Mekke döneminde inmiştir. 182 âyettir. Sûre, adını ilk âyette geçen “es-Sâffât” kelimesinden almıştır. Sâffât, sıra sıra dizilenler, saf saf duranlar demektir. Sûrede başlıca, meleklerden, cinlerden, kıyamet ve ahiret olaylarından söz edilmekte; Nûh, İbrahim, İsmail, İshak, Mûsâ, Hârun, İlyas, Lût ve Yûnus peygamberin kıssalarına yer verilmektedir.
1.
Andolsun o saf bağlayıp duranlara.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
2.
O haykırıp da sürenlere.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
3.
Ve o yolda zikir okuyanlara.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
4.
Ki sizin ilâhınız birdir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
5.
O, göklerin, yerin ve aralarındakilerin Rabbidir, bütün doğuların da Rabbidir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
6.
Gerçekten biz dünya göğünü (o yakın göğü) bir zinetle, yıldızlarla süsledik.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
7.
Onu her inatçı şeytandan koruduk.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
8.
Onlar yüksek (melekler) topluluğunu dinleyemezler. Her taraftan kovulup atılırlar.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
9.
Uzaklaştırılırlar. Onlara ardı arkası kesilmez bir azab vardır.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
10.
Ancak kulak hırsızlığı yapanlar olur. Onu da yakıcı bir alev takip eder.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
11.
Şimdi onlara sor: «Yaradılışça kendileri mi daha çetin, yoksa bizim yarattıklarımız mı?» Gerçekten biz onları cıvık bir çamurdan yarattık.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
12.
Fakat sen onlara şaşıyorsun, ama onlar (seninle) eğleniyorlar.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
13.
Kendilerine hatırlatıldığında da düşünmüyorlar.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
14.
Bir mucize gördükleri zaman da eğlenceye alıyorlar.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
15.
Ve diyorlar ki: «Bu apaçık büyüden başka bir şey değildir.»
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
16.
«Öldüğümüz ve bir toprakla bir yığın kemik olduğumuz zaman mı biz tekrar dirilecekmişiz?»
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
17.
«Önceki atalarımız da mı?»
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
18.
De ki: «Evet, hem de sizler çok aşağılanmış olarak (dirileceksiniz).»
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
19.
Çünkü O (sura üfürmek) zorlu bir kumandadan ibarettir ki, derhal onların gözleri açılıverir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
20.
«Eyvah bizlere! İşte bu hesap günüdür.» derler.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
21.
(Onlara): «İşte bu, sizin yalanlamakta olduğunuz (iyi ve kötüyü) ayırt etme günüdür» denir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
22.
(22-23) Toplayın mahşere o zulmedenleri, eşlerini ve Allah’tan başka taptıkları şeyleri. Toplayın da götürün onları sırata (cehennem köprüsüne) doğru.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
23.
(22-23) Toplayın mahşere o zulmedenleri, eşlerini ve Allah’tan başka taptıkları şeyleri. Toplayın da götürün onları sırata (cehennem köprüsüne) doğru.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
24.
Ve durdurun onları, çünkü sorguya çekilecekler.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
25.
(Onlara): «Ne oldu sizlere de yardımlaşmıyorsunuz?» (denilir.)
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
26.
Hayır, bugün onlar teslim olmuşlardır.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
27.
Onlar, birbirine dönmüş soruşuyorlar.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
28.
Onlar: «Siz bize (uğurlu görünerek) sağdan gelir dururdunuz» derler.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
29.
(İleri gelenler de) derler ki: «Hayır, siz inanmamıştınız.»
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
30.
«Bizim de size karşı bir gücümüz yoktu. Fakat siz azmış bir kavimdiniz.»
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
31.
«Onun için üzerimize Rabbimizin azab sözü hak oldu. Şüphesiz azabımızı tadacağız.»
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
32.
«Evet biz, sizi kışkırttık. Çünkü biz azgındık.»
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
33.
O halde hepsi o gün azabda ortaktırlar.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
34.
İşte biz günahkarlara böyle yaparız.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
35.
Çünkü onlar, kendilerine: «Allah’tan başka ilâh yoktur» denildiği zaman kafa tutuyorlardı.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
36.
Ve: «Biz, hiç, bir mecnun (deli) şair için ilâhlarımızı bırakır mıyız?» diyorlardı.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
37.
Hayır o, hak ile geldi ve bütün peygamberleri tasdik etti.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
38.
Elbette siz o acı azabı tadacaksınız.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
39.
Bununla beraber başka değil, hep yaptığınız amellerinizle cezalandırılacaksınız.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
40.
Sadece Allah’ın ihlaslı kulları müstesnadır.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
41.
İşte onlar için belli bir rızık vardır.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
42.
(42-43) Meyveler (vardır), Naîm cennetlerinde onlara hep ikram edilir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
43.
(42-43) Meyveler (vardır), Naîm cennetlerinde onlara hep ikram edilir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
44.
(Onlar) Karşılıklı tahtlar üzerindedirler.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
45.
(45-46) İçenlere lezzet veren, pınardan doldurulmuş bembeyaz bir kadehle onların etrafında dolaşılır.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
46.
(45-46) İçenlere lezzet veren, pınardan doldurulmuş bembeyaz bir kadehle onların etrafında dolaşılır.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
47.
Onda ne bir zararlı sonuç vardır, ne de sarhoşluk verir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
48.
Yanlarında iri gözlü, bakışlarını kocalarından başkalarına çevirmeyen hanımlar vardır.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
49.
Sanki onlar örtülüp saklanmış yumurta gibidirler.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
50.
Derken birbirine dönüp sorarlar:
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
51.
İçlerinden bir sözcü der ki: «Gerçekten benim bir arkadaşım vardı.»
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
52.
Derdi ki: «Sen gerçekten inananlardan mısın?»
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
53.
«Öldüğümüz ve bir toprakla bir yığın kemik olduğumuz zaman biz hakikaten cezalanacak mıyız?»
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
54.
«Siz onu tanır mısınız?» der.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
55.
Derken bakınır ve onu cehennemin ta ortasında görür.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
56.
Ona şöyle der: «Allah’a yemin ederim ki, doğrusu sen az daha beni helak edecektin.»
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
57.
«Rabbimin nimeti olmasaydı, ben de bu tutuklananlardan olacaktım.»
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
58.
(58-59) «Nasılmış bak. Biz ilk ölümümüzden başka bir daha ölmeyecek miymişiz? Biz azaba uğratılmayacak mıymışız?»
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
59.
(58-59) «Nasılmış bak. Biz ilk ölümümüzden başka bir daha ölmeyecek miymişiz? Biz azaba uğratılmayacak mıymışız?»
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
60.
İşte bu büyük kurtuluştur.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
61.
Çalışanlar işte böyle bir kurtuluş için çalışsınlar.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
62.
Nasıl, bu mu daha hayırlı konukluk için, yoksa zakkum ağacı mı?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
63.
Gerçekten biz onu zalimler için bir fitne (imtihan) yaptık.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
64.
O bir ağaçtır ki cehennemin dibinde çıkar.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
65.
Tomurcukları şeytanların başları gibidir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
66.
Mutlaka onlar, ondan yiyecekler de karınlarını bundan dolduracaklardır.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
67.
Sonra üzerine onlar için kaynar bir içecek vardır.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
68.
Sonra da dönecekleri yer, şüphesiz cehennemdir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
69.
Çünkü onlar, atalarını sapıklıkta buldular.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
70.
Şimdi de kendileri onların izlerinde koşturuyorlar.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
71.
Andolsun ki, onlardan öncekilerin çoğu sapıklıkta idiler.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
72.
Gerçekten biz onlara içlerinden uyarıcı peygamberler de gönderdik.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
73.
Sonra da bak o uyarılanların sonu nasıl oldu?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
74.
Ancak Allah’ın ihlas ile seçilen kulları başka.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
75.
Andolsun ki Nuh bize seslenip dua etmişti de biz de ne güzel kabul etmiştik.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
76.
Biz hem onu, hem ailesini o büyük sıkıntıdan kurtardık.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
77.
Hem onun neslini bâki kalanlar kıldık.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
78.
Hem de sonradan gelenler içinde güzel bir namını bıraktık.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
79.
Bütün âlemler içinde Nuh’a selam olsun.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
80.
İşte biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
81.
Çünkü o bizim mümin kullarımızdandı.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
82.
Sonra diğerlerini suda boğduk.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
83.
Şüphesiz ki İbrahim de onun kolundandı.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
84.
Çünkü o, Rabbine tertemiz bir kalb ile gelmişti.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
85.
O babasına ve kavmine şöyle demişti: «Siz nelere tapıyorsunuz?»
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
86.
«Yalancılık etmek için mi Allah’tan başka ilâhlar istiyorsunuz?»
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
87.
«Siz âlemlerin Rabbini ne zannediyorsunuz?»
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
88.
(88-89) Derken yıldızlara bir baktı da: «Ben gerçekten hastayım» dedi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
89.
(88-89) Derken yıldızlara bir baktı da: «Ben gerçekten hastayım» dedi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
90.
O zaman arkalarını dönerek başından kaçışıverdiler.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
91.
Derken bir kurnazlıkla onların ilâhlarına vardı da, «Buyursanıza, yemez misiniz?» dedi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
92.
(Cevap vermediklerini görünce de): «Neyiniz var da konuşmuyorsunuz?» (dedi).
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
93.
Nihayet bir yolunu bulup onlara kuvvetli bir darbe indirdi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
94.
Bunun üzerine birbirlerine girerek ona yürüdüler.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
95.
İbrahim dedi ki: «A, siz kendi yonttuğunuz şeylere mi tapıyorsunuz?»
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
96.
«Halbuki sizi de yaptıklarınızı da Allah yaratmıştır.»
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
97.
Onlar: «Haydin onun için bir yapı yapın da onu ateşe atın.» dediler.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
98.
Böylece ona bir tuzak kurmak istediler. Biz de kendilerini daha alçak düşürdük.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
99.
Bir de dedi ki: «Ben Rabbime gidiyorum, o bana yolunu gösterir.»
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
100.
«Ey Rabbim! Bana salihlerden (bir oğul) ihsan et!»
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
101.
Biz de kendisine yumuşak huylu bir oğul müjdeledik.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
102.
Oğlu, yanında koşacak çağa gelince: «Ey oğlum! Ben seni rüyamda boğazladığımı görüyorum. Artık bak, ne düşünürsün?» dedi. Çocuk da: «Babacığım sana ne emrediliyorsa yap, inşaallah beni sabredenlerden bulacaksın» dedi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
103.
Ne zaman ki ikisi de bu şekilde Allah’a teslim oldular, İbrahim oğlunu şakağı üzerine yatırdı.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
104.
Biz de ona şöyle seslendik: «Ey İbrahim!»
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
105.
«Rüyana gerçekten sadakat gösterdin, şüphesiz ki, biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız.»
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
106.
«Şüphesiz ki bu apaçık bir imtihandı.» (dedik)
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
107.
Ve ona büyük bir kurbanlık fidye verdik.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
108.
Kendisine sonradan gelenler içinde iyi bir nâm bıraktık.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
109.
Selam olsun İbrahim’e...
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
110.
İşte biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
111.
Çünkü o bizim mümin kullarımızdandı.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
112.
Ona bir de salihlerden bir peygamber olmak üzere İshak’ı müjdeledik.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
113.
Hem ona hem İshak’a bereketler verdik. Her ikisinin neslinden de hem iyilik yapanlar var, hem de açıkça kendi nefsine zulmedenler var.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
114.
Andolsun ki biz Musa ile Harun’a da nimetler verdik.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
115.
Hem kendilerini ve kavimlerini o büyük sıkıntıdan kurtardık.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
116.
Hem yardım ettik onlara da, galip gelenler onlar oldular.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
117.
Hem kendilerine o belli kitabı (Tevrat’ı) verdik.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
118.
Kendilerini doğru yola çıkardık.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
119.
Sonrakiler içinde onlara iyi bir nam bıraktık:
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
120.
Selam olsun, Musa ile Harun’a.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
121.
İşte biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
122.
Çünkü onların ikisi de bizim mümin kullarımızdandı.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
123.
Şüphesiz İlyas da gönderilen peygamberlerdendir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
124.
(124-126) Hani o kavmine: «Siz Allah’tan korkmaz mısınız? Yaratanların en güzeli olan, sizin de Rabbiniz, daha önceki atalarınızın da Rabbi bulunan Allah’ı bırakıp da «Ba’l’e» (Ba’l ismindeki puta) mi yalvarıyorsunuz?» dedi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
125.
(124-126) Hani o kavmine: «Siz Allah’tan korkmaz mısınız? Yaratanların en güzeli olan, sizin de Rabbiniz, daha önceki atalarınızın da Rabbi bulunan Allah’ı bırakıp da «Ba’l’e» (Ba’l ismindeki puta) mi yalvarıyorsunuz?» dedi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
126.
(124-126) Hani o kavmine: «Siz Allah’tan korkmaz mısınız? Yaratanların en güzeli olan, sizin de Rabbiniz, daha önceki atalarınızın da Rabbi bulunan Allah’ı bırakıp da «Ba’l’e» (Ba’l ismindeki puta) mi yalvarıyorsunuz?» dedi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
127.
Fakat onlar, onu yalanladılar. Bu yüzden onlar mutlaka (cehennemde) hazır bulundurulacaklardır.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
128.
Ancak Allah’ın ihlaslı kulları müstesna.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
129.
Ona da sonrakiler içinde şunu bıraktık:
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
130.
Selam olsun İlyâsîn’e.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
131.
İşte biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
132.
Çünkü o bizim mümin kullarımızdandı.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
133.
Şüphesiz Lût da gönderilen peygamberlerdendir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
134.
Hani biz onu ve ailesinin tamamını kurtarmıştık.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
135.
Ancak geride kalıp batanlar içinde kalan yaşlı bir kadın hariç.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
136.
Sonra diğerlerini helak etmiştik.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
137.
(137-138) Ve siz elbette sabahleyin ve geceleyin onlara uğrar ve üzerlerinden geçersiniz. Hâlâ akıl edip düşünmez misiniz?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
138.
(137-138) Ve siz elbette sabahleyin ve geceleyin onlara uğrar ve üzerlerinden geçersiniz. Hâlâ akıl edip düşünmez misiniz?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
139.
Şüphesiz Yunus da gönderilen peygamberlerdendir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
140.
Hani o bir zaman dolu bir gemiye kaçmıştı.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
141.
(Oradakilerle) kur’a çekmiş de kaydırılanlardan (yenilenlerden) olmuştu.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
142.
Derken (denize atılmış ve) kendisini balık yutmuştu. (Kendi nefsini) kınıyordu.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
143.
(143-144) Eğer çok tesbih edenlerden olmasaydı, yeniden dirilecekleri güne kadar onun karnında kalırdı.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
144.
(143-144) Eğer çok tesbih edenlerden olmasaydı, yeniden dirilecekleri güne kadar onun karnında kalırdı.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
145.
Biz onu hasta bir halde bir alana çıkardık.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
146.
Üzerine kabak cinsinden bir ağaç bitirdik.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
147.
Biz onu (Yunus’u) yüz bin veya daha çok insana peygamber olarak gönderdik.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
148.
O zaman ona iman ettiler de biz onları bir zamana kadar yaşattık.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
149.
Şimdi sor o seninkilere: «Kızlar, Rabbinin de, oğlanlar onların mı?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
150.
Yoksa biz melekleri dişi yaratmışız da onlar şahit mi bulunuyorlarmış?»
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
151.
(151-152) Ha!.. Onlar, şüphesiz uydurdukları iftiralarından dolayı; «Allah doğurdu» derler. Hiç şüphesiz onlar, yalancıdırlar.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
152.
(151-152) Ha!.. Onlar, şüphesiz uydurdukları iftiralarından dolayı; «Allah doğurdu» derler. Hiç şüphesiz onlar, yalancıdırlar.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
153.
(Allah) kızları oğullara tercih mi etmiş?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
154.
Size ne oldu? Nasıl hükmediyorsunuz?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
155.
Hiç düşünmüyor musunuz?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
156.
Yoksa sizin için açık bir delil mi var?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
157.
O halde, eğer doğru söylüyorsanız getirin kitabınızı.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
158.
Onlar, Allah ile cinler arasında bir neseb (hısımlık bağı) uydurdular. Oysa andolsun cinler bilirler ki, o yalancılar mutlaka cehenneme götürüleceklerdir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
159.
Allah, onların yakıştırdıkları vasıflardan münezzeh ve yücedir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
160.
Fakat Allah’ın ihlas ile seçilen kulları başka (onlar, Allah’ı böyle şirk ile vasıflamazlar).
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
161.
(161-163) Çünkü siz ve taptıklarınız, kendiliğinden cehenneme saldıran kimseden başkasını, Allah’a karşı kandırıp, saptıramazsınız.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
162.
(161-163) Çünkü siz ve taptıklarınız, kendiliğinden cehenneme saldıran kimseden başkasını, Allah’a karşı kandırıp, saptıramazsınız.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
163.
(161-163) Çünkü siz ve taptıklarınız, kendiliğinden cehenneme saldıran kimseden başkasını, Allah’a karşı kandırıp, saptıramazsınız.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
164.
(164-166) (Melekler): «Bizden her birimizin belli bir makamı vardır. Biziz o saf saf dizilenler, biziz! Biziz o tesbih edenler, biziz!» derler.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
165.
(164-166) (Melekler): «Bizden her birimizin belli bir makamı vardır. Biziz o saf saf dizilenler, biziz! Biziz o tesbih edenler, biziz!» derler.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
166.
(164-166) (Melekler): «Bizden her birimizin belli bir makamı vardır. Biziz o saf saf dizilenler, biziz! Biziz o tesbih edenler, biziz!» derler.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
167.
(167-169) (Müşrikler) şöyle diyorlardı: «Eğer yanımızda önceki (ümmet)lerden bir kitap olsaydı, elbette biz de Allah’ın ihlas ile seçilmiş kullarından olurduk.»
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
168.
(167-169) (Müşrikler) şöyle diyorlardı: «Eğer yanımızda önceki (ümmet)lerden bir kitap olsaydı, elbette biz de Allah’ın ihlas ile seçilmiş kullarından olurduk.»
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
169.
(167-169) (Müşrikler) şöyle diyorlardı: «Eğer yanımızda önceki (ümmet)lerden bir kitap olsaydı, elbette biz de Allah’ın ihlas ile seçilmiş kullarından olurduk.»
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
170.
Fakat şimdi onu inkâr ettiler. Ama ilerde bileceklerdir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
171.
(171-173) Andolsun ki peygamberlikle gönderilen kullarımız hakkında şu sözümüz geçmiştir: «Onlar var ya, elbette onlar muzaffer olacaklardır ve elbette bizim ordularımız mutlaka galip geleceklerdir.»
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
172.
(171-173) Andolsun ki peygamberlikle gönderilen kullarımız hakkında şu sözümüz geçmiştir: «Onlar var ya, elbette onlar muzaffer olacaklardır ve elbette bizim ordularımız mutlaka galip geleceklerdir.»
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
173.
(171-173) Andolsun ki peygamberlikle gönderilen kullarımız hakkında şu sözümüz geçmiştir: «Onlar var ya, elbette onlar muzaffer olacaklardır ve elbette bizim ordularımız mutlaka galip geleceklerdir.»
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
174.
Onun için sen, bir süreye kadar onlardan yüz çevir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
175.
Onlara (inecek azabı) gözetle! Yakında onlar da göreceklerdir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
176.
Ya şimdi onlar, bizim azabımıza uğramakta acele mi ediyorlar?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
177.
Fakat (azabımız) onların sahasına indiği zaman, (o acı sonuçla) uyarılanların sabahı ne kötüdür!
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
178.
Yine sen, bir süreye kadar onlardan yüz çevir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
179.
(İnecek azabı) gözetle! Yakında onlar da göreceklerdir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
180.
Senin güç ve kuvvet sahibi Rabbin, onların yakıştırdıkları vasıflardan münezzeh ve yücedir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
181.
Gönderilen bütün peygamberlere selam olsun.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
182.
Hamd, âlemlerin Rabbi Allah’a mahsustur.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
×
klavye oklarıyla önceki/sonraki sureye geçebilirsiniz.