sakın Beni anmakta üşengeç davranmayın: Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 43. İkiniz birlikte doğruca Firavun’a gidin; çünkü o gerçekten her türlü ölçüyü aşmış bulunuyor! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 44. Ama onunla yumuşak bir dille konuşun ki, o zaman belki aklını başına toplar, yahut (böylece, en azından kendisine) gözdağı verilmiş olur." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 45. (Musa ile Harun:) "Ey Rabbimiz!" dediler, "onun bize düşmanca davranmasından yahut azgınlık(ta devam) etmesinden korkarız". Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 46. (Allah:) "Korkmayın!" diye cevap verdi, "Şüphesiz (Ben her şeyi) işiterek ve görerek, sizin yanınızda olacağım. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 47. Öyleyse artık ona gidin ve deyin ki: ’Biz ikimiz senin Rabbinin elçileriyiz; bunun için, İsrailoğulları’nın bizimle gelmesine izin ver ve onlara (artık) sıkıntı çektirme. Biz sana Rabbinden bir mesajla geldik; ve (bil ki O’nun bahşedeceği) nihai kurtuluş ve esenlik (yalnızca, O’nun gösterdiği) yolu izleyen kimselerin olacaktır: Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 48. Çünkü, bakın, (öte dünyada) azabın, hakkı yalanlayıp (ona) sırt çevirenlerin başına çökeceği bize vahyedildi!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 49. (Fakat Allah’ın mesajı kendisine iletilince, Firavun:) "Ey Musa, sizin Rabbiniz de kimmiş?" dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 50. (Musa:) "Bizim Rabbimiz, (var olan) her şeye gerçek özünü ve biçimini veren ve sonra da her şeyi (kendi doğasının gerektirdiği) yola yönelten varlıktır" diye cevap verdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 51. (Firavun:) "Peki" dedi, "ya önceki kuşakların durumu ne oldu?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 52. (Musa:) "Onlar hakkındaki bilgi yalnızca Rabbimin katında, (O’nun, toplumları bağlı kıldığı) yasalar örgüsünde (yazılı)dır; benim Rabbim asla yanılmaz ve asla unutmaz." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 53. Sizin için yeryüzünü bir beşik yapan, (hayatınızı kolaylaştırmak için) onun üzerinde yollar açan, gökten su indiren ve onunla (topraktan) türlü türlü bitki çıkaran O’dur; Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 54. (bu,) hem sizin (o toprağın ürünleriyle) beslenmeniz, hem de hayvanlarınızı otlatmanız (içindir). Şüphesiz, bütün bunlarda akıl sahipleri için çıkarılacak dersler vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 55. (şöyle ki:) sizi yerden yarattık; yine ona döndürecek ve sonra ondan tekrar diriltip çıkaracağız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 56. Gerçek şu ki, Biz Firavun’u mesajlarımızın hepsinden haberdar kıldık; ama o bunları yalan saydı ve kabule yanaşmadı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 57. (Firavun:) "Ey Musa!" dedi, "Sen sihrinle bizi yurdumuzdan çıkarmaya mı geldin? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 58. Madem öyle, biz de sana mutlaka bunun gibi bir sihirle karşılık vereceğiz! O halde şimdi, aramızda, uygun bir yerde -katılmaktan bizim de, senin de caymayacağımız- bir buluşma günü tayin et!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 59. Musa: "Bayram günü olsun, buluşma gününüz; ve (o gün) kuşluk vaktinde ahali toplansın" diye cevap verdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 60. Bunun üzerine Firavun (danışmanlarıyla görüşmek üzere) çekildi, kuracağı düzeni kurup tasarladı ve günü gelince (buluşma yerinde) boy gösterdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 61. Musa onlara: "Yazıklar olsun size!" dedi, "Allah’a karşı (böyle) yalan uydurmayın; yoksa O müthiş bir azapla sizin kökünüzü kazır; zaten (böyle) bir yalan uyduran kimse baştan kaybetmiş demektir!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 62. (Firavun ve adamları) yapacakları şey konusunda aralarında tartıştılar, fakat konuşmalarını gizli tuttular; Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 63. şöyle diyorlardı (birbirlerine): "Bu iki sihirbaz sihir yoluyla sizi ülkenizden çıkarmak ve geleneksel yaşama tarzınızı ortadan kaldırmak istiyorlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 64. Bunun içindir ki, (ey Mısırlı sihirbazlar) düzenleyeceğiniz oyuna iyi karar verin ve tek bir güç olarak boy gösterin; çünkü, bugün üstün gelen gerçekten başarmış olacaktır!