1. Tâ, Hâ. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 2. Biz bu Kur’ân’ı sana güçlük çekesin diye indirmedik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 3. Ancak (Allah’tan) korkanlara bir öğüt (olarak indirdik). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 4. (O) yeri ve yüce gökleri yaratan tarafından azar azar indirilmiştir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 5. Rahmân Arş’a istivâ etmiş(kurulmuş)tur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 6. Göklerde, yerde, ikisinin arasında ve toprağın altında bulunanlar hep O’nundur (ne kadar kapalı olursa olsun, O’ndan hiçbir şey gizli kalmaz). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 7. Sözü açık söylesen de (gizli söylesen de) muhakkak O, gizliyi de ondan daha gizlisini de bilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 8. Allâh ki, O’ndan başka tanrı yoktur. En güzel isimler O’nundur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 9. Mûsâ’nın haberi sana geldi mi? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 10. Hani (o) bir ateş görmüştü de âilesine: "Siz durun ben bir ateş gördüm, belki ondan size bir kor getiririm, yahut ateşin yanında bir yol gösteren bulurum" demişti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 11. (Mûsâ), o(ateşin yanı)na gelince kendisine "Ey Mûsâ!" diye seslenildi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 12. "Ben, (evet) ben senin Rabbinim! Pabuçlarını çıkar. Çünkü sen, kutsal vâdide, Tuvâ’dasın." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 13. "Ben seni seçtim, şimdi vahyolunanı dinle." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 14. "Muhakkak ben, (evet) ben Allâh’ım, benden başka tanrı yoktur.(Yalnız) bana kulluk et ve beni anmak için namaz kıl." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 15. "(Kıyâmet) Sâ’at(i) mutlaka gelecektir. Herkesin, peşinde koştuğu işlerle cezâlanması için, neredeyse onu gizleyeceğim." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 16. "Ona inanmayıp keyfine uyan kimse, seni on(a inanmak)dan alıkoymasın, sonra helâk olursun!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 17. "Sağ elindeki nedir ey Mûsâ?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 18. (Mûsâ) dedi: "O, asâ’mdır. Ona dayanıyorum ve onunla davarıma yaprak silkeliyorum ve onda benim daha birçok ihtiyaçlarım var (onunla birçok ihtiyacımı gideririm)." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 19. (Allâh) buyurdu; "(Yere) at onu ey Mûsâ!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 20. (Mûsâ) attı, bir de ne görsün o, koşan kocaman bir yılan! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 21. (Allâh): "Al onu, dedi, korkma biz onu yine ilk durumuna sokacağız." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 22. "Elini böğrüne sok; bir hastalık olmadan, ayrı bir mu’cize olarak bembeyaz bir durumda çıksın." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 23. "Ki sana en büyük mu’cizelerimizden bazılarını göstermiş olalım" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 24. "İmdi sen Fir’avn’e git: çünkü o azdı." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 25. (Mûsâ) dedi ki: "Rabbim, benim göğsümü aç (risalet görevini yüklenebilmesi için yüreğimi genişlet)" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 26. "Bana işimi kolaylaştır." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 27. "Dilimin düğümünü çöz". Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 28. "Ki sözümü anlasınlar" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 29. "Bana âilemden bir vezir ver:" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 30. "Kardeşim Hârûn’u." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 31. "Onunla arkamı kuvvetlendir." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 32. "Onu da işime ortak yap," Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 33. "Ki seni çok tesbih edelim," Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 34. "Ve seni çok analım," Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 35. "Şüphesiz sen, bizi görmektesin." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 36. (Allâh) buyurdu: "Ey Mûsâ, istediğin sana verildi." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 37. "Zaten biz sana bir kez daha lutufta bulunmuştuk." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 38. "(Sen doğduğun zaman,) Annene vahyedileni vahyetmiştik:" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 39. "Onu sandığa koy, suya at; su onu sahile bıraksın; onu benim de düşmanım onun da düşmanı olan biri alacaktır." "Gözümün önünde yetiştirilmen için senin üzerine benden bir sevgi koydum (görenler senin üzerine koyduğum bu sevgiden ötürü sana meftun oldular)." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 40. "Kızkardeşin ona bakacak birini size göstereyim mi? diyordu. Böylece seni annene geri verdik ki gözü aydın olsun, üzülmesin. Sen bir de adam öldürmüştün. O zaman da seni tasadan kurtarmış ve seni iyice denemiştik. Medyen halkı arasında yıllarca kaldın. Sonra belirlediğimiz bir vakitte bize geldin ey Mûsâ!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 41. "Seni kendim için yetiştirdim." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 42. "Sen ve kardeşin, âyetlerimi götürün, beni anmakta gevşeklik etmeyin." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 43. "Fir’avn’e gidin, çünkü o azdı." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 44. "Ona yumuşak söz söyleyin, belki öğüt alır veya korkar." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 45. Dediler ki: "Rabbimiz, onun bize taşkınlık etmesinden, yahut iyice azmasından korkuyoruz." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 46. "Korkmayın, dedi, ben sizinle beraberim, işitir ve görürüm." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 47. "Haydi, varın ona, deyin ki: Biz senin Rabbinin elçileriyiz; İsrâil oğullarını bizimle gönder, onlara azâb etme. Biz Rabbinden sana bir âyet getirdik. Esenlik, hidâyete uyanlaradır." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 48. "Bize, yalanlayıp yüz çevirenin, azâba uğrayacağı vahyolundu." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 49. (Fir’avn): "Rabbiniz kimdir ey Mûsâ?" dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 50. (Mûsâ): "Rabbimiz, her şeye yaratılışını (varlığını ve biçimini) verip sonra onu doğru yola ileten (yaratılış gâyesine uygun yola yönelten)dir." dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 51. (Fir’avn): "Peki ya ilk nesillerin hali ne olacak?" dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 52. Dedi ki: "Onların bilgisi Rabbimin yanında bir Kitâptadır. Rabbim şaşmaz ve unutmaz." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 53. O ki, yeri size beşik yaptı ve onda sizin için yollar açtı, gökten bir su indirdi. Onunla her çeşit bitkiden çiftler çıkardık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 54. Yeyin, hayvanlarınızı otlatın. Şüphesiz bunda, akıl sâhipleri için ibretler vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 55. Sizi topraktan yarattık, yine oraya döndürürüz ve sizi bir kez daha ondan çıkarırız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 56. Andolsun biz o(Fir’av)n’a âyetlerimizin hepsini gösterdik, yine de yalanladı ve dayattı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 57. Ve: "Sen bizi büyünle yurdumuzdan çıkarasın diye mi geldin ey Mûsâ?" dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 58. "Biz de mutlaka sana o(se)nin (büyün) gibi bir büyü getireceğiz. Sen şimdi seninle bizim aramızda bir buluşma zamanı ve yeri tayin et; ne senin, ne de bizim caymayacağımız uygun bir yer olsun." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 59. (Mûsâ): "Buluşma zamanınız, Süs (bayram) günü ve insanların toplanacağı kuşluk vakti olsun" dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 60. Fir’avn, dönüp gitti, hilesini (büyücüleri ve onların âletlerini) topladı, sonra (belirtilen yere) geldi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 61. Mûsâ onlara: "Yazık size, dedi, Allah’a yalan uydurmayın, sonra (O), bir azâb ile kökünüzü keser, doğrusu iftirâ eden perişan olmuştur!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 62. (Fir’avn’ın topladığı büyücüler), işlerini kendi aralarında tartıştılar ve gizli konuştular. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 63. Dediler ki: "Bunlar iki büyücü, başka bir şey değil. Büyüleriyle sizi yurdunuzdan çıkarmak ve sizin örnek yolunuzu, (üstün dininizi) gidermek istiyorlar." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 64. Onun için siz hilenizi toplayın, sonra sıra halinde gelin. Bugün üstün gelen başarmıştır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 65. (Büyücüler önce Mûsâ’nın işe başlamasını istediler) Dediler ki: "Ey Mûsâ, ya sen at, yahut önce atan biz olalım." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 66. (Mûsâ): "Hayır siz atın!" dedi. (Attılar. Mûsâ) bir de ne görsün: Büyülerinden ötürü onların ipleri ve sopaları gerçekten koşuyor gibi görünüyor. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 67. Bu yüzden Mûsâ, içinde bir korku duydu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 68. (Biz kendisine): "Korkma, dedik, üstün gelecek sensin, sen!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 69. "Sağ elindekini at! Onların yaptıklarını yutsun. Çünkü onların yaptıkları, bir büyücünün hilesidir. Büyücü de nereye varsa iflâh olmaz!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 70. Bunun üzerine büyücüler secdeye kapandılar: "Hârûn’un ve Mûsâ’nın Rabbine inandık!" dediler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 71. (Fir’avn): "Ben size izin vermeden ona inandınız ha? O, size büyü öğreten büyüğünüzdür. Öyleyse ben de sizin ellerinizi ve ayaklarınızı çapraz keseceğim ve sizi hurma dallarına asacağım, hangimizin azâbı daha çetin ve sürekli imiş bileceksiniz!" dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 72. Dediler ki: "Biz, seni, bize gelen açık delillere ve bizi yaratana tercih edemeyiz. Yapacağını yap, sen ancak bu dünyâ hayâtında istediğini yapabilirsin." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 73. "Biz Rabbimize inandık ki (O) bizim günâhlarımızı ve senin bizi yapmaya zorladığın büyüyü bağışlasın. (Elbette) Allâh daha hayırlı ve (O’nun mükâfâtı ve cezâsı) daha süreklidir." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 74. Kim Rabbine suçlu olarak gelirse onun için cehennem vardır; orada ne ölür ne de yaşar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 75. Kim de iyi işler yapmış bir mü’min olarak O’na gelirse, işte onlar için de yüksek dereceler vardır: Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 76. Altlarından ırmaklar akan Adn cennetleri. Orada sürekli olarak kalırlar. İşte arınanların mükâfâtı budur! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 77. Andolsun biz Mûsâ’ya: "Kullarımı geceleyin (Mısır’dan çıkarıp) yürüt; (asânla suya) vur, denizde onlar için kuru bir yol (aç). (Fir’avn’ın sana) yetişme(sin)den korkma, (boğulmaktan) endişe etme." diye vahyetmiştik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 78. Fir’avn, askerleriyle onların ardına düştü, denizden onları örten örttü (deniz onları örtüp boğdu). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 79. Fir’avn toplumunu saptırdı, doğru yola iletmedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 80. Ey İsrâil oğulları, biz sizi düşmanınızdan kurtardık ve Tûr’un sağ yanında, (Mûsâ ile konuşmayı) size va’dettik; üzerinize kudret helvasıyle bıldırcın indirdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 81. "Size verdiğimiz rızkın temizlerinden yeyin, ama bu hususta taşkınlık etmeyin; sonra gazabım üzerinize iner, kimin üstüne gazabım inerse o, düşmüş(mahvolmuş)tur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 82. "Ve Ben, tevbe eden, inanan ve yararlı iş yapan, sonra da yola gelen kimseye karşı çok bağışlayıcıyımdır." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 83. "Seni kavminden çabucak ayrıl(ıp gel)meğe sevk eden nedir? (Niçin onları hemen bırakıp geldin) ey Mûsâ?" (dedik). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 84. Dedi: "Onlar benim arkamdan geliyorlar, ya Rabbi râzı olman için sana çabuk geldim." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 85. (Allâh): "Ama biz senden sonra kavmini sınadık. Samiri onları saptırdı" dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 86. Bunun üzerine Mûsâ, çok kızgın ve üzüntülü bir halde kavmine döndü: "Ey Kavmim, dedi, Rabbiniz size güzel bir va’idde bulunmamış mıydı? Süre mi size uzun geldi (zamanla verdiğiniz sözü unuttunuz mu)? Yoksa Rabbinizden bir gazabın üstünüze inmesini mi istediniz ki, bana verdiğiniz sözden caydınız (beni izlemediniz)?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 87. Dediler ki: "Kendi malımızla senin sözünden çıkmadık", fakat o milletin (yani Mısırlıların) süs(eşyas)ından bize yükler yükletilmişti. Onları (ateşe) attık. Aynı şekilde Samiri de attı." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 88. Onlara, böğürmesi olan bir buzağı heykeli ortaya çıkardı. Dediler ki, "Bu sizin de tanrınız, Mûsâ’nın da tanrısıdır, fakat o unuttu". Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 89. Onlar görmüyorlar mı ki o (buzağı) kendilerine bir söz söyleyemez; bir zarar, ve yarar veremez? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 90. Önceden Hârûn, kendilerine: "Ey kavmim, andolsun siz bununla sınandınız. Rabbiniz, o çok esirgeyendir. Bana uyun, buyruğuma itâ’at edin!" demişti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 91. Dediler: "Mûsâ bize dönünceye kadar buna tapmaktan vazgeçmeyeceğiz!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 92. (Mûsâ) "Ey Hârûn, oların saptıklarını gördüğün zaman sana ne engel oldu (da önlemedin)? dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 93. "Neden bana uymadın, buyruğuma karşı mı geldin?" (Ve kardeşinin sakalından tutup çekmeğe başladı.) Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 94. (Hârûn, kardeşini yumuşatabilmek için): "Ey anamın oğlu, dedi, sakalımı, başımı tutma. Ben senin ’İsrâil oğulları arasında ayrılık çıkardın, sözümü tutmadın’ diyeceğinden korktum (da onun için idare yoluna gittim)." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 95. (Mûsâ, Samiri’ye döndü): "Ey Sâmiri, ya senin amacın nedir?" dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 96. (Sâmiri): "Ben dedi, onların görmediklerini gördüm. Elçinin eserinden bir avuç aldım da attım; nefsim bana böyle (yapmayı) hoş gösterdi." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 97. (Mûsâ): "Git, dedi. Artık hayât boyunca sen: ’Bana dokunmayın!’ diyeceksin (toplumdan refüze edilip yalnız başına kalacaksın), sana va’dedilen bir cezâ var ki ondan asla şaşırılmayacaksın (mutlaka o cezânı tam zamanında bulacaksın). Şimdi durup taptığın tanrına bak. Biz onu yakacağız, sonra onu ufalayıp denize savuracağız." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 98. "Tanrınız ancak kendisinden başka tanrı olmayan Allah’tır. O’nun bilgisi her şeyi kuşatmıştır." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 99. Böylece sana geçmişlerin haberlerinden bir miktar anlatıyoruz. Gerçekten sana katımızdan bir Zikir (geçmiş olaylardan bir anı) verdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 100. Kim ondan yüz çevirirse o, kıyâmet günü (ağır) bir günâh yüklenecekdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 101. Sürekli olarak o yükün altında kalacaklardır. Kıyâmet gününde bu, onlar için ne kötü bir yüktür! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 102. O gün Sûr’a üflenir ve o gün suçluları, gömgök (kör bir durumda) süreriz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 103. Kendi aralarında gizli gizli, "(dünyâda) On günden fazla kalmadınız" derler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 104. Onların dedikleri(kalış süresi)ni biz daha iyi biliriz. En akıllıları ise: "Siz yalnız bir gün kaldınız," der. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 105. Sana dağlardan soruyorlar. De ki: "Rabbim onları ufalayıp savuracak! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 106. Yerlerini boş, dümdüz bırakacaktır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 107. Orada ne bir eğrilik, ne de bir tümsek görmeyeceksin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 108. O gün hiç pürüzü olmayan çağrıcıya uyarlar; (ondan sapma imkânı yoktur). Rahmân’ın huzurunda sesler kısılır, fısıltıdan başka bir şey işitemezsin. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 109. O gün Rahmân’ın izin verip sözünden hoşlandığı kimseden başkasının şefâ’ati fayda vermez. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 110. O, onların önlerindekini ve arkalarındakini (geçmişlerini ve geleceklerini) bilir; onlar ise bilgice O’nu kavrayamazlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 111. Bütün yüzler, o diri ve yöneticiye boyun eğmiştir. Zulüm yüklenen perişan olmuştur. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 112. Kim inanarak iyi olan işlerden yaparsa artık o, ne zulümden, ne de hakkının çiğnenmesinden korkar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 113. Biz sana onu böyle Arapça bir Kur’ân olarak indirdik ve onda tehditleri türlü biçimlere çevirip açıkladık ki korunsunlar. Yahut (Kur’ân,) onlara bir hatırlama yaptırsın. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 114. Gerçek hükümdar olan Allâh, yücedir. Sana vahyedilmesi henüz tamamlanmadan Kur’ân’ı acele okumağa kalkma; "Rabbim, ilmimi artır!" de. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 115. Andolsun biz, önceden Âdem’e (o ağaçtan yememesini) emretmiştik, unuttu. Biz onda bir azim (ve sebât) bulmadık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 116. Meleklere: "Âdem’e secede edin," demiştik, secde ettiler, yalnız İblis diretti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 117. Dedik ki: "Ey Âdem, bu, senin ve eşinin düşmanıdır. Sakın, sizi cennetten çıkarmasın, sonra yorulursun." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 118. "Şimdi burada acıkmayacaksın, çıplak kalmayacaksın." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 119. "Ve sen susamayacaksın, kuşluk vakti güneşi(nin ısısı)ndan etkilenmeyeceksin." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 120. Nihâyet şeytân ona fısıldayıp: "Ey Âdem, sana ebedilik ağacını ve yok olmayacak bir hükümranlığı göstereyim mi? dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 121. O ağaçtan yediler. Böylece kendilerine kötü yerleri göründü (üreme organları ortaya çıktı). Üstlerini cennet yaprağıyle örtmeğe başladılar. Âdem Rabbinin buyruğuna karşı geldi de şaşırdı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 122. Sonra Rabbi onu seçti, tevbesini kabul etti, doğru yola iletti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 123. Dedi ki: "Hepiniz oradan inin, birbirinize düşmansınız. İmdi benden size bir hidâyet geldiği zaman kim benim hidâyetime uyarsa o, sapmaz ve sıkıntıya düşmez." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 124. "Ama kim beni anmaktan yüz çevirirse, onun için de dar bir geçim var. Kıyâmet günü onu kör olarak (yüce Divâna) süreriz." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 125. "Rabbim der, niçin beni kör sürdün, oysa ben görür idim?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 126. (Allâh) buyurur ki: "Nasıl sana âyetlerimiz geldiği zaman, sen onları unuttuysan, bugün de sen öyle unutulursun!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 127. İşte isrâf eden ve Rabbinin âyetlerine inanmayanları böyle cezâlandırırız. Elbette âhiretin azâbı daha çetin ve daha süreklidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 128. (Bugün) meskenlerinde dolaştıkları, kendilerinden önce yaşamış nice nesilleri yok edişimiz onları hâlâ yola getirmedi mi? Elbette bunda akıl sâhipleri için ibretler vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 129. Eğer Rabbin tarafından söylenmiş bir söz ve belirtilmiş bir süre olmasaydı. (bunların da hemen helâk edilmeleri) gerekli olurdu. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 130. Onların dediklerine sabret, güneşin doğmasından ve batmasından önce Rabbini överek tesbih et; gece sâ’atlerinden bir kısmında ve gündüzün taraflarında da tesbih et ki memnun olasın! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 131. Onlardan bazı zümrelere kendilerini denemek için verdiğimiz dünyâ hayâtının süsüne gözlerini dikme. Rabbinin rızkı daha hayırlı ve daha süreklidir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 132. Âilene namazı emret, kendin de namaz kılmaya dayan. Biz senden rızık istemiyoruz. Seni biz besliyoruz. Sonuç takvâ(sâhipleri)nindir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 133. Dediler ki: "Rabbinden bize bir âyet (mu’cize) getirmeli değil mi?" Onlara, önceki Kitap’larda bulunan kanıt gelmedi mi? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 134. Şâyet onları, ondan önce bir azâb ile helâk etseydik: "Rabbimiz, bize bir elçi gönderseydin de böyle alçak ve rezil olmadan önce senin âyetlerine uysaydık!" derlerdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 135. De ki: "Herkes gözetlemektedir. Gözetleyin, düzgün yolun sâhipleri kimdir, doğru yolda olan kimdir, bileceksiniz!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster