Mekke döneminde inmiştir. 182 âyettir. Sûre, adını ilk âyette geçen “es-Sâffât” kelimesinden almıştır. Sâffât, sıra sıra dizilenler, saf saf duranlar demektir. Sûrede başlıca, meleklerden, cinlerden, kıyamet ve ahiret olaylarından söz edilmekte; Nûh, İbrahim, İsmail, İshak, Mûsâ, Hârun, İlyas, Lût ve Yûnus peygamberin kıssalarına yer verilmektedir.
1.
Saflar halinde dizilenlere andolsun.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
2.
O haykırıp da sürenlere.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
3.
Zikir (Kur’an) okumakta olanlara.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
4.
Ki hiç tartışmasız sizin ilahınız gerçekten birdir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
5.
Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbidir. Doğuların da Rabbidir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
6.
Hiç şüphesiz biz dünya göğünü çekici yıldızlarla süsleyip donattık.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
7.
Ve (gökyüzünü) her hayırsız şeytandan koruduk.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
8.
Onlar, artık yüce topluluğa kulak veremezler. Her taraftan taşlanırlar.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
9.
Bir uzaklaştırılma ile uzaklaştırılmış (olurlar) ve onlar için sürekli bir azap vardır.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
10.
Ancak (meleklerin konuşmalarından) bir söz kapan olursa, onu da delip geçen bir parlak ışık takip eder.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
11.
Şimdi onlara sor (bakalım): "Yaratılış bakımından onlar mı daha zorlu, yoksa bizim yarattıklarımız mı?" Doğrusu biz onları, cıvık yapışkan bir çamurdan yarattık.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
12.
Hayır, sen şaşırdın kaldın; onlar ise alay edip duruyorlar.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
13.
Kendilerine hatırlatıldığında, hatırlayıp kendilerine gelmiyorlar.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
14.
Bir ayet (mucize) gördüklerinde de alay konusu edinip eğleniyorlar.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
15.
"Bu, açıkça bir büyüden başkası değildir" diyorlar.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
16.
"Biz öldüğümüz, toprak ve kemik olduğumuzda, gerçekten biz diriltilecek miyiz?"
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
17.
"Veya önceki babalarımız da mı?"
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
18.
De ki: "Evet, hem de siz hor ve hakirler olarak (diriltileceksiniz)."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
19.
İşte o, yalnızca bir tek çığlıktan ibarettir; o anda hemen bakıp dururlar.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
20.
Derler ki: "Eyvahlar bize; işte bu ceza günüdür."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
21.
"Bu, sizin yalanlamakta olduğunuz (mümini kâfirden, haklıyı haksızdan) hüküm verip ayırma günüdür."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
22.
"Zulmetmekte olanları, eşlerini ve tapmakta olduklarını bir araya getirip toplayın."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
23.
"Allah’tan başka (taptıklarını bir araya getirip toplayın); artık onları cehennem yoluna yöneltip götürün."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
24.
"Onları durdurun, şüphesiz onlar sorguya çekileceklerdir."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
25.
(Onlara şöyle seslenilir:) "Ne oluyor da size birbirinizle (dünyada olduğu gibi) yardımlaşmıyorsunuz?"
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
26.
Hayır, bugün onlar teslim olmuşlardır.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
27.
Kimi kimine yönelmiş olarak birbirlerine soruşurlar.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
28.
"Doğrusu siz, bize sağdan (nasihat edercesine) gelirdiniz" derler.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
29.
(Diğerleri de:) "Hayır" derler. "Zaten sizler müminler değildiniz."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
30.
"Bizim sizin üzerinizde zorlayıcı hiç bir gücümüz yoktu; hayır, siz (kendiniz) azgın bir kavimdiniz."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
31.
"Böylece Rabbimizin sözü (yıkım ve azap vaadi) üzerimize hak oldu. Hiç tartışmasız, (azabı) tadıcılarız."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
32.
"Evet, biz sizi azdırdık, gerçekten biz de azgın kimselerdik."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
33.
Artık o gün onlar azapta ortaktırlar.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
34.
Doğrusu biz, suçlu günahkârlara böyle yaparız.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
35.
Çünkü onlara, "Allah’tan başka ilah yoktur" denildiği zaman büyüklük taslarlardı.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
36.
Ve derlerdi ki: "Biz, deli bir şair için ilahlarımızı terk mi edeceğiz?"
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
37.
Hayır, o, hakkı getirmiş ve gönderilenleri de doğrulamıştır.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
38.
Hiç tartışmasız, siz, acıklı azabı tadıcılarsınız.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
39.
Yapmakta olduklarınızdan başkasıyla cezalandırılmayacaksınız.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
40.
Allah’ın ihlâsa erdirilmiş olan kulları müstesna.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
41.
İşte onlar için belli bir rızık vardır.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
42.
Çeşitli meyveler. Onlar ikram edilenlerdir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
43.
Nimetlerle donatılmış cennetlerde.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
44.
Birbirlerine karşı, tahtlar üzerinde (otururlar).
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
45.
Onlara pınardan (doldurulmuş) kadehler dolaştırılır.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
46.
Bembeyaz, içenlere lezzet (veren bir içecek).
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
47.
Onda ne bir zarar vardır, ne de onunla sarhoş olurlar.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
48.
Ve yanlarında bakışlarını yalnızca eşlerine çevirmiş iri gözlü kadınlar vardır.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
49.
Onlar, gün yüzü görmemiş yumurta gibi bembeyazdır.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
50.
Böyleyken, kimi kimine yönelmiş olarak, birbirlerine sorarlar.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
51.
Onlardan bir sözcü der ki: "Benim (dünyada) bir yakınım vardı."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
52.
"Derdi ki: "Sen de gerçekten (dirilişi) doğrulayanlardan mısın?"
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
53.
"Bizler öldüğümüz, toprak ve kemikler olduğumuzda, gerçekten cezalandırılanlar olacak mıyız?"
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
54.
(Konuşan yanındakilere) Der ki: "Sizler (onun şimdi ne durumda olduğunu) biliyor musunuz?"
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
55.
Derken bakınır ve onu cehennemin ta ortasında görür.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
56.
Der ki: "Andolsun Allah’a, şüphesiz sen az daha beni helâk edecektin."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
57.
"Eğer Rabbimin nimeti olmasaydı, muhakkak ben de (azap yerine getirilip) hazır bulundurulanlardan olacaktım."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
58.
"Nasıl, biz (artık cennette) ölecek olanlar değiliz, değil mi?"
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
59.
"Yalnızca birinci ölümümüzden başka? Ve biz azaba uğratılacak olanlar da değiliz, değil mi?"
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
60.
Hiç şüphe yok, bu, asıl büyük kurtuluşun ta kendisidir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
61.
Artık amel edenler de bunun bir benzeri için amel etmelidir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
62.
Nasıl, böyle bir konaklanma mı daha hayırlı, yoksa zakkum ağacı mı?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
63.
Doğrusu biz onu (zakkumu), küfre sapanlar için bir fitne (azap ve işkence vesilesi) kıldık.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
64.
Şüphesiz o, çılgınca yanan ateşin dibinde bitip çıkar.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
65.
Onun tomurcukları, şeytanların başları gibidir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
66.
Artık hiç tartışmasız onlar ondan yiyecekler, böylece karınlarını da onunla dolduracaklar.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
67.
Sonra, onlar için üzerine kaynar su katılmış içki vardır.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
68.
Sonra onların dönecekleri yer, elbette (yine) çılgınca yanan ateştir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
69.
Çünkü onlar, babalarını da sapık kimseler olarak bulmuşlardı.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
70.
Kendileri de onların izleri üzerinde koşturup duruyorlardı.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
71.
Şüphesiz onlardan önce, evvelkilerin çoğu da sapmıştı.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
72.
Şüphesiz biz onlara uyarıp korkutucular göndermiştik.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
73.
Uyarılıp korkutulanların nasıl bir sona uğradıklarına bir bak!
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
74.
Ancak Allah’ın ihlâsa erdirilmiş kulları müstesna.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
75.
Şüphesiz Nuh bize seslenmişti de (biz de ona icabet etmiştik), doğrusu biz pek güzel icabet edenleriz!
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
76.
Onu ve ailesini, o büyük sıkıntıdan kurtardık.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
77.
Hem onun neslini sürekli kalıcılar kıldık.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
78.
Hem de onun için sonradan gelenler içinde (güzel bir övgü) bıraktık.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
79.
Âlemler içinde selam olsun Nuh’a!
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
80.
Gerçekten biz, ihsanda bulunanları böyle ödüllendiririz.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
81.
Şüphesiz o, bizim mümin olan kullarımızdandı.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
82.
Sonra diğerlerini suda boğduk.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
83.
İbrahim de şüphesiz O’nun yolunda olanlardandı.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
84.
Hani o, Rabbine selim (kusursuz) bir kalb ile gelmişti.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
85.
Hani (üvey) babasına ve kavmine demişti ki: "Sizler neye tapıyorsunuz?"
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
86.
"Allah’tan başka uydurma tanrılar mı diliyorsunuz?"
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
87.
"O halde Âlemlerin Rabbi hakkındaki zannınız nedir?"
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
88.
Sonra yıldızlara bir göz attı.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
89.
"Ben, doğrusu hastayım" dedi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
90.
Böylelikle arkalarını dönerek ondan yüz çevirdiler.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
91.
Bunun üzerine onların ilahlarına sokulup, "Yemek yemiyor musunuz?" dedi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
92.
"Size ne oluyor da konuşmuyorsunuz?"
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
93.
Derken yanlarına vararak sağ eliyle bir darbe indirdi (de hepsini kırıverdi).
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
94.
Bunun üzerine (putperestler) hızla ona yöneldiler.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
95.
Dedi ki: "Yontmakta olduğunuz şeylere mi tapıyorsunuz?"
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
96.
"Oysa sizi de yapmakta olduklarınızı da Allah yaratmıştır."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
97.
Dediler ki: "Onun için (yüksekçe) bir bina inşa edin de onu çılgınca yanan ateşin içine atın."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
98.
Böylelikle ona bir tuzak hazırlamak istediler. Oysa biz, onları alt olmuşlar kıldık.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
99.
(İbrahim) Dedi ki "Şüphesiz ben, Rabbime gidiciyim. O, beni hidayete eriştirecektir."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
100.
"Rabbim! Bana salihlerden (olan bir çocuk) armağan et."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
101.
Biz de onu yumuşak huylu bir çocukla müjdeledik.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
102.
Ve (bir gün, çocuk, babasının) tutum ve davranışlarını anlayıp paylaşacak olgunluğa eriştiğinde babası ona şöyle dedi: "Ey yavrucuğum! Rüyamda seni kurban ettiğimi gördüm, bir düşün, ne dersin?" (İsmail): "Ey babacığım! Sana emredilen neyse onu yap! İnşallah beni sabredenlerden bulacaksın!" dedi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
103.
Sonunda ikisi de (Allah’a) teslim olup (babası, İsmail’i kurban etmek için) onu alnı üzerine yatırdı.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
104.
Biz ona, "Ey İbrahim!" diye seslendik.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
105.
"Gerçekten sen, rüyayı doğruladın. Hiç şüphesiz biz, ihsanda bulunanları böyle ödüllendiririz."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
106.
Doğrusu bu, apaçık bir imtihandı.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
107.
Ona fidye olarak büyük bir kurbanlık verdik.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
108.
Sonradan gelenler arasında da ona (güzel bir övgü) bıraktık.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
109.
Bizden selâm olsun İbrahim’e!
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
110.
Biz ihsanda bulunanları böyle ödüllendiririz.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
111.
Şüphesiz o, bizim mümin olan kullarımızdandır.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
112.
Biz ona, salihlerden bir peygamber olarak İshak’ı müjdeledik.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
113.
Ona da İshak’a da bereketler verdik. İkisinin soyundan iyi davranan da var, açıkça kendi nefsine zulmetmekte olan da.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
114.
Şüphesiz biz Musa’ya ve Harun’a lütufta bulunduk.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
115.
Onları ve kavimlerini o büyük üzüntüden kurtardık.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
116.
Onlara yardım ettik, böylece üstün gelenler onlar oldular.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
117.
Ve ikisine anlatımı açık olan kitabı verdik.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
118.
Ve ikisini dosdoğru olan yola yöneltip ilettik.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
119.
Sonra gelenler arasında da ikisine (bir övgü) bıraktık.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
120.
Musa’ya ve Harun’a selam olsun.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
121.
Şüphesiz biz, ihsanda bulunanları böyle ödüllendiririz.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
122.
Şüphesiz ikisi, bizim mümin olan kullarımızdan idiler.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
123.
Gerçekten İlyas da peygamberlerdendi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
124.
Hani kendi kavmine demişti ki: "Siz korkup sakınmaz mısınız?"
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
125.
"Siz yaratıcıların en güzelini bırakıp da Ba’l’e mi taparsınız?"
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
126.
"Allah sizin de Rabbiniz, önceki babalarınızın da Rabbidir."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
127.
Fakat onu (İlyas’ı) yalanladılar; bundan dolayı gerçekten onlar, (azap için getirilip) hazır bulundurulacak olanlardır.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
128.
Allah’ın ihlâsa erdirilmiş kulları müstesna.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
129.
Sonra gelenler arasında ona (iyi bir övgü) bıraktık.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
130.
İlyasin’e selam olsun.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
131.
Şüphesiz biz, ihsanda bulunanları böyle ödüllendiririz.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
132.
Şüphesiz o, bizim mümin olan kullarımızdandı.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
133.
Gerçekten Lut da peygamberlerdendi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
134.
Hani biz onu ve ailesini topluca kurtarmıştık.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
135.
Geride bırakılanlar arasında bir yaşlı kadın müstesna.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
136.
Sonra da geride kalanları yerle bir ettik.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
137.
Siz sabah vakti onların üstünden (yanından) muhakkak geçip gidiyorsunuz.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
138.
Ve geceleyin (de onlara uğruyorsunuz). Yine de akıllanmayacak mısınız?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
139.
Hiç şüphesiz Yunus da peygamberlerdendi.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
140.
Hani o öfke içinde, dolu bir gemiye doğru yürümüştü.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
141.
Böylece kuraya katılmıştı da kaybedenlerden olmuştu.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
142.
Kendini kınayıcı iken, onu bir balık yutmuştu.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
143.
Eğer (Allah’ı çokça) tesbih edenlerden olmasaydı.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
144.
Onun karnında (insanların) dirilip kaldırılacakları güne kadar kalakalırdı.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
145.
Sonunda o hasta bir durumdayken onu çıplak bir yere (sahile) attık.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
146.
Üzerine (gölge yapması için) geniş yapraklı (kabak türünden gövdesiz bir) bitki yetiştirdik.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
147.
Onu, yüz bin veya daha çok kişiye peygamber olarak gönderdik.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
148.
Sonunda ona iman ettiler, biz de onları bir süreye kadar yararlandırdık.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
149.
Şimdi sen onlara sor (bakalım): "Kızlar senin Rabbinin, erkek çocuklar onların mı?"
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
150.
Yoksa onlar şahitlik etmekteyken, biz melekleri dişiler olarak mı yarattık?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
151.
Dikkat edin! Gerçekten onlar, iftiralarından ötürü (şöyle) diyorlar…
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
152.
"Allah doğurdu (diye iftirada bulunuyorlar)." Onlar hiç şüphesiz yalan söyleyenlerdir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
153.
(Allah,) Kızları, erkek çocuklara tercih mi etmiş?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
154.
Size ne oluyor, nasıl hüküm veriyorsunuz?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
155.
Hiç mi hatırlayıp kendinize gelmiyorsunuz?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
156.
Yoksa sizin apaçık olan ispatlı bir deliliniz mi var?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
157.
Doğru sözlülerden iseniz, kitabınızı getirin!
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
158.
Onlar, Allah ile mahiyetlerini bilmedikleri cinler (melekler) arasında nesep (akrabalık) bağı oluşturdular. Ama o cinler (melekler), Rablerinin karşısına hesap vermek için getirileceklerini bilmekteler.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
159.
Onların nitelendirmekte olduklarından Allah yücedir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
160.
Allah’ın ihlâsa erdirilmiş kulları müstesna.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
161.
Artık siz de tapmakta olduklarınız da.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
162.
O’na karşı hiç kimseyi fitneye düşürüp yoldan çıkaramazsınız.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
163.
Ancak cehenneme girecek olanlar müstesna (ki onları yoldan çıkarabilirsiniz).
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
164.
(Melekler der ki:) "Bizden her birimiz için belli bir makam vardır."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
165.
"O saflar halinde dizilmiş olanlar, gerçekten biziz."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
166.
"O tesbih edenler de gerçekten biziz."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
167.
Şüphesiz onlar şöyle diyorlardı.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
168.
"Eğer yanımızda öncekilerden bir zikir (kitap) bulunmuş olsaydı."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
169.
"Biz de elbet Allah’ın ihlâsa erdirilmiş kulları olurduk."
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
170.
Fakat (kitap gelince) onu tanımayıp inkâr ettiler; yakında (neyi inkâr ettiklerini) bileceklerdir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
171.
Şüphesiz peygamber olan kullarımız lehine şu sözümüz (hükmümüz) önceden verilmiştir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
172.
Onlar muhakkak yardım görenlerdir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
173.
Ve galip gelecek olanlar, mutlaka bizim ordumuzdur.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
174.
Öyleyse sen, bir süreye kadar onlardan yüz çevir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
175.
Gözetleyiver onları, ilerde göreceklerdir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
176.
Şimdi onlar, bizim azabımızı mı acele istiyorlar?
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
177.
Fakat (azap) onların sahasına indiği zaman, uyarılıp korkutulanların sabahı pek de kötü olacak!
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
178.
Sen bir süreye kadar onlardan yüz çevir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
179.
Gözetleyiver onları, ilerde göreceklerdir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
180.
Güç (izzet) sahibi olan senin Rabbin, onların nitelendirmekte olduklarından münezzehtir.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
181.
Peygamberlere selam olsun!
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
182.
Bütün güzel övgüler âlemlerin Rabbi olan Allah’a özgüdür.
Mealleri Kıyasla
Sayfada Göster
Paylaş
×
klavye oklarıyla önceki/sonraki sureye geçebilirsiniz.