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 65. (Büyücüler) Musa’ya: "Ey Musa!" dediler, "(önce) sen mi atacaksın (asanı), yoksa ilk atan biz mi olalım?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 66. (Musa:) "Hayır, (önce) siz atın!" karşılığını verdi. Ve derken onların ipleri ve asaları, yaptıkları sihir marifetiyle, ona hızla akıyorlarmış gibi göründü; Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 67. öyle ki, bu yüzden Musa’nın içinde bir korku belirdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 68. (Fakat o’na:) "Korkma!" dedik, "Sonunda üstün gelecek olan sensin! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 69. (Şimdi) sağ elindeki (asayı) at, bu (senin attığın) onların düzenlediği her şeyi yutacaktır: (çünkü) onların bütün yaptığı sihirden ibaret; ve zaten sihirbaz, hangi amacı güderse gütsün, asla başarıya ulaşamaz!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 70. (Ve sonuç Musa’ya bildirdiğimiz gibi oldu,) bunun üzerine büyücüler saygıyla hemen yere kapandılar; ve "Biz artık Musa ile Harun’un Rabbine inanıyoruz!" diye çağırıştılar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 71. (Firavun:) "Ben size izin vermeden mi o’na inandınız?" dedi, "Mutlaka size sihirbazlığı öğreten ustanız o olmalı! Ama bu ihanetinizden ötürü, hiç şüpheniz olmasın, çoğunuzun ellerini ayaklarını kesivereceğim; ve yine hiç şüpheniz olmasın ki, pek çoğunuzu da hurma kütüğüne asacağım ki, böylece hangimizin azapta daha zorlu ve daha sürekli olduğunu iyice anlayasınız!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 72. Berikiler: "Bize gelen hakkın apaçık belirtilerini ve bizi yaratan varlığı bırakıp asla seni tercih edecek değiliz! Artık (hakkımızda) nasıl bir yargıda bulunacaksan bulun: sen ancak bu dünya hayatında (geçerli) yargılarda bulunabilirsin! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 73. Bize gelince, açıkçası biz, hatalarımızı ve bize sihir alanında zorla yaptırdığın şeyleri bağışlaması umuduyla Rabbimize inandık: çünkü Allah (umut bağlananların) en hayırlısı ve en kalıcısıdır". Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 74. Kim ki (Hesap Günü) Rabbinin huzuruna günahkarca davranışlar üzere çıkarsa, bilsin ki, onu cehennem beklemektedir: orada ne ölür, ne de hayata kavuşur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 75. Oysa, (Rabbinin huzuruna) dürüst ve erdemli davranışlar ile mümin olarak çıkan kimseye gelince, (öte dünyada) en yüksek makamlar işte böylelerinin olacaktır: Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 76. içlerinde sonsuza kadar yaşayacakları, vadilerinde derelerin, ırmakların çağıldadığı asude hasbahçeler!.. İşte budur, kendini arındıranları bekleyen karşılık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 77. Ve Gerçek şu ki, (zamanı gelince) Musa’ya: "Kullarımla beraber geceleyin yola çık ve onlara denizin ortasında kupkuru (güvenli) bir yol tutuver; arkanızdan yetişirler diye korkup kaygılanma" diye vahyettik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 78. (Musa İsrailoğulları’yla beraber yola koyulunca) Firavun, ordularıyla onların peşine düştü, ama sonunda onları içine alıp boğması mukadder olan deniz onları yutuverdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 79. Çünkü Firavun halkını saptırmış ve (onlara) doğru yolu göstermemişti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 80. Ey İsrailoğulları! (Böylece) sizi düşmanınızın elinden kurtardık ve (sonra) Sina Dağı’nın sağ yamacında sizinle bir andlaşma yaptık; ve size kudret helvası ve bıldırcın indirdik; Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 81. (ve şöyle dedik:) "Size rızık olarak verdiğimiz temiz ve hoş şeylerden yiyin ama bunda ölçüyü aşmayın; yoksa, gazabıma uğrarsınız; Benim gazabıma uğrayan kimse, bilin ki, gerçekten kendini bütünüyle yıkıma sürükleyen kimsedir!