1. İnsanlara yaptıklarının sonucunu görme süreci yaklaşmıştır! Onlar ise kozaları içinde aldırmaz bir hâldeler! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 2. Rablerinden gelen her yeni uyarıyı, alaya alarak dinliyorlar! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 3. Akılları fikirleri oyun eğlencede! O, nefslerine zulmedenler, aralarında fısıldaşıyorlar: "Sizden farklı bir beşer mi sanki! Ne olduğunu görüp dururken, sihirli sözlerine mi kapılıyorsunuz?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 4. (Hz. Rasûlullâh): "Benim Rabbim semâda ve arzda konuşulanı bilir... O, Semi’dir, Aliym’dir" dedi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 5. Şöyle de dediler: "Konuştukları kuruntulardan oluşan rüyalarıdır! Muhtemelen uyduruyor... Hayır, O bir şairdir! (Eğer böyle değilse) geçmişte yaşamış Rasûllerdeki gibi mucizesini göstersin!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 6. Bunlardan önce helâk ettiğimiz hiçbir şehir halkı da iman etmemişti... Onlar mı iman edecekler? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 7. Senden önce, kendilerine erkeklerden başkasını vahiy ile irsâl etmedik... Eğer bilmiyorsanız, geçmiş hakkında bilgi sahibi kişilere sorun. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 8. Onları (Nebi/Rasûlleri), yemeğe ihtiyacı olmayan bedenli olarak meydana getirmedik! (Onlar dünyada) ebedî kalıcılar da değillerdi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 9. Sonra Onlara bildirimimizi gerçekleştirdik; Onları ve dilediğimiz kimseleri kurtarıp, müsrifleri helâk ettik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 10. Yemin olsun ki, size, içinde zikriniz olan (hakikatinizi HATIRLATAN) BİLGİ inzâl ettik! Aklınız almıyor mu? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 11. Zâlim olan nice bölgeyi kırıp geçirdik ve onlardan sonra başka halklar inşa ettik Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 12. Şiddetimizi hissettiklerinde bir de bakarsın, oradan kaçıyorlar! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 13. "Kaçmayın; bolluktan şımardığınız yere, meskenlerinize dönün ki sorgulanasınız." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 14. Dediler ki: "Yazıklar olsun bize! Gerçekte zulmedenlerden olmuşuz!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 15. Onların bu iddiaları sürüp gitti... Tâ ki biz onları biçilmiş ekin ve sönmüş ateşe döndürene kadar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 16. Semâyı, arzı ve aralarındakileri oyuncak olarak halketmedik (çok büyük işlevleri vardır)! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 17. Eğer bir oyun - eğlence oluşturmak dileseydik, elbette onu kendi ledünnümüzden edinirdik! Biz bunları yapmayız! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 18. Bilakis biz, Hakk’ı (hakikati) bâtılın (vehme dayalı fikirlerin) üzerine indiririz de, onun düşünce sistemini paramparça eder... Bir de bakarsın ki o can çekişerek yok olup gider... Tanımlamalarınızdan dolayı yazıklar olsun size! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 19. Semâlarda ve arzda kim varsa O’nun (El Esmâ mânâlarının açığa çıkması) içindir! "HÛ"nun indînde olanlar, O’nun kulluğunu ne benliklerini katarak büyüklenmiş olurlar ne de bezginlik duyarlar! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 20. Gece ve gündüz (yaratılış amaçlarındaki işlevlerine devam suretiyle) tespih ederler; Hiç kesintisiz! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 21. Yoksa onlar yeryüzünde, kabirdeki ölüleri (bedenlerdeki şuurundan gâfil bilinçleri) dirilten (hakikatlerini hatırlatıp yaşatan) tanrılar mı edindiler? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 22. Eğer o ikisinde (semâlar ve arz) Allâh’tan başka tanrılar olsaydı, elbette o ikisi de düzenini yitirirdi! Arş’ın Rabbi Allâh, onların vasıflamalarından münezzehtir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 23. Yaptığından soru sorulmaz! Onlar sorgulanır (yaptıklarının sonucu yaşatılır)! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 24. Yoksa O’nun dûnunda tanrılar mı edindiler? De ki: "Kanıtınızı getirin hadi! Bu (lâ ilâhe illAllâh) benimle beraber olan kimsenin de zikridir (hatırladığı hakikattir); benden önce olan kimsenin de zikridir (hatırladığı hakikattir)"... Hayır, onların çoğunluğu Hakk’ı bilmiyorlar... Bundan ötürü yüz çeviricilerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 25. Senden önce bir Rasûl irsâl etmedik ki Ona: "Tanrı yoktur, sadece Ben! O hâlde bana kullukta olduğunuzu fark edin" diye vahyetmiş olmayalım. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 26. "Rahmân çocuk edindi" dediler! Subhan’dır O! Bilakis, ikrama nail olmuş kullardır (İsa ve Allâh’ın kızları diye vehmedilen melekler). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 27. Sözleri, O’nun hükmü önüne geçmez! Onlar, O’nun hükmünü uygular. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 28. Onların önlerindekini de, arkalarındakini de bilir... Onlar, ancak rızasını kazanmış kişilere şefaat ederler... Onlar, O’nun haşyetinden titrerler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 29. Onlardan kim: "Ben, O’nun dûnunda bir tanrıyım" derse; ona, bunun sonucunu cehennem olarak yaşatırız! İşte zâlimlere sonucunu böyle yaşatırız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 30. O hakikat bilgisini inkâr edenler görmediler mi ki (atom altı boyutuyla) semâlar ve arz birleşik idi de biz onları (algılayıcı kuvvelerin yoğunlaşmasıyla) yarıp ayırdık! Her diri şeyi sudan (H2O) oluşturduk... Hâlâ iman etmiyorlar mı? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 31. Arzda, kendilerini sallayıp sarsmasın diye sâbit dağlar (vücutta organlar) oluşturduk... Dağlar arasında geniş yollar oluşturduk ki doğru yolu bulsunlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 32. Semâyı da korunmuş bir tavan kıldık... Onlar onun işaretlerine aldırmıyorlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 33. "HÛ" ki, geceyi, gündüzü, Güneş’i ve Ay’ı yaratmıştır. Her biri yörüngesinde (enerji - dalga okyanusunda) yüzmektedir! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 34. Senden önce hiçbir beşere sonsuz yaşam oluşturmadık! Sen öleceksin de, onlar ebedî midir? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 35. Her nefs (bilinç) ölümü TADACAKTIR! Biz kuvvelerinizi keşfedesiniz diye sizi şerr ve hayır ile deneriz... Bize döndürülürsünüz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 36. Hakikat bilgisini inkâr edenler seni gördüklerinde, "Bu mu tanrılarınız hakkında konuşan!" diyerek seni küçümsemekten başka bir şey yapmazlar... Oysa Hakikatleri olan Rahmâniyet hatırlatılınca, onu inkâr etmekteler! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 37. İnsan, hemen oluşturmak isteyen (aceleci) olarak yaratılmıştır! İşaretlerimi (ne demek olduğunu) size yakında göstereceğim... (Onların oluşmasında) acele etmeyin! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 38. "Eğer doğru söyleyenler iseniz şu vadedilen ne zamandır?" derler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 39. Hakikat bilgisini inkâr edenler, ne vechlerinden (iç dünyalarından) ne de sırtlarından (dıştan) yakanı önleyemeyecekleri; kendilerine yardım da olunmayacağı zamanı bir bilselerdi! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 40. Bilakis (vadolunanı yaşatacak vefat {bedenin hayatiyetini yitirmesiyle meydana gelen kopuş}) onlara ansızın gelir de, kendilerini şaşkına çevirir! Artık onu ne geri çevirmeye güçleri yeter ve ne de kendilerine mühlet verilir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 41. Andolsun, senden önceki Rasûllerle de alay edildi de; küçümsedikleri şey, alay edenleri her yönden kuşattı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 42. De ki: "Gece ve gündüzünüzde, Rahmân’dan (özündeki Rahmânî hakikatin gereklerini yaşayamamanın sonucu olan azap hâlinden) sizi kim korur?"... Hayır, onlar Rablerinin zikrinden yüz çeviricilerdir! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 43. Yoksa onların, kendilerini koruyacak bizim dûnumuzda ilâhları mı var? (Oysa) onlar (vehmettikleri tanrılar), ne kendi nefslerini kurtaracak güce sahip olurlar; ne de tarafımızdan destek görürler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 44. Hayır, biz bunları ve atalarını (dünya nimetlerinden) yararlandırdık. O kadar ki, onlara ömür çok uzun geldi (bitmeyecekmiş gibi)! Görmüyorlar mı ki biz arza (fiziksel bedene) geliyoruz, onun etrafından onu noksanlaştırıyoruz (tâ ki yaşlanır ve ölümü tadar)... Galipler onlar mı? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 45. De ki: "Ben sizi sadece vahiy ile uyarıyorum"... (Ne var ki) sağırlar uyarıldıklarında çağrıyı işitmezler! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 46. Yemin olsun, eğer onlara Rabbinin azabından bir esinti dokunsa elbette: "Yazık bize! Doğrusu biz zâlimlermişiz" derler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 47. Kıyamet sürecinde ulûhiyet hükümlerine göre ölçütler koyarız! Hiçbir nefs (benlik - bilinç) en küçük bir zulme uğramaz. Bir hardal tanesi ağırlığınca olsa dahi onu getiririz. Hesap görücüler olarak biz (hakikatlerindeki Hasiyb özelliği) kâfiyiz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 48. Andolsun ki biz Musa ve Harun’a Furkan’ı (Hak ile bâtılı ayırt edeni), korunmak isteyenler için bir ışık ve bir hatırlatıcı olarak verdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 49. Onlar ki gaybları olarak Rablerinden haşyet ederler... Onlar o Saat’ten de titrerler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 50. Bu da inzâl ettiğimiz mübarek bir hatırlatmadır! Siz O’nu inkâr edenler misiniz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 51. Andolsun ki biz İbrahim’e daha önceden rüşdünü (olgunluk düşüncesi - hanîflik) verdik... Biz Onu bilirdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 52. Hani (İbrahim) babasına ve halkına demişti ki: "Kendilerine tapındığınız bu heykeller de nedir?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 53. Dediler ki: "Atalarımızı bunlara tapanlar olarak gördük (biz de onları taklit ediyoruz işte)." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 54. (İbrahim) dedi ki: "Yemin ederim ki, sizin de atalarınızın da sapık bir düşüncede olduğu apaçık ortada!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 55. Dediler ki: "Sen bize Hak olarak mı geldin yoksa sen oyun oynayanlardan mısın?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 56. (İbrahim) dedi ki: "Hayır (oyun değil bu)! Rabbiniz, semâların ve arzın Rabbidir ki, onları belli bir işlev ve sistemle yaratmıştır! Ben buna şahitlerdenim." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 57. "TAllâhi, arkanızı dönüp gittikten sonra, sizin putlarınıza mutlaka bir tuzak kuracağım." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 58. (Nihayet İbrahim) belki ona gidip sorarlar diye, en büyükleri dışında putları paramparça etti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 59. Dediler ki: "Bunu tanrılarımıza kim yaptı ise, muhakkak ki o zâlimlerdendir." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 60. Dediler ki: "Bunlar hakkında konuşan (geçersiz olduklarından söz eden) İbrahim diye bir genç işitmiştik." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 61. Dediler ki: "Onu tutuklayıp halkın gözleri önüne getirin ki, herkes olaya şahit olsun." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 62. Dediler ki: "Tanrılarımıza (heykellere - putlara) bunu sen mi yaptın, ey İbrahim?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 63. (İbrahim) dedi ki: "Hayır! Onların şu büyükleri yapmıştır onu! Onlara (putlara) sorun, eğer konuşabiliyorlarsa!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 64. Şöyle bir düşündükten sonra: "Muhakkak ki siz, evet siz zâlimlersiniz" dediler (birbirlerine). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 65. Sonra gene kafaları alt üst olup eski fikirlerinde ısrarla: "Sen gerçekten bilirsin ki, bunlar konuşmazlar!" (dediler). Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 66. (İbrahim) dedi ki: "Allâh dûnunda size hiçbir yarar ya da zarar da veremeyen şeylere mi tapınıyorsunuz?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 67. "Yazık size! Allâh dûnunda taptıklarınıza! Aklınızı kullanamıyor musunuz?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 68. Dediler ki: "Onu (İbrahim’i) yakarak tanrılarınıza destek verin... Eğer elinizden bir şey gelirse (bunu yapın)." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 69. Dedik: "Ey Ateş... İbrahim’e serin ve selâm (selâmet) ol!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 70. Ona bir tuzak kurmak istediler; onların yaptığını geçersiz kıldık! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 71. Biz Onu (İbrahim’i) da Lût’u da, insanlar için bereketlendirdiğimiz o bölgeye eriştirip, kurtardık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 72. Biz Ona İshak’ı bağışladık, fazladan da Yakup’u verdik... Hepsini sâlihler kıldık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 73. Onları hükmümüzce hakikate erdiren önderler kıldık... Onlara hayırlı işler yapmayı, salâtı ikame etmeyi ve zekât vermeyi vahyettik... Kulluklarının farkındalığında idiler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 74. Lût’a (gelince), Ona bir hüküm ve bir ilim verdik... Onu çirkin şeyleri işleyen o kentten kurtardık... Muhakkak ki onlar bozuk inançlı, kötü bir kavim idi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 75. Onu rahmetimize kattık... Muhakkak ki O sâlihlerden idi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 76. Nuh... Hani daha önce bize yönelmişti de, Ona icabet etmiş; (böylece) Onu ve ehlini o azîm sıkıntıdan kurtarmıştık. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 77. Ona, kendilerindeki işaretlerimizi yalanlayan halka (karşı) yardım etmiştik... Muhakkak ki onlar kötü bir topluluk idi... Biz de onların hepsini birden suda boğduk. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 78. Davud ile Süleyman’ı da (an)... Hani o ikisi, o ekin hakkında hüküm veriyorlardı... Hani bir topluluğun koyunları (geceleyin) ekinin içinde (onları yemek için) yayılmıştı... Biz onların hükümlerinin şahitleriydik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 79. Biz Süleyman’ı bu konuda anlayışlı kıldık! Her birine bir hüküm ve bir ilim verdik. Davud da tespih ederken, dağları ve kuş cinsini hizmetine verirdik... Fâiller biz idik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 80. Ona (Davud’a), sizin için, savaş sıkıntılarınızdan sizi korusun diye, zırh yapma sanatını talim ettik... İmdi siz şükrediyor musunuz? Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 81. Süleyman’a da fırtınayı boyun eğdirdik... Onun (Süleyman’ın) hükmüyle, içinde bereketler oluşturduğumuz bölgeye doğru eserdi! Biz, her şeyde bilen biziz. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 82. Onun (Süleyman) için denizin dibine dalan ve daha başka iş de yapan şeytanlardan da (Süleyman’a hizmet verenler vardı)... Biz onların bekçileriydik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 83. Eyyub... Hani Rabbine: "Gerçekten hastalık beni yıprattı ve sen Erhamur Rahıymiynsin" diye nida etti Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 84. Biz de Ona icabet ettik ve hastalığından kurtardık... Ayrıca ona, indîmizden bir rahmet ve abidler (yakîn gelene kadar gerekli çalışmaları yapanlar) için hatırlatma olarak, ehlini ve onlarla beraber onların mislini de verdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 85. İsmail, İdris ve Zülkifl... Hepsi sabredenlerdendi. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 86. Onları rahmetimizin içine dâhil ettik... Muhakkak ki onlar sâlihlerden idiler. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 87. ZünNun (Yunus)... Hani kızarak çekip gitmiş ve kendisini sıkıştırmayacağımızı zannetmişti! Nihayet karanlıklar içinde: "Tanrı yok (benliğim yok); sadece Sen (hakikatimi oluşturan El Esmâ mânâların)! Senin (Esmâ mânâlarını açığa çıkaran olarak bu işlevimle) tespihindeyim! Muhakkak ki ben zâlimlerden oldum" diye yönelmişti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 88. Biz de Ona icabet ettik! Kendisini içine düştüğü bunalımdan kurtardık! İman edenleri işte böyle kurtarırız. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 89. Zekeriya... Hani: "Rabbim... Beni hayatta tek başıma bırakma (bir vâris ihsan et)! Sen vârislerin en hayırlısısın" diye Rabbine nida etti. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 90. Biz de icabet ettik, Ona Yahya’yı hibe ettik ve karısını Onun için ıslah ettik (çocuk doğurmak için uygun hâle getirdik)... Muhakkak ki onlar hayırlı işlerde yarışırlar; ümitle ve korkarak bize dua ederlerdi, huşû duyarlardı. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 91. İffetini koruyan o dişiyi (Meryem’i)... Ona (Meryem’in rahmindeki {Âdemî yaratışın benzeri olarak} cenine) ruhumuzdan nefhettik (Onda Esmâ’mızdan bazılarının özel mânâlarını açığa çıkartarak İsa’yı {şuur varlığı} halkettik)... Onu ve oğlunu âlemler için bir mucize olarak meydana getirdik. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 92. Muhakkak ki bu tek bir ümmet olarak sizin ümmetinizdir! Ben, sizin Rabbinizim! O hâlde bana kulluğunuzun bilincine erin! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 93. Onlar aralarında işlerini (din - sistem anlayışlarını) paramparça ettiler... Hepsi bize rücu edicilerdir. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 94. Kim imanlı olarak yararlı bir fiil ortaya koyarsa o çalışmasının karşılığını alır! Biz onun kaydını tutanlarız! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 95. Yok ettiğimiz bir bölgedekilere haramdır ki; onlar rücu edemezler! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 96. Nihayet Ye’cüc ve Me’cüc kapılarının açıldığı zaman, her hadebden (yüksekçe yer - belki de uzay gemilerinden) hızlıca inerler! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 97. Ölüm yaklaştığında, bir de bakarsın ki hakikat bilgisini inkâr edenlerin gözleri dehşetle donar kalır! "Eyvah! Gerçekten biz kozamızda - dünyamızda yaşıyormuşuz (bu gerçeği fark edememişiz)! Hayır, zâlimler imişiz." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 98. Muhakkak ki siz de, Allâh dûnundaki taptıklarınız da cehennem yakıtısınız! Siz oraya varacaksınız! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 99. Eğer bunlar tanrılar olsalardı, oraya gelip girmezler idi! Hepsi orada ebedî kalıcılardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 100. Onlar için orada şiddetli - horultulu inleme vardır ve onlar orada (dünyadaki sağırlıklarının devamı olarak) işitmezler! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 101. Bizden kendilerine güzellik, saadet takdir edilmiş olan kimselere gelince, işte onlar ondan (cehennemden) uzaklaştırılmışlardır Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 102. Onun (cehennemin) gümbürtüsünü işitmezler... Nefslerinin arzu ettiği her şey içinde sonsuza dek yaşarlar. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 103. O en büyük korku (ölüm kavramı kalktığı için) onları üzmez ve melekler onları karşılar: "İşte bu vadolunduğunuz sizin gününüzdür." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 104. O gün, semâyı yazılı sayfaları dürer gibi düreriz! İlk yaratmaya başladığımız gibi (yer - gök bitişik hâle) onu iade ederiz! Bu vaadimizdir! Gerçekleştirecek olan Biziz! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 105. Andolsun ki Zikir’den (önceki hatırlatıcı bilgilerden) sonra Zebur’da (Hikmetler Bilgisi) da yazdık ki: "Arza (bedende Esmâ kuvveleriyle tasarrufa), Benim salâha ermiş kullarım (velâyet hakikati) vâris olur!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 106. Muhakkak ki bunda, abidler topluluğu (arınma çalışmaları yapanlar) için açıklayıcı bilgi vardır. Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 107. Seni âlemler (insanlar) için sadece rahmet olarak irsâl ettik! Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 108. De ki: "Bana sadece şu vahyolunuyor: Sizin tanrı diye düşündüğünüz sadece Ulûhiyet sahibi TEK’tir! Siz müslimler misiniz (teslimiyetinizin farkında mısınız) peki?" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 109. Eğer yüz çevirirlerse de ki: "Eşit olarak size bildirdim... Size vadolunan şey (uyarıldığınız ölüm) yakın mıdır uzak mıdır, bilmiyorum." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 110. "Muhakkak ki O, düşüncelerinizden açığa vurduğunuzu da gizlemekte olduğunuzu da bilir." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 111. "Bilmiyorum, belki de süre tanınması sizin için bir denemedir (kendinizin ne olduğunu bizzat yaşayıp görmeniz için) ve sınırlı bir yararlanmadır." Mealleri Kıyasla Sayfada Göster 112. Dedi ki: "Rabbim, Hak olarak hükmet! Rabbimiz Rahmân Müstean’dır sizin asılsız tanımlamalarınıza karşı!" Mealleri Kıyasla Sayfada Göster