1. Tâ, Hâ. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 2. Biz sana bu Kur’an’ı güçlük çekmen için indirmedik, Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 3. ’İçi titreyerek korku duyanlara’ ancak öğütle hatırlatma (olsun diye indirdik). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 4. Yeri ve yüksek gökleri yaratan tarafından bir indirmedir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 5. Rahman (olan Allah) arşa istiva etmiştir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 6. Göklerde, yerde, bu ikisinin arasında ve nemli toprağın altında olanların tümü O’nundur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 7. Sözü açığa vursan da, (gizlesen de birdir) . Çünkü şüphesiz O, gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilmektedir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 8. Allah; O’ndan başka ilah yoktur. En güzel isimler O’nundur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 9. Sana Musa’nın haberi geldi mi? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 10. Hani bir ateş görmüştü de, ailesine şöyle demişti: «Durun, şüphesiz ben bir ateş gördüm; umulur ki size ondan bir kor getiririm ya da ateşin yanında bir yol gösterici bulurum.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 11. Nitekim ona gidince, kendisine seslenildi: «Ey Musa.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 12. «Gerçekten Ben, Ben senin Rabbinim. Ayakkabılarını çıkar; çünkü sen, kutsal vadi olan Tuva’dasın.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 13. «Ben seni seçmiş bulunmaktayım; bundan böyle vahyolunanı dinle.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 14. «Gerçekten Ben, Ben Allah’ım, Ben’den başka ilah yoktur; şu halde Bana ibadet et ve Beni zikretmek için dosdoğru namaz kıl.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 15. «Şüphesiz, kıyamet saati yaklaşarak gelmektedir. Herkesin harcadığı çabanın karşılığını alması için, onun (koşup haberini) neredeyse gizleyeceğim.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 16. «Öyleyse, ona inanmayıp kendi hevasına uyan, sakın seni ondan alıkoymasın; sonra yıkıma uğrarsın.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 17. «Sağ elindeki nedir ey Musa?» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 18. Dedi ki: «O, benim asamdır; ona dayanmakta, onunla davarlarım için ağaçlardan yaprak düşürmekteyim, onda benim için daha başka yararlar da var.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 19. Dedi ki: «Onu at, ey Musa.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 20. Böylece, o da onu attı; (bir de ne görsün) o hemen hızla koşan (kocaman) bir yılan (oluvermiş). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 21. Dedi ki: «Onu al ve korkma, biz onu ilk durumuna çevireceğiz.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 22. «Elini de koltuğuna sok, bir hastalık olmadan, başka bir mucize (ayet) olarak bembeyaz bir durumda çıksın.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 23. «Öyleki, sana büyük mucizelerimizden (birini) göstermiş olalım.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 24. «Firavun’a git, çünkü o azmış bulunmaktadır.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 25. Dedi ki: «Rabbim, benim göğsümü aç.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 26. «Bana işimi kolaylaştır,» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 27. «Dilimden düğümü çöz,» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 28. «Ki söyleyeceklerimi kavrasınlar.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 29. «Ailemden bana bir yardımcı kıl,» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 30. «Kardeşim Harun’u» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 31. «Onunla arkamı kuvvetlendir.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 32. «Onu işimde ortak kıl,» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 33. «Böylece seni çok tesbih edelim.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 34. «Ve seni çok zikredelim.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 35. «Hiç şüphesiz sen, bizi görmektesin.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 36. (Allah) Dedi ki: «Ey Musa! İstediğin sana verilmiştir.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 37. «Andolsun, biz sana bir defa daha lütufta bulunmuştuk.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 38. «Hani, annene vahyolunan şeyi vahyetmiştik, (şöyleki:)» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 39. «Onu sandığın içine koy, onu suya bırak, böylece su onu sahile bıraksın; onu benim de düşmanım, onun da düşmanı olan biri alacaktır. Gözümün önünde yetiştirilmen için, kendimden sana bir sevgi yönelttim.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 40. «Hani kız kardeşin gezinip: «Onu(n bakımını) üstlenecek birini size haber vereyim mi?» demekteydi. Böylece, seni annene geri çevirmiş olduk ki, gözü aydın olsun ve hüzne kapılmasın. Sen bir insan öldürmüştün de, biz seni tasadan kurtarmış ve seni ’esaslı bir denemeden geçirip denemiştik.’ Medyen halkı arasında da yıllarca kalmıştın, sonra bir kader üzerine (buraya) geldin ey Musa.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 41. «Seni kendim için seçtim.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 42. «Sen ve kardeşin ayetlerimle gidin ve beni zikretmede gevşek davranmayın.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 43. «İkiniz Firavun’a gidin, çünkü o, azmış bulunmaktadır.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 44. «Ona yumuşak söz söyleyin, umulur ki o öğüt alıp düşünür ya da içi titrer, korkar.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 45. Dediler ki: «Rabbimiz, biz gerçekten, onun bize karşı ’taşkın bir tutum takınmasından’ ya da ’azgın davranmasından’ korkmaktayız.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 46. Dedi ki: «Korkmayın, çünkü ben sizinle birlikteyim; işitmekteyim ve görmekteyim.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 47. «Haydi ona gidin de deyin ki: -Biz senin Rabbinin elçileriyiz, İsrailoğullarını bizimle birlikte gönder ve onlara (artık) azab verme. Sana Rabbinden bir ayetle geldik. Selam, hidayete tabi olanların üzerine olsun.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 48. «Gerçekten bize vahyolundu ki: Doğrusu azab, yalanlayan ve yüz çevirenlerin üstünedir.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 49. (Ona gidip aynı şeyleri tekrarladıklarında, Firavun onlara) Dedi ki: «Sizin Rabbiniz kim ey Musa?» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 50. Dedi ki: «Bizim Rabbimiz, her şeye yaratılışını veren, sonra doğru yolunu gösterendir» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 51. (Firavun) Dedi ki: «İlk çağlardaki kuşakların durumu nedir öyleyse?» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 52. Dedi ki: «Bunun bilgisi Rabbimin katında bir kitaptadır. Benim Rabbim şaşırmaz ve unutmaz.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 53. «Ki (Rabbim), yeryüzünü sizin için bir beşik kıldı, onda sizin için yollar döşendi ve gökten su indirdi; böylelikle bununla her tür bitkiden çiftler çıkardık.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 54. «Yiyin ve hayvanlarınızı otlatın. Şüphe yok, bunda sağduyu sahipleri için elbette ayetler vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 55. Sizi ondan yarattık, sizi ona geri vereceğiz ve sizi bir kere daha ondan çıkaracağız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 56. Andolsun, biz ona ayetlerimizin tümünü gösterdik; fakat o, yalanladı ve ayak diretti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 57. Dedi ki: «Ey Musa, sen bizi sihrinle yurdumuzdan sürüp çıkarmaya mı gelmiş bulunuyorsun?» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 58. «Madem böyle, biz de sana buna benzer bir sihirle geleceğiz; şimdi sen, bir ’buluşma zamanı ve yeri’ tesbit et, bizim de, senin de ona karşı olamayacağımız açık, geniş bir yer olsun» dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 59. (Musa) Dedi ki: «Buluşma zamanımız, (ülkenin ulusal) bayram günü ve insanların toplanacağı kuşluk vakti (olsun) .» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 60. Böylelikle Firavun, arkasını dönüp gitti, hileli düzenini (yürütecek büyücüleri) bir araya getirdi, sonra geldi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 61. Musa onlara dedi ki: «Size yazıklar olsun, Allah’a karşı yalan düzüp uydurmayın, sonra bir azab ile kökünüzü kurutur. Yalan düzüp uyduran gerçekten yok olup gitmiştir.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 62. Bunun üzerine, kendi aralarında durumlarını tartışmaya başladılar ve gizli konuşmalara geçtiler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 63. Dediler ki: «Bunlar her halde iki sihirbazdır, sizi sihirleriyle yurdunuzdan sürüp çıkarmak ve örnek olarak tutturduğunuz yolunuzu (dininizi) yok etmek istemektedirler.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 64. «Bundan ötürü, tuzaklarınızı bir araya getirin, sonra gruplar halinde gelin; bugün üstünlük sağlayan, gerçekten kurtuluşu bulmuştur.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 65. «Ey Musa» dediler. «Ya sen (asanı) at veya önce atanlar bizler olalım.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 66. Dedi ki: «Hayır, sizler atın.» Sonra hemen (ne görsün), sihirlerinden dolayı, onların ipleri ve asaları kendisine gerçekten koşuyormuş gibi göründü. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 67. Musa, bu yüzden kendi içinde bir tür korku duymaya başladı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 68. «Korkma» dedik. «Şüphesiz sen, üstün gelecek olan sensin.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 69. «Sağ elindekini atıver, onların yaptıklarını yutacaktır; çünkü onların yaptıkları yalnızca bir büyücü hilesidir. Büyücü ise nereye varsa kurtulamaz.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 70. Bunun üzerine büyücüler, secdeye kapandılar: «Harun’un ve Musa’nın Rabbine iman ettik» dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 71. (Firavun) Dedi ki: «Ben size izin vermeden önce O’na inandınız, öyle mi? Kuşkusuz o, size büyüyü öğreten büyüğünüzdür. O halde ben de sizin ellerinizi ve ayaklarınızı çapraz olarak keseceğim ve sizi hurma dallarında sallandıracağım. Siz de elbette, hangimizin azabı daha şiddetliymiş ve daha sürekliymiş öğrenmiş olacaksınız.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 72. Dediler ki: «Bize gelen apaçık delillere ve bizi yaratana seni asla ’tercih edip seçmeyiz’. Neyde hükmünü yürütebileceksen, durmaksızın hükmünü yürüt; sen, yalnızca bu dünya hayatında hükmünü yürütebilirsin.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 73. «Gerçekten biz Rabbimize iman ettik; günahlarımızı ve sihir dolayısıyla bizi kendisine karşı zorlayarak sürüklediğin (suçumuzu) bağışlasın. Allah, daha hayırlıdır ve daha süreklidir.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 74. «Gerçek şu ki, kim Rabbine suçlu günahkâr olarak gelirse, hiç şüphe yok, onun için cehennem vardır. Onun içinde ise, ne ölebilir, ne de dirilebilir.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 75. «Kim de O’na iman edip salih amellerde bulunmuş olarak O’na gelirse, işte onlar, onlar için de yüksek dereceler vardır.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 76. «İçlerinde ebedi kalacakları altından ırmaklar akan Adn cennetleri de (onlarındır.) Ve işte bu arınmış olanın karşılığıdır.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 77. Andolsun, biz Musa’ya vahyetmiştik: «Kullarımı geceleyin yürüyüşe geçir, onlara denizde kuru bir yol aç, (size) yetişilmekten korkmadan ve endişeye kapılmadan.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 78. Firavun ise, ordularıyla peşlerine düştü; sulardan onları kaplayıveren kaplayıverdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 79. Firavun, kendi kavmini şaşırtıp saptırdı ve onları doğruya yöneltmedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 80. Ey İsrailoğulları, andolsun, sizi düşmanlarınızdan kurtardık, Tur’un sağ yanında sizinle vaadleştik ve üzerinize kudret helvasıyla bıldırcın indirdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 81. Size, rızık olarak verdiklerimizden temiz olanlarından yiyin, bu konuda azgınlık yapmayın, yoksa gazabım üzerinize kaçınılmaz olarak iner: benim gazabım, kimin üzerine inerse, muhakkak o, tepetaklak düşmüştür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 82. Gerçekten ben, tevbe eden, inanan, salih amellerde bulunup da sonra doğru yola erişen kimseyi şüphesiz bağışlayıcıyım. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 83. «Ey Musa, seni kavminden çabucak ayrılıp gelmeye sevk eden nedir?» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 84. Dedi ki: «Onlar arkamda izin üzerindedirler, hoşnut kalman için, sana gelmekte acele ettim Rabbim.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 85. Dedi ki: «Biz senden sonra kavmini deneme (fitne) den geçirdik, Samiri onları şaşırtıp saptırdı.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 86. Bunun üzerine Musa, kavmine oldukça kızgın, üzgün olarak döndü. Dedi ki: «Ey kavmim, Rabbiniz size güzel bir vaadte bulunmadı mı? Size (verilen) söz (ya da süre) pek uzun mu geldi? Yoksa Rabbinizden üzerinize kaçınılmaz bir gazabın inmesini mi istediniz de bana verdiğiniz sözden caydınız?» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 87. Dediler ki: «Biz sana verdiğimiz sözden kendiliğimizden dönmedik, ancak o kavmin (Mısır halkının) süs eşyalarından birtakım yükler yüklenmiştik, biz onları (ateşe) attık, böylece Samiri de attı.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 88. Böylece onlara böğürmesi olan bir buzağı heykeli döküp çıkardı, «İşte, sizin de ilahınız, Musa’nın da ilahı budur; fakat (Musa) unuttu» dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 89. Onun kendilerine bir sözle cevap vermediğini ve onlara bir zarar veya fayda sağlamaya gücü olmadığını görmüyorlar mı? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 90. Andolsun, Harun bundan önce onlara: «Ey kavmim, gerçekten siz bununla fitneye düşürüldünüz (denendiniz) . Sizin asıl Rabbiniz Rahman (olan Allah) dır; şu halde bana uyun ve emrime itaat edin» demişti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 91. Demişlerdi ki: «Musa bize geri gelinceye kadar ona (buzağıya) karşı bel büküp önünde eğilmekten kesinlikle ayrılmayacağız.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 92. (Musa da gelince:) «Ey Harun» demişti. «Onların saptıklarını gördüğün zaman seni (onlara müdahale etmekten) alıkoyan neydi?» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 93. «Niye bana uymadın, emrime baş mı kaldırdın?» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 94. Dedi ki: «Ey annemin oğlu, sakalımı ve başımı tutup yolma. Ben, senin: «-İsrailoğulları arasında ayrılık çıkardın, sözümü önemsemedin» demenden endişe edip korktum.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 95. (Musa) Dedi ki: «Ya senin amacın nedir ey Samiri?» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 96. Dedi ki: «Ben onların görmediklerini gördüm, böylece elçinin izinden bir avuç alıp onu atıverdim; böylelikle bana bunu nefsim hoşa giden (bir şey) gösterdi.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 97. Dedi ki: «Haydi çekip git, artık senin hayatta (hakettiğin ceza: «Bana dokunulmasın») deyip yerinmendir.» Ve şüphesiz senin için kendisinden asla kaçınamayacağın (azab dolu) bir buluşma zamanı vardır. Üstüne kapanıp bel bükerek önünde eğildiğin ilahına bir bak; biz onu mutlaka yakacağız, sonra darmadağın edip denizde savuracağız.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 98. «Sizin ilahınız yalnızca Allah’tır ki, O’nun dışında ilah yoktur. O, ilim bakımından her şeyi kuşatmıştır.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 99. Sana geçmişlerin haberlerinden bir bölümünü böylece aktarıyoruz. Gerçekten, sana katımızdan bir zikir verdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 100. Kim bundan yüz çevirirse, hiç şüphesiz kıyamet günü o, bir günah yükü yüklenecektir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 101. O (yükün altı)nda ebedi olarak kalıcıdırlar. Bu, kıyamet günü onlar için ne kötü bir yüktür. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 102. Sur’a üfürüleceği gün, biz suçlu günahkârları o gün, (yüzleri kara, gözleri) gömgök (kaskatı ve kör) olarak toplayacağız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 103. «(Dünyada) Yalnızca on (gün) kaldınız» diye kendi aralarında fısıldaşacaklar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 104. Onların sözünü ettiklerini biz daha iyi biliyoruz. Tutulan yol bakımından onların daha üst olanları ise: «Siz yalnızca bir gün kaldınız» derler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 105. Sana dağlar hakkında soruyorlar. De ki: «Benim Rabbim, onları darmadağın edip savuracak.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 106. «Yerlerini bomboş, çırçıplak bırakacaktır.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 107. «Orada ne bir eğrilik göreceksin, ne de bir tümsek.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 108. O gün, kendisinden sapma imkânı olamayan çağırıcıya uyacaklar. Rahman (olan Allah)’a karşı sesler kısılmıştır; artık bir hırıltıdan başka bir şey işitemezsin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 109. O gün, Rahman (olan Allah)’ın kendisine izin verdiği ve sözünden hoşnut olduğu kimseden başkasının şefaati bir yarar sağlamaz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 110. O, önlerindekini de, arkalarındakini de bilir. Onlar ise, bilgi bakımından O’nu kavrayıp kuşatmazlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 111. (Artık bütün) Yüzler, diri, kaim olanın önünde eğik durmuştur ve zulüm yüklenen ise yok olup gitmiştir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 112. Kim de bir mü’min olarak, salih olan amellerde bulunursa, artık o, ne zulümden korksun, ne de hakkının eksik tutulmasından. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 113. Böylece biz onu, Arapça bir Kur’an olarak indirdik ve onda korkulacak şeyleri türlü şekillerde açıkladık; umulur ki korkup sakınırlar ya da onlar için düşünme (yeteneğini) oluşturur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 114. Hak olan, biricik hükümdar olan Allah yücedir. Onun vahyi sana gelip tamamlanmadan evvel, Kur’an’ı (okumada) acele etme ve de ki: «Rabbim, ilmimi arttır.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 115. Andolsun, biz bundan önce Adem’e ahid vermiştik, fakat o, unutuverdi. Biz onda bir kararlılık bulmadık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 116. Hani biz meleklere: «Adem’e secde edin» demiştik, İblis’in dışında (diğerleri) secde etmişlerdi, o, ayak diretmişti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 117. Bunun üzerine dedik ki: «Ey Adem, bu gerçekten sana da, eşine de düşmandır; sakın sizi cennetten sürüp çıkarmasın, sonra mutsuz olursun.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 118. Şüphesiz ki, senin acıkmaman ve çıplak kalmaman orda (cennette kalmana bağlı) dır.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 119. Ve gerçekten sen burada susamayacaksın ve güneş altında yanmayacaksın da.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 120. Sonunda şeytan ona vesvese verdi; dedi ki: «Sana sonsuzluk ağacını ve yok olmayacak bir mülkü haber vereyim mi?» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 121. Böylece ikisi ondan yediler, hemen ardından ayıp yerleri kendilerine açılıverdi, üzerlerini cennet yapraklarından yamayıp örtmeye başladılar. Adem, Rabbine karşı gelmiş oldu da şaşırıp kaldı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 122. Sonra Rabbi onu seçti, tevbesini kabul etti ve doğru yola iletti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 123. Dedi ki: «Bir kısmınız bir kısmınıza düşman olarak, hepiniz ordan inin. Artık size benden bir yol gösterici gelecektir; kim benim hidayetime uyarsa artık o şaşırıp sapmaz ve mutsuz da olmaz.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 124. «Kim de benim zikrimden yüz çevirirse, artık onun için sıkıntılı bir geçim vardır ve biz onu kıyamet günü kör olarak haşredeceğiz.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 125. «O da (şöyle) demiş olur: -Ben görmekte olan biriyken, beni niye kör olarak haşrettin Rabbim?» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 126. (Allah da) Der ki: «İşte böyle, sana ayetlerimiz gelmişti, fakat sen onları unuttun, bugün de sen işte böyle unutulmaktasın.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 127. İşte biz ölçüsüzce davrananları ve Rabbinin ayetlerine inanmayanları böyle cezalandırırız; ahiretin azabı ise gerçekten daha şiddetli ve daha süreklidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 128. Kendilerinden önceki kuşaklardan nicelerini yıkıma uğratmamız, onları doğruya yöneltmedi mi? (Oysa bugün kendileri) onların kaldıkları yerlerde (tarihi kalıntıları üzerinde) gezinip durmaktadırlar. Şüphesiz bunda sağduyu sahipleri için ayetler vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 129. Eğer Rabbinden geçmiş bir söz ve adı konulmuş (belirlenmiş) bir süre (ecel) olmasaydı kuşkusuz (yıkım azabı) kaçınılmaz olurdu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 130. Şu halde onların söylediklerine karşı sabırlı ol, güneşin doğuşundan önce ve batışından önce Rabbini hamd ile tesbih et. Gecenin bir bölümünde ve gündüzün uçlarında da tesbihte bulun ki hoşnut olabilesin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 131. Onlardan bazı gruplara, kendilerini onunla denemek için yararlandırdığımız dünya hayatının süsüne gözünü dikme. Senin Rabbinin rızkı daha hayırlı ve daha süreklidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 132. Ehline (ümmetine) namazı emret ve onda kararlı davran. Biz senden rızık istemiyoruz, biz sana rızık vermekteyiz. Sonuç da takvanındır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 133. Dediler ki: «Bize kendi Rabbinden bir ayet (mucize) getirmesi gerekmez miydi?» Onlara önceki kitaplarda açık belgeler gelmedi mi? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 134. Eğer biz onları bundan önceki bir azab ile yıkıma uğratmış olsaydık, şüphesiz diyeceklerdi ki: «Rabbimiz, bize bir elçi gönderseydin de, küçülmeden ve aşağılanmadan önce senin ayetlerine tabi olsaydık.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 135. De ki: «Herkes gözetlemektedir; siz de gözleyip durun. Sonunda, dümdüz (dosdoğru) yolun sahipleri kimlermiş, ve doğru yola ulaşan kimlermiş, pek yakında öğreneceksiniz.» Mealleri Kıyasla Sayfada Göster