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 82. Bununla birlikte, yine unutmayın ki, pişman olup doğru yola dönen, imana erişip dürüst ve erdemli davranışlar ortaya koyan ve bundan sonra da doğru yolda yürüyen kimse için gerçek bağışlayıcı Benim. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 83. (Ve Allah Musa’ya:) "Kavmini geride yalnız bırakacak kadar seni tez canlı kılan nedir, ey Musa?" dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 84. (Musa:) "Ben Seni hoşnut etmek için, ey Rabbim, Sana varmakta tezlik gösterirken, onlar benim izimde yürüyorlar" dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 85. (Allah:) "Öyleyse bil ki" dedi, "senin yokluğunda Biz kavmini sınadık; ve Samiri onları yoldan çıkardı." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 86. Bunun üzerine Musa öfke ve üzüntüyle dolu olarak kavminin yanına döndü (Ve onlara:) "Ey kavmim!" diye çıkıştı, "Rabbiniz size güzel bir söz vermemiş miydi? Peki, bu söz(ün gerçekleşmesi) size çok mu uzak göründü? Yoksa, Rabbinizin gazabına uğramanıza mı karar verildi ki bana verdiğiniz sözden böyle döndünüz?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 87. "Sana verdiğimiz sözden biz kendi isteğimizle dönmedik; fakat (Mısır) halkı(nın kirli) zinet yükleriyle yüklüydük; ve bu yüzden onları (ateşe) attık; aynı şekilde Samiri de (kendininkini) attı." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 88. Fakat sonra, (onların Musa’ya anlattıklarına göre, Samiri) onlara (erimiş altından), böğüren bir buzağı heykeli yapıp çıkardı; ve bunun üzerine onlar da (birbirlerine:) "İşte sizin tanrınız da, Musa’nın tanrısı da budur; ne var ki, o (geçmişini) unuttu!" dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 89. Peki, görmüyorlar mıydı ki, (bu heykel) onlara cevap veremez; onlara ne zarar verebilir, ne de bir yarar sağlayabilir? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 90. Oysa, (Musa daha dönmeden) önce Harun, onlara: "Ey kavmim!" demişti, "Bu (put)la çok kötü bir biçimde ayartılmaktasınız; çünkü, unutmayın, sizin Rabbiniz O sınırsız rahmet Sahibidir! Öyleyse, bana uyun ve emrime itaat edin!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 91. (Ama) onlar: "Asla" dediler, "Musa bize dönünceye kadar o’na tapınmaktan vazgeçmeyeceğiz!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 92. (Ve Musa döndüğünde:) "Ey Harun!" dedi, "Bunların yoldan çıktığını gördüğün halde, seni tutan neydi? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 93. (Neydi, onları terk edip) beni izlemekten (seni alıkoyan)? Yoksa, (bile bile) benim emrime karşı mı geldin?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 94. (Harun:) "Ey anamın oğlu!" dedi, "Saçımdan sakalımdan tutma! Gerçek şu ki, ben senin, ’Bak işte, İsrailoğulları’nın arasına ayrılık soktun; sözüme riayet etmedin! demenden korktum". Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 95. (Musa:) "Peki, ya senin amacın neydi, ey Samiri?" dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 96. "Ben onların göremediği bir şeyi gördüm; ve bu yüzden, Elçi’nin öğretilerinden bir tutam aldım ve onu fırlatıp attım; içimde bir şey böyle (yapmaya) itti beni." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 97. (Musa:) "Git artık" dedi (ona), "ama şunu bil ki, bundan böyle hayat boyunca ’Bana dokunmayın! demekten ibaret olacaktır senin payına düşen! (Öte dünyada ise) hiç kuşkusuz, kaçıp kurtulamayacağın bir yazgı beklemektedir seni! Şimdi bak, kendini her şeyinle adayarak tapındığın şu düzmece tanrına: onu nasıl yakacağız ve sonra toza toprağa çevirip nasıl denize savuracağız! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 98. (Size gelince, ey İsrailoğulları!) Sizin biricik tanrınız, kendisinden başka tanrı olmayan Allah’tır; sınırsız bilgisiyle her şeyi kuşatan O’dur!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 99. İşte sana geçmişte olup bitenlerin mahiyetinden de böyle (bir üslup içinde) bahsediyoruz; çünkü katımızdan hatırlatıcı bir öğreti bahşettik sana. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 100. Ondan yüz çeviren herkes, hiç şüphe edilmesin ki, Kıyamet Günü’nde sırtında (ağır) bir yük taşıyacaktır; Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 101. ebediyyen bu yük altında kalacaktır böyleleri; (bir bilseler,) onlar için Kıyamet Günü’nde ne kötü bir yük olacak bu! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 102. O Gün ki, sura üflenir; o Gün ki, suçlu olanları, gözleri (korku ve şaşkınlıktan) donuklaşmış olarak bir araya toplayacağız; Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 103. birbirleriyle fısıldaşarak: "(Dünyada) on (günden) fazla kalmadınız (değil mi)?" diye soracaklar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 104. İçlerinden en kavrayışlısı: "(Orada) sadece bir tek gün kaldınız!" dediği zaman onların birbirlerine (şaşkınlıktan) neler diyeceklerini de, şüphesiz en iyi Biz biliriz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 105. Ve sana (Kıyamet Günü’nde) dağları(n ne olacağını) soracaklar. O zaman (onlara) de ki: "Rabbim onları toza toprağa çevirip savuracak, Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 106. yeri dümdüz ve çıplak bir hale getirecek, Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 107. (öyle ki) orada ne kıvrım ne de tümsek göreceksin". Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 108. O Gün herkes, kendisinden kaçıp kurtulmak kabil olmayan bir davetçinin peşinden gider; ve tüm sesler o sınırsız rahmet Sahibi’nin huzurunda saygıyla kısılır; öyle ki yalnızca cansız, baygın bir uğultu işitirsin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 109. O Gün, hakkında sınırsız rahmet Sahibi’nin izin verdiği, sözünden hoşnut olduğu kimseden başkasına kayırmanın, arka çıkmanın bir yararı olmayacaktır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 110. (Çünkü) O, insanların gözleri önünde olanı da, onlardan saklı tutulanı da bütünüyle bilmektedir, ama onlar O’nu bilgice asla kuşatamazlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 111. Ve var olan her şeyin kaynağı, dayanağı olan O kendine yeterli ebedi, diri varlık önünde (o Gün) yüzler saygı ve hicapla eğilir; ve zulmün yüküyle yüklü olanın soluğu kesilir, gücü tükenir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 112. Buna karşılık, inanıp da dürüst ve erdemli davranışlar ortaya koyan kimseye gelince: böyle birinin, haksızlığa uğramaktan ya da (hak ettiği karşılıktan) yoksun bırakılmaktan korkmasına hiçbir sebep yoktur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 113. İşte böylece bu (vahyi mesajı) Biz sana Arap diliyle (ifade edilmiş) bir hitabe olarak indirdik; ve onda her türden uyarıyı apaçık dile getirdik ki, insanlar Bize karşı sorumluluk bilinci taşısınlar; yahut bu (kitap) onlarda yepyeni bir bilinç uyanıklığı meydana getirsin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 114. Öyleyse, (bil ki) Allah, var olan her şeyin ötesindeki yüceler yücesidir; mutlak ve nihai egemenlik sahibi, mutlak ve nihai Gerçek’tir; dolayısıyla, Kuran’ın vahyi sana bütünüyle ulaştırılmadan önce onun hakkında (görüş bildirmekte) tezlik gösterme; fakat (daima) "Ey Rabbim, benim ilmimi artır!" de. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 115. Ve gerçek şu ki, biz Adem’e önceden buyruğumuzu ulaştırmıştık; ne var ki o bunu unuttu; o’nu, yaratılışındaki amaçta azimli ve gayretli bulmadık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 116. (Şöyle ki:) Biz meleklere, "Adem’in önünde yere kapanın!" dediğimiz zaman, İblis’in dışında, onların hepsi yere kapandı; (İblis bunu yapmaya) yanaşmadı; Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 117. ve bunun üzerine Adem’e: "Ey Adem!" dedik, "Gerçek şu ki, bu senin ve eşinin düşmanıdır; öyleyse, dikkat edin, sizi (bu) hasbahçeden çıkarıp da seni bedbaht kılmasın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 118. (O hasbahçe ki,) orada acıkmaman ve kendini çıplak hissetmemen sağlanmıştır; Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 119. keza, orada susamaman ve güneşin sıcaklığından etkilenmemen de sağlanmıştır". Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 120. Ne var ki, Şeytan o’na sinsice fısıldayarak: "Ey Adem!" dedi, "Sana sonsuzluk ağacını ve (dolayısıyla) hiç çökmeyecek bir hükümranlığı(n yolunu) göstereyim mi?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 121. Ve böylece her ikisi de o ağac(ın meyvesin)den yediler; bunun üzerine çıplaklıklarının farkına vardılar ve bahçeden topladıkları yapraklarla üzerlerini örtmeye çalıştılar. Ve (böylece) Adem Rabbine karşı geldi ve dolayısıyla ciddi bir hataya düşmüş oldu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 122. Ama sonra Rabbi (yine de) o’nu (Rahmetiyle) seçip ayırdı; o’nun tevbesini kabul etti ve o’na doğru yolu gösterdi; Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 123. (yani onlara şöyle) dedi: "Birbirinize düşman olarak hepiniz topluca inin bu (safiyet/arınmışlık) makamından! Bununla birlikte, muhakkak ki, size Benden doğru yol bilgisi gelecektir: kim ki Benim doğru yol öğretimi izlerse yoldan sapmayacak ve bedbaht olmayacaktır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 124. Ama kim ki Beni anmaktan yüz çevirirse, bilsin ki, onun dar bir hayat alanı olacaktır; ve Kıyamet Günü onu kör olarak kaldıracağız". Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 125. (Böyle biri, Kıyamet Günü’nde:) "Rabbim, ben gören biriyken beni niçin kör olarak kaldırdın?" diye soracak. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 126. (Allah da ona:) "Şunun için," diye cevap verecek, "sana mesajlarımız gelmişti de sen onları gözardı etmiştin; ve bugün de aynen öyle gözardı edileceksin!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 127. Çünkü, kendi elindekileri boşa harcayan ve Rabbinin mesajlarına inanmayan kimseleri Biz işte böyle cezalandıracağız; ve (böylelerinin) ahirette (çekeceği) azap, gerçekten de, (azapların) en zorlusu olacaktır! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 128. Peki, bu (hakkı inkar eden) kimseler, yurtlarında gezip dolaştıkları kendilerinden önce gelip geçmiş kuşaklardan nicesini helak ettiğimizi görerek bundan kendileri için bir ders çıkarmadılar mı? Oysa, bu olguda, akıl sahipleri için mutlaka çıkarılacak dersler vardır! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 129. Rabbinin (her günahkara tevbe için tanınan) belirli süre konusunda önceden verilmiş bir kararı olmasaydı, (günah işleyenlerin derhal cezalandırılması) kaçınılmaz olurdu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 130. Bunun içindir ki, (hakkı inkar eden)ler ne derlerse desinler, sabret; ve güneşin doğmasından ve batmasından önce Rabbinin sınırsız kudret ve yüceliğini övgüyle an; ve gecenin bazı saatlerinde ve gündüzün belli vakitlerinde yine Rabbinin kudret ve yüceliğini an ki hoşnutluğa, esenliğe erişesin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 131. Ve sakın, pek çoklarına, (sadece) onları sınamak için, avunsunlar diye verdiğimiz dünya hayatına mahsus şu ya da bu parlaklığa, görkeme gözünü dikme; çünkü Rabbinin (sana) sağladığı rızık, daha hayırlı ve daha kalıcıdır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 132. Yakınlarına da salatı emret ve sen de bunda devamlı, sebatlı ol. (Fakat unutma ki) Biz senden (Bizim için) rızık sağlamanı istemiyoruz; (tersine,) senin rızkını veren Biziz. Ve gelecek, Allah’a karşı sorumluluk bilinci taşıyan kimselerin olacaktır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 133. Yine de (hakka karşı kör olanlar): "(Muhammed) Rabbinden bize bir mucize getirseydi ya!" deyip duruyorlar. (Fakat) zaten onlara, eski yazılı belgelerde bulunması gereken konularda (bu ilahi mesajın doğruluğunu gösteren) açık bir delil gelmedi mi? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 134. Çünkü, eğer bu (ilahi mesajı vahyetmeden) önce onları (cezalandırıcı) bir azapla helak etseydik, (Hesap Günü’nde): "Ey Rabbimiz, keşke bize bir elçi gönderseydin de (ahirette böyle) alçalıp gözden düşeceğimize Senin mesajlarına uysaydık!" demekte gerçekten de (haklı olurlardı). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 135. De ki: "Herkes (geleceğin kendilerine getireceği şeyi) ümitle beklemektedir; öyleyse siz de bekleyin, bakalım; çünkü kimlerin düz yolu seçtiğini ve kimlerin doğru yolu bulduğunu yakında göreceksiniz!